SPOR - 08 Nisan 2020 Çarşamba 21:16

Bakan Kasapoğlu, Tokyo Paralimpik Oyunları’na kota alan milli sporcularla görüştü

A
A
A
Bakan Kasapoğlu, Tokyo Paralimpik Oyunları’na kota alan milli sporcularla görüştü

Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, korona virüs salgını nedeniyle yaşanan sürecin pek çok gelişmiş ülkeye göre daha başarılı bir şekilde yönetildiğini belirterek, "Dayanışma içinde bu günlerin üstesinden geleceğiz" dedi.

Bakan Kasapoğlu, 2021’e ertelenen 2020 Tokyo Paralimpik Oyunları'na kota alan milli sporcularla video konferans yoluyla görüştü. Bakan Kasapoğlu, görüşmede korona virüs salgınına ilişkin alınan tedbirler ve yapılacak çalışmaları değerlendirdi.

Paralimpik sporculara hitaben "Sizleri özledik" diyen Bakan Kasapoğlu, "Bu süreç geçtikten sonra hep birlikte buluşacağız, hasbihal edeceğiz, sevinçlerimizi paylaşacağız" ifadelerini kullandı.

Tüm dünyanın korona virüs salgını nedeniyle sıkıntılı bir süreçten geçtiğini aktaran Bakan Kasapoğlu, "Zor bir süreci tüm dünya olarak yaşıyoruz, bunu hissediyoruz. Hamdolsun ülke olarak her zaman, zor anlardaki dayanışmamız, birliğimiz ve beraberliğimiz, herkese örnek olacak nitelikte. Gerek bu sürecin başarıyla yönetilmesi gerekse halkımızdaki bilinç ve bu sürece verilen destek çok mühim bir tabloyu ortaya koyuyor. Bundan dolayı mutluyuz" diye konuştu.

"Birlik beraberlikle bu sürecin üstesinden geleceğiz"

Bakan Kasapoğlu, Türkiye'nin sağlık ve diğer alanlardaki altyapısının güçlü olduğuna değinerek, "Ülkemizin sağlık altyapısı ve diğer konulardaki altyapısı sayesinde, Cumhurbaşkanı'mızın son 18 yılda ortaya koyduğu vizyonun ne kadar değerli olduğunu bir kez daha görmüş oluyoruz. Sağlık altyapısı, hastanelerimiz, hekimlerimiz, diğer sağlık çalışanlarımız ve dev sağlık yatırımları, ne kadar gerekli, ne kadar vizyoner bir icraat anlayışının olduğunu ortaya koyuyor" değerlendirmesinde bulundu. Bu süreçte bakanlık yurtlarının önemine değinen Bakan Kasapoğlu, şöyle devam etti:

"Gençlik ve Spor Bakanlığımızın Türkiye'nin dört bir yanında, ilçelere kadar olan yurtları şu anda çok önemli bir hizmeti ifa ediyorlar. Son 18 yıldaki vizyoner bakış açısı ve güçlü liderliğin etkilerinin böyle zamanlarda ne kadar güçlü bir şekilde çıktığını gözlemliyorum. Hamdolsun ülkemiz, pek çok gelişmiş olarak addedilen ülkelerin önünde daha başarılı bir şekilde bu süreci yönetiyor. Millet olarak hep birlikte dayanışma gücümüzle, birlik beraberlikle bu sürecin üstesinden geleceğiz. Buna inanıyoruz."

"Sizler her zaman bizim göğsümüzü kabartan arkadaşlarımızsınız"

Bakan Kasapoğlu, paralimpik oyunlarına kota alan sporcuların bu süreçte daha güçlü çıkacağına inandığını söyledi. Paralimpik sporcuların uluslararası organizasyonlarda başarılı olacağına inandığını dile getiren Bakan Kasapoğlu, "Sizler her zaman bizim göğsümüzü kabartan arkadaşlarımızsınız. Engelleri aşan arkadaşlarımız olarak sizinle gurur duyduğumu her zaman ifade ediyorum. Bir kez daha bu süreçte gösterdiğiniz tavır ve asil duruş nedeniyle sizleri tebrik ediyorum. İnşallah bu süreçten daha güçlü çıkacak inançta ve fiziksel hazırlık nedeniyle dinamizmde olan arkadaşlarımızsınız. Sizlerin yine uluslararası organizasyonlarda ve paralimpik oyunlarda bizi gururlandıracağınıza inanıyoruz" şeklinde görüş belirtti.

"Sizin lugatınızda vazgeçmek yok"

Vatandaşlara 'Evde Kal Hareketsiz Kalma' çağrısını yenileyen Bakan Kasapoğlu, "Yaşadığımız süreçte 'Evde kal' anlayışımız gereği, izolasyon mantığı gereği evlere yönelik bir platform da kurduk. 'Evde Kal Hareketsiz Kalma' anlayışıyla birtakım fiziksel aktiviteleri halkımıza öneriyoruz. Sizlerin bu anlamdaki desteği bizler için çok önemli. Sizlere bu desteklerinizden dolayı teşekkür ediyorum" diye konuştu.

Bakan Kasapoğlu, paralimpik sporcuların her birisinin ayrı bir başarı hikayesi olduğunu belirterek, şu ifadelere yer verdi:

"Sizlerin, sizden daha fazlası olduğunu, her biriniz birer bayrak olduğunu bir kez daha ifade ediyorum. Bu gücünüzü, inancınızı ve motivasyonunuzu lütfen muhafaza edin. Sizin lugatınızda yılmak, yorulmak, vazgeçmek, pes etmek yok. Bu yüzdendir ki bu zorlu süreçte, başta gençlerimiz olmak üzere halkımızın sizlerin rehberliğine ihtiyacı var. Halkımızla sizi köprü gibi buluşturmanın sorumluluğunu hissediyoruz. Halkımızla enerjinizi paylaşmanızı istirham ediyorum. Bu süreçte güzel ve pozitif şeylere, sizlerin güler yüzüne her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Sizler güler yüzünüz ve aydınlık çevrenizle bizler için umut ve gurur vesilesi olmaya devam edeceksiniz."

"Oyunların ertelenmesini asla kayıp olarak görmüyoruz"

Bakan Kasapoğlu, Tokyo Paralimpik Oyunları'nın bir yıl ertelenmesini kayıp olarak görmediklerini söyledi. Paralimpik sporculardan endişeye ve karamsarlığa kapılmamalarını isteyen Bakan Kasapoğlu, "Paralimpik Oyunları'nın ertelenmesini asla kayıp olarak görmüyoruz. Tokyo için uzun zamandır çok ciddi gayret gösteriyorsunuz. Buna bizzat şahidim. Bu erteleme sonunda sizlerin emekleri zayi olmayacaktır. Daha çok madalya ve daha üstün performansla bu süreci taçlandırmak için ek süre olduğunu ifade etmek istiyorum. Hiçbir endişeye, karamsarlığa kapılmamanızı sizlerden istirham ediyorum.

Önümüzdeki yıl daha güçlü bir şekilde ülkemizi, şanlı bayrağımızı ve milletimizi hep birlikte temsil edeceğiz" ifadelerini kulandı. "Sağlık, her şeyin başında geliyor" diyen Bakan Kasapoğlu, "Tüm insanlığın bu ortak amaç etrafında toplandığı bu günlerde bizler şanlı ve öncü ecdadın torunları olarak, öncü gençler olarak bu süreci tamamlayacağız. Sizlerin de toplumun rol modeli sporcular olarak öncü bir şekilde bu süreci yöneteceğine inanıyoruz" açıklamasını yaptı.

"Türkiye'nin diğer ülkeler gibi olmadığını yine hep birlikte görüyoruz"

Bakan Kasapoğlu, Türkiye'nin diğer ülkelerden ayrıştığını belirterek, birlik ve beraberliğin önemine vurgu yaptı. Herkesin bu süreçte birbirine ihtiyaç duyduğunu aktaran Bakan Kasapoğlu, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin diğer ülkeler gibi olmadığını yine hep birlikte görüyoruz. Bizler, millet olarak mazlumu koruyan, şefkati, merhameti ve adaletiyle lider olan bir milletiz. Bunlar, bizim doğal hayatımızın akışında, ruhunda var. Sizler bu kardeşliği, bu dostluğu, bu dayanışmayı tüm dünyaya en güçlü şekilde duyuracaksınız. Özellikle sporun ruhunda olan dostluk, centilmenlik, kardeşlik anlayışıyla yine sizlerin öncülüğünde sporu tabana yayma anlayışımızı daha da yukarıya taşıyacağız."

"Ne ihtiyacınız varsa biz her daim buradayız"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın spora verdiği önemi hatırlatan Bakan Kasapoğlu, "Cumhurbaşkanı'mızın vizyonuyla uluslararası anlamda ciddi bir altyapımız var. Bu çerçevede tesisleriyle, sporcu profiliyle hem nitelik hem de nicelikte çok ciddi mesafeler kat ettik. İnşallah, bu mesafelerin en güzelini de sizlerle Tokyo'da ortaya koyacağız" şeklinde konuştu. Bakan Kasapoğlu, zorlu günlerin geçeceğini belirterek, şunları söyledi:

"Bugün sizlerle fiziki anlamda bir arada olmak isterdim ama inşallah yine bir araya geleceğiz. Her zorluğu en güçlü şekilde atlattığımız gibi yine sizlerin moral ve motivasyonuyla atlatacağız. Lütfen evlerde olduğumuz bu zaman diliminde yine zamanı verimli kullanmanızı istirham ediyorum. Ne ihtiyacınız varsa bizler her daim buradayız. Bu zorlu süreçte yanınızdayız. Gerek ben, gerek çalışma arkadaşlarım, camia olarak sizler için varız. Hizmet anlayışımızda bu, bizler için gurur ve önemli bir heyecan kaynağı. İnşallah daha güçlü motivasyonla bu süreci atlatacağız. Federasyonlarımızla, antrenörlerimizle, kulüplerimizle, arkadaşlarınız ve bizlerle lütfen iletişimi güçlü tutun."

"Sporcu kahramanlarımız olarak gelecek nesillere örnek olacaksınız"

"Fiziksel mesafeler var ama yürekler ve kalpler arasında mesafelerin olduğuna hiçbir zaman inanmam" diyen Bakan Kasapoğlu, "Bizim yüreklerimiz millet olarak bir çarpıyor. Güçlü iletişimimiz her zamankinden daha yukarıda olacaktır. Kaygıyı, stresi size söylememe gerek yok. Sizler bunu sporcular olarak çok iyi yönetirsiniz. Bu süreçler geçecek ve geride bizim bu konuda tecrübelerimiz kalacak. Sizler, her zamanki gibi bu süreçte destan yazan kahramanlar olarak tarihe geçeceksiniz. Sizler bizim yüz akımız, her zaman gururlandığımız kardeşlerimiz, sporcu kahramanlarımız olarak tarihte en güzel şekilde yarınların nesillerine örnek olacaksınız. Lütfen kendinize dikkat edin" değerlendirmesini yaptı.

Bakan Kasapoğlu, yaşanan karantina sürecinde paralimpik sporculara, Gençlik ve Spor Bakanlığının çıkardığı kitaplardan hediye edeceğini söyledi. Bakan Kasapoğlu, daha sonra Tokyo Paralimpik Oyunları'na kota kazanan milli sporcuların görüşlerini ve isteklerini dinledi.

Yunus Emre Kartal

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara DÜFAS: Türkiye’nin ilk ve tek ufuk ötesi sonarı ASELSAN, bugüne kadar elde ettiği teknolojik birikim ve yeteneklerini kullanarak Türkiye’nin ilk yerli ve millî ufuk ötesi denizaltı savunma harbi sonarı DÜFAS’ı tamamen özgün teknolojiyle Mavi Vatan’a kazandırdı. Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) liderliğinde, Deniz Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilen, Düşük Frekanslı Aktif Sonar Sistemi (DÜFAS), tanıtıldı. ASELSAN tarafından geliştirilen sonar, denizaltılar ve torpidolar gibi su altı tehditlerinin uzun mesafelerden tespit edilmesini sağlıyor. DÜFAS, derinliği değiştirilebilir aktif ve pasif sonar yetenekleri ve üstün teknolojisi ile Mavi Vatanda Türk Donanma’sının gücüne güç katıyor. İlk ve tek çekili aktif sonar sistemi Yurt içi imkanlarla tasarlanıp üretilen ilk ve tek çekili aktif sonar sistemi DÜFAS; akustik sinyalleri aktif sonar bileşenleri aracılığıyla yayınlıyor, yayınlanan sinyalin hedeflerden yansımalarını pasif sonar ile toplayarak su altı taktiksel resmi oluşturuyor, uzun menzilde, yüksek doğrulukta su altındaki tehditlerin tespitini ve takibini sağlıyor. Sonar Performans Modelleme Kabiliyetiyle dikkat çeken DÜFAS, bistatik/multi-statik çalışmaya uygun mimarisi ile öne çıkıyor ve sahip olduğu teknik özellikler ile düşman denizaltıları Türk Donanması için bir tehdit olmaktan çıkıyor. Torpidoya karşı anında tedbir ASELSAN tarafından geliştirilen sistem, denizaltı gibi tehditlerin tespitine ilave olarak, pasif sonar modunda ortam gürültülerini dinleyerek torpido gibi tehditlerin de tespitini yapıyor. DÜFAS aynı zamanda, bir torpido tehdidi algıladığında karşı tedbir ekipmanlarını devreye sokarak, riski ortadan kaldırıyor.
Erzurum İrfan Meclisi’nde turizm ele alındı Erzurum’da “İrfan Meclisi” “EİT 2025 Turizm Başkenti Erzurum” gündemiyle ilk toplantısını yaptı. Erzurum’da bir araya gelme kültürünü geliştirmek, ortak aklı şehir ve halkın yararına çalıştırmak ve istişare kültürüne katkı sağlamak için yeni bir oluşum olarak kurulan ve aralarında STK temsilcilerinin, iş insanlarının, akademisyenlerin, eğitimcilerin, yazarların, bürokratların bulunduğu “İrfan Meclisi” ilk toplantısını gerçekleştirdi. Yaklaşık altmış kişinin katıldığı İrfan Meclisi’nin ilk toplantısında “EİT 2025 Turizm Başkenti Erzurum” konusu ele alındı. Açılış konuşmasını yapan TDED Erzurum Şube Başkanı Murat Ertaş hızla değişen dünyada, şehirlerin de zihinsel ve fiziksel dönüşümler yaşadığı bir çağda şehrin, içinden çıktığı medeniyetin ve yaşadığı çağın gerçeklerini, geleneklerini göz ardı etmeden, dinamik ve yenilikçi bir ortak akılla ancak yaşanabilir olabileceğini belirtti. Murat Ertaş konuşmasında Erzurum’un EİT 2025 Turizm Başkenti seçildiğine dikkat çekerek EİT ve “turizm başkenti” kavramı hakkında bir değerlendirme yaptı. Turizm Başkenti olmanın sosyo-kültürel ve ekonomik birçok fırsatı Erzurum’un ayağına getirdiğini söyleyerek ortak akıl faydasında birleşen “İrfan Meclisi”nin katılımcılarına teşekkür etti. İrfan Meclisi’nin katılımcılarının tek tek fikirlerini beyan etmesinden sonra Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen tüm katılımcılara birbirinden değerli görüşleri, değerlendirmeleri, tenkitleri ve teklifleri için teşekkür etti. Başkan Mehmet Sekmen turizm ve sosyal belediyecilik alanında gerçekleştirdikleri icraatlerden ve başta kentsel dönüşüm, kış turizmi yatırımları, şehrin güzelleştirilmesi, ilçeler dahil Erzurum’un bir bütün olarak kültür varlıklarının turizme kazandırılması gibi konularda yeni dönemde yapmayı düşündükleri projelerden bahsederek seçimlerden sonra işe hız vereceklerini ve Erzurum’un EİT 2025 Turizm Başkenti olmasının getireceği fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek için Kültür ve Turizm Bakanlığı’yla, Erzurum Valiliği’yle ve şehrin paydaşlarıyla ortak akılla çalıştıklarını, çalışmaya devam edeceklerini ifade etti.
Hatay Depremin ardından 1 ay aracının bagajında yaşayarak afetzede vatandaşlara şifa dağıtan doktora, ‘Vefa ve Fedakarlık’ ödülü i Sina Hizmet Ödülleri töreninde; ‘Vefa ve Fedakarlık’ ödülüne layık görüldü. Kahramanmaraş merkezli depremler Hatay’da büyük yıkıma yol açmış ve 25 bine yakın insan vefat etmişti. Depreme Hatay’ın Hassa ilçesinde yakalanan Doktor Yasemin Türk ve ailesi ağır hasarlı binadan kurtulmayı başardı. Deprem felaketinde yaşadığı şoka rağmen afetzede vatandaşların yardımına koşan Dr. Türk, davranışıyla takdir topladı. Depremzede vatandaşlara şifa dağıtan Türk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 14 Mart Tıp Bayramı kapsamında düzenlenen İbn-i Sina Hizmet Ödülleri töreninde; ‘Vefa ve Fedakarlık’ ödülüne layık görüldü. "Deprem gecesi duyduğum tek ses binanın uğultuları ve çatırtı sesleriydi" Deprem anında yaşadıklarını anlatan Dr. Yasemin Türk, "6 Şubat depreminin olduğu gün oğlum korktuğu için yanımda yatmıştı. Kendime geldiğimde her yer sallanıyordu. Duyduğum tek ses binanın uğultuları ve çatırtı sesleriydi. Geçti geçecek derken o kadar uzun geldi ki stresten kaynaklı bu kadar uzun sürdü diye düşündüm, ama geçmedi. Dua ettik ve artık hayatın sonuna geldik, bina yıkılacak ve altında kalacağız diye düşündüm. Çok şükür bina yıkılmayıp ağır hasar aldı. Bu süreçte bütün duvarlar yıkılmıştı. Merdiven duvarı merdivenin üzerine yıkılmıştı. Önde ben, arkada 2 çocuğum, onların arkasında ise eşim gidiyorduk. O enkazı görünce nasıl yapacağımı bilemedim. Bir an durup sonra dedim ki kay, kaydırak gibi enkazların üzerinden kayarak son anda indik" dedi. "Depremden hemen sonra ilk amacım çocuklarıma güvenli bir alan oluşturup, sonra hastaneye geçip hastalara yardım etmekti" Depremin ilk gününden itibaren Hatay’ı asla terk etmediğini dile getiren Dr. Türk, "İlk amacım çocuklara güvenli bir alan oluşturmak daha sonra hastaneye geçip hastalara yardım etmekti. Çocuklarımı arkadaşa sağ salim teslim ettikten sonra yapacağım tek şey memleket ve insanlar için ne yapabilirdim. Oradan hemen hastaneye gittim. Hastane ağır hasarlı olduğu için yeni yapılacak binamız henüz tamamlanmayıp inşaat halindeydi. Öyle olunca hızlı bir şekilde inşaat dahi olsa giriş katı yataklar ve battaniyeler taşındı, hastalar orada karşılandı. İnşaat halindeki hastaneyi ayağa kaldırdık. Bu süreçte il dışından çok sayıda görevlendirme ile doktor arkadaş geldi. Biz bunlarla mobil ekipler kurduk. Hassa’daki bütün köy ve mahalleleri 2 günde bir tarayacak şekilde sağlık hizmeti, muayene, reçete, ilaç dağıtımı yaptık. Sağlık Bakanlığının önerisiyle Cumhurbaşkanlığı tarafından 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle İbn-i Sina Hizmet Ödülleri Töreninde ’Vefa ve Fedakarlık’ ödülüne layık görüldüm. Depremin ilk gününden itibaren Hassa’yı asla terk etmedim. Çocuklarımı Ankara’ya gönderdim 4 ay onlardan ayrı kaldım. 1 aydan fazla da barınacak yerim olmadığı için kendi arabamın bagajında konakladım. Bunlara rağmen Hatay’ı asla terk etmedim. Gece gündüz demeden sürekli elimden ne geliyorsa sadece hekim olarak değil, insan olarak da neler yapabilirim diye bunları düşünerek çalıştım" ifadelerini kullandı.
Diyarbakır Uzmanı, Ramazan ayında günde kaç litre su tüketilmesi gerektiğini açıkladı Bugünlerde vücudunun susuz kalmaması için ramazan ayı boyunca iftarla başlayıp sahur bitimine kadar geçen sürede tüketilecek su miktarı büyük önem taşırken, Doç. Dr. Ramazan Danış, “Bir kişinin günde en az 2,5 litre su alması gerekiyor” diyerek uyarıda bulundu. Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Bilim Şefi ve Organ Nakli Mesul Müdürü Doç. Dr. Ramazan Danış, Ramazan ayı ile birlikte böbrek hastalarının oruç tutup, tutmaması yönünde açıklamalarda bulundu. Şeker ve tansiyon hastalığının böbrek yetmezliği sonucunu doğurduğunu ve hekim kontrolünde bu hastaların oruç tutmaları gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Danış, “Ramazan ayında hastalar tarafından bize çok soru geliyor. Oruç tutalım mı, tutmayalım mı? Ya da oruç tutarken neye dikkat edelim diye sorular geliyor. Su tüketimi Ramazan ayında çok önemli. Öncelikle böbrekler vücutta iki adet bulunan küçük ama büyük görevler yapan, hayati önem arz eden organlardır. Böbreklerimize iyi bakmamız gerekiyor. Çünkü vücudun temizlenmesinden atık maddelerin atılmasına kadar bir sürü ilacın geçtiği yerdir böbrekler. Özellikle Türkiye ve Avrupa’da en sık böbrek yetmezliği yapan iki neden var; şeker hastalığı ve hipertansiyon. Bu hastaların mutlaka ve mutlaka şeker kontrollerini ve tansiyon kontrollerini yapmaları gerekiyor” dedi. Oruç tutan bireylerin iftar ve sahur vakti arasındaki zamana yayacak şekilde günde en az 2,5 litre su tüketmesi gerektiğini dile getiren Doç. Dr. Danış, “Ramazan ayı aslında manevi yönün dışında vücuda dinlendirici olarak geliyor. Ama özellikle kronik böbrek hastalığı olan, böbrek yetmezliğiyle karşı karşıya olanlara tavsiyem oruç tutmamaları yönünde. Bilim de bu yönden konuşuyor. İslam dini kolaylık ve hoşgörü dinidir. Bu yüzden kronik hastalığı olanların oruç tutmaları konusunda bir dini çağrı yok. Böbreğin en iyi dostu sudur. Bir kişinin günde 2,5 litre su alması gerekiyor. Özellikle iftardan sonra direkt suya yüklenmeden ziyade 2-3 bardak su içip iftarla sahur arasındaki zamana yayılmalı su tüketimi. Bu zaman zarfında mutlaka en az 2,5 litre su tüketilmesi gerekiyor. Ramazan ayı boyunca özellikle toksik maddelerden, ağrı kesicilerden ve diğer maddelerden kaçmak gerekiyor” ifadelerine yer verdi.