GÜNDEM - 03 Aralık 2008 Çarşamba 19:37

"Barzani'ye teslim olmuş bir Türkiye var"

A
A
A
"Barzani'ye teslim olmuş bir Türkiye var"

Partisinin adaylarını tanıtmak için Zonguldak'a gelen DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, sırtında fındık çuvalı taşıdığını söyleyerek, kendisinin "çakma Karadenizli" olmadığını ifade etti.

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, Alaplı Belediye Başkan Adayını tanıtmak için Zonguldak'ın Alaplı ilçesine geldi. Partisinin Alaplı Belediye Başkan Adayı Dr. Nevzat Çimenoğlu'nu halka tanıtan Soylu, alana gelen partililere seslendi.

Genel Başkan Soylu, "Ben fındığın çocuğuyum. Nasıl toplandığını bilirim. Ben öyle çakma Karadenizli değilim. Uzaktan gören bir adam da değilim. Sırtında fındık, çay çuvalı taşıdım; fındık ağalarının üstünde fındık toplayarak, o işin nasıl zorla yapıldığını bilirim. Fındık üreticilerinin hakkı gasp edilmektedir. Bunun hesabını biz sormazsak, o fındık ağaçları, o topraklar, tarlalar sorar. 2002'den beri Türkiye'de hangi değişim var, hangi anlayış var. İşsizlik mi düştü? Üretecinin, çiftçinin hakkı mı yükseldi? Rutin bir siyaset yapmayacağım" diye konuştu.

Kendisini alanda karşılayan bir emekli vatandaşın, "Ne olacak bu emeklinin hali?" sorusu üzerine Soylu, "Emeklinin halini biliyoruz. Sizin ne demek istediğinizi biliyoruz. Merak etmeyin sıkıntılarınızı çözeceğiz" dedi. Zamları da eleştiren Soylu, "Alaplı'ya 120 bin kilometre üstünde yol kat ederek geldim. Ben 6 yıldır Türkiye'nin iyi yönetilmediğini görüyorum. Yüzde 40-50 mazot zammı ile traktörüne, kamyonuna mazot alamayan insanları görüyorum. Üniversite öğrencisi olan gençlerde, her yüz kişiden 40'ının işsizlik girdabı içerisinde inim inim inlediğini görüyorum" ifadelerini kaydetti.

"Siyasete kimlik ve değerler alet ediliyor"

Siyasetin farklı amaçlar için kullanıldığını savunan Soylu, hiçbir zaman dini ve değerleri siyasete alet etmediklerini kaydetti. Soylu, "Ben ahlaklı, dürüst siyasetin taraftarıyım. Siyaset, kendisini zengin yapmak için yapılmaz, siyaset yandaşlarını ihya etmek için yapılmaz, siyaset genel başkan yardımcılarının ofisini emlak ofisi gibi yapıp rant kavgası için yapılmaz. O çocukların doktor, öğretmen, mühendis olması için ve bu topraklarda başı göğe erecek kadar onurlu bir şekilde yaşamalarını sağlamak için yapılır. Yıllarca, değerler üzerinden siyaset hiç yapmadık. Ezanı aslına biz döndürdük, ama asla bir gün olsun üzerinden siyaset yapmadık. İmam Hatip Liseleri dahil olmak üzere milletimizin dinini öğrenmesini biz sağladık. Ama bir gün 'arka', bir gün 'ön bahçemiz' yapmadık" dedi.

Türkiye'de barışın teminatı olduklarını söyleyen Soylu, "Kimseyi ayırmadık. Ülkede sıkıntı varsa, en temel sebeplerinden bir tanesi bu değerler üzerinden, bu kimlik üzerinden yapılan siyaset nedeniyledir. Burası bir Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş coğrafyasıdır" diye konuştu.

"Türkiye Cumhuriyeti, sünepe bir devletin adı değildir"

Soylu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, sadece topraklarında yaşayanların değil, etraftaki tüm insanlara ve ülkelere barış, kardeşlik inancını aşılama ve birliği sağlama zorunda olduğu bir coğrafyada bulunduğunu kaydetti. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir sünepe devlet adı olmadığını vurgulayan Soylu, "Zengin güçlü toprakların evlatlarıyız. Onun için yollardayız. Yurt dışına çıktığında insanlarımızın çektiği bir azap var, bir eziyet var. Bana soruyorlar, 'Soylu, ne için siyaset yapıyorsun?' diye. O, ay yıldızlı
pasaport var ya? Onla yurt dışına çıktığımızda o ay yıldızlı pasaportu, yurt dışındaki gümrük memuruna gösterdiğimizde, o gümrük memurunun saygıyla ayağa kalkmasını sağlamak için siyaset yapıyoruz. Ülkemin hakkını koruyan bir siyaset yapacağım" dedi.

Kavga etmeyi sevmeyen biri olmasına rağmen milletin hakkı için sonuna kadar kavga etmeye talip olduğunu anlatan Soylu, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Türkiye'nin fırsatları var ama bu fırsatları kullanamayan bir hükümet var. İnsanlar işten çıkarılmak zorunda kalmıştır. Barzani'ye teslim olmuş bir Türkiye var. Bunu kabul etmeyin diyorum. Biz düzgün insanlarla karşınızda olacağız. 1 milyarın altındaki emekli maaşı bu millete zulümdür. Alevi, çarşaf, güneydoğu açılımı diyorlar. Peki seçimden 5 ay öncesine kadar aklınız neredeydi? 6 yıldır neden kavga ediyorsunuz? Hacıvat ile Karagöz gibi birbirinizle didişiyor, bu millete neden çözüm üretmiyorsunuz.
Öyle bir Türkiye oluşturacağız ki sonuna kadar özgürlük, sonuna kadar zenginlik...Başı göğe eğecek kadar yüksek ve onurlu yapacağız. Bundan sonra fildişi kulelerden Türkiye'yi idare edemeyecekler. Geldik, partimizin tüzüğünü değiştirdim. Bundan sonra ben milletvekili belirlemeyeceğim."
Konuşmanın ardından Soylu, partisinin belediye başkan adaylarının tanıtımı için karayolu ile Ereğli ilçesine bağlı Gülüç Beldesi'ne hareket etti.

ERSİN TURAN-ONUR ALTINDAĞ-ZONGULDAK

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Teleferikte ailesiyle mahsur kalan makine teknisyeni: "Kazadan 10 dakika önce arayıp uyarmıştım" Antalya’da yaşanan teleferik kazasında ailesiyle birlikte mahsur kalan ve Çorlu ilçesinde yaşayan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Henüz olay yaşanmamıştı, ben arayıp uyardım ama maalesef 10 dakika sonra kaza meydana geldi. Çok üzücü bir olay fakat önüne geçilebilirdi” dedi. 12 Nisan tarihinde Antalya’nın Konyaaltı ilçesindeki Sarısu-Tünektepe teleferik hattında bulunan bir teleferik direği devrilip seyir halindeki bir kabine çarptı. Kabinin parçalanması sonucu Avukat Memiş Gümüş hayatını kaybederken, 17 kişi de yaralanmıştı. Kaza sonrası tamamen duran teleferik kabinlerinde mahsur kalan 174 kişi, yaklaşık 1 gün süren çalışmalardan sonra tahliye edildi. Çorlu ilçesinde yaşayan Cezmi Türkyılmaz, üniversitede okuyan kızını ziyaret için gittiği Antalya’da yolculuk için bindiği teleferikte, kabinlerde mahsur kalan 174 kişi arasında yer aldı. Türkyılmaz ve ailesiyle yaklaşık 7 saat sonra helikopter vasıtasıyla mahsur kaldığı kabinden kurtarıldı. Olayla ilgili konuşan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Gezi amaçlı teleferiğe bindik ve geziyi tamamladıktan sonra dönüş için teleferiğe bindik. Bu sırada direklerden bizim kabinin üzerine kıvılcım sıçradı. Bunu kızım fark etti ve bana da söyledi. Ben de bu konulara karşı bilgisi olan bir makine teknisyeniyim. Kafamı kaldırıp baktığımda direğin üzerinde makaralar kilitlenmiş dönmüyordu. Hemen kabinde yazan irtibat numarasını arayarak, görevlilere ulaştım ve kazaya sebebiyet verilmesin diye teleferiği durdurmalarını ifade ettim. Arayıp, ‘direğin üzerindeki makaralar dönmüyor. Bu yüzden çelik halat kıvılcım çıkarıyor, teleferiği hemen durdurun’ dedim. Telefonu kapattılar 5 dakika sürdü, herhangi bir durdurma olmadı. 5 dakika sonra tekrar aradım ve ‘sakın yolcu almayın, teleferiği hemen durdurun, kıvılcım ve duman çıkıyor’ dedim. 3-4 dakika sonra teleferik tekrar start alınca bir baktım arkaya etrafı toz bulutu kapladı. Telefon kayıtlarına bakılabilir muhtemelen ilk ben arayıp uyardım. Benim aradığımda stop edilip bırakılsaydı bu olay yaşanmazdı” diye konuştu.
Antalya Deniz kaplumbağaları ilk yuvayı yaptı Antalya’nın Manavgat ilçesi Sorgun-Side sahilinde ilk yetişkin deniz kaplumbağası yuvası tespit edildi. Manavgat’ta nesli tükenme tehlikesi altındaki deniz kaplumbağalarının yuvalama alanlarından Sorgun- Side sahilinde, yeni sezonun ilk kaplumbağa yuvası tespit edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan aldığı araştırma izinleriyle izleme faaliyetlerini yürüten DEKAFOK Kıyı Koruma Derneği tarafından belirlenen kaplumbağa yuvası, korumaya alındı. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve genelgelerle nesli koruma altına alınan deniz kaplumbağalarının yuvalama alanları, her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli uyarı ve tedbirlerle korunacak. Bunların başında yuvalama alanlarından motorlu araçların geçmesi, sahilde ateş yakılması, yavruların deniz yönüne gitmesini engelleyebilecek yapay ışıklar, havai fişekler ve çöpler gibi faktörlerin yasaklanması geliyor. İlk yuva, geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildi DEKAFOK Kurucu Başkanı Seher Akyol, bu yıl beşinci koruma ve izleme sezonuna hazırlandıklarını belirterek, "2020 yılında bu işe başladığımızda bize ’Burada caretta mı olur?’ demişlerdi. İlk yıl burada carettaların olduğunu, ikinci yıl ise deniz analarının en büyük avcısı carettaların aslında buradaki en büyük çalışma alanı olan turizm için ne kadar önemli olduğunu gösterdik. Üçüncü yıldan itibaren ise çevreye duyarlı halkımızın muhteşem çabalarıyla daha da güçlendik. Bu yıl beşinci sezonumuza hazırlanırken çok daha müsterihiz çünkü vicdani duyguları son derece gelişmiş olan halkımız artık ne yapması ve yapmaması gerektiğini çok iyi biliyor. Geçmiş dönemlere bakarak duyarlılığıyla beni çok etkileyen off-road sürücülerimiz ekim ayının ortalarına kadar sahillerimizde araçla geçmemesi gerektiğini, kampçılarımız ateşin deniz kaplumbağalarına ne gibi zararlar verdiğini çok iyi biliyor. Bölgedeki otellerimiz bu konuda tam destekçimiz ve bu dönemde onlarla ve duyarlı personelleriyle muhteşem bir uyum yakalıyoruz" dedi. DEKAFOK tarafından yapılan açıklamada; ilk yuvanın geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildiği belirtilirken, yetişkin deniz kaplumbağalarının ağustos ortalarına kadar yuvalamaya devam etmesinin beklendiği, yavruların ise ilk yuvadan yaklaşık 50 gün sonra çıkmaya başlayacağı ve geçen yıl olduğu gibi ekim ayının ortalarına kadar çıkışlarını sürdüreceği kaydedildi.
Hatay Küçük Barış Manço takma saçı, bıyığı ve sahne performansıyla beğeni topladı Depremin vurduğu Hatay’da açılan Barış Manço temalı kütüphane hizmete açıldı. Kütüphanenin açılışında Barış Manço’ya benzemek için takma saç ve bıyık takan küçük çocuk, sahne performansıyla beğeni topladı. Asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgeye yardıma koşan Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, afetzede vatandaşlara umut olmaya devam ediyor. Hatay’da bir çok projeye imza atan Ertuğrul, kurucusu olduğu Ülkem Okuyor Derneği öncülüğünde 21. Kütüphanesinin açılışını gerçekleştirdi. Antakya ilçesinde bulunan Katar - 4 konteyner kentte açılan Barış Manço temalı kütüphane vatandaşlara hizmet etmeye başladı. Barış Manço severler ve Ülkem Okuyor Derneği işbirliğinde açılan kütüphanenin açılışı renkli görüntülere sahne oldu. Barış Manço’ya benzemek için peruk ve bıyık takan ilkokul 2. sınıf öğrencisi Ayaz Nalçak, açılışa katılanlardan büyük beğeni topladı. Lale Manço, kütüphanenin eşinin ismini taşıyacak olmasından dolayı mutlu olduğunu belirterek, “Havva hanım önderliğinde bu gün Ülkem Okuyor Derneği’nin 21 kütüphanesini açıyoruz. Bu kütüphane Barış Manço’ya ithaf edildi. Tabii bizim buraya katkımız da var. İzmanço ve Barış severler katkıda bulundu. Burası Havva hanımın emekleriyle bizim eserimiz oldu. Kütüphanemiz Barış Manço adıyla anılacak ve gerçekten mutlu oldum. Depremzede çocukların Barış Manço’yu tanıyabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştıklarını belirten Ertuğrul, “Depremin ilk gününden beri sahadayım. Ancak sağlıkçı olarak değil deprem bölgesine kitap yığan kadın olarak biliniyorum. Ülkem Okuyor Derneği olarak 21. Kütüphanemizi açtık. Derneğimiz açtığı kütüphanelerde artık iş birlikleri yapıyor. Lale hanım ve Barış severler olarak 21. Kütüphanemizi birlikte açmak istediklerini söylediler. Hatay’ın Antakya ilçesinde bulunan konteyner kente Barış Manço temalı bir kütüphane kazandırdık. Çocukların girdiklerinde Barış Manço’yu hatırlayabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştı” şeklinde konuştu.