POLİTİKA - 14 Ekim 2016 Cuma 20:54

Bakan Özlü: 'Geleceğiniz varsa göreceğiniz de var'

A
A
A
Bakan Özlü: 'Geleceğiniz varsa göreceğiniz de var'

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, son günlerde ikinci darbe girişimiyle ilgili söylemlerin gündeme gelmeye başladığını belirterek, “15 Temmuz’dan hiç mi ders almadınız? Geleceğiniz varsa göreceğiniz de var. Vız gelirsiniz tırıs gidersiniz. Elinizden geleni ardınıza koymayın” dedi.

Çeşitli ziyaretler ve incelemelerde bulunmak üzere Çorum’a gelen Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, AK Parti Çorum İl Başkanlığı tarafından düzenlenen “Siyaset Akademisi”ne katıldı. Burada bir konuşma yapan Bakan Özlü, FETÖ ve PKK, yeni anayasa ve başkanlık sistemi ile ilgili açıklamalarda bulunurken ana muhalefet partisi CHP’yi eleştirdi.

Milletin AK Parti’den çok şey beklediğini dile getiren Bakan Özlü, milletin büyük, güçlü ve lider bir Türkiye’nin özlemini duyduğunu, özlemini duyduğu böyle bir Türkiye’ye doğru da her geçen gün biraz daha yaklaştığını gördüğünü söyledi. Bu nedenle milletin AK Parti’ye olan teveccühünü hiç kaybetmediğini belirten Özlü, 15 Temmuz gecesi, üzerinde uzun uzun düşünülmesi gereken bir gece olduğuna dikkat çekti.

Milletin o gece ortaya koyduğu refleksi ve bu refleksin nedenlerinin çok iyi tahlil edilmesi çağrısında bulunan Bakan Özlü, “İnsanlar o gece neden sokaklara akın ettiler? İnsanlar, neden o gece canlarını hiçe saydılar? Bence bunun cevabı şudur: İnsanlar, o gece, bu ülkeyle ilgili hayallerinin saldırı altında olduğunu hissettiler. Türkiye’nin yürüyüşünün yavaşlayacağını, duracağını ve belki de gerileyeceğini sezdiler. Darbe girişimi başarılı olsaydı, bu ülkenin yeniden kabuğuna çekileceğini, silik ve iddiasız bir ülke haline geleceğini anladılar. Türkiye’nin yeniden başka devletler tarafından, milli irade dışındaki yapılar tarafından hizaya çekilmesine rıza göstermediler.15 Temmuz gecesinde, 14 yıllık kazanımlarımızı heba etmek istediler. Ancak milletimizin gönlü, o kazanımların heba edilmesine razı olmadı. İnsanlarımız, kendi canları pahasına, ülkemizi, devletimizi, demokrasimizi, ekonomimizi korudular, kolladılar. O gece ortaya konan kahramanlık destanlarını burada tekrar anlatmayacağım. Ancak 15 Temmuz gecesinin ve sonrasındaki demokrasi nöbetlerinin hepimizin sorumluluğunu artırdığını ifade etmek istiyorum. Hepimiz, milletimize karşı borçlandık. Bu nedenle, artık çok daha fazla çalışmak zorundayız. Artık çok daha doğru işler yapmak durumundayız. Bu zorlu süreçte hepimiz çok dikkatli adımlar atmalıyız” dedi.

“FETÖ ile mücadele konusunda herkes aynı hassasiyeti göstermeli”

FETÖ ile mücadele konusunda herkesin aynı hassasiyet göstermesini isteyen Bakan Özlü, “Çocuğumuz, kardeşimiz, anne babamız, kuzenimiz, yeğenimiz, dayımız veya halamız, eşimiz veya dostumuz bunlardan olabilir. Ancak unutmayalım ki, vatanın hakkı, diğer tüm hakların üstündedir. Bu yapıya mensup bir kişinin dahi yakasını kurtarmasını istemiyoruz. Ancak aynı şekilde, bu yapıya mensup olmayan bir kişinin de herhangi bir haksızlığa kurban gitmesini istemiyoruz. Bu mücadelede çok büyük bir titizlik gösteriyoruz. Varsa hataları telafi etmek için mekanizmaları kuruyoruz. Ancak bugünlerde, özellikle ana muhalefet tarafında, bir mağduriyet edebiyatı başlayıverdi. Bilirsiniz, ‘hem suçlu hem güçlü’ diye bir sözümüz vardı. FETÖ’nün durumu biraz buna benziyor. Bütün pis işleri yapacaklar, bütün alçaklıkları yapacaklar, bütün haksız ve hukuksuz eylemlere imza atacaklar. 1 dolar için ruhlarını satacaklar. Devletin gücünü devletin ve milletin aleyhinde kullanacaklar…

Yabancı istihbarat servislerinin dümenine girecekler, terör örgütleriyle ortak olacaklar. Yetmeyecek, üstüne darbeye kalkışıp 240 vatan evladını şehit edecekler, 2 binden fazla kardeşimizi yaralayacaklar. Sonra devlet bunun hesabını sorunca, vay efendim mağduruz” ifadelerini kullandı.

“FETÖ’nün mağdur edebiyatını anlayabiliriz de neden CHP bunu destekliyor”

FETÖ’nün mağdur edebiyatını anlayabildiklerini ancak CHP’nin neden bunu desteklediğini soran Bakan Özlü, “CHP, darbeden sonra milletin yanında durmayı başardı. Ancak öyle zannediyorum ki, yeniden kodlarına dönmeye başladı. Veya eski ortaklıkların gereğini yapmaya başladı. O yüzden de milletin mağduriyetini değil, FETÖ’nün mağduriyetini diline dolamaya başladı” diye konuştu.

Darbe girişiminden sonra

PKK’nın devreye girdiğine işaret eden Bakan Özlü, “Darbe girişiminden sonra, PKK devreye girdi. Bunların vardiya usulü çalıştıkları iyice anlaşıldı. Devletimiz, FETÖ ile mücadele ederken, bir yandan da PKK’ya karşı tarihin en kapsamlı operasyonlarını sürdürüyor. Yetmiyor, sınır ötesinde, DAEŞ’e karşı bir operasyonu başarıyla yürütüyor. Bu süreçte şehitlerimiz, gazilerimiz oldu. Allah’tan tüm şehitlerimize rahmet, gazilerimize de acil şifalar diliyorum. İnşallah, onların emanetine sahip çıkacağız. İnşallah, Türkiye’yi hak ettiği seviyeye çıkaracağız. Millet olarak, birbirimize daha fazla sarılacağız, daha fazla güveneceğiz” dedi.

“15 Temmuz ve sonrasında Batı ikili davrandı

15 Temmuz darbe sürecinden sonra Batı’nın iki yüzlü davrandığını dile getiren Bakan Özlü, “15 Temmuz ve sonrasında, Batı dünyasının ne kadar ikiyüzlü bir tavır sergilediklerini gördünüz. İkircikli oynadılar, adeta darbenin sonucunu beklediler.Net bir tavır gösteremediler. Darbe girişimini açıkça kınamaları ancak bir ay sonra mümkün olabildi. ABD, bütün delillere rağmen, FETÖ elebaşını ısrarla koruyor. Aynı şekilde, güya DAEŞ ile mücadele ediyor diye, PKK ile hiçbir farkı olmayan YPG’yi açıkça destekliyor. Batı dünyasından böyle tavırlar görmeye artık alıştık. Önemli olan, bizim doğrularımız. Önemli olan bizim ilkelerimiz ve yaptıklarımız. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar, hangi yanlışa düşerlerse düşsünler, Türkiye doğruları yapmaya, doğruları savunmaya devam edecek. Çok şükür, Recep Tayyip Erdoğan gibi bir liderimiz var. Binali Yıldırım gibi bir başbakanımız var. AK Parti gibi bir siyasi kadromuz var. Sizler gibi bir teşkilatımız var. 15 Temmuz gecesinde kahramanlığını ispat etmiş bir milletimiz var. Bizim hiçbir şeyden korkmamıza gerek yok. Şimdi ikinci darbe girişimi falan gibi şeyleri konuşuyorlar. Tahmin ediyorum, böyle tehditlerle bizi ve milletimizi sindireceklerini, korkutacaklarını zannediyorlar. Yahu siz, 15 Temmuz’dan hiç mi ders almadınız? Tekrar bir girişimde bulanacaklarına hiç ihtimal vermiyorum. Ama şayet geleceğiniz varsa göreceğiniz de var. Vız gelirsiniz tırıs gidersiniz. Elinizden geleni ardınıza koymayın. Bu milletin yürüyüşünü durduramayacaksınız. Türkiye’nin yükselişine engel olamayacaksınız” şeklinde konuştu.

“Gündemimiz yeni Anayasa değişikliği ve başkanlık sistemi”

Öncelikli gündemlerinin anayasa değişikliği ve başkanlık sistemi olduğunu anlatan Özlü, şunları kaydetti:

“En öncelikli gündem maddemizin de anayasa değişimi ve başkanlık sistemi olduğunu düşünüyorum. AK Parti olarak, Türkiye’ye en uygun yönetim modelinin başkanlık sistemi olduğunu iddia ediyoruz. Son günlerde, bu tartışma yeniden başladı. İnşallah bu konuda, daha somut adımların atılacağı bir dönemin eşiğindeyiz. Darbe anayasasıyla ve mevcut sistemle yolumuza devam edemeyiz. Etsek bile, ağır aksak ederiz, yavaş ilerleriz. Daha demokratik ve daha iyi işleyen bir sistem oluşturabilirsek, hızımıza hız katarız. Her anlamıyla, evrensel standartlara daha rahat ulaşırız. Ben, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı olarak görev yapıyorum. Bilimin de, sanayinin de, teknolojinin de en öncelikli şartı, açık, şeffaf, demokratik, güvenilir ve özgür bir ortamdır. Demokrasi güçlü olmazsa bilim olmaz. Sistem şeffaf olmazsa, yatırımlar yeterince artmaz. Özgürlüklerin genişlemediği bir ortamda, girişimcilik ve yenilikçilik gelişmez. Başkanlık sistemi tartışmasına böyle yaklaşmak lazım. İnsanları değil sistemi konuşmamız lazım. Ne yazık ki muhalefet bu hataya düşüyor. Onlar aslında Başkanlık sistemine değil, Recep Tayyip Erdoğan’a karşı çıkıyor. Ülkenin geleceğini değil, kendi dar manevra alanlarını korumayı düşünüyorlar. Meseleye akıllı ve sağduyuyla yaklaşmamız lazım. Her sistemin artıları ve eksileri vardır. Mühim olan artıları maksimum, eksileri ise minimum düzeyde olan bir sistem inşa edebilmektir. Bunun yolu da, sistemi ve işleyişi, akılla, bilgiyle, mantıkla, soğukkanlılıkla tartışmaktan geçer. Bunu yapabilirsek, 79 milyonun her biri için daha iyi bir Türkiye inşa edebiliriz. Bunu başarmak, yani yeni bir anayasayı yapmak ve daha iyi bir sistemi hayata geçirmek, hepimizin omuzlarında tarihi bir vazife olarak duruyor. AK Parti, bu vazifeyi yerine getirmek için her şeyi yapmaya hazırdır. Muhalefetin de meseleye bu anlayışla yaklaşacağını umut ediyorum.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul BankPozitif’ten kredi notu artışı değerlendirmesi Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in mart ayındaki not artışının ardından bir kredi notu artışı da Standard & Poor’s’tan geldi. S&P, Türkiye’nin kredi notunu "B"den "B+"ya yükseltirken, kredi notu görünümünü ise "pozitif" olarak korudu. S&P Global raporuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan BankPozitif Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Erkan Kork, beklentiler doğrultusunda yapılan kredi notu artışının kararlılıkla uygulanan ekonomi programının bir sonucu olduğuna vurgu yaptı. Dr. Erkan Kork, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ekonomi yönetimi büyük bir emek veriyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in nasıl bir özveri gösterdiğine iş dünyası olarak şahitlik ediyoruz. Yapılan kredi notu artışları Türkiye’nin potansiyelinin çok altında olsa da yabancı ilgisinin arttığı bu dönemde önem arz ediyor. Enflasyonla mücadele ederken, büyümeyi de başarabilen bir ekonomi var. Daha fazla sermaye girişi için gerekli rasyonel zemine sahip bir Türkiye var. Bu not artışları yılın ikinci yarısından itibaren bambaşka bir tabloyla karşılaşacağımızın işaret fişekleridir. Enflasyonun gerilemesiyle özellikle sonbaharın Türkiye için not artışlarının olduğu bir mevsim olacağını düşünüyorum" ifadelerini kullandı. ”Yatırımcının Türkiye’ye ilgisi artarak devam edecek" Kararın hem portföy hem de uluslararası doğrudan yatırımları olumlu etkileyeceğini belirten Dr. Erkan Kork, sözlerini şöyle tamamladı: “Ekonomi yönetiminin rasyonel adımları, öngörülebilir politikalar ve enflasyonun düşeceğine ilişkin beklentiler yabancı yatırımcı tarafından satın alındı. Yapılan not artışlarının yanı sıra Türkiye’nin, Dünya Bankası gibi dev kuruluşlarla yürüttüğü milyar dolarlık finansman anlaşmaları, haziran ayında gri listeden çıkılacak olması ve temel göstergelerde iyileşmenin devam etmesi ekonomiye olan güveni perçinleyecek. Türkiye, geçen yıl doğrudan yabancı yatırım projelerinde İspanya’yı geride bırakarak Almanya’nın ardından Avrupa’da 4’üncü sırada yer aldı. Ülkemizin önü açık ve daha gidecek çok yolumuz var. Uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisinin artarak devam edeceğini düşünüyorum."
Manisa Soma’da yaşayan Ordulular hayatını kaybeden madenciler anısına fidan dikti Manisa’nın Soma ilçesindeki Ordulular Kültür ve Yardımlaşma Derneği yöneticileri ve üyeleri, Soma’daki maden faciasında hayatını kaybeden Ordulu madencilerin anısına dernek bahçelerine fidan dikti. 13 Mayıs 2014 yılında Soma’da meydana gelen ve 301 işçinin hayatını kaybettiği maden faciasının acısı hala yüreklerdeki tazeliğini koruyor. Soma ilçesindeki Ordulular Kültür ve Yardımlaşma Derneği yöneticileri ve üyeleri de faciada hayatını kaybeden Ordulu madencilerin isimlerini yaşatmak için dernek bahçelerine fidan dikimi gerçekleştirdi. Dernek tarafından yapılan açıklamada, madende hayatını kaybeden 301 şehide rahmet ve yakınlarına başsağlığı dilendi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Hayatını kaybeden 301 şehit madencimizin arasında bulunan Hüseyin Avkaş, Ferhat Avkaş, Sadettin Yılmaz, İsa Sadan ve ilçemizdeki başka madende hayatını kaybeden Salih Ayber’in hatıralarını burada yaşatmak hem de onların ailelerini onurlandırmak için böyle bir çalışma yaptık. Maden şehitliğine giderek hayatını kaybetmiş madenciler için dualar ettik. Diktiğimiz fidanlara da onların adının olduğu plakaları korkuluklarına çakarak isimlerinin ve hatıralarının yaşamasını istiyoruz. Emeği geçen yöneticilerimiz ve üyelerimizden Allah razı olsun. Hayatını kaybeden tüm madencilerimizin ruhları şad olsun”