EĞİTİM - 21 Nisan 2021 Çarşamba 19:46

Bakan Selçuk, açık havada çocuklarla buluştu

A
A
A
Bakan Selçuk, açık havada çocuklarla buluştu

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “Ben her gün sizlerle buluşmaya çalışıyorum ama sizin bayramınız olan bu haftada bir arada olmak, bana ayrı bir mutluluk veriyor. 23 Nisan bu sene kutlu olsun diye değil; mutlu olsun diye program yaptık” dedi.

“23 Nisan Mutlu Olsun” diyerek başlatılan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarında Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, ilkokul öğrencileriyle açık hava söyleşisinde buluştu. Salgın koşullarının uzun süredir sosyal hayattan, arkadaşlarından uzak bıraktığı çocuklar sosyalleşerek “iyi olsun” diye gerçekleştirilen buluşmada Bakan Ziya Selçuk’a Pergel de eşlik etti.

Çocuklar sordu, Bakan Selçuk yanıtladı. Sorular daha çok Selçuk’un çocukluğuna ve tavsiyelerine yönelik oldu. Bakan Selçuk, salgın koşullarında mesafe ve hijyen kurallarını dikkate alarak Ankara'nın Altındağ ve Mamak ilçelerinde yaşayan 11 ilkokul öğrencisiyle açık hava söyleşisinde buluştu.

“23 Nisan bu sene kutlu olsun diye değil, mutlu olsun diye program yaptık”

Bakan Ziya Selçuk da, çocuklara sorular yöneltti. Selçuk, “Ben her gün sizlerle buluşmaya çalışıyorum ama sizin bayramınız olan bu haftada bir arada olmak, bana ayrı bir mutluluk veriyor. 23 Nisan bu sene kutlu olsun diye değil; mutlu olsun diye program yaptık. Salgın döneminde mutluluk daha çok öne çıktı” ifadelerini kullanarak çocuklara neler hissettiklerini sordu.

Çocuklar, salgın denilince akıllarına ilk gelenleri paylaştılar. 1 yıl önce hayatımıza giren ve her gün defalarca kullandığımız karantina, maske, dezenfektan, uzaktan eğitim dediler. Çocukların soruları Ziya Öğretmen’in dinlediği müziklere, sevdiği yemeklere, çocukluğuna, gündelik yaşamına ilişkindi. “En büyük korkunuz ne?” sorusuna cevap veren Bakan Selçuk, “Çocuklarımızın, sizlerin geleceğine ilişkin olarak olması gerekenleri yapamamak. Sizler için parlak bir gelecek kurmakta eksik bazı şeyler bırakmak. Biz elimizden geleni yapmaya gayret ediyoruz, yeter ki sizlerin geleceği güzel olsun” sözleriyle yanıtladı.

“EBA benim için Milli Eğitim Bakanlığı’nın en önemli projelerinden biri”

Salgın döneminde öğrencilerin en çok kullandıkları EBA ile ilgili de konuşan Bakan Selçuk, “EBA bütün dünyada bir marka hâline geldi. Bazen daha da geliştirmemiz gerekiyor, işlerin tam istediğimiz gibi gitmediği de oluyor ama bunlar, hayatın cilvesi. Bunu da olağan karşılamaya çalışıyoruz. EBA benim için Millî Eğitim Bakanlığının en önemli projelerinden birisi” diye konuştu.

“Fırsat buldukça yazın, yazma konusunda kendinizi geliştirirseniz kitap okuma konusunda çok rahatlarsınız”

Çocuklar, Bakan Selçuk’a, “Bu dönemde evdeyiz, kendimizi geliştirmek için neler yapalım” diye sordu. Selçuk, çocuklara ruhlarını, beyin gelişimlerini beslemek için bol bol kitap okumalarını tavsiye etti. Salgın döneminde çocuk olsaydı aynı onlar gibi kendisinin de sıkılacağını ifade ederek şöyle devam etti:

“Bu dönem, bir enstrüman çalmayı öğrenmek için fırsat olabilir. Bugünlerde internetten de bunu öğrenebilirsiniz. Sporun bir alanıyla ilgilenmenizi çok isterim. Duygusal rahatlık ve duygusal olarak kendini iyi hissetmek, mutlu olmak çok daha önemli hâle geldi. Sanatla uğraşmak, zor dönemlerin ilacıdır. Fırsat buldukça yazın, yazma konusunda kendinizi geliştirirseniz kitap okuma konusunda çok rahatlarsınız. Çok sevdiğiniz bir iki arkadaşınızla bazı paylaşımlarda bulunmak önemli. Çok kişi olmadan, açık havada ya da dijital ortamda da bir buluşma olabilir.”

“Pergel bana çocukluğumu hatırlatıyor”

Pergel de çocuklarla oyun oynadı. Bu sırada çocukların Pergel’i sorması üzerine cevap veren Bakan Selçuk, “Pergel barınaktan ilk geldiğinde çok hastaydı, o kadar zayıftı ki bacakları pergel gibiydi, o yüzden adını böyle verdik. Hemen her gün öğle vakti buluşuyoruz. Onu beslemek, yemek vermek, onunla oynamak benim için büyük bir eğlence. Çocukluğumu hatırlatıyor. Çocukken köpeklerimle oynadığım oyunları hatırlatıyor” şeklinde konuştu.

Bakan Selçuk, “Hiç umudu kesmek yok. Bütün dünyaya örnek olacağız, hepimiz iyi olacağız” diyerek sözlerini tamamladı. Programın tamamı tüm çocuklara ulaşmak için önümüzdeki günlerde TRT EBA televizyonu ekranlarında olacak.

Utku Şimşek
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Uzman jinekologdan kadınlar için önemli uyarı: "Normal saymayın" Jinekolog Elifnur Özak, menopoz sonrası görülen vajinal kanamalara dikkat çekti. Bu dönemde görülen kanamaların genellikle iyi huylu nedenlere bağlı olduğunu belirten Uzm. Dr. Özak, “Ancak bazı kötü huylu hastalıklar ve kanserler kendilerini vajinal kanamalar ile belli edebilirler. Menopoza girildikten sonra, artık vajinal kanamalar ‘normalimiz’ olmaktan çıkar, göz ardı edilmemelidir.” diyerek kadınları uyardı. Acıbadem Kent Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Elifnur Özak, menopozun kadınların doğal yaşam döngüsünün bir parçası olduğunu hatırlattı. Adet kanamasının kesilmesine menopoz denildiğini, tıbbi açıdan ise menopozun yumurta ve hormon üretiminin sona ermesi anlamına geldiğini vurgulayan Uzm. Dr. Özak, kadınların bu yeni dönemi için, "Kadınlarda ortalama 40’lı yaşlardan itibaren reprodüktif çağın menopozal kısımları başlar. Adetlerimiz, belirgin bir problem olmadığı sürece, bir anda kesilmez, yavaş yavaş araları açılarak gider. 2 ayda bir, 3 ayda bir, 6 ayda bir... ’Pre- menopoz’ dediğimiz bu menopoz öncesi dönemde kadınlarda “vazomotor semptom” olarak bilinen sıcak basmalarıyla, ani ve yoğun terlemelerle, ani sinirlilik haliyle, geceleri uyku problemleriyle, vajinal kurulukla sıklıkla karşılaşırız. Bunlar, vücutta azalan östrojen düzeylerinin bedenimizde oluşturduğu sonuçlardır. Premenopozal dönemdeki bu sorunların hemen hepsinin tedavisi mümkündür. Ne zaman ki bir sene hiç adet görülmez, ancak o şekilde ‘menopoza girdim’ diyebiliriz. Bu dönem de ortalama 45-55 yaşları arasına denk gelmektedir" bilgilendirmesinde bulundu. Normal kabul etmeyin, sebebini öğrenin Menopoz sonrasında vajinal kanamalar görülebildiğini, bunların pek çok kadın tarafından “normal” kabul edilip, doktor kontrolüne gerek duymadığını belirten Uzm. Dr. Özak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kadınlar özellikle doğurganlık süreçlerinde, hamilelik öncesinde ve hamilelikte kadın hastalıkları ve doğum uzmanı kontrolünde olmayı önemserler. Menopoza girdikten sonra ise artık jinekologla işlerinin bittiğini düşünürler, muayenelerini ihmal ederler. Menopoza girdikten sonra kanama sorunu yaşadıklarında bunu göz ardı ederler. Oysa bu dönemdeki kanamalar masum olmayabilir. Menopoz sonrası vajinal kanamalar genellikle iyi huylu sebeplere bağlı olsalar da bazı kötü huylu hastalıklar ve kanserler kendilerini vajinal kanamalar ile belli edebilirler. Menopoz sonrası kanama durumunda, jinekolojik muayene ve bu muayene sonuçlarına bağlı olarak rahim içinden (endometriyum) örnekleme yapmak, biyopsi alarak kötü huylu bir hastalık olup olmadığını değerlendirmek gerekebilir. Endometriyum kanserleri erken dönemde kendisini kanama ile belli ettiği için, çoğu zaman bu kanamalar sayesinde erken evrelerde yakalanır ve pek çok hastada kemoterapi ihtiyacı dahi olmadan, sadece ameliyatla cerrahi olarak tedavi edilebilir. Kötü rüya görmemek için bu kanamaların nedenlerinin belirlenmesi gerekir."
İzmir Üretken yapay zeka teknolojisi, en çok fotoğrafçılığı etkiliyor İki yıl önce hayatımıza hızlı bir giriş yapan üretken yapay zeka teknolojisi fotoğraf sanatı başta olmak üzere grafiksel anlamda çeşitli görseller üreten sektörler üzerinde etkisini giderek arttırıyor. Özellikle reklam tanıtım sektöründe obje, ürün veya bir olayın fotoğraflarını üretmek stüdyo ortamı yerine bilgisayarın başında birkaç satırlık komut yazarak sanayiler içinde gerçekleştiriliyor. İzmir Ekonomi Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğretim Görevlisi Emre Küheylan üretken yapay zeka teknolojisinin prodüksiyon maliyetlerini düşürmesi gibi faydasının yanında gerçeklikten uzaklaşma ve manipülasyon gibi tehlikeleri de beraberinde getirdiğini söylüyor. “Yapay zeka prodüksiyon maliyetlerini düşürüyor, üretim süreçlerini hızlandırıyor” Aynı zamanda reklam ajanslarının en çok başvurduğu stok fotoğraf ajansları ve buralara görsel üreten fotoğrafçıları ekonomik anlamda olumsuz etkilediğini söyleyen Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğretim Görevlisi Emre Küheylan; “Üretken yapay zeka ile buluşmamız 2022 yılının ortaları gibi çok yakın bir zamanda oldu. Üretken yapay zeka ile üretilen ilk fotoğraflar ve grafikler gerçeklik bakımından önceleri hatalar barındırıyor kollar, eller gibi farklı uzuvların canlandırılmasında bozukluklara rastlayabiliyorduk. Ancak çok kısa bir sürede üretken yapay zeka programlarının yeni sürümleri piyasaya sürüldükçe bu hatlarında hızlıca giderildiğini çok daha gerçekçi görüntülerin üretilebildiğini gördük. Şu anda işin uzmanları dışında kimsenin neredeyse gerçekle ayırt edemeyeceği kusursuz görseller üretilmeye başlandı. Özellikle fotoğraflar gerçeklik açısından kusursuza yaklaşmış durumdalar. Üretilen bir insan fotoğrafının gerçek mi yapay mı olduğunu anlamak oldukça güçleşti. Yapay zeka ile üretilen gerçekliği yüksek fotoğraflar sosyal medya hesaplarını yönetenleri, haber sitelerini ve çeşitli reklam şirketlerini önemli bir prodüksiyon maliyetlerinden kurtarırken üretim süreçlerini hızlandırdı. Ancak işin gerçeklik açısından baktığımızda özellikle işleri gerçeği aktarmak olan haber, medya siteleri ve yüksek takipçili sosyal medya hesaplarını yeni tehlikeler bekliyor. Bu teknoloji kişileri ve toplumları ciddi şekilde manipüle etmede kullanabiliyor. Bu da beraberinde sayısız hukuk davlarını beraberinde getiriyor. Bu yolla üretilen görsellerin altına mutlaka uyarıcı yazıların konulması ya da uzmanlar tarafından gözden geçirilmeleri gerekiyor.” dedi. Ekonomi Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğretim Görevlisi Emre Küheylan, bilgisayarının başında uygulamalı olarak yapay zeka yazılımlarıyla “orman yangınından kaçan geyik” ve “çölde gezen kutup ayısı” gibi örnek görsellerin komut satırı yazarak nasıl oluşturulduğunu paylaştı.