GÜNDEM - 28 Mayıs 2020 Perşembe 00:53

Bakan Koca: 'Koronavirüsle mücadelenin ikinci dönemindeyiz'

A
A
A
Bakan Koca: 'Koronavirüsle mücadelenin ikinci dönemindeyiz'

Sağlık Bakanı Koca,''Korona virüsle mücadelenin ikinci dönemindeyiz. Riskin devam ettiği, ortadan kalkmadığı dönemdeyiz. Bu dönemin hayat tarzı, ısrarla vurguladığımız gibi, Kontrollü Sosyal Hayattır. Kontrollü Sosyal Hayat, gündelik özgürlüklerimizden fazlaca bir taviz istemiyor. Bizi riskten koruyacak davranışları zorlanarak değil, benimseyerek yapmalıyız” dedi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca yazılı bir açıklama yaptı. Bakan Koca, açıklamasında sokağa çıkma kısıtlamasının 15-20 yaş grubunu, 65 yaş ve üstünü, 14 yaş ve altı çocukları içermediğini belirtirken yeni bir düzenleme yapılacağını da bildirdi.

Koca, “Pandeminin tam olarak bilincinde olamayacak yaştaki çocuklarımızın, gençlerimizin ve yaşlılarımızın içinde bulunduğu durumu biliyoruz. Ruh hallerini anlıyoruz. Her yaş grubundan insanların gelişmelere karşı geri bildirimlerini, değerlendirme ve taleplerini duyarlılıkla takip ediyoruz. Bu salgın hastalıkta, süreçlerin ilerleyişi, insanların istek ve taleplerinden tümüyle ayrı düşünülemez. Sağlık camiası olarak bu yaş gruplarından ricamız, biraz daha sabırlı olmaları, bize biraz daha zaman tanımalarıdır. Onların beklentilerini en az onlar kadar taşıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Riski, tek dalgada önlemek mümkündür”

Riskin devam ettiği ve ortadan kalkmadığını hatırlatan Bakan Koca, “Pek çok ülkede durum ciddiyetini koruyor. Bizim başarımız, toplumun her katmanının mücadeleye katılımından, tedbirde sağlanan birliktelikten kaynaklanıyor. Bunun aynı şekilde devam edeceğini, yeni fedakârlıklar gerektirecek şartların oluşmayacağını ümit ediyoruz. Yüksek bir ihtimal olmasa da, eğer risk şartları tekrar oluşacak olursa, yapılacak şey konusunda deneyimliyiz. Fakat buna izin vermemek elimizdedir.

Riski, tek dalgada önlemek mümkündür. İkinci dalga olasılığına karşı gücümüz, uygulayacağımız tedbirlerdir. Sokağa çıkma serbestliğinin geldiği ilk günde, Türkiye’nin pek çok ilinden aldığımız haberlere göre, gündelik hayat, maalesef tedbirlere tam bir uyumla başlamadı. Oysa salgında evimizde geçirdiğimiz günlerin tecrübesi, tedbirlere uyumun daha yüksek olmasını gerektirirdi. Korona virüsle mücadelenin ikinci dönemindeyiz. Riskin devam ettiği, ortadan kalkmadığı dönemdeyiz. Bu dönemin hayat tarzı, ısrarla vurguladığımız gibi, Kontrollü Sosyal Hayattır. Kontrollü Sosyal Hayat, gündelik özgürlüklerimizden fazlaca bir taviz istemiyor. Bizi riskten koruyacak davranışları zorlanarak değil, benimseyerek yapmalıyız” açıklamasında bulundu.

“Kontrollü Sosyal Hayatın ilk gereği, maskedir”

Virüse karşı güvende olmanın 2 yolu olduğunu ifade eden Koca, “Evden dışarı çıkıldığında, virüse karşı güvende olmanın iki koşulu var. Pandemi ile mücadelede nefes aldığımız, serbestçe sokağa çıkmaya başladığımız günler iki tedbir önemlidir. Biri, maskeyi kıyafetin adeta parçası kabul etmektir. Maske, ağzı, burunu açıkta bırakmayacak şekilde kullanılmalıdır. Virüsün solunum yoluyla geçtiği kesin bilgidir. Fakat sadece bizim maske takmamız yetmez. Başkalarını da bizim gibi maske kullanmaya teşvik etmeli, gerektiğinde uyarabilmeliyiz. Riski, alınacak tedbirlerin karşılıklı olmasıyla yenebiliriz. Kontrollü Sosyal Hayatın ilk gereği, maskedir.

Sosyal Mesafe kuralı ise, Kontrollü Sosyal hayatın bir diğer gereğidir. İki kişi, eğer aralarına 1,5 metre mesafe bırakmazsa, mesafe azaldığı oranda virüsün bulaşma riski artmaktadır. Maske bir tedbirdir, ama tek başına zayıf bir tedbirdir. İki tedbir, birbirini tamamlamalıdır. Bu iki tedbirle birlikte el hijyeni riske karşı önemli bir koruyucudur. Virüsün dış ortamda bir süre canlı kalabildiği, ağza ve buruna dokunma durumunda ise el aracılığıyla solunum yolunda enfeksiyona yol açtığı bilinmektedir” ifadelerine yer verdi.

"Normalleşme sürecini kurallara hep birlikte uydukça hızlandıracağız"

Normalleş sürecini kurallara uydukça hızlandıracaklarını belirten Koca, “Kuaförden metroya, pazar yerinden restorana, alışverişten seyahate gündelik hayatın tüm unsurları kendilerini kurallara göre organize etmektedir. Bireyler tedbirlere uymalı, Kontrollü Sosyal Hayatın şartlarına göre organize olamayan işletme ve kurumlardan bunu talep etmelidir.

Bu noktadan sonra salgın gücünü rehavetten alacaktır. Yapmamız gereken, giderek normale yaklaşacak süreci, elbirliğiyle sürdürmektir. Normalleşme sürecini kurallara hep birlikte uydukça hızlandıracağız. Bundan birkaç ay öncesinin ‘normal’ düşüncesine, gece saat 24.00’te sokağa çıkma kısıtının kaldırılmasıyla kapılmak, isabetli bir düşünce değildir. Salgın riski artık hafiflemiş olsa da, dün saat tam 23.59’da geçerli olan durum, saat 24.00’da değişmemiştir. Bugün de değişmemiştir. Bunu kabul etmeliyiz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Metin Öztürk: “Hedefimiz 105 puan ile şampiyon olmak” Galatasaray İkinci Başkanı Metin Öztürk, Y. Adana Demirspor galibiyetinin ardından yaptığı açıklamada, “Hedefimiz tüm takımları yenerek 105 puan ile şampiyon olmak" dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Galatasaray, deplasmanda Adana Demirspor’u 3-0 mağlup etti. Maçın ardından sarı-kırmızılı takımın ikinci başkanı Metin Öztürk, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Galatasaray’ın 15 maç üst üste kazanarak bir rekora imza ettiğini belirten Öztürk, “Tabii ki rekorlar kıymetli ama bizim yolculuğumuz belli, 24. şampiyonluk için gidiyoruz. Önümüzdeki yıl Dursun Özbek Başkanımızın liderliğinde tekrar şampiyon olup 5. yıldızı takacağız. Bu tabii bir hedef. Neticede 19 kıymetli rakibimiz ile oynuyoruz” şeklinde konuştu. “12 puan daha var” 4 maçları daha olduğuna dikkat çeken Öztürk, "4 tane daha maçımız var. Demek ki 12 puan daha var. Yani hiçbir şey garanti değil. Oynayacağımız rakipler arasında küme düşme hattında olanlar var. Bizim gibi şampiyonluk yolumda yarıştığımız Fenerbahçe de var. Bir takımla oynadığınız performans ve aldığınız puanlar aslında diğer takımları da ilgilendiriyor. O yüzden biz gücümüz yettiğince sadece şampiyonluk yolunda değil tüm takımları yenerek ligi planladığımız gibi bitirmeyi hedefliyoruz” sözlerine yer verdi. "Farkı 7 puan olarak algılamak doğru değil" Farkı 7 puan olarak algılamanın doğru olmadığını ve Fenerbahçe’nin henüz maçını oynamadığını kaydeden Öztürk, “Farkı 7 puan olarak algılamak doğru değil. Şu an hala aramızda 4 puanlık bir fark var. Rakibimiz henüz oynamadı. Rakibimiz oynadıktan sonra ne olacağına bakacağız. İster 7 puan olsun, ister 4 puan olsun bizim hedefimiz 105 puan ile şampiyon olmak” ifadelerini kullandı. “Hakem kardeşlerimiz elinden geleni yapıyor, yeter ki kasıt olmasın” Metin Öztürk, ayrıca çok fazla hakem konuşmaya gerek olmadığını, ancak hakemlerin maçları yönetirken niyetlerinin önemli olduğunu kaydetti. Öztürk, “Artık bence çok fazla hakem konuşmaya gerek yok. Yunanistan’da da görüyorsunuz yabancı hakemler var. Orada da Yunan takımları bundan şikayetçi. Herkes elinden geleni yapıyor. Eminim ki hakem kardeşlerimiz de elinden geleni yapıyor. Kasıt olmasın, kötü kalp olmasın. Biz spordan da oynanan futboldan da çok memnunuz. Adana Demir ilk devre inanılmaz bir futbol oynadı. Maç iki tarafa da gitti geldi. Futbol bu, sonucun ne olacağı belli olmuyor” dedi. "Bugün harika bir Mertens resitali izledik" Dries Mertens’in önümüzdeki sezon devam edip etmeyeceğine yönelik soruya da yanıt veren Öztürk, daha sonra şunları söyledi: “Buna karar verecek olan hocamız Okan Buruk ve Başkan Vekilimiz Erden Timur. Ancak bir izleyici olarak şunu söyleyeyim bugün harika bir Mertens resitali izledik. İnanılmaz. İnsan olarak müthiş. Ümit ediyorum ki bu performansını önümüzdeki sene bizimle devam ettirir. Ama devam ettirmese de kalbimiz her zaman onunla. Takımımıza şampiyonluk yolunda diğer futbolcu kardeşlerimiz gibi çok önemli katkı sağlıyor."
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.