EKONOMİ - 03 Ekim 2014 Cuma 11:28

Balaban Gıda da Elvan Grubu’nun

A
A
A
Balaban Gıda da Elvan Grubu’nun

Eskişehir’in efsane markası Cici Çikolata’yı bünyesine katan Elvan Grubu, şimdi de Sakarya’da üretim yapan Balaban Gıda’yı aldı.

Rekabet Kurumu’nun da onayladığı satınalma işlemiyle Elvan Grubu; Türkiye’de bisküvi üretimini de portfoyüne ekleyecek. Ayrıca çikolata, gofret ve oyuncaklı çocuk ürün kategorisinde daha iddialı bir konuma yükselecek.

Tek hat üzerine dünyanın en büyük kruvasan tesisini Eskişehir’e kuran Elvan Grubu, Today markasıyla kruvasana da iddialı bir giriş yapmıştı.

Elvan Grubu Başkanı Hidayet Kadiroğlu, dünyanın en büyük şekerleme firmalarını sıralayan Candy Industry Global Top 100 listesinde geçen yıl 12 basamak birden çıkan Elvan’ın başarı sırrını, “Duygusal İstikrar” kavramıyla açıkladı.

2023 yılında 1 milyar dolar ihracat cirosu gerçekleştirmeyi hedefleyen Elvan Grubu, Balaban satınalmasıyla 1 milyar dolar hedefini çok daha erken gerçekleştirmeyi planlıyor.

İstanbul Zeytinburnu’nda bir şekerci dükkanıyla temeli atılan Elvan Grubu, yeni açılım ve satınalmalarla hızlı büyümesini sürdürüyor. Dünyanın en büyük şekerleme firmalarını sıralayan Candy Industry Global Top 100 listesinde geçen yıl 12 basamak birden çıkan Elvan Grubu; 2010 yılında Eskişehir’in efsane markası Cici Çikolata’yı bünyesine katmıştı, şimdi de Balaban Gıda’yı aldı. Rekabet Kurumu’nun da onayladığı satınalma işlemiyle Elvan Grubu; Türkiye’de bisküvi üretimini de portfoyüne ekleyecek. Ayrıca çikolata, gofret ve özellikle oyuncaklı çocuk ürün kategorisinde daha iddialı bir konuma yükselecek. Çünkü Balaban’ın sahibi olduğu Toto markası, oyuncaklı çikolata yumurta pazarının satış adedi lideri olarak biliniyor.

2010’DA NESTLE’YE GEÇMİŞTİ
Temeli 1960’larda Adapazarı’nda atılan Balaban Gıda, bisküvi ve gofret gibi şekerleme ürünleri üretiyor. Sakarya 1. Organize Sanayi bölgesinde faaliyet gösteren Balaban Gıda’nın yüzde 51’i, 2010 yılında Nestle Türkiye Çikolata ve Şekerleme Grubu’na geçmişti.

Elvan Grubu, yumurta çikolata pazarında TOTO markasıyla bilinen Balaban Gıda’nın tamamını almak için mutabakat sağladı. Rekabet Kurumu’ndan onay aldı. Elvan Grubu’nun finansal gücüyle Balaban Gıda’nın Türkiye’de ve dünyada rekabetçi konumunu sürdürmesi ve yeni atılımlar gerçekleştirmesi planlanıyor.

PORTFÖY ZENGİNLEŞTİRİLDİ
Türkiye ve dünyadaki 10’a yakın tesiste çikolatadan gofrete, şekerden jellye ve kekten kruvasana kadar geniş bir yelpazede üretim yaptıkları bilgisini veren Elvan Grubu Başkanı Hidayet Kadiroğlu, Balaban satınalması hakkında şu bilgiyi verdi: “Hemen hemen tüm kıtalara ihracat gerçekleştiriyoruz. Balaban ile birlikte müşterilerimize tüm kategorilerde hizmet vereceğiz. Bunun yanında büskivi, çikolata, gofret ve özellikle oyuncaklı çocuk ürünlerinde daha iddialı bir konum alacağız. Çünkü Balaban’ın bu alanlarda marka değeri yüksek kaliteli ürünleri var. Ancak Balaban Gıda, kendi kurumsal kimliği ve kişiliği ile yoluna devam edecek.”

KRUVASANA DA İDDİALI GİRMİŞTİ

Tek hat üzerine dünyanın en büyük tesisini Eskişehir’e kuran Elvan Grubu, Today Croissant markasıyla kruvasan sektörüne de iddialı bir giriş yapmıştı. Kruvasan sektörünü 15 kat büyükmeyi planladıklarını belirten Elvan Grubu Başkanı Hidayet Kadiroğlu, şöyle devam etti: “Kruvasan yatırımı ile özellikle Türkiye’deki öncelikle amacımız pastayı büyütmek… Çünkü bu kategorinin Türkiye’deki Pazar büyüklüğü 25 milyon TL (2013) seviyesinde… Büyüme hızı ise yüzde 1 bile değil… Oysa bu kategorinin de içinde yer aldığı Şekerli Mamuller sektörünün büyüme oranı, yüzde 15’i buluyor. Elvan Grubu’nun büyümesi ise 10 puan daha fazla, yüzde 25… Dolayısıyla biz kruvasan kategorisindeki büyümeyi de en azından sektör gerçeklerine yaklaştırmayı, pastayı büyütmeyi planlıyoruz. Öte yandan ihracatçı bir grup olarak bunu yurt dışına ihraç edeceğiz, özellikle komşu ve çevre ülkelerde de alanı genişleteceğiz. Böylelikle tüm Türkiye kazanacak.”

İŞİN SIRRI “DUYGUSAL İSTİKRAR”DA
Yaklaşık 20 yıldır yıllık ortalama yüzde 20’ler seviyesinde büyüme kaydettiklerini hatırlatan Elvan Grubu Başkanı Hidayet Kadiroğlu, global ve ulusal krizlere rağmen dikkat çekici büyüme sırlarını “Duygusal İstikrar” kavramıyla açıkladı. Hidayet Kadiroğlu, “Duygusal İstikrar” kavramıyla ilgili olarak da şöyle devam etti: “Biz genel davranış biçimi olarak piyasa iyi olduğunda haddinden fazla açılmadık, kötü olduğunda ise karamsarlığa kapılıp içe kapanmadık. Genel ekonomi iyi olduğunda işlerin bir süre sonra kötüye gideceği temkinini, kriz anlarında ise ilerleyen süreçte durumun düzeleceği iyimserliğini daima koruduk. Bu yaklaşım, ailemizde ve şirketimizde Duygusal İstikrarı sağladı. Duygusal İstikrarla firmamız sanal büyümeden korundu, öz sermayesini güçlendirdi. Bunun ödülünü de özellikle kriz dönemlerinde aldı. Kriz anlarında rakipler küçülürken firmamız öz sermayeli yapısıyla yüzde 35’lere varan oranda büyüme kaydetti. Kapısı kapalı olarak 2010 yılında bünyemize dahil olan Eskişehirli Cici’nin 3 yılda Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketi listesinde ilk 3’e girmesi de bunun eseri… Hızlı kararlar alındı, güçlü öz sermaye ile kısa sürede yatırımlar tamamlandı ve üretime geçildi. Hem de hiç dış kaynak kullanmadan.

Öz sermayeli büyümeyle aslında başlı başına bir model olduğumuzu düşünüyoruz. Çünkü yakın bir geçmişe kadar dış kaynak kullanmadan büyümenin sağlanamayacağına inanılıyordu. Fakat global kriz, aşırı dış kaynak kullanımının zararlarını gösterdi ve yeniden dikkatleri öz kaynakla büyümeye çekti. 62 yıldır biz sadece öz kaynak kullanarak sanal büyümeden korunduk ve sonuçta 130 ülkeye ihracat yapabilecek bir yapıya ulaştık. Cici de bu deneyimle kısa sürede sıçrama yapabildi. Şimdi sıra Balaban Gıda’da…”
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Diyanet İşleri Başkanı Arpaguş: "Üç aylar, bizler için durup düşünme, hayatımızı yeniden gözden geçirme, günahlarımız için af dileme fırsatıdır" Diyanet İşleri Başkanı Safi Arpaguş, "Üç aylar, bizler için durup düşünme, hayatımızı yeniden gözden geçirme ve samimiyetle Rabbimize yönelerek kulluk hususundaki eksikliklerimizi giderip hata ve günahlarımız için af dileme fırsatıdır" dedi. Diyanet İşleri Başkanı Arpaguş, Recep, Şaban ve Ramazan aylarını kapsayan mübarek üç ayların başlamasıyla ilgili bir mesaj yayımladı. Arpaguş, üç ayların insanın hayatını yeniden göz geçirmesi, Allah’a yönelerek kulluk konusundaki eksikliklerini gidermesi ve günahlardan af dilemesi için fırsat olduğunu belirtti. "Üç aylar, bizler için durup düşünme, hayatımızı yeniden gözden geçirme, günahlarımız için af dileme fırsatıdır" İçerisinde nice feyiz, bereket ve hikmetler barındıran mübarek üç aylara kavuşmanın sevincinin yaşandığını ifade eden Arpaguş, "Bugün itibariyle mübarek ayların ilki olan Recep ayına girmiş bulunuyoruz. Manevi hayatımızda müstesna bir yere sahip olan, zihin ve gönül dünyamızda derin manalar taşıyan bu özel zamanlara bizleri ulaştırdığı için Yüce Rabbimize hamd ediyoruz. Bu kıymetli vakitlerin her anını hakkıyla değerlendirebilmeyi bizlere nasip etmesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyoruz. Yüce Rabbimiz dünya hayatını bizim için bir imtihan sahası kılmış ve bizlere en büyük sermaye olarak ömür nimetini bahşetmiştir. Hiç şüphesiz ömür nimetinin her bir anı paha biçilemez bir hazine değerindedir. Ne var ki insan çoğu kez gaflete düşerek bu nimetin değerini yeterince fark edememektedir. İşte üç aylar ve bu ayların içinde barındırdığı mübarek gün ve geceler, vaktin kadrini bilmemize ve zaman bilincini yeniden kuşanmamıza vesile olan bir maneviyat iklimidir. Hayatın hızlı akışı içinde ruhların dünya meşgalesi ile yorgun düştüğü bir vasatta idrak edilen üç aylar, bizler için durup düşünme, hayatımızı yeniden gözden geçirme ve samimiyetle Rabbimize yönelerek kulluk hususundaki eksikliklerimizi giderip hata ve günahlarımız için af dileme fırsatıdır" dedi. "İbadetlerimizi daha düzenli, daha ihlaslı ve bilinçli bir şekilde yerine getirmenin gayreti içinde olmalıyız" Aynı zamanda Arpaguş, mesajında şu ifadelere yer verdi: "Peygamber Efendimiz, ‘Allah’ım Recep ve Şaban aylarını bize bereketli kıl ve bizi Ramazana ulaştır’ diye dua ederek bu mübarek zamanların önemine dikkat çekmiş; bu aylarda ibadetini artırmış ve müminleri de buna teşvik etmiştir. Dolayısıyla bu müstesna zamanlar vesilesiyle her birimiz ibadetlerimizi daha düzenli, daha ihlaslı ve bilinçli bir şekilde yerine getirmenin gayreti içinde olmalıyız. Niyetlerimizi, sözlerimizi ve davranışlarımızı gözden geçirerek daha samimi bir Müslüman ve daha iyi bir insan olma azmimizi pekiştirmeliyiz. Geçmişimizin muhasebesini yaparak hayatımıza çeki düzen vermek ve eksiklerimizi gidermek için bu mübarek vakitleri bir fırsat bilmeliyiz. Bu vesileyle aziz milletimizin ve tüm İslam âleminin üç aylarını tebrik ediyorum. İbadet, taat ve dualarımızı kabul buyurmasını, iyiliklerimizi katından bir rahmetle bereketlendirmesini Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum."
Adana Kargoyu aracından inmeden bahçeye fırlattı Adana’da bir kargocu, müşterisine teslim edeceği kargoyu aracından inmeden bahçeye fırlattı. O anlar güvenlik kamerasınca kaydedildi. Olay, 18 Aralık’ta merkez Seyhan ilçesine bağlı Narlıca Mahallesi’nde meydana geldi. İnternetten bir ürün sipariş eden Sinem Şahin (20), kargosunu teslim alacağı gün evde olmadığı için kargocudan ürününü müstakil evinin giriş kapısına bırakmasını istedi. Eve geldiğinde kargosunun kapı yerine bahçenin ortasında olduğunu fark eden Şahin, durumdan şüphelendi. Güvenlik kamerası kaydetti Evinin güvenlik kamerasını inceleyen Şahin, kargocunun, adrese geldiğinde aracından inmeden kargoyu bahçeye fırlattığını gördü. Görüntüleri sosyal medyada paylaşan Sinem Şahin’in videosu viral oldu. Şahin, "Kargomu getirmek için kargocu beni aradı, evde olmadığımı söyledim ve kapıya bırakmasını rica ettim. Kargomu eve gelince kapı yerine bahçede görünce güvenlik kamerasına baktım ve kargocunun temassız teslimat yaptığını gördüm. Videoyu paylaşınca çok fazla izlendi. Kargocuyla da görüştüm ve videonun tuttuğunu, eğlenceli bir video olduğunu söyledi" ifadelerini kullandı. Ürününün kırılacak bir ürün olmadığını ancak kargocuların dikkatli olması gerektiğini de belirten Şahin, "Kargomda kırılacak bir ürün yoktu ancak kırılacak bir ürün de olabilirdi. Kargocuların daha dikkatli olması gerek" dedi.
Antalya Antalya’dan toplanıp, Avrupa’ya gönderiliyor İlaç, gıda, kimya, boya ve kozmetik sektöründe kullanılan defne yaprağı, Antalya’nın Akseki ilçesindeki orman köylüsüne geçim kaynağı oldu. Akseki’nin Sinanhoca Mahallesi’nde her yıl aralık, bazı yıllar ocak-şubat aylarında yaklaşık 4 haftalık dönemde hasadı yapılan defne yaprağı, yaklaşık 100 aileye önemli ölçüde gelir sağlıyor. Meydanda toplanıp tartımı yapılan defne yaprakları kilosunu 25 liradan firmalar tarafından yerinde alınıp işlenmek üzere götürülüyor,işlenmiş ürünler ise Avrupa’ya ihraç ediliyor. "3 bin dönümlük arazi üçe bölünüyor" Akseki Orman İşletme Müdürlüğünden alınan izin ile yaklaşık 3 bin dönümlük arazideki ormanlık alanı 3’e bölüp köy sınırları içerisinde kendiliğinden doğal ortamda yetişen defne ağaçlarının 3 yılda bir hasat yapılıyor. Hasat zamanında çoluk çocuk şafak vakti evlerinden çıkıyor. Dik yamaçlarda, kayalıkların arasındaki ağaçlardan defne yaprağı toplayan köylüler, traktör römorklarına yükledikleri defne çuvallarını, köy meydanında istifliyor. "Antalya’nın defne yaprağı ihracata gidiyor" Köylüler topladıkları defne yapraklarını köy meydanına getiriyor. Meydanında toplanan tartımı yapılan defne yapraklarını kilosunu 25 liradan satın alan çeşitli İzmir firmaları, işlemek üzere İzmir’e götürüyor. Özellikle ilaç, gıda, kimya, boya ve kozmetik sektörlerinde kullanılan defne yaprakları ya da işlenmiş ürünler Amerika ve Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor. Yılın bu döneminde köylülerin büyük çoğunluğu defne kesimiyle uğraşıyor. 5 kişilik bir aile ortalama 60 bin lira gelir elde ediyor "Bu yıl 150 ton defne" Sinanhoca Mahallesi Muhtarı Erol Büyükarslan, bu orman arazisinde yetişen defne ağaçlarının kalite oranının yüksek olduğunu söyledi. Sinanhoca bölgesinin defne yaprağının Türkiye’deki en iyi defne yaprakları arasında yer aldığını dikkat çeken Büyükarslan, köylüler için önemli bir gelir kaynağı olan defne yaprağında geçen yıl 350 ton ile rekor kırmıştık. Bu sezon ise 150 ton defne yaprağı toplandı. Bunun nedeni ise bu yıl kesim yapılan bölmede defnenin daha az olmasından kaynaklandığını söyledi. Büyükarslan, "Kilosunu da bu yıl çok iyi fiyata verdik. 25 liradan ihale ederek satışını gerçekleştirdik. Geçen yılda 19 lira 30 kuruştan satmıştık. Köy halkı bu yılda çok iyi bir gelir elde etti. Defne, alıcı firmalar tarafından işlendikten sonra yurt dışına ihraç edilerek ülke ve ilçe ekonomisine de önemli katkı sağlıyor" dedi. "İşletme müdürlüğü gözetiminde toplanıyor" Akseki Orman İşletme Müdürlüğü yetkilileri ise belediyeye ait özel ağaçlandırma sahalarının 1987 yılında koruma altına alındığını belirterek, 3 bölgeye ayrılan alanda defne kesimi yapıldığın vurguladı. İlaç ve kozmetik sanayisinde kullanılan ürünün yöre sakinleri için de önemli bir gelir kapısı olduğunu ifade eden yetkililer, işletme müdürlükleri gözetiminde defne yaprağı toplandığını belirtti. Defne kesimi yaparak aile bütçesine katkı sağlayan Hasan Hüseyin Arslan, her yıl dönüşümlü olarak defne kesimi yaptıklarını ve köylü olarak kesime hep birlikte girdiklerini, her yıl başka bölgelerde kesim yaptıklarını söyledi. Arslan,"Kesimi de zor. Köyde 70-80 aile çor çocuk defne kesimi yapıyoruz. Bizim için çok önemli bir geçim kaynağı" diye konuştu. "Defne Yaprağının şifaları" Defne yaprağı taze veya kurutulmuş halde kullanılabiliyor, ancak daha güçlü aroması nedeniyle kurutulmuş olarak kullanımı daha yaygın olarak kullanılıyor. Defne yaprakları, tanenler, flavonoidler, alkaloidler, linalol, öjenol, metil kavikol ve antosiyaninler gibi anti-inflamatuar, diüretik, antioksidan, sindirim ve anti-romatizmal özelliklere sahip maddeler içerirken mutfakta kullanımının ötesinde, yüzyıllardır tıbbi özellikleri nedeniyle tercih edildiği biliniyor. Ayrıca çaylarda, yağlarda ve doğal ilaçlarda da kullanılırlar.