GENEL - 24 Eylül 2018 Pazartesi 11:41

Balkonu sınıfa çeviren 80'lik ninelerin okuma azmi

A
A
A
Balkonu sınıfa çeviren 80'lik ninelerin okuma azmi

Eskişehir'in Sarıcakaya ilçesinde bir araya gelen 4 nine, ilerleyen yaşlarına rağmen balkonu sınıfa çevirerek okuma öğreniyor.

Çeşitli sebeplerle çocukluklarında okula gidemeyen nineler, hayallerini gerçeğe dönüştürmenin mutluluğunu yaşıyor. "Okumanın yaşı yoktur" sözünü somutlaştıran 88 yaşındaki Azime Karayel, 85 yaşındaki Hayriye Ertürk, 78 yaşındaki Nevriye Songül ve 74 yaşındaki Fadime Taştepe gençlere de örnek oluyor. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın destekleri, Milli Eğitim Bakanlığı’nın koordinasyonu ile gerçekleştirilen "Okuma-Yazma Seferberliği"nden faydalanmak isteyen nineler için Sarıcakaya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Sarıcakaya Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü örnek bir girişimde bulundu. Okumak isteyen ninelerin sesine kulak verilirken, dersler herkesin evine eşit mesafede bulunan Fadime Taştepe'nin balkonunda yapılıyor. Sarıcakaya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Vekili Necla Uyar'ın verdiği derslerde büyük ilerleme kaydedilirken, nineler okumayı kısa sürede sökmeyi başardı. Bununla da kalmayan ninelerden Fadime Taştepe, yazma alışkanlığını ilerlettiğinde hayatını konu alan bir kitap yazmak istediğini söyledi.

"Seneler evvel bunlar olsaydı bir öğretmen de biz olurduk"

Zamanında okula gidemeyen ve bunun eksikliğini her zaman hissettiğini anlatan 88 yaşındaki Azime Karayel, fırsatı şimdi bulabildiğini anlattı. Öğrenmeye devam edeceğini vurgulayan Karayel, "İlkokula gidemediğim zamanlar çok büyük zorluktaydık. Onun için gidemedik çünkü o zamanlar darlığımız vardı. Babam askerde, dedem askerde ve biz 5 çocuktuk. Bir kişi bizi doyurdu. Biz nasıl okula gidebilirdik ki? Ekmek bulamıyorduk ki okula gidelim. Okumak istiyorduk ama nasıl gidebilirim? 3 tane çocuk, annemle yengem çalışıyordu. Biz çocuklara bakıyorduk, babam yoktu amcam yoktu. Fırsatı yeni buldum daha okuyabilirsem okurum, okuyamazsam mezar bu kadar basit. Öğreneceğiz daha devam edeceğiz merak etme sen. Bu kış 6 ay devam, öyle bir günlük yok. Seneler evvel bunlar olsaydı bir öğretmen de biz olurduk" dedi.

"Okumayı yazmayı öğrenmeye çalışıyoruz"

Kız çocuğu olduğu için ailesi tarafından okutulmadığını aktaran 85 yaşındaki Hayriye Ertürk, "Ne bileyim çocuktuk göndermediler. Annemiz, babamız, eski insanlar geri kafalı diyeyim artık. Kız çocuğu dediler, okuyup da ne yapacak dediler, benimde aklım ermemiş. Evvelden de pek böyle ileri düşünenler yoktu, okumadık. Şimdi Necla hocamız ön ayak oldu, okuyalım dediler ben de geldim. Allah razı olsun okumayı yazmayı öğrenmeye çalışıyoruz" diye konuştu.

"Okumak içimde öfke gibi duruyordu"

Yazma konusunda eksikliklerinin olduğunu ama ilerlettiğinde kitap yazacağını ifade eden 74 yaşındaki Fadime Taştepe, "74 yaşımdayım ama o zamandan beri okumak içimde öfke gibi duruyor. Ben harfleri pat küt biliyordum ama dersler başlayınca hemen söktüm. Yani okuyabiliyorum. Memnunuz, Allah devletimizden razı olsun, buraya getirene de, aracı olandan da Allah bin kere razı olsun. Bir okursam kitap yazacağım ama daha yazmasını beceremiyorum, bir yazayım kitabı çıkaracağım" şeklinde konuştu.

Sarıcakaya Halk Eğitim Merkezi Müdürü Ufuk Danacı, ninelerin talebi doğrultusunda kursun açıldığını söyledi. Fadime Taştepe'nin yazacağı ilk kitabı kendisinin alacağını belirten Ufuk Danacı, "Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan ve saygıdeğer eşleri Emine Erdoğan himayelerinde başlatılmış olan 'Okuma-Yazma Seferberliği'nde biz 8. kursu açtık. Bu kapsamda toplamda 25 kişiye yakın kursiyerimize ulaşarak, onlara okuma yazma öğretmeye çalıştık. Yine Mayıslar Mahallemizde de 75 yaş üstü olan teyzelerimiz bize talepte bulundular. 'Bizde okuma yazma öğrenmek istiyoruz' dediler. Biz de hemen bu talebi değerlendirdik ve arkadaşlarımızla görüştük. Hemen Necla hocamız gönüllü olarak bu kursu verebileceğini söyledi. Bu kapsamda kursumuz başladı. Sağ olsun teyzelerimizde gerçekten çok azimliler, 1,5-2 ay içerisinde okuma yazmayı söktüler. Şu anda kendilerini idare edecek şekilde okuma yazmayı biliyorlar. Kursumuz daha bitmedi, kursumuz devam ediyor. Kursumuz devam ettiği sürece de okuma yazmalarını daha da geliştirecekler. Teyzemizden de kitap yazmasını bekliyoruz. İlk kitabını ben alacağım" ifadelerini kullandı.

"Bir kere daha öğretmen olmanın gururunu yaşadım"

Ninelere ders veren Sarıcakaya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Vekili Necla Uyar ise, yaz boyunca kursların devam ettiğini kaydetti. Sonuç olarak güzel bir başarı elde ettiklerinden dolayı gururlu olduklarını belirten Uyar, "Cumhurbaşkanımızın ve değerli eşlerinin himayesinde başlatılan Okuma-Yazma Seferberliği kapsamında ilçemizde bu konuyla ilgili kurslar açıldı. Mayıslar Mahallesindeyiz, bu kursu diğerlerinden farklı kılan yönü bize kursiyerlerin talepte bulunmaları. Ancak öğrencilerimiz ilçe merkezine gelemeyeceklerini söylediler. Yaşlı oldukları ve yürüyemeyecekleri gerekçesiyle, 'Siz bize gelin, okuma yazma kursunu bizim evimizde verin' dediler. Ben kendim bu kursu açtım, kendilerine okuma yazmayı ben öğrettim ve gördüğüm sonuç karşında da şaşkınlık yaşıyorum. Neden? Yaş gurubu 74 ile 88 arasında. Kursiyer öğrencilerimizin azmi bana bir kere daha öğretmen olmanın gururunu yaşattı. Yaz boyunca hiç tatil yapmadan kurslarımıza devam ettik. Güzel bir başarı elde ettik bu da bize gurur veriyor" dedi.

Mehmet Sıddık Yeşilırmak - Seyfullah Solak  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Teleferikte ailesiyle mahsur kalan makine teknisyeni: "Kazadan 10 dakika önce arayıp uyarmıştım" Antalya’da yaşanan teleferik kazasında ailesiyle birlikte mahsur kalan ve Çorlu ilçesinde yaşayan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Henüz olay yaşanmamıştı, ben arayıp uyardım ama maalesef 10 dakika sonra kaza meydana geldi. Çok üzücü bir olay fakat önüne geçilebilirdi” dedi. 12 Nisan tarihinde Antalya’nın Konyaaltı ilçesindeki Sarısu-Tünektepe teleferik hattında bulunan bir teleferik direği devrilip seyir halindeki bir kabine çarptı. Kabinin parçalanması sonucu Avukat Memiş Gümüş hayatını kaybederken, 17 kişi de yaralanmıştı. Kaza sonrası tamamen duran teleferik kabinlerinde mahsur kalan 174 kişi, yaklaşık 1 gün süren çalışmalardan sonra tahliye edildi. Çorlu ilçesinde yaşayan Cezmi Türkyılmaz, üniversitede okuyan kızını ziyaret için gittiği Antalya’da yolculuk için bindiği teleferikte, kabinlerde mahsur kalan 174 kişi arasında yer aldı. Türkyılmaz ve ailesiyle yaklaşık 7 saat sonra helikopter vasıtasıyla mahsur kaldığı kabinden kurtarıldı. Olayla ilgili konuşan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Gezi amaçlı teleferiğe bindik ve geziyi tamamladıktan sonra dönüş için teleferiğe bindik. Bu sırada direklerden bizim kabinin üzerine kıvılcım sıçradı. Bunu kızım fark etti ve bana da söyledi. Ben de bu konulara karşı bilgisi olan bir makine teknisyeniyim. Kafamı kaldırıp baktığımda direğin üzerinde makaralar kilitlenmiş dönmüyordu. Hemen kabinde yazan irtibat numarasını arayarak, görevlilere ulaştım ve kazaya sebebiyet verilmesin diye teleferiği durdurmalarını ifade ettim. Arayıp, ‘direğin üzerindeki makaralar dönmüyor. Bu yüzden çelik halat kıvılcım çıkarıyor, teleferiği hemen durdurun’ dedim. Telefonu kapattılar 5 dakika sürdü, herhangi bir durdurma olmadı. 5 dakika sonra tekrar aradım ve ‘sakın yolcu almayın, teleferiği hemen durdurun, kıvılcım ve duman çıkıyor’ dedim. 3-4 dakika sonra teleferik tekrar start alınca bir baktım arkaya etrafı toz bulutu kapladı. Telefon kayıtlarına bakılabilir muhtemelen ilk ben arayıp uyardım. Benim aradığımda stop edilip bırakılsaydı bu olay yaşanmazdı” diye konuştu.
Antalya Deniz kaplumbağaları ilk yuvayı yaptı Antalya’nın Manavgat ilçesi Sorgun-Side sahilinde ilk yetişkin deniz kaplumbağası yuvası tespit edildi. Manavgat’ta nesli tükenme tehlikesi altındaki deniz kaplumbağalarının yuvalama alanlarından Sorgun- Side sahilinde, yeni sezonun ilk kaplumbağa yuvası tespit edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan aldığı araştırma izinleriyle izleme faaliyetlerini yürüten DEKAFOK Kıyı Koruma Derneği tarafından belirlenen kaplumbağa yuvası, korumaya alındı. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve genelgelerle nesli koruma altına alınan deniz kaplumbağalarının yuvalama alanları, her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli uyarı ve tedbirlerle korunacak. Bunların başında yuvalama alanlarından motorlu araçların geçmesi, sahilde ateş yakılması, yavruların deniz yönüne gitmesini engelleyebilecek yapay ışıklar, havai fişekler ve çöpler gibi faktörlerin yasaklanması geliyor. İlk yuva, geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildi DEKAFOK Kurucu Başkanı Seher Akyol, bu yıl beşinci koruma ve izleme sezonuna hazırlandıklarını belirterek, "2020 yılında bu işe başladığımızda bize ’Burada caretta mı olur?’ demişlerdi. İlk yıl burada carettaların olduğunu, ikinci yıl ise deniz analarının en büyük avcısı carettaların aslında buradaki en büyük çalışma alanı olan turizm için ne kadar önemli olduğunu gösterdik. Üçüncü yıldan itibaren ise çevreye duyarlı halkımızın muhteşem çabalarıyla daha da güçlendik. Bu yıl beşinci sezonumuza hazırlanırken çok daha müsterihiz çünkü vicdani duyguları son derece gelişmiş olan halkımız artık ne yapması ve yapmaması gerektiğini çok iyi biliyor. Geçmiş dönemlere bakarak duyarlılığıyla beni çok etkileyen off-road sürücülerimiz ekim ayının ortalarına kadar sahillerimizde araçla geçmemesi gerektiğini, kampçılarımız ateşin deniz kaplumbağalarına ne gibi zararlar verdiğini çok iyi biliyor. Bölgedeki otellerimiz bu konuda tam destekçimiz ve bu dönemde onlarla ve duyarlı personelleriyle muhteşem bir uyum yakalıyoruz" dedi. DEKAFOK tarafından yapılan açıklamada; ilk yuvanın geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildiği belirtilirken, yetişkin deniz kaplumbağalarının ağustos ortalarına kadar yuvalamaya devam etmesinin beklendiği, yavruların ise ilk yuvadan yaklaşık 50 gün sonra çıkmaya başlayacağı ve geçen yıl olduğu gibi ekim ayının ortalarına kadar çıkışlarını sürdüreceği kaydedildi.
Hatay Küçük Barış Manço takma saçı, bıyığı ve sahne performansıyla beğeni topladı Depremin vurduğu Hatay’da açılan Barış Manço temalı kütüphane hizmete açıldı. Kütüphanenin açılışında Barış Manço’ya benzemek için takma saç ve bıyık takan küçük çocuk, sahne performansıyla beğeni topladı. Asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgeye yardıma koşan Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, afetzede vatandaşlara umut olmaya devam ediyor. Hatay’da bir çok projeye imza atan Ertuğrul, kurucusu olduğu Ülkem Okuyor Derneği öncülüğünde 21. Kütüphanesinin açılışını gerçekleştirdi. Antakya ilçesinde bulunan Katar - 4 konteyner kentte açılan Barış Manço temalı kütüphane vatandaşlara hizmet etmeye başladı. Barış Manço severler ve Ülkem Okuyor Derneği işbirliğinde açılan kütüphanenin açılışı renkli görüntülere sahne oldu. Barış Manço’ya benzemek için peruk ve bıyık takan ilkokul 2. sınıf öğrencisi Ayaz Nalçak, açılışa katılanlardan büyük beğeni topladı. Lale Manço, kütüphanenin eşinin ismini taşıyacak olmasından dolayı mutlu olduğunu belirterek, “Havva hanım önderliğinde bu gün Ülkem Okuyor Derneği’nin 21 kütüphanesini açıyoruz. Bu kütüphane Barış Manço’ya ithaf edildi. Tabii bizim buraya katkımız da var. İzmanço ve Barış severler katkıda bulundu. Burası Havva hanımın emekleriyle bizim eserimiz oldu. Kütüphanemiz Barış Manço adıyla anılacak ve gerçekten mutlu oldum. Depremzede çocukların Barış Manço’yu tanıyabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştıklarını belirten Ertuğrul, “Depremin ilk gününden beri sahadayım. Ancak sağlıkçı olarak değil deprem bölgesine kitap yığan kadın olarak biliniyorum. Ülkem Okuyor Derneği olarak 21. Kütüphanemizi açtık. Derneğimiz açtığı kütüphanelerde artık iş birlikleri yapıyor. Lale hanım ve Barış severler olarak 21. Kütüphanemizi birlikte açmak istediklerini söylediler. Hatay’ın Antakya ilçesinde bulunan konteyner kente Barış Manço temalı bir kütüphane kazandırdık. Çocukların girdiklerinde Barış Manço’yu hatırlayabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştı” şeklinde konuştu.