GÜNDEM - 11 Aralık 2018 Salı 11:52

Bakan Soylu ’ByLock’ rakamlarını açıkladı

A
A
A
Bakan Soylu ’ByLock’ rakamlarını açıkladı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Şifreli haberleşme programı ByLock’ta bugüne kadar 215 bin 92 hesap, 92 bin 702 tekil kişi tespit ettik" dedi.

İçişleri Bakanı Soylu, Kızılcahamam ilçesindeki bir otelde gerçekleştirilen "5. Uluslararası Siber Suçlar Çalıştayı" programına katıldı. Soylu, burada yaptığı konuşmada Türkiye’nin siber suçlar noktasında oldukça önemli deneyimler yaşadığına dikkat çekti. FETÖ, DEAŞ, PKK ve aşırı sol terör örgütleriyle eş zamanlı bir mücadele veren Türkiye’nin bu örgütlerin hepsiyle aynı zamanda dijital ortamda da mücadele halinde olduğunu belirten Soylu, özellikle FETÖ’nün bu örgütlerden çok farklı bir yol izlediğini söyledi. Soylu, klasik hackerların bilgisayarlara virüs gönderirken FETÖ’nün virüs gibi adamlarını devletin bilgisayarlarının başına oturttuğunu vurguladı.

"215 BİN 92 HESAP, 92 BİN 702 TEKİL KİŞİ TESPİT ETTİK" 

Soylu, terör örgütlerinin beta versiyonuyla karşılaştıklarını ve Batı’nın bu tehlikeyi ısrarla görmezden geldiğini ifade ederek şunları kaydetti:
"Önce dijital ve hukuksal terör örgütü olarak başladılar ve bir gecede verilen talimatla silahlı terör örgütü kimliklerini ortaya çıkardılar. Öyle kalaşnikofla veya el yapımı patlayıcıyla değil, F-16 ve tanklarla saldırdılar. Bu altyapıyı, bu iletişimi dijital ortamın sınırlarını zorlayarak yaptılar. Bilişim kurumlarımıza elemanlarını yuvalamaktan, bildiğiniz basit ankesörlü telefonlar üzerinden kurdukları ağlara kadar her türlü dijital stratejiyi ortaya koydular. Şifreli haberleşme programı ByLock’ta bugüne kadar 215 bin 92 hesap, 92 bin 702 tekil kişi tespit ettik. Yani bir şekilde ilişki kurdukları herkesi sisteme dahil etmişler." 

DEAŞ’ın siber dünyayı daha ziyade eğitim vermek, yeni eleman devşirmek, propaganda yapmak ve elemanlarını motive etmek için kullandığını dile getiren Soylu, aşırı sol örgütler ve FETÖ’nün bilhassa Gezi olaylarında yaptıkları gibi toplumu kışkırtmak, yanlış bilgilendirmek, çeşitli algı operasyonları yapmak ve bunu yönetmek için kullandığına dikkat çekti. Soylu, PKK’nın ise kendi müzahir kitlesini bir arada tutmak, haberleşme, örgütün hala ayakta olduğu yönünde algı oluşturmak, bildiri ve tehditlerini kendi kitlesine ileterek dağılmayı önlemeye çalışmak için dijital teknolojiyi kullandığını anlattı. 3 bin metre rakımdaki terör operasyonlarında mağaraların tespit edildiğini belirten Soylu, bu mağaralarda silah, satışa hazır uyuşturucu ve yaşam malzemelerinin yanı sıra laptoplar, CD’ler ve diğer dijital materyallere rastladıklarını kaydetti.
Soylu, Türkiye’nin teknolojiyi kullanmayı seven bir ülke olduğunu ifade ederek, "Özellikle dijital ve mobil teknoloji konusunda insanımızın ciddi bir eğilimi söz konusu. Elbette ki bu durum ülkemizi önemli bir siber suç ve siber saldırı hedefi haline getiriyor. Türkiye 2011 yılında Siber Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı’nı kurdu. Açıkçası özellikle FETÖ ihaneti dolayısıyla bu noktada ciddi yara aldık. Ancak özellikle son iki yıldır bu alana ciddi yatırım yaptık. 500 yeni sivil personel aldık ve 21 il siber birimine yüksek hızlı dijital veri inceleme sunucuları kurduk" diye konuştu.

"2018 YILINDA TOPLAM 54 BİN 374 BİLİŞİM SUÇU İŞLENMİŞTİR" 

Türkiye’de sadece yasa dışı bahsin yıllık cirosunun 50 milyar TL’yi geçtiğinin değerlendirildiğini kaydeden Soylu, "2016-2017 arasında çevrimiçi yasa dışı bahis alanında işlenen suçlarda yüzde 40 oranında bir artış görülmüştür. Son bir yılda ise bu konuda bin 409 olaya müdahale edilmiş, 2 bin 133 şüpheli yakalanmış, toplam 31 milyon 859 bin 78 TL paraya el koyulmuştur. Siber suçlar kapsamında 2018 yılında toplam 54 bin 374 bilişim suçu işlenmiştir. Bu rakamın içinde çocuğun cinsel istismarı, ödeme sistemlerinin kötüye kullanılması, bilişim sistemleri ihlali ve oltalama gibi suçlar söz konusudur. Yapılan operasyonlarda toplam 18 bin 330 kişi yakalanarak adli makamlara teslim edilmiştir" şeklinde konuştu.

"45 BİN HESABIN KULLANICISI DEŞİFRE EDİLDİ" 

Soylu, FETÖ operasyonlarının önemli bir ayağının da aslında siber suçlar alanında yürütüldüğünü anlatarak, bu konuda adli sürecin işlemesine katkı olması açısından operasyonlarda ele geçen dijital materyallerin incelenmesinin çok önemli olduğunu söyledi. Soylu, gerçekleştirdikleri kapasite artışı sayesinde 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ele geçirdikleri 1 milyon 750 bin 140 dijital materyalden 1 milyon 223 bin 349’unun incelenmesinin tamamlandığını bildirdi. Soylu, "2018 yılı içinde terör örgütü yanlısı siber faaliyet içinde bulundukları tespit edilen 110 bin civarında sosyal medya hesabı takip edilerek 45 bin hesabın kullanıcısı deşifre edilmiş, bunlardan 7 bin kişi yakalanarak adli makamlara teslim edilmiştir" dedi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Türkiye’de çocukların yüzde 30’u toksik ebeveyn ile karşı karşıya Son zamanlarda sıklıkla duyulan toksik ebeveynlik kavramı hakkında bilgilendiren İstanbul Arel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Su Kocayörük, Türkiye’de yüzde 20-30 oranda çocuğun toksik ebeveyne maruz kaldığını söyledi. Bunun sonucunda depresyonun en fazla görülen hastalık olduğuna işaret eden Kocayörük, “Depresyon hastalarının yüzde 50’sinde travmatik çocukluk yaşantıları söz konusudur. Ülkemiz için de aynı şey geçerli. Genelde depresyon görüntüsü altında olan kişilerin de toksik ebeveynlere maruz kaldıklarını biliyoruz” dedi. Son dönemlerde oldukça yaygınlaşan ‘toksik’ kavramı birçok alanda karşımıza çıkıyor. Bunlardan biri de ‘toksik ebeveynlik’ kavramıdır. Bu kavram; ebeveynlerin çocukları için en iyisini istese de bazen onları fazlaca sıkmaları ya da özgür bir birey olmalarını kısıtlamaları anlamına geliyor. Anne babaların da aslında toksik ailelerden geldiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Su Kocayörük, “Bu yüzden ilişki ve bağlanma şekilleri aslında çocuklarını da etkiliyor. Hatta çocuklarının da ilerde kuracakları ilişki yine toksik şekilde devam edebiliyor. Nesilden nesle aktarılıyor. Burada suçlu aramak yerine çözüme odaklanmalı” açıklaması yaptı. “Küçümseyici, aşağılayıcı tavır takınmaları, negatif geri bildirimler vermeleri toksik ebeveynliktir” Toksik ebeveyn davranışlarını sıralayan Dr. Öğr. Üyesi Kocayörük, “Küçümseyici, aşağılayıcı tavır takınmaları, negatif geri bildirimler vermeleri, sürekli çocuğu didiklemeleri, sınırları aşmaları, çocuğun birey olduğunu kabul etmekten ziyade kendilerinin bir uzantısı olduğunu görmeleri toksik ebeveynliktir. Örneğin bu ebeveynler; çocuğu sınavda 99 notu aldığında ‘neden 100 almadın’ diye eleştirirler, çünkü hiçbir şeyle yetinmezler. Sürekli çocuk üstünde baskı, otoriter kurarlar. Bunun en büyük nedenleri arasında ise ailelerin çocuklarına empati yapamaması, çocuğun ihtiyaçlarını göremeyip anlayamaması yer almaktadır. Tabii bunu bile isteye yapmıyorlar. Çünkü onların da kendi ihtiyaçları zamanında görülmeyerek onlara da bu şekilde davranıldı” dedi. “Değerlilik ihtiyacı karşılanmayan çocukların kendini geliştirmesi zordur” Tedavisinde ise terapistlere büyük iş düştüğünü belirten Dr. Öğr. Üyesi Kocayörük şunları söyledi: “İnsanlar kendilerinin farkında da olmalıdır. Ama genellikle bu durumun farkında olmazlar. Sevilmeyip sayılmayan, biricilik ve değerlilik ihtiyacı karşılanmamış çocukların kendilerini geliştirmesi oldukça zordur. Bu yüzden kendilerinden beklentileri de düşüktür. Dünyaya genellikle olumsuz bakarlar. En önemlisi de öğrendikleri bağlanma biçimini, hayatlarında benzer bağlamda gösterecekler. Örneğin; sevgili, eş, arkadaşlık ilişkilerinde bu tarz bağlanma ilişkisi olacak. Mesela aşağılayıcı bir bağlanma stili gördüyse etrafındakileri aşağılayacak. Toksik ebeveynler genellikle klinik tanı almamış olsa da çoğunlukla ruhsal bozukluğu ya da kişilik bozukluğu olan kişilerdir. Narsist bir ebeveynle birlikteyseniz narsist olma ihtimaliniz çok yüksek. Kaygılı bir ebeveynle büyüyorsanız kaygılı olma ihtimaliniz çok yüksek.” “Ailelerini olduğu gibi kabul edip sınır çizerek hayatlarına devam etsinler” Ailelere ve özellikle de çocuklarına önerilerde bulunan Dr. Öğr. Üyesi Kocayörük son olarak şunları söyledi: “Aileler açık iletişimde olmalı. Çocuğunu dinlemeyi öğrenen her aile, bu anlamda yol katedecektir. Çünkü çocukların ihtiyaçlarını öğrenebildiklerinde, hissedebildiklerinde zaten tutumlarını değiştirecekler. Anne babalar kendilerine şunu sorsunlar; ‘ben çocuğumdan ne istiyorum, o benim bir uzantım mı, ona gücümü mü göstereyim, o benim her dediğimi yapsın mı?’ Yoksa sadece o benim çocuğum ve o ayrı birey. ‘O da kendi başına bir birey olarak kendi hayatını ve kendi yolunu bulacak’ şeklinde mi düşünüyorlar? Bu tür ailelere maruz kalan çocukların tutunacak dala ihtiyacı vardır. Öğretmen ya da başka akrabadan özdeşim kuracağı birilerini bulabilirler. Bu onlara iyi gelecektir. Aileler çoğunlukla toksik olduğunu kabul etmez. Çocuklar toksik bir aileye sahipse onları olduğu gibi kabul edip kendi sınırlarını çizebilir. Ebeveyniyle kuracağı empatik ilişkide çocuk, öfkelenmeyi ve kızmayı bırakabilir. Öfke ve kızmayı bıraktığında da onları olduğu gibi kabul edebilir. Olduğu gibi kabul ettikten sonra da kendi yolunu çizebilir. Diğer türlü anne babasına tepkili hayat yaşamak onları; madde bağımlılığına, kötü arkadaşlar edinmeye, kendine zarar verici davranışlarda bulunmaya kadar götürür. Çünkü kızgınlık ve öfke buna iter. Ailelerini anlayabilirlerse ailesinin onu anlamasını beklemeden hayatlarına devam edebilirler.”
Samsun Ormanda çöp toplama etkinliği Samsun’un Vezirköprü ilçesinde “Orman Benim” sloganı ile ormanda çöp toplama etkinliği yapıldı. Tarım ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü tarafından “Orman Benim” sloganı ile 81 ilde ve bütün ilçelerde, orman yangınlarına karşı farkındalık oluşturmak için bir program düzenlendi. Vezirköprü’deki farkındalık etkinliği ise Çaputlu mevkisinde gerçekleştirildi. Amaçlarının orman yangınları çıkmadan önlem almak olduğunu belirten Vezirköprü Orman İşletme Müdürü Mecit Koçak, “Orman Benim” yangınlara karşı farkındalık programı ile ilgili yapığı açıklamada, amaçlarının yangın çıkmadan önlem almak olduğunu belirterek, “Benim Ormanım’ etkinliği kapsamında Türkiye’nin bütün illerinde ve tüm ilçelerinde bu etkinlik düzenlendi. Bizler de Kaymakamlık, İlçe Emniyet Müdürlüğü, Milli Eğitim Müdürlüğü, İlçe Jandarma Komutanlığı ve bazı sivil toplum kuruluşlarının katılımı ile Çaputlu mevkisinde etkinliğimizi gerçekleştirdik. Amacımız, çevremizin daha temiz olması, özellikle küresel ısınmadan kaynaklı son yıllardaki orman yangınlarına karşı dikkat çekmek ve yangın çıkmadan tedbir almak. Çıkan yangınlarının yüzde 90’ı insan kaynaklı, yanan alanların da yüzde 99’u insan kaynaklıdır. Yangını çıkmadan önlemek için bu proje başlatıldı" dedi. Programa İlçe Kaymakamı Özgür Kaya, Cumhuriyet Başsavcısı Emre Kaya, Vezirköprü Meslek Yüksekokul Müdürü Prof. Dr. Necati Tomal, İlçe Jandarma Komutanı J. Binbaşı Ümit Çetinkaya, İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Çelik, kurum müdürleri, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
İstanbul Esenyurt’ta uyuşturucu serasına çevrilen eve operasyon: 15 kilogram esrar ele geçirildi Esenyurt’ta Güven Timleri tarafından uyuşturucu serasına çevrilen eve operasyon düzenlendi. Operasyonda özel düzenekle saksılara ekilmiş 15 kilogram esrar ele geçirilirken 1 kişi yakalandı. Alınan bilgiye göre, dün Esenyurt Mehterçeşme Mahallesi Hacı Bayram Veli Caddesi’nde yayılan kokudan şüphelenen polis ekipleri bölgeyi incelemeye aldı. Yapılan incelemenin ardından polis ekipleri cadde üzerindeki binada bir daireyi gözlem altına aldı. Yapılan takibin ardından 5 katlı apartmanın 5. Katındaki daireye gelen ekipler şüphelilerin kapısını çaldı. Polislerin geldiğini fark eden S.T isimli şüpheli, dairenin terasından çatıya çıkarak karşı binaya geçti. Çatı girişinden yandaki binaya girmeye çalışan S.T aradaki kapının kilitli olması sebebiyle apartman boşluğunda kilitli kaldı. Yan binaya geçtiğini fark eden polis ekipleri, şüpheli S.T’nin kilitli kaldığı kapıyı açarak şahsı gözaltına aldı. Baskın yapılan evde uyuşturucu imalatında kullanılan kimyasallar, özel aydınlatma ve ısıtma sistemleri kurulduğu görüldü. Dairedeki 2 odanın duvarları ve camların alüminyum folyolarla kaplandığı görüldü. Daire içerisinde kokuyu önlemek için havalandırma sistemi kurulduğu belirlendi. Yapılan baskında, toplamda 15 kilogram esrar maddesi ele geçirildi. Polis olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlattı.