GÜNDEM - 25 Ocak 2023 Çarşamba 17:38

Bakan Yanık: 'Eşcinselliği kamusal alanda hiçbir problem değilmiş gibi kabul etmeyi kimse bizden beklemesin'

A
A
A
Bakan Yanık: 'Eşcinselliği kamusal alanda hiçbir problem değilmiş gibi kabul etmeyi kimse bizden beklemesin'

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, “Eşcinsel vatandaşlarımız da bizim vatandaşlarımız. Çok net. Haklarını korumak, yaşam haklarını korumak vesaire o ayrı bir şey. Devletin sorumluluğudur ve bundan taviz veremez. Ama öbür taraftan eşcinselliği normalleştirmek, eşcinselliği kamusal alanda hiçbir problem değilmiş gibi kabul etmeyi bizden beklemesin” dedi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, medya temsilcileri ile bir araya geldi. Temsilcilerin sorularını yanıtlayan Bakan Yanık, medyanın en büyük paydaşlarından biri olduğunu ve basın sektörü ile bilgi paylaşımının son derece şeffaf şekilde yürütüldüğünü söyledi.

“Yaşlılar hayatlarını idame ettirme kabiliyeti ve toplumsal hayata da katılım imkanını ellerinde tutmalı”

Yaşlı nüfusun artmasından kaynaklı olarak Alzheimer, Demans, Parkinson gibi hastalıkların daha fazla görülmeye başlandığını söyleyen Bakan Yanık bu konunun gelecekte ortaya çıkartacağı sorunların önüne geçmek için çalıştıklarını belirterek, “Burada iki şeyi bir arada yapmamız gerekiyor. Birincisi aktif yaşlanma. Yani yaşlıların ömürlerinin sonuna kadar bir şekilde üretmeye devam etmesi, bu üretmek istihdam anlamında söylemiyorum. Maddi bir şeyi üretmekten bahsetmiyorum. Kendi hayatlarını idame ettirme kabiliyeti ve toplumsal hayata da katılım imkanını ellerinde tutmaları. Bu önemli ve bunun için çok yoğun çalışmalar yapıyoruz. İkincisi de çocuk nüfusumuzu çok iyi yetiştirmemiz gerekiyor. Çocuk nüfusunu eğitimden sağlığa, değer, yargılarından toplumsal ilişkilere kadar çok iyi yetiştirmemiz gerekiyor ki bu toplumsal devamlılığı ve üretim gücünü devam ettirebilelim. Üretimden kastım özellikle altını çiziyorum. Sadece somut maddi üretimden bahsetmiyorum” ifadelerini kullandı.

“Sığınmacıların nüfus ve doğurganlığı şu an için bizim açımızdan bir tehdit oluşturmuyor”

Türkiye’de yaşayan mültecilerin doğurganlık oranları hakkında sorulan soruya cevap veren Bakan Yanık, “Sığınmacıların nüfus ve doğurganlığı şu an için bizim açımızdan bir tehdit oluşturmuyor. Özellikle Güneydoğu’dan bir geriye dönüş başladı. Yani sığınmacı nüfusun bir kısmı geriye dönmeye başladı birincisi bu. İkincisi ülke sınırları içerisinde onlarda da çok öyle absürt bir aşırılık yok” diye konuştu.

“Yasakladınız, cezaları artırdınız, başka bir şey bulunur”

Gündüz kuşağı programları hakkında konuşan Yanık şöyle devam etti:

“Gündüz kuşağı programlarıyla alakalı da 2021 haziranında, RTÜK ile beraber bir çalışma yapmıştık. Ben burada medya temsilcilerinin, yönetici arkadaşlarımızın olduğu bir ortamda çok açık yüreklilikle şunu söylemiştim; ben hukukçuyum, kuralların gerekliliğine çok inanırım, kurallara kuralcı sayılabilecek kadar saygı gösteririm. Ama bazı meseleler var ki sadece yasaklamayla o meseleleri çözemezsiniz. Bir ortak tutumun olması lazım. RTÜK evet yaptırım uygulayan bir kurum. Ceza kesiyor vs. Ama bir noktaya kadar gider. Sonra birkaç vesileyle yine söyledim. Lütfen ortada bir reklam pastası olduğu için bu kadar rağbet ediliyorsa ne olur herkes bir reklam pastasından elini çeksin. Hepimiz, bütün kanallar bitirsin bu programları. Dolayısıyla herkes vazgeçtiğinde yine ortadaki havuz aynı kalacak. Yasakladınız, cezaları artırdınız, başka bir şey bulunur. İnsanın en kolay ve net biçimde uyduğu kural kendisinin koyduğu kuraldır. Dışardan gelen herhangi bir kuralın arkasından dolanabilirsiniz, Dünyanın en iyi hukuk metni de olsa bu ihlal edilebilir. Dolayısıyla öncelikle bu konuda herkesin üzerinde ittifak ettiği bir tutumun olması gerektiğini önceden beri hep ifade etmişimdir. İkincisi; gündüz kuşağı programlarıyla ilgili bizim de ciddi anlamda eleştirilerimiz var. Bunları da zaten ifade ediyoruz. Üç; RTÜK ile beraber çalışmalar yapıyoruz. Özellikle aile dostu yapımlarla alakalı destekleyici, özendirici, aile dostu olduğunu işaret edici birtakım uygulamalar hayata geçirmeye çalışıyoruz. RTÜK ile bu anlamda daha önceden yapılmış bir yönetmelik çalışması var ama çok aktive edilmemişti. Geçtiğimiz aylar itibarıyla ilgili komisyonları kurarak, bu anlamda aile dostu yapımların desteklenmesi, onların özendirilmesi ve öne çıkarılması noktasında özellikle çalışmalar yapıyoruz. Bunu çok ısrarlı bir biçimde tüm TV kanallarının, tüm yöneticilerin bu tutumu kendilerinin belirlemesinin çok daha etkili, çok daha güçlü olacağı kanaatindeyim. Öte taraftan RTÜK tabii ki bir düzenleyici kurum olarak veya yaptırım uygulayıcı kurum olarak üzerine düşeni yapmak durumunda. Biz de bazen şikayetlerimizi veya erişimin engellenmesini istediğimiz konular olduğunda bununla ilgili yasal haklarımızı kullanıyoruz. Çokça aslında kullanıyoruz. Bazılarından kamuoyunun haberi oluyor, bazılarından hiç haberi olmuyor ama daha üst bir projeksiyon anlamında baktığımızda burada reyting yarışına girdiğinizde o yarışın sonu yok. Bitmeyen bir yarış. O zaman herkes bıraktığında herkes tekrar eşit hale gelecek.”

“Eşcinselliği kamusal alanda hiçbir problem değilmiş gibi kabul etmeyi kimse bizden beklemesin”

Dizi ve filmlerde LGBT öğelerine yönelik konuşan Bakan Yanık, “Yani yasal düzenlemelerle alakalı herhangi bir zaafımız yok ama uygulamayla ilgili zaman zaman sıkıntılar çekiyoruz. Belki uygulayıcı kurum ve kuruluşlardan ama daha çok da toplumsal tepkilerden kaynaklı bir sıkıntımız var. Yani işte alkol mesela çok basit bir şey söyleyeyim. Kadına yönelik şiddetin sebepleri arasında yüzde 70'e, 75’e yakın alkolizm var. Alkolle ilgili bir tartışmaya açmamız mümkün değil. Direk hayat tarzı engeliyle karşı karşıya kalırsınız. Ya da işte eşcinsellik tartışmaları hemen işte bireysel özgürlükler, bireysel özgürlük kısmı başka bir şey ama toplumsal hayatı etkileyen tarafı başka bir şey. Ben konuşmalarımda hep şu ayrımı çok net bir biçimde yapıyorum. Yaptığım da yapmaya da devam edeceğim. Eşcinsel vatandaşlarımız da bizim vatandaşlarımız. Çok net. Haklarını korumak, yaşam haklarını korumak vesaire o ayrı bir şey. Devletin sorumluluğudur ve bundan taviz veremez. Ama öbür taraftan eşcinselliği normalleştirmek, eşcinselliği kamusal alanda hiçbir problem değilmiş gibi kabul etmeyi bizden beklemesin. Ne bireysel olarak ne hükümet olarak. İkisi birbirinden çok ayrı şeylerdir. Bu sınırı bir çekelim, ondan sonra konuşalım” ifadelerini kullandı.

Ömer Faruk Karataş
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 28 Şubat davası sanıkları affedildi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile aralarında 28 Şubat sanıkları da olan 14 kişi affedildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile Resmi Gazete’de yayımlanan cezanın kaldırılması ile ilgili kararlar ile aralarında 28 Şubat sanıklarının da olduğu 14 kişi affedildi. Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmek suçundan Ankara 5’inci Ağır Ceza Mahkemesinin 13.04.2018 tarihli kararı ile müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilen Cevat Temel Özkaynak, Çevik Bir, Çetin Doğan ve Aydan Erol kocama hali nedeniyle, Yıldırım Türker ve Erol Özkasnak ise sürekli hastalık hali sebebiyle Anayasanın 104’üncü maddesinin 16’ncı fıkrası gereğince affedildi. Karar ile birlikte, kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme suçundan Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 23.12.2019 tarihli kararıyla 2 kez müebbet hapis cezası, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma suçundan 10 ay hapis cezası, kasten yaralama suçundan 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırmasına karar verilen Haci Sülük, sürekli hastalık ve kocama hali kapsamında affedildi. Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Ordu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesinin 31.01.2018 tarihli kararı ile 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Avni Yılmaz ve aynı suçtan Samsun 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinin 21.03.2018 tarihli kararı ile 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası alan Gülbey Sarıoğlu ise sürekli hastalık hali kapsamında olduğu belirlenerek cezası kaldırıldı. Kasten öldürme suçundan Bakırköy 11’inci Ağır Ceza Mahkemesinin 24.12.2014 tarihli kararı ile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Sevda Yüksel’in cezası sürekli hastalık halinden dolayı kaldırıldı. Kasten öldürmeye teşebbüs etme suçundan Denizli 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesinin 05.05.2016 tarihli kararı ile 11 yıl 8 ay hapis cezası alan Süleyman Tuna sürekli hastalık hali nedeniyle affedildi. Tasarlayarak kan gütme saiki ile öldürme suçundan Zonguldak 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinin 18.05.2015 tarihli kararı ile 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve tasarlayarak kan gütme saiki ile öldürmeye teşebbüs suçundan 3 kez 18 yıl hapis cezası ve yine farklı mağdurlara karşı yönelik tasarlayarak kan gütme saiki ile öldürmeye teşebbüs suçundan 3 kez 13 yıl hapis cezası, Van 2’nci Asliye Ceza Mahkemesinin 05.12.2013 tarihli kararı ile zincirleme olarak resmi belgede sahtecilik suçundan 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırılan Abdulhekim Yılmaz’ın kalan cezası da sürekli hastalık ve kocama hali kapsamında olduğu değerlendirilerek kaldırıldı.
İzmir İzmir’de silahla vurulan hastane personeli hayatını kaybetti İzmir’in Konak ilçesinde sokakta bulunduğu esnada tartıştığı kişiler tarafından tabancayla vurulan üç çocuk babası hastane personeli, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Olayla ilgili kimliği tespit edilen 2 şüpheliyi yakalamak için çalışma başlatıldı. Olay, saat 22.00 sıralarında Emir Sultan Mahallesi 1192 Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde temizlik görevlisi olarak çalışan Yücel Ecelioğlu (37), sokakta tartıştığı iki kişi tarafından tabanca ile vuruldu. Ecelioğlu göğsüne isabet eden kurşunla yaralanırken şüpheliler olay yerinden kaçtı. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Polis çevrede güvenlik önlemleri alırken ağır yaralandığı belirlenen Yücel Ecelioğlu, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Evli ve üç çocuk babası olduğu öğrenilen talihsiz adam, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Ecelioğlu’nun cenazesi yapılan incelemenin ardından İzmir Adli Tıp Kurumuna kaldırıldı. Şüpheliler belirlendi, polis peşine düştü Olayın ardından şüphelileri yakalamak için çalışma başlatan Konak İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri olayı gerçekleştiren şüphelilerin B.E. (19) ve R.A. (22) olduğunu tespit etti. 2 şüpheliyi yakalamak için başlatılan çalışma sürüyor.
İzmir İzmir’de 4 gün eylem ve gösteri yasak Kobani Davası olarak da bilinen "6-8 Ekim Terör Olaylı Davası"nın sonuçlanmasının ardından İzmir Valiliği tarafından yapılan duyuruda, kentte 19 Mayıs’a kadar kentte toplantı, yürüyüş gibi eylemlerin yasaklandığı bildirildi. 18’i tutuklu 108 ismin yargılandığı ve kamuoyunda Kobani Davası olarak bilinen "6-8 Ekim Terör Olaylı Davası"nın 83’üncü duruşması bugün görüldü. Duruşmada açıklanan kararlara göre Selahattin Demirtaş’ın da içinde bulunduğu birçok isme hapis cezası verildi. İzmir Valiliğinin resmi sitesinde yapılan açıklamaya göre, kentte bu konu ile ilgili yapılması muhtemel her türlü açık yer toplantıları ile gösteri yürüyüşleri, toplu olarak karşılama ve uğurlama merasimleri, basın açıklaması, oturma eylemi, miting, çadır kurma, imza kampanyası, stant açma, anma töreni, şenlik, konser, eğlence, oyun, gösteri vb. türdeki tüm eylem ve etkinliklerin yasaklandığı bildirildi. Duyuruda 16 Mayıs itibariyle başlayan yasaklama kararının 19 Mayıs saat 23.59’a kadar süreceği de aktarıldı. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "İlimiz farklı noktalarında terör örgütüne müzahir şahıs veya şahıslarca toplanılarak, PKK/KCK terör örgütünü ve elebaşı Abdullah Öcalan’ı övücü mahiyette eylemlerde bulunulabileceği, vatandaşların can ve mal güvenliğini olumsuz yönde etkileyecek fiillerin meydana gelebileceği, kanuna aykırı süreç işletileceği ve karşıt görüşlü grupların bir araya gelerek istenmeyen olaylara sebebiyet verilebileceği değerlendirilmektedir. Milli birlik ve beraberliğimizi zedeleyici provokatif eylemlerin önüne geçilebilmesi, milli güvenlik, kamu düzeni ve güvenliğinin tesisi, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, olası yasadışı eylemlerin önlenerek müessif olayların yaşanmaması amacıyla ve kamu düzeni ve güvenliğinin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulacağına ilişkin ciddi belirtilerin bulunduğu hususu göz önüne alındığında can ve mal güvenliğinin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteallik emniyetin ve kamu esenliğinin sağlanmasının amacıyla; 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunun 17. ve 19. maddeleri ile 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunun 11. maddesi hükümleri gereğince; ’Demokratik Siyasette Israrcıyız! Halkların Dayanışması ve Birleşik Mücadele İle Kumpasları Aşacağız, 6-8 Ekim Terör Olaylı davası’ ile ilgili yapılması muhtemel her türlü açık yer toplantıları ile gösteri yürüyüşleri, toplu olarak karşılama ve uğurlama merasimleri, basın açıklaması, oturma eylemi, miting, çadır kurma, imza kampanyası, stant açma, anma töreni, şenlik, konser, eğlence, oyun, gösteri vb. türdeki tüm eylem ve etkinliklerin İzmir il merkezi ve ilçeler dahil olmak üzere, tüm il sınırları içerisinde (Coğrafi Alan-İl Merkezi, İlçeler/Polis ve Jandarma sorumluluk bölgelerinin tamamı) 16.05.2024 günü saat 17.30’dan 19.05.2024 günü saat 23.59’a kadar 4 (dört) gün süreyle yasaklama kararı alınmıştır."