POLİTİKA - 18 Ağustos 2016 Perşembe 13:22

Bakan Zeybekci: Yeni nesil Serbest Bölgeler Kanunu geliyor

A
A
A
Bakan Zeybekci: Yeni nesil Serbest Bölgeler Kanunu geliyor

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, 15 Temmuz sürecinin, cerrah hassasiyetiyle operasyonlar yapılsa dahi bir iz bırakacağını söyledi. Bakan Zeybekci, yeni nesil Serbest Bölgeler Kanununun sonbaharda görüşüleceğinin de müjdesini verdi.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, ESBAŞ Genişleme ve Süre Uzatımı Sözleşmesi İmza Törenine katılarak önemli açıklamalarda bulundu. Konuşmasında, 15 Temmuz darbe girişimi hakkında konuşan Bakan Zeybekci, bu sürecin sancılarının ve ağrılarının olacağını ancak yaraların sarılacağını belirtti. Cerrah hassasiyetiyle operasyonlar yapılsa dahi sürecin bir iz bırakacağının da bilincinde olduklarını kaydeden Zeybekci, “mikrop kuluçka makinesi haline gelmiş” şirketlerin sonuna kadar temizleneceğini, o şirketlerin Türkiye’nin bir varlığı olarak devam etmesi için gerekli hassasiyetleri de göstereceklerini dile getirdi. İzmir’de bir de müjde veren Bakan Zeybekci, “Serbest Bölgeler Kanunumuz şuanda çıktığı gibi, bütün eksikleriyle duruyordu. Birinci nesil diyelim biz ona. Dünya, dördüncü nesillere geldi serbest bölgelerde. Şuanda komisyonda. İnşallah bu hafta içerisinde bitirilecek. Sonbaharda ilk görüşülecek kanunlardan biri olan Türkiye, artık yeni nesil Serbest Bölgeler Kanununa sahip olacak ve dünyaya pazarlayacağımız, tüm dünyaya anlatacağımız yeni bir Serbest Bölgeler Kanunumuz olacak” dedi.

Şehitlere rahmet diledi
Konuşmasının başında, şehitlere Allah’tan rahmet dileyen Bakan Zeybekci, “Bu milletin millet olmasıyla ilgili geçmiş tarihinde bu al bayrağın rengine kanını veren bütün şehitlerimizi ama son dönemde, şahsi görüşüm olarak bu milletin millet olmasıyla, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla ilgili destan yazan, şehitlerimiz kadar da önemli olduğuna inandığım, bu milletin yeniden doğuşu demek olan, artık Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün muhasır medeniyet diye gösterdiği o hedefin sadece maddi bir hedef olmadığını, muhasır medeniyetin demokrasi anlamında da çok önemli bir hedef olduğu, dünya demokrasi tarihinde bu milletin altın harflerle yazılmasını sağlayan, bu milletin istikbalini ve istiklali için şehit olan bütün şehitlerimize, Elazığ’daki ve Van’daki ihanetle şehit olan kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum” ifadelerini kullandı.

“15 Temmuz bir işgal girişimiydi”
Memleketinde “Yari güzel olanın başı belasız olmaz’ diye bir söz olduğunu belirterek bu sözü Türkiye’nin bulunduğu coğrafyaya uyarlayan Bakan Zeybekci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyanın en güzel topraklarındayız. 15 Temmuz bir darbe girişimi değildi. 15 Temmuz bir terör eylemiydi. 15 Temmuz bir işgal girişimiydi. Türkiye’yle ilgili hevesi olanların Türkiye’den başka sonuçlar çıkarmakla ilgili bir operasyonuydu. Bu operasyonu başka yerlerde yapabilecekleri gibi Türkiye’de de yapabilecekleri fikri onların en büyük hatası. Tarihinde bir kere bile diz çökmemiş olan bir millet, bir kere esir alınamamış bir millet olduğunu göz ardı ettiler. Bu millet, tabii ki bunun başında bu milletin kendi oylarıyla seçtiği cumhurbaşkanının çağrısıyla çıktı, o çağrı tetikledi ama milletin genetik yapısında öyle bir hamur olmamış olsaydı o tankın namlusuna o göğsünü dayar mıydı bu millet? Uçaklar bombalarken bu millet meydanlardan bir adım geri çekilmedi.”

“Bu sivil Türk demokrasi devrimiydi”
Türk milletinin dünya demokrasi tarihine “Bu sivil Türk demokrasi devrimiydi” yazdığını söyleyen Bakan Zeybekci, bu sürecin sancılarının ve ağrılarının olacağını ancak bu yaraların sarılacağını kaydetti. Zeybekci, “ Kimsenin şüphesi olmasın. Bu dönemle ilgili en büyük hassasiyetimiz; gerek 15 Temmuz ihaneti, gerek ondan sonraki günü ve pazartesi günü ekonomimizin dünyanın parmak ısıracağı şekilde sistemin tıkır tıkır çalışıyor olması birinci görevimiz. Dünya pazartesiyi şaşkınlık içinde seyretti. Bazıları pazartesi 10 civarı derin bir yutkunmayla yerlerine oturdu. Baktılar ki istedikleri olmuyor, öyle bir gidişat yok, her şey tıkır tıkır işliyor. Üzerine soğuk su içerek o spekülatif alanı terk ettiler” dedi.

“İz bırakacağının bilinci içerisindeyiz”
Sıkıntıları bildiklerini, her ne kadar cerrah hassasiyetiyle operasyonlar yapılsa bile bir iz kalacağının da bilinci içerisinde olduklarını ifade eden Bakan Zeybekci, şunları söyledi: “Hiç kimse şunu unutmasın; bütün bu sahip olduklarımız, bu ülkedeki tüm varlıklar bu ülkenin ve bu milletin envanterindeki aktiflerdir. Bazı şirketler var ki; bunlar maalesef mikrop kuluçka makinesi haline gelmişti. Bunlar da iki elin parmağı bile olmayacak sayıdadır. Bunlarla ilgili gerekli temizlik yapılacaktır. Bu millete ihanet etme mekanizmalarının önemli kaynakları haline gelmişlerdi. Ondan sonraki tüm şirketler, kurum kuruluşlar bu ülkenin varlıklarıyla ilgili şöyle bir hassasiyetimiz olacak; şirketteki yönetim kurulu başkanı eğer Nihat Zeybeci ise, bu millete ihanetin içinde yer alması tabii ki yargı, hukuk ayrı ama o şirket bu ülkenin varlığı olarak sağlıklı şekilde devam etmesiyle ilgili gerekli hassasiyetler gösterecektir. Şuna müsaade etmeyeceğiz; bu ülkeye ihanet eden hainlerin bir şekilde gizli gizli sevindiği, ekonomik anlamda ‘bu ülkeye şu kadar zarar verdirttik’ dedirtmeyeceğiz onlara. Bu anlamdaki hassasiyetlerimiz en üst seviyede olacak.”

İzmir planları
İzmir’in farklı bir kent olduğunu dile getiren Bakan Zeybekci, “İzmir Türkiye’nin serbest bölgeler şehri olsun demiştik. Bu sözümüzden hiç geri kalmadık. 10 bin yıldan beri bu şehir bu coğrafyanın ticaret merkezi. Bu bizim için çok büyük bir referans. 10 bin yıldan beri denenmiş ve başarmış olan bu örnek üzerinde yürüyeceğiz. Şuanda Esbaş’ta genişleme olacak. 3 bin 500 istihdam oluşturulacağı, 1,5 milyar doları civarında yeni ihracatın kazandırılacağı… Bundan sonraki yol haritamız; yeni ihtisas uzmanlaşmış serbest bölgeleri İzmir ve civarında, üzerinde çalışmaya devam edeceğiz. Bunlardan en önemlilerinden bir tanesi en kısa sürede Aliağa’da olacak. Orada farklı bir uzmanlaşmaya gideceğiz. Turizm, ticaret, serbest bölgeyi de İzmir sınırları çalışmayı da yapacağız. Asıl hedefimiz Expo Ege. Bu projenin peşinde olalım. Expo Ege Ege’yi bir şehir gibi projesi aslında. Aynı coğrafyadaki bu şehirleri birbirinden ayırmamız mümkün değildir. İzmir’den insanlar hızlı trene bindiğinde maksimum bir saatte Denizli2de dediğimizde bu proje kafamıza cuk diye oturur” diye konuştu.

“Yeni bir serbest bölge kurup işletmeye talibiz”
Törende konuşan ESBAŞ Yürütme Kurulu Başkanı Faruk Güler de, Ege Serbest Bölgesi’nin genişletilmesiyle ilgili verilen karar ile bölgede yatırım yapma kapasitesine sahip yatırımcıların önünün açılacağını söyledi. Güler, şöyle konuştu: “Bize yatırımcı bulma ve yatırımcıya hizmet etme imkanı sundunuz. Bize sağladığınız bu imkan ile Ege Serbest Bölgesi’ndeki istihdama ilave olarak 3 bin 500 kişiye daha iş ve aş sağlayacağız. Yıllık yaklaşık 4 milyar dolar olan ticaret hacmimize ilave olarak 2 milyar dolar daha ticaret hacmi ekleyeceğiz. İstihdam sağlayacak, ileri teknolojiye dayalı üretim yapacak, katma değer üretecek firmaların yatırım yapmalarını sağlayacak. Bizim için bu imzanın anlamı istihdam sağlamak, ticaret hacmini yükseltmek yerli ve yabancı yatırımcıları çekerek ülkemize yatırım yapmak ve yaptırmaktır. İzmir’de yeni bir serbest bölge kurup işletmeye talibiz. Ayrıca, yurt dışında oluşturulacak serbest bölgelerin kurulup işletilmesine de talibiz.”

İmzalar atıldı
Bakan Zeybekci’nin katılımıyla düzenlenen törene, İzmir Valisi Erol Ayyıldız, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican, Serbest Bölgeler, Yurtdışı Yatırım ve Hizmetler Genel Müdürü Uğur Öztürk, ESBAŞ Yürütme Kurulu Başkanı Faruk Güler, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk de katıldı. Konuşmaların ardından imza törenine geçildi. İmzalar, Öztürk ve Güler tarafından atılırken, imza sonrası Bakan Zeybekci’ye hediye takdiminde bulunuldu. İmza ile serbest bölge 300 bin metrekare genişleyecek, süresi uzatılacak, 3 bin 500 kişiye istihdam sağlanacak ve 4 milyar dolar ihracat hacmine ek olarak 2 milyar dolar ihracat hacmi oluşacak. 

Ceren Atmaca - Sinan Yeniçeri 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Romanya’da arı ve propolis masaya yatırıldı 6. Uluslararası Arı Ürünleri Sempozyumu & Uluslararası Bal Komisyonu Yıllık Toplantısı 22-25 Nisan tarihlerinde Romanya’da gerçekleştirildi. Arı ürünleri analizi ve araştırması alanında bir referans niteliği taşıyan konferans, dünya genelinden akademisyenler ve sektör profesyonellerini bir araya getirdi. 4 gün boyunca devam eden konferansta; propolis, polen, bal, bal analiz metotları, kalıntılar, duyusal analizler, coğrafi ve botanik orijin, arı ürünlerinde güvenilirlik gibi pek çok oturumda, alanında uzman kişilerce arı ürünleri alanındaki en güncel araştırmalar paylaşıldı. BEE’O Propolis Kurucusu ve Genel Müdürü Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı, sempozyumun önemli oturumlarından biri olan "Arı Ürünlerinde Güvenilirlik" başlıklı panelde “Propolisin Standardizasyonu” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Sunumunda, ulusal alanda T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı liderliğinde ve uluslararası alanda ise Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO) liderliğinde devam eden standart belirleme çalışmalarına da değinen Samancı, dünya genelinde 23 ülkede, 178 propolis örneğinin incelendiği bir araştırmanın sonuçlarını raporladı. Samancı, “2021-2024 yılları arasında 23 farklı ülkeden toplanan 178 propolis örneklerinin incelendiği araştırmada, 102 örneğin hiç propolis içermediği, 34 propolis örneğinin yüzde 10’un altında propolis içerdiği, 23 propolis örneğinin yüzde 10 ila yüzde 30 arasında olduğu belirlenmiştir. Ayrıca örneklerin yüzde 57’sinde propolis miktarının etikette belirtilmediği tespit edilmiştir. Bu veriler göstermektedir ki, dünya pazarında yapılan propolis sahteciliği, tüketiciyi yanıltmaktadır. Bu nedenle propolisin standardizasyonu; hem tüketicilerin yüksek kaliteli ve güvenilir ürünlere erişimini sağlamak amacıyla hem de büyük firmaların tüketiciyi yanıltmayacak şekilde üretim yapmalarının sağlanması ve daha sıkı bir şekilde denetlenmesi adına çok önemlidir. Hem ulusal hem de uluslararası standartların geliştirmesi konusunda toplantılarda yer alarak bu çalışmaların yürütülmesine katkıda bulunmaktan mutluluk ve gurur duyuyorum. Arı varsa hayat var" dedi. Samancı son olarak şunları söyledi: "10 bin alerjik rinit hastası üzerinde yapılan ve 2024 yılında yayınlanan çok merkezli prospektif bir bilimsel çalışmanın verilerine göre; Anadolu propolisi ve deniz tuzlu su içeren burun spreyinin, toplam semptom skorlarında azalma ve yaşam kalitesinde artış sağladığı tespit edilmiştir. Bu verilere dayanarak Anadolu propolisli burun spreyinin alerjik rinit tedavisinde kullanılabilecek doğal bir formül olduğunu söylemek mümkün. Bu çalışma, Dünya’da propolisle ilgili 10 bin hastada yapılmış başka bir çalışma bulunmaması yönüyle oldukça büyük öneme sahiptir."
Düzce Sel riskini azaltmak için Düzce’ye 7 iş makinesi DSİ sel ve taşkın risk azaltma programı çerçevesinde Düzce’ye 7 adet iş makinesi tahsis edildi. "AFAD - DSİ Sel ve Taşkın Risk Azaltma Protokol Töreni ile Karadeniz Bölgesindeki 13 ilde risk azaltma faaliyetleri başlatılıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile gerçekleştirilen AFAD - DSİ Sel ve Taşkın Risk Azaltma protokol töreninde Dere ıslahı ve afet riski azaltma programlarına destek için AFAD envanterinde bulunan 111 adet iş makinesi Devlet Su İşleri’nin kullanımına devredildi. Bu iş makinalarından 7’si de Düzce’ye tahsis edildi. Protokol törenine Düzce Valisi Selçuk Aslan, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’de katıldı. Sel ve taşkınla mücadele çalışmaları için Düzce’ye 7 adet iş makinesi tahsis edildiğini söyleyen Vali Selçuk Aslan, “Dere ıslahı ve afet riski azaltma programlarına destek için AFAD tarafından 111 iş makinesini DSİ’ye devredildi. Bu iş makinalarından 7’si de ilimize tahsis edildi. İlave makina kapasitemizle yaşanabilecek sel ve taşkınlara karşı hazırlıklarımıza daha etkili şekilde devam edeceğiz” dedi. Sel ve taşkın riskine karşı kurumların el ele çalıştığına dikkat çeken Milletvekili Ayşe Keşir ise “Karadeniz’de 13 riskli bölgede yağışlar başlamadan çalışmalar hızlanıyor. Dere ıslahı ve afet riski azaltma programlarına destek için şehrimize gönderilecek olan 7 iş makinesinin hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerinde bulundu. Dere ıslah çalışmalarının hızlandırılacağını işaret eden Belediye Başkanı Faruk Özlü, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan himayesinde AFAD’dan DSİ bünyesine geçirilen 111 iş makinesinin devir teslimine katıldık. Bu araçlardan 7 tanesi Düzce’mizde sel risklerini azaltmak üzere kullanılacak ve dere ıslah çalışmalarımız hızlanacak” şeklinde konuştu. İlave makine desteği ile yaşanabilecek sel ve taşkınlara karşı hazırlıklara daha etkili şekilde devam edilecek.
Ankara Tavuk eti ihracatına sınırlama Ticaret Bakanlığı tarafından, bütün ve parça dahil olmak üzere, tavuk eti ihracatının 1 Mayıs 2024 tarihinden 31 Aralık 2024 tarihine kadar, aylık bazda azami 10 bin ton, toplamda ise bu yıl sonuna kadar 80 bin ton olacak şekilde sınırlandırılmasına karar verildi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, kümes hayvancılığı ve beyaz et sektöründe dünyanın en önemli üretici ve ihracatçı ülkeleri arasında yer alan Türkiye’de, yıllardır süregelen üretim ve ihracattaki doğru politikalar ile mevcut üretim hacmine ulaşıldığı, sektörün uzun yıllardır iç talep ile yurt dışı talebi bir arada karşılayabilecek kabiliyeti muhafaza ettiği belirtildi. Son yıllarda yaşanan bölgesel ve küresel risklerin, küresel gıda fiyat endeksi üzerinde yukarı yönlü bir eğilim oluşturduğu ve özellikle temel tarım ürünlerinde ülkelerin iç piyasa arzını koruma faaliyetlerini ortaya çıkardığına dikkat çekilerek muhtelif ürünler ile birlikte Türkiye’de tüketim açısından en önemli hayvansal protein aracı olan kümes hayvancılığı ürünlerinin de 2023 yılının Mayıs ayında ’İhracı Kayda Bağlı Mallar Listesi’ne alındığı hatırlatıldı. Açıklamada, "Bununla beraber, 2024 yılının ilk aylarında tavuk eti fiyatlarındaki artış hızının genel enflasyonun, yem ve enerji gibi maliyet kalemleri ile döviz kurundaki aylık fiyat değişimlerinin çok üzerine çıktığı gözlemlenmiştir. Bu durum, söz konusu ürün grubunda olağan piyasa şartlarının dışına çıkıldığını ve olağan fiyatlama davranışlarının bozulduğunu göstermiştir. Fiyat oluşumları izlenirken üretim ve ihracat gelişimleri analiz edilmiş, iç ve dış talepte muhtemel senaryolar titizlikle tetkik edilmiş, ilgili kamu kurumları ve sektörel kuruluşlar ile istişareler gerçekleştirilerek, üretim, tüketim, dış ticaret ve fiyat oluşumları kapsamında detaylı bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Tüketim alışkanlıklarındaki ve iç talepte yaşanan değişimlerin, spekülatif fiyat yükselişlerini beraberinde getirdiği görülmüştür. Yapılan analizler iç piyasada tüketici refahının korunabilmesi için arz yönlü sıkıntılara mahal verilmemesini teminen, söz konusu ürün ihracatına yönelik bir takım düzenlemeler yapılması gerekliliğini ispat etmiştir" ifadeleri yer aldı. Açıklamada, sektörde ölçek ekonomisinin sürdürülebilmesi, iç talepte yaşanabilecek dalgalanmaların üretim kaybına sebebiyet vermemesi ve yoğun çabalar ile kazanılan ihracat pazarlarının korunabilmesinin de Türkiye’nin ekonomik menfaatleri açısından önemli olduğunun değerlendirildiğine dikkati çekilerek, "Ticaret Bakanlığımız tarafından, başta Tarım ve Orman Bakanlığı, ilgili resmi ve sektörel kuruluşlar ile yapılan istişareler ve çalışmalar sonucunda, bütün ve parça dahil olmak üzere, tavuk eti ihracatının 1 Mayıs 2024 tarihinden 31 Aralık 2024 tarihine kadar, aylık bazda azami 10 bin ton, toplamda ise bu yıl sonuna kadar 80 bin ton olacak şekilde sınırlandırılmasına karar verilmiştir" dendi. Denetlenen firmaların yarısına idari para cezası verildi Öte yandan, tavuk eti ürünleri satışlarındaki fiyat artışlarına ilişkin 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında inceleme yapıldığı belirtilerek şöyle denildi: "1.10.2022-31.10.2023 tarihleri dönemini kapsayacak şekilde 16 üretici firmaya Ticaret Bakanlığımız müfettişlerince denetimler gerçekleştirilmiştir. Söz konusu denetimler sonucunda Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu tarafından aykırılık yaptığı tespit edilen 8 firma hakkında idari para cezaları verilmiştir. Ancak, son dönemde tavukçuluk sektöründe fahiş fiyat artışı yapıldığına ilişkin şikayet başvuruları sebebiyle, tavukçuluk sektöründe faaliyet gösteren 16 firma hakkında Ticaret Bakanlığımız müfettişlerince denetimlere geçtiğimiz günlerde yeniden başlanmıştır. Ayrıca, Rekabet Kurumu tarafından da 04.01.2024 tarihinde beyaz et sektöründe faaliyet gösteren bazı firmalar hakkında açılan soruşturmanın gerekli idari para cezaları ile sonuçlandırıldığı ve ilgili firmalara 26.4.2024 tarihinde tebliğ edildiği öğrenilmiştir. Bu çerçevede, Tarım ve Orman Bakanlığımız başta olmak üzere ilgili resmi kuruluşlar ve sektörel kuruluşlar ile koordinasyon halinde çalışarak, ülkemizin tarım ürünleri politikaları ve muhtelif gıda ürünlerinin iç ve dış ticaretinde yapılan düzenlemelerin temel amaçları; dünyada ortaya çıkan yeni eğilimler de dikkate alınarak, yurt içi üretim ve tüketim dengesinin korunması; önceliğimiz olarak yurt içi tüketimin vatandaşlarımız için makul fiyatlarla karşılanması, gıda arz güvenliğinin önündeki tehditlerin bertaraf edilerek ülkemizde sürdürülebilir gıda arzının sağlanmasıdır." Açıklamada, "Önümüzdeki dönemde de, Ticaret Bakanlığımızca, başta Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere, ilgili devlet kuruluşları ve ilgili özel sektör kuruluşları ile güçlü bir işbirliği yapılarak, gıda arzının ve güvenliğinin korunması, halkımızın gıdaya makul fiyatlarla ulaşımının kolaylaştırılması ve gıda piyasalarında oluşabilecek spekülasyonların önlenmesine yönelik olarak görev ve yetki alanımızda bulunan bütün politika ve denetim araçlarına kararlılıkla başvurulacaktır" ifadeleri yer aldı.