POLİTİKA - 22 Şubat 2020 Cumartesi 19:01

Bakan Soylu: 'PKK yöneticilerine söylüyorum bu iş bitmiştir'

A
A
A
Bakan Soylu: 'PKK yöneticilerine söylüyorum bu iş bitmiştir'

Tunceli'de konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İdlip, terör, gezi olaylarından, Doğu Akdeniz ve Orta Doğu'ya kadar birçok konuda açıklamada bulundu.

Elazığ’dan kara yoluyla Tunceli’ye gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu Tunceli Valisi Tuncay Sonel, kurum amirleri, AK Parti İl Başkanı Fatih Tek ile çok sayıda partili karşıladı. Partisi tarafından düzenlenen siyaset akademisi programına katılan İçişleri Bakanı Soylu açıklamalarda bulundu.

Bakan Soylu, "Bugün geldiğiniz tablo Londra’nın merkezinde alışveriş merkezlerinin önünde ağır makineli silahlı özel harekat polisleri gezmeden insanlar rahat etmiyorlar. İnelim alt kata yani metro istasyonlarına. Oradaki durum daha endişe verici. Aynı şekilde Fransa’da, Paris’te dünyanın birçok gelişmiş ülkesinin merkezlerinde biraz önce bahsettiğim gibi özel harekat polislerinin bulunması artık normal bir vaka. Herkes kabullenmiş. Çünkü her an bir terör saldırısıyla karşı karşıya kalabilirler. Ortaya koyduğumu fotoğraf şu. Bir taraftan gücünü kaybeden yönsüzlük olarak ortaya çıkan, yarın ne olacağız düşüncesi içinde bulunan gittikçe yaşlanan, yabancı düşmanlığı içerisinde sürekli olarak artan bir hastalık haline gelen siyasetlerinin bunu engelleyemediği ve aynı zamanda da ürken, korkan bir batı ile karşı karşıyayız. Bunun karşılığında bizim de bir tablomuz var. 21. Asra iyi başlayan, geçmiş hataları iyi değerlendiren, kendine yapılan saldırıları iyi okuyan, demokrasiyle bunların hepsini çözebileceğine inanan, etrafındaki coğrafyadan korkmayan, oluşturduğu altyapıyı daha fazla zenginleştirmeye, güçlendirmeye çalışan ve geleneğini, göreneğini, medeniyetini anlayışını ve bütün bunlarla birlikte diğer ülkelere nazaran farklılığı olan bir Türkiye ile karşı karşıyayız" ifadelerini kullandı.

"Bir tarafta sömürgeci bir akıl, diğer tarafta zengin kaynaklar"

Konuşmasını sürdüren Bakan Soylu şunları söyledi:
"Elimizde bir de coğrafya var. Doğu Akdeniz ve Orta Doğu. Çok değişik rakamlar olmakla birlikte neresinden bakarsanız bakın, dünya petrol ve doğal gaz rezervlerinin yarısı Orta Doğu coğrafyasında ve doğu Akdeniz’de bulunuyor. Batıda yaşlanan ve azalan ama nitelikli bir nüfus, doğuda ise genç, artan, eğitim durumu batıya kıyasla düşük, fakir bir nüfus var. Bir tarafta sömürgeci bir akıl, diğer tarafta zengin kaynaklar. Yani, kurtla kuzu misali. Kurdun kuzuya saldırmaması mümkün mü, elbette ki değil. Düşünün ki, eski zamanlarda petrol yokken bile, haçlı seferleriyle buraya saldırmışlar. Dolayısıyla çatışmanın doğal sahasının, dünyanın bu bölgesi olduğu, su götürmez bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır. İşte bütün bu tablo içinde, yani, bir tarafta sömürgeci, emperyalist bir akıl, diğer tarafta, Orta Doğu ve Afrika’nın sömürülmeye müsait zengin kaynakları arasında bizim ülkemiz, tarihi boyunca, hem ayakta kaldı, kendini korudu, hem de inancının ve medeniyetinin gereği olarak sömürgeci akıldan farklı bir duruş ortaya koydu ve buna ait maliyetler yüklendi. Petrol kaynaklarından çok daha önemli bir coğrafi konum, zenginliğimiz, milletimizin gücü, köklü medeniyetimiz, elbette ki bize de birtakım güvenlik riskleri ve maliyetler getirdi.Bu ülkenin demokrasisinin yıllardır önünün kesilmeye çalışılması, otomobil üretme girişimlerimizin, uçak yapmamızın engellenmesi,bırakın uçağı 21. yüzyıla gelmişiz, havaalanı yaparken bile tepkilerle karşılaşmamızın altında, bu zenginliğimizi kendine tehdit olarak algılayan batının emperyalist baskısı yatmaktadır."

"Ne yapacaksanız yapın bu millet sizi biliyor"

Gezi olayların başından sonuna kadar yaşamış biri olduğunun altını çizen Soylu, “Faiz 4, enflasyon bir tık üstü. Dünyanın gıpta ile izlediği büyük yatırımları gerçekleştiriyoruz. Marmaray’dan üçüncü köprüye kadar, Avrasya Tüneli’nden Osmangazi Köprüsü’ne kadar Türkiye’nin enerji bağımlılığını dışa karşı ortadan kaldıracak nükleer santrallere kadar birçok adım atıyorduk. Hava alanlarına, şehir hastanelerine kadar. Dünya kriz yaşarken Türkiye büyük bir sıçrama yaşıyordu. Gezi olayları oldu. Gezi olaylar oldu bitti. Sonu ne oldu faiz enflasyon tıkır tıkır yükselmeye başladı. Sebebi Türkiye’yi güvensiz bir ülke haline getirmeyi isteyenler aslında bir noktada istediklerin almışlardı. Alamadıkları neydi bu iktidarı yıkma Tayyip Erdoğan’ı bu ülkenin başından götürmekti. Ona da kim sahip çıktı. Millet sahip çıktı. Bunun sorumlusu çok net söylüyorum eğer gezi olmamış olsaydı biz bugün yerli arabamıza biniyor olacaktık, uçuk projemizi tamamlamış olacaktık. Bugün Suriye üzerinden bir takım bahaneler uydurmaya çalışanlara, bölgemizde terör koridoru oluşturmaya çalışanlara söylüyorum. Gezi olmasaydı biz şu anda 15 bin dolar kişi başına dolar seviyesine ulaşmış, yaşadığımız coğrafyada terör koridoru kurmaya cesaret edemediği, Türkiye’de işsizliğin yüzde 8’lerin 7’lerin altına inmiş olduğu ve bütün dünyaya ve etrafımızdaki coğrafyaya güçlü ve stratejik bir ülkeyi anlattığımız ve herkesin Türkiye’nin sözünden daha fazla çekinir hale geldiği, milletimizin mutlu olduğu bir hal içinde olacaktık.O günkü Cumhurbaşkanının sanki o olayların yaşandığı bir Türkiye’de yaşamıyor gibi çıkıp söz söylüyor olması da bırakın içişleri bakanlığını bu ülkenin bir ferdi olarak Süleyman Soylu olarak içerime bir hançer gibi saplanmıştır. O kadar açık ve net. Hem Tayyip Erdoğan’ı yalnız bırakacaksınız, hem Tayyip Erdoğan’ın karşısında birileriyle anlaşma yapacaksınız. Ondan sonra sırça köşklerinizde devletin size sunduğu tüm imkanlarla beraber bu milletin size verdiği bir şekilde bu millete kötülük olarak anlatmaya çalışacaksınız. Yazıklar olsun size be. Çok açık ve net söylüyorum. Ne yapacaksanız yapın, bu millet sizi de biliyor, çektiği sıkıntıları da biliyor. Bu oyunu kimin ortaya koyduğunu da biliyor. Siz ABD ile Avrupa ile beraber olun, onlara güzellemeler yapın Allah şahittir Tayyip Erdoğan, Allah ve milletle beraberdir. Sanki o gün kendi yapabileceklerini ortaya koyacaklarını, devletin imkanlarının ne olduğunu görmüyorlarmış gibi bütün maliyeti hem partimizin hem milletimizin hem de cumhurbaşkanımızın üzerine yüklemeye çalışıyorlar"diye konuştu.

"Tunceli, bu değişimi en rahat okuyabilecek noktadadır"

Milletin 2002’de sadece iktidarı değiştirmediğini, esasen 2002’de siyaset nehrinin yatağını değiştirdiğinin altını çizen Soylu,"AK Parti ve onun lideri Recep Tayyip Erdoğan, milletin bu değişim talebine cevap verdi, bu talebe uygun yeni bir vizyon, yeni bir anlayış ortaya koydu. Türkiye’yi kaderci siyasetten, vizyoner siyasete taşıyan, iddia sahibi, hedefleri olan, hedeflerine ilişkin gayreti olan, adımları olan, belki de en önemlisi somut bir kimliği olan yeni bir siyaset tarifi yaptı. Yerli ve milli ifadesi, sadece bir imalat tarifi değil, işte bu siyaset kimliğinin tarifidir. Peki bu siyaset nasıl bir sonuç üretti? Bana göre Tunceli, bu değişimi en rahat okuyabilecek noktadadır. Türkiye’de PKK terörünün içeride bitme noktasına gelmesi, bir yandan doğu ve güneydoğu illerimizdeki hareketlilik, kendiliğinden oluşmuş bir sonuç değildir.Türkiye bunu sadece İHA üreterek başarmamıştır. Esas itibarıyla bir strateji üreterek bunu başarmıştır. Teröre karşı sahada kesintisiz operasyon, yüksek bir silahlı mücadele kapasitesi ama aynı zamanda terörizmle, yani terörü oluşturan etkenlerle mücadele.Bugün Tunceli’de sizlerin gördüğü değişim, bizim terörle mücadeledeki en büyük operasyonlardan biridir. Size AK Parti’nin başarılarını 2002’den bugüne kadar yapılanları, uzun bir liste halinde sıralayabilirim. Yollardan, köprülerden, şehir hastanelerinden rakamlar verip bu konuşmayı somut icraatlarla doldurabilirim. Ama doğu ve Güneydoğu’da yaptığımız, bunun çok ötesinde bir şeydir.Türkiye bugün uzun yıllardan sonra ülkenin neredeyse yarısını, müthiş bir potansiyeli, yeniden tam kapasiteyle oyuna sokmaktadır. Artık Türkiye’de 'Sivas’ın doğusu' diye bir gelişmişlik ayrımı yoktur. Böyle bir ayrım kullanılmayacaktır. Bugün doğudaki şehirlerimizle, kendi ölçeklerindeki batı şehirlerimiz arasında fark yoktur. Ne yollarında, ne hastanelerinde, ne de şehir hayatının canlılığı anlamında bir fark yoktur. Tunceli’de bugün uluslararası etkinlikler, festivaller düzenleniyor. Dünya rafting şampiyonası 2018’de burada yapıldı. Bugün Tunceli’de klimalı kütüphaneli, otobüs duraklarından, gondol gezilerinden, Mameki Köprüsü çevresindeki değişimden, çay keyfi sokağından eskiden kürekle yılda 10 bin metrekare asfalt dökülürken şimdi, finişer makinesiyle yılda 950 bin metrekare asfalt dökülebilmesinden şehir meydanlarından, mesire yerlerinden, parklardan, turizmden, ezcümle, capcanlı bir hayatın olduğu bir Tunceli’den bahsediyoruz" şeklinde konuştu.

"Terör örgütünü kadınlar ve anneler bitirecekler"

Bakan Soylu, "Ve bu Tunceli, PKK’nın Pülümür yolunda yol kestiği, kutu deresinde PKK’nın 1500-2000 kişiyle kamp yaptığı, eğitim yaptığı Tunceliydi. Şimdi PKK bırakın ortada gezinmeyi, telsizle konuşmaktan korkar hale geldi. Dağdaki sayıları 500 civarında; eskiden yılda 5 bin kişinin katıldığı PKK’ya yıllık katılım sayısı 2019 sonunda 136, örgütten kopanlar, teslim olanlar veya ikna edilerek dağdan inenler bunun üç katı ve umutsuzca eski yatırımcılarının gelip kendilerini kurtarmasını bekliyorlar. Sadece geçen yıl 273 PKK’lıyı da aileleriyle ikna edip getirip adalete teslim ettik. Şu anda 5 binin üzerinde aileyle görüşüyoruz. Getirin evlatlarınızı teslim edin. Hiç merak etmeyin bize itimat edin. Burada da çok büyük bir adım atıyoruz. Yılbaşından bu yana 50 günde şu ana kadar 40 ikna ile getirdiğimiz var. Daha da artacak. Bu yıl 300 ü aşarız 350’yi buluruz inşallah. Sayı yıllar itibariyle artacak. Diyarbakır annelerinin yaptığı sadece terör örgütüne değil terör örgütlerini destekleyenlere de büyük bir derstir. Bu terör örgütünü kadınlar ve anneler bitirecekler" dedi.

"PKK yöneticilerine söylüyorum bu iş bitmiştir"

Elazığ’da depremden sonra Alevi vatandaşları ziyaret ettiğini ve terör örgütü PKK’nın ele başlarından Murat Karayılan’ın açıklama yaptığını hatırlatan Bakan Soylu, "Murat Karayılan iki gün önce bir açıklama yapıyor. Sakın bu adama kanmayın. Adım adım takip ediyorlar. Ne yaptığımı. Ne kadar takip ederseniz edin. Bu milletle kucaklaşmayan, bir arada olmayan, onların ayağına gitmeyen, onların elini öpmeyen namerttir. Ne kadar takip ederseniz edin ne yaparsanız yapın. PKK’nın yöneticilerine, kalemşörlerine, teorisyenlerine, müzahirlerine, her kademesindeki yöneticilerine ve destekçilerine söylüyorum, bu iş bitmiştir. Ve artık kendi gerçekleriyle yüzleşmelerinin vakti gelmiştir. Biz PKK’yı saf dışı bıraktık ve ülkenin doğu ve güneydoğusunda yeni bir gelecek yazmaya başladık. Gençlik merkezlerimiz, kadın merkezlerimiz açılıyor ve bunlar eskisi gibi PKK’nın eğitim merkezleri değil. PKK’nın kültürel terörizmine karşı teyakkuz halindeyiz" diyerek sözlerine devam etti.

"Şu an batı tir tir titriyor İdlip konusunda"

Türkiye dünyanın en büyük küresel sorunlarından biri olan göçü yönettiğine de değinen Soylu, "Bugünün Türkiye'si dünyanın en büyük küresel sorunlarından birisi olan göçü yönetmektedir. Hem de sızlanmadan yönetmektedir. Komşumuz Yunanistan’a geçen düzensiz göçmenlerde 10 bin kişilik artış oldu, her gün feveran ediyor. Bizim yakaladığımız kaçak göçmen sayımız 2017’de 175 bindi, 2018’de 268 bin oldu, 2019’da 454 bin oldu, onlar kadar panik olmadık. Onlar gibi gaddarlaşmadık da. Süreci sağlıklı şekilde yönetmenin çarelerini aradık. Şu anda batı tir tir titriyor, İdlib konusunda. İdlib’deki hareketlenme sonrasında Türkiye politikasını değiştirir, bunların Avrupa’ya geçişine izin verir mi diye korkuyorlar. Batının Orta Doğu politikasını eskiden menfaatleri yönetiyordu, şimdi korkuları yönetiyor. Oysa bizim durumumuz böyle değil. Türkiye her problemle yüzleşiyor, önemli bir kapasite kullanıyor ve medeniyet ilkelerinden, değerlerinden sapmadan bunu yönetiyor" diyerek sözlerini tamamladı.

Ercan Topaç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Benzin yüklü tanker kaza yaptı: Patlama riskine karşı D-130 Karayolu trafiğe kapatıldı, evler tahliye edildi Kocaeli’nin Gölcük ilçesi D-130 Karayolu’nda seyir halinde olan benzin yüklü tanker, önce üst geçit köprüsüne ardından ise 3 araca çarptı. Tankerin çekici kısmı koparken benzin ise yola saçıldı. Patlama riskine karşı yolun iki şeridi de trafiğe kapatılırken, çevredeki evlerde tahliye edildi. Edinilen bilgiye göre, Gölcük ilçesi D-130 Karayolu Yalova istikametine seyir halinde olan benzin yüklü tanker sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde araç, refüjdeki demir korkuluklara çarparak karşı şeride geçti. 150 metre boyunca duramayan tanker üstgeçit köprüsünün ayağına, ardından park halindeki iki kamyonete çarptı. Daha sonra karşı şeritten gelen hafif ticari araca çarpan tankerin çekici kısmı koptu. Kopan çekici, D130 Karayolu’ndan karşı sokağa uçtu. Kazada tanker sürücüsü hafif şekilde yaralanırken benzin ise yola saçıldı. İhbar üzerine olay yerine sağlık, polis, itfaiye ve AFAD ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri yaralı hastaneye kaldırırken, polis ekipleri ise patlama riskine karşı D130 Karayolu’nun Yalova ve İzmit istikametini trafiğe kapattı. Ayrıca çevrede bulunan binalardaki vatandaşlar da tahliye edildi. Şehir merkezinden trafik akışı sağlanıyor. Ayrıca itfaiye ve polis ekipleri vatandaşları bölgeden uzaklaştırmaya devam ediyor. İtfaiye ekipleri, patlama riskine karşı bölgeyi köpüklüyor. Patlamaya karşı tehlike olduğu için evler tahliye edildi. Çok korktuk" Patlama riskine karşı evden çıkarılan Aysel Sütlüce, “Polisler anons etti ve korkarak hemen dışarı çıktık. Kaza yapan tanker araçları ezmiş. Patlamaya karşı tehlike olduğu için evler tahliye edildi. Çok korktuk" dedi. Ömer Çengel ise "Tanker 3 aracı çarpmış. Tankerden devamlı benzin akıyor. Polisler evi boşalttı. Şu an dışarıda bekliyoruz" diye konuştu.
Ankara Mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler Resmi Gazete’de Çalışmak için bulundukları ilden başka illere giden mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin yaşadıkları sorunların giderilmesine yönelik yapılacak çalışmalar ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanarak Resmi Gazete’de yayımlanan ’Mevsimlik Tarım İşçileri ile İlgili 2024/5 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’ ile mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler getirildi. Genelge kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve aileleri için geçici yerleşim alanları oluşturulacak ve bu alanlarda eğitim, sağlık, ulaşım ve sosyal hizmetler sunulacak. Genelgeye göre, valilikler tarafından mevsimlik tarım işçilerinin yoğun olarak çalıştığı yerlerde iklim şartlarına uygun, emniyetli ve estetik prefabrik yapılar kullanılarak geçici yerleşim alanları kurulacak. Bu alanlar sel, su baskını gibi doğal afetlere karşı güvenli lokasyonlarda planlanacak ve yerleşim yerlerine elektrik, su ve kanalizasyon hizmetleri sağlanacak. Valiliklerce hazırlanan eylem planlarında belirlenen alanlara ilişkin tahsis veya protokol belgesi Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi’ne (e-METİP) aktarılacak. Sağlık hizmetleri Genelgede sağlık hizmetleri kapsamında, il sağlık müdürlükleri tarafından mevsimlik tarım işçileri ve ailelerine yönelik aşılama, kronik hastalık taramaları ve mobil sağlık ekipleri ile sağlık hizmetleri sunulacak. İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda personelinin istihdamının sağlacağı belirtilen genelgede, ”İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda sağlık personelinin istihdamı sağlanacak ve hizmet ihtiyacına göre personelin çalışma saatleri düzenlenecektir. Çalışan sağlığının korunması ve geliştirilmesi kapsamında il sağlık müdürlüklerince gerekli bilgilendirme faaliyetleri yapılacaktır” ifadelerine yer verildi. Eğitim hizmetleri Genelgeye göre çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. İl milli Eğitim Müdürlüklerince; geçici yerleşim alanlarında eğitim ve sosyal faaliyetler için oluşturulan merkezin, öncelikle çocuklar için etkin bir eğitim merkezi olarak kullanılmasının sağlanacağına dikkati çekilen genelgede şu ifadelere yer verildi: "Çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. Mevsimlik tarım işçilerinin zorunlu eğitim çağındaki çocuklarının eğitimlerini devam ettirmek üzere konu hakkında Milli Eğitim Bakanlığının ilgili yönerge/genelge hükümleri uygulanacaktır. Bu hususta şartlı nakit transferi gibi özendirici tedbirler etkin şekilde uygulanacak, çocukların okul kıyafetleri ve malzemeleri valiliklerce sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları aracılığıyla temin edilecektir. İl milli eğitim müdürlüklerince; mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarının daimi ikametgahlarındaki okullarına döndüklerinde öğrenme kayıplarına yönelik telafi/yetiştirme eğitimleri yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçileri, daimi ikamet ettikleri illere geri döndüklerinde çalışma ve iş kurumu il müdürlükleri, halk eğitimi merkezleri ve mesleki eğitim merkezlerince; işçiler arasında yaygın eğitim ihtiyacı olanlar tespit edilerek eğitim ihtiyaçları karşılanacak, yetişkinlere okuma-yazma ve/veya meslek edindirme kursları, iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile sosyal-kültürel faaliyetler düzenlenecektir. Özel eğitim ihtiyacı bulunan çocuklar rehberlik araştırma merkezi müdürlükleri tarafından eğitim imkanlarından faydalandırılacaktır. Mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarının eğitime erişimlerinin sağlanması amacıyla il/ilçe milli eğitim müdürlükleri bünyesinde kurulan ekiplerin görevleri süresince ulaşım ihtiyaçlarının giderilmesi için gerekli tedbirler Valiliklerce alınacaktır." Genelgeye göre, İçişleri Bakanlığı, mevsimlik tarım işçilerinin güvenli bir şekilde seyahat etmeleri için gerekli trafik denetimlerini artıracak ve gece saatlerinde yolculuk yapmamaları sağlanacak. Geçici yerleşim alanlarının korunması ve asayişin sağlanması için kolluk kuvvetleri tarafından düzenli devriyeler yapılacak. Sosyal hizmetler Aile ve sosyal hizmetler il müdürlüklerince sosyal hizmetler kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin bilgilendirilmesi sağlanacağı kaydedilen genelgede kadın, çocuk, engelli ve yaşlıların sunulan hizmetlerden yararlanacağı vurgulandı. Okul çağına gelmemiş çocuklar için ise aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri ve İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından geçici yerleşim alanlarında eğitim ve bakım hizmetleri için personel görevlendirilebilecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sunulan gezici kütüphane, gezici müze ve benzeri hizmetlerin geçici yerleşim alanlarında faaliyet göstermesi amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile koordineli çalışmalar yürütüleceği aktarılan genelgede şunlar yer aldı: "Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarına yönelik sosyal ve sportif faaliyetler yürütülecektir. İl Müftülüklerince mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin inanç ve ibadet ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli tüm tedbirler alınacak; çocuk işçiliğinin önlenmesine ve çocukların zorunlu eğitime devam etmelerinin sağlanmasına ilişkin olarak ailelerin bilgilendirilmesine yönelik çalışmalara destek verilecektir." Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi (e-METİP) Mevsimlik tarım işçisi olarak daimi ikametgahı dışında bir başka ilde çalışmak amacıyla geçici olarak yer değiştirenlerin ve ailelerinin kimlik bildirimleri, bu kişilerin yaşadıkları geçici yerleşim alanlarındaki kolluk kuvvetlerince alınacağı vurgulanan genelge şu şekilde devam etti: "Bu bildirimler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile elektronik ortamda paylaşılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için teknik altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığına e-METİP’e kayıtlı olan mevsimlik tarım işçilerinin ve aile bireylerinin kimlik numaralarını bildirecektir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kullanılmakta olan Milli Eğitim Bakanlığı e-Okul Yönetim Bilgi Sistemi’nde yer alan mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarına ilişkin kayıtlar e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin kimlik numaraları her sağlık hizmeti sunumunda alınarak, sunulan hizmetlere ilişkin bilgiler kişisel verileri içermeyecek şekilde e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Sağlık Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gerekli gördüğü takdirde e-METİP’in etkinliğinin artırılması amacıyla diğer kamu kurum ve kuruluşlarından protokole gerek duymadan kişisel verileri içermeyecek şekilde veri talebinde bulunabilecektir. Tarım alanlarının geniş bölgelere yayılması nedeniyle mevsimlik tarım işçilerinin kayıt altına alınması sürecinde kolluk kuvvetlerine kolaylık sağlamak amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı taşra teşkilatı başta olmak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşları, muhtarlar ile ziraat odaları birlikleri ve mevsimlik tarım işçisi çalıştıran tarla veya bahçe sahipleri/işleticileri ve işverenler tespit ettikleri/çalıştırdıkları mevsimlik tarım işçilerini kolluk kuvvetlerine bildirecektir.
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.