GÜNDEM - 03 Mayıs 2015 Pazar 14:24

Başbağlar katliamının çocuk tanığı, milletvekili adayı oldu

A
A
A
Başbağlar katliamının çocuk tanığı, milletvekili adayı oldu

Başbağlar katliamının canlı tanığı Muharrem Baltacı, AK Parti İstanbul 2. Bölge Milletvekili adayı oldu. Yaşanan katliamda ailesinden 13 kişiyi kaybeden Baltacı, "Yeminim var. Bir daha Başbağlar ve Madımak yaşanmayacak" dedi.

Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Başbağlar köyünde 1993 yılında PKK tarafından düzenlenen ve 33 sivilin hayatını kaybettiği saldırıdan canlı kurtulan Muharrem Baltacı, AK Parti İstanbul 2. Bölge'den milletvekili adayı oldu. 12 yaşındayken yaşadığı acı olayı dün gibi hatırladığını söyleyen Baltacı, o günleri gazetecilere anlattı.

1993 yılının Türkiye’nin karanlık yılı olduğunu söyleyen Baltacı, "1993 yılında 2 Temmuz’da Madımak katliamı yapıldı. 5 Temmuz’da Başbağlar yaşandı. İstanbul’da yaşıyorduk. 4 Temmuz’da yola çıkmıştık. 5 Temmuz’da Başbağlar'daydım. 5 Temmuz günü akşamında, akşam ezanında 100 kişilik grup, insanlar camiye giderken saldırdı. Planlanmış bir olaydı. Çünkü Başbağlar yıllar öncesinde Ermeni okuluna bal yolluyordu. Ermeni okulundan da Başbağlar’daki köy okuluna giysi geliyordu. Köyümün saldırıya uğramasının yegane sebebi budur. Ailelerimizin kimi camiye gidiyordu, kimi evindeydi. Yatalak olanları sürükleyerek götürdüler. Madımak'ı kim yaptıysa Başbağlar'ı da o yaptı" diye konuştu.

Katliamda ailesinden 13 kişiyi kaybettiğini söyleyen Baltacı, "Amcam, dedem, dayım, yeğenim, yengem, Almanya’dan gelen akrabam hayatını kaybetti. Çocukları ve kadınları köyün bir tarafına topladılar. Hasta, yatalak olanları sürükleyerek götürüp yaktılar. Bu soykırımdır, incelenmesi gereken bir katliamdır. 210 hane yakıldı. Bin 500 hayvan yakıldı. Başbağlar dosyamızın üstü bir şekilde kapatıldı" şeklinde konuştu.

Vekil adaylığıyla ilgili bir yemini olduğunu söyleyen Muharrem Baltacı, "Yeminim var. Bir daha ne Madımak ne de Başbağlar yaşanmayacak. Allah nasip ederse, bu memleketi karıştırmak isteyenlere fırsat verdirmeyeceğiz. Bu anlamda yeminimiz var. Allah nasip ederse bu niyetlerimizle devam edeceğiz. Rabbim bize fırsat versin. Kötüye ve şere fırsat verdirmesin" ifadelerini kullandı. 

ERHAN YILMAZ - SELİM BAYRAKTAR

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Hitit’in “Anne Üniversitesi" başladı Hitit Üniversitesi Kadın ve Aile Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen Hitit Anne Üniversitesi başladı. Bu yıl Çorum Valiliği ile Alaca, Bayat, Boğazkale ve Laçin Kaymakamlıkları işbirliğinde hayata geçirilen Hitit Anne Üniversitesine 65 anne ve anne adayı katılıyor. Programa katılan kursiyerlere Hitit Üniversitesi kampüslerindeki derslikler ve laboratuvarlarda mikrobiyoloji, ev kazaları, ebru atölyesi, müzik atölyesi, bağımlılıkla mücadele, eşler arası iletişim, akılcı ilaç kullanımı, kültürümüzde kadın ve aile konularında eğitimler verilecek. Eğitimler sonrasında ise Hitit Anne Üniversitesi 2024 yılı öğrencileri için mezuniyet töreni düzenlenecek. İlk ders öncesi öğrencilerle bir araya gelen Hitit Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nurcan Baykam, Anne Üniversitesi ile kişisel gelişime katkı sağlamak, aile içi iletişim, ebeveynlik gibi konularda farkındalığı geliştirmeyi hedeflediklerini söyledi. Önceki yıllardan farklı olarak Hitit Anne Üniversitesinin bu yıl Alaca, Bayat, Boğazkale ve Laçin ilçelerinden 65 anne ve anne adayına yönelik gerçekleştirildiğini kaydeden Prof. Dr. Baykam, “Hitit Üniversitesi olarak topluma hizmet faaliyetleri çerçevesinde etkinlik ve programlarımızı gerçekleştiriyoruz. Bu noktada en önemli programlarımızın başında da Anne Üniversitesi programı geliyor. Hitit Anne Üniversitesini bu yıl Çorum Valiliğimiz ile işbirliği içinde farklı bir konseptte düzenliyoruz. Valilik ve üniversite olarak ilçelerimizdeki kadınlarımıza da bir dokunuş yapmak istedik. 4 ilçemizden 65 anne ve anne adayımızı misafir ediyoruz. Yine mikrobiyolojiden akılcı ilaç kullanımına, ebrudan müzik atölyesine kadar farklı alanlarda eğitimler düzenliyoruz. Amacımız, kursiyerlerimizin hem kişisel gelişimlerine katı sağlamak hem de hafızalarda yer edinecek güzel bir anı bırakmak. Bu çerçevede başta Çorum Valiliğimiz olmak üzere Alaca, Bayat, Boğazkale ve Laçin Kaymakamlığına desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum. 2024 yılında aramıza katılan değerli anne ve anne adaylarımıza keyifli ve faydalı bir ders dönemi diliyorum.” şeklinde konuştu. Anne Üniversitesi’nde dersler 13 Mayıs’ta sona erecek. Hitit Anne Üniversitesinden mezun olacak kadınlar için 14 Mayıs günü de mezuniyet töreni düzenlenecek.
İstanbul İbadete açılan Kariye Camii’ne yerli ve yabancı turistler akın etti İbadete açılan Fatih’teki Kariye Camii’ne yerli ve yabancı turistler akın etti. Vatandaşlar 79 yıl sonra camide namaz kıldı. Tarihi yapı hakkında konuşan Sanat Tarihi Uzmanı ve Bilim Kurulu Üyesi Hayri Fehmi Yılmaz, “Bir bölümü ibadet, bir bölümü de ziyaret için kullanılıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğümüz büyük bir emekle, olağanüstü bir bütçeyle bu yapının ömrünü uzatabilmek için böyle bir proje yaptı. Şimdi bu görkemli anıt İstanbul’a yeniden hediye edildi” dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinde olan ve 21 Ağustos 2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile cami statüsüne çevrilen İstanbul’daki Kariye Camii düzenlenen törenin ardından ibadete açıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ankara’dan canlı bağlantıyla katıldığı törenle ibadete açılan camiye yerli ve yabancı turistler akın etti. Vatandaşlar, 79 yılın ardından Kariye Camii’nde namaz kıldı. Duvarlardaki bezemeleri inceleyen yabancı turistlerden bazıları ise dürbün kullandı. Tarihi camiye giren yerli ve yabancı turistler, göz kamaştırıcı yapıda bol bol fotoğraf çekti. “Theodore Metokhites, Hz. İsa ve Hz. Meryem’in hayatını anlatan çok zengin resim programları hazırlamış” Kariye Camii’nin tarihi ile restorasyon sürecini anlatan Sanat Tarihi Uzmanı ve Bilim Kurulu Üyesi Hayri Fehmi Yılmaz, “Kariye Camii, İstanbul’un en ilginç anıtlarından ve çok katmanlı yapılarımızdan biridir. Bizans devrinde, muhtemelen 6’ıncı yüzyıldan bu yana bu yapının varlığından haberdarız. Bu yapı, bütün Bizans döneminde 11’inci, 12’inci ve 14’üncü yüzyıllarda defalarca kez yenilenmiş. 1316-1321 yılları arasında Theodore Metokhites isimli bir devlet, bilim adamı ve edebiyatçı bu yapıyı büyük ölçüde yenilemiş. Çok etkileyici birçok ek ile genişletmiş. Bu yapının etrafına birtakım birimler de ilave edilmiş. İçinde bulunduğumuz bölümü kendisi için bir mezar anıtı olarak düzenlemiş. Yapının da içerisinde Hz. İsa’nın ve Hz. Meryem’in hayatını anlatan çok zengin resim programları hazırlamış. Bu anlamda Bizans dünyasının en ilginç anıtlarından biri. Fetihten sonra bir süre bakımsız kalan bu yapı 1509 yılında Atik Ali Paşa tarafından cami haline getirilmiş. Kendisi devşirme olan paşa, kendisinin kişisel dönüşümü gibi bu binayı da dönüştürmüş. Bizans manastırının kilisesi olan bu yapıyı cami haline getirmiş. Bu yapı Osmanlı Cihan Devleti dönemi boyunca cami olarak kullanılmış. Fakat yapının içindeki mozaikler ve freskolar yani eşsiz bezemelerinin bir kısmı Osmanlı Dönemi’nde de açık kalmış. Yapıyı ziyaret eden seyyahlar 16’ıncı ve 17’inci yüzyılda bu yapıda açıkta gördükleri bazı tasvirleri hep anlatmışlar. Uygarlık tarihi açısından önemlidir. Resimler nasıl Bizans kültürü açısından önemliyse bu yapının korunma süreci, eserlerin yaşayabilmesi de Osmanlı Devleti açısından enteresan” dedi. “Bir bölümü ibadet, bir bölümü de ziyaret için kullanılıyor” Kariye Camii’nin bir bölümünün ziyaret, bir bölümünün de ibadet için kullanılacağını söyleyen Yılmaz, “1945’te bir yeni karar alınmış ve yapı içindeki bütün mozaik ve freskoların açığa çıkarılması için büyük projeler yapılmış. Yaklaşık 12 yıl boyunca burada bir restorasyon yapılmış. 12 yılın sonunda tamamlanan restorasyonda sonra yapı bir müze olarak ziyarete açılmış. Aşağı yukarı yine restorasyon 12 yıl sürdü. 2012’den itibaren başlayan bir sürecin sonunda bu yapının restorasyonu tamamlandı. Şimdi de yine iki fonksiyonlu. Bir bölümü ibadet bir bölümü de ziyaret için kullanılıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğümüz büyük bir emekle, olağanüstü bir bütçeyle bu yapının ömrünü uzatabilmek için böyle bir proje yaptı. Şimdi bu görkemli anıt İstanbul’a yeniden hediye edildi. O yüzden çok şanslıyız” ifadelerini kullandı. “Rabbim buranın açılış konuşmasının duasına ‘amin’ demeyi nasip etti” Kariye Camii’ni ziyaret eden Şerafettin Şeker, “Daha evvel de gelmiştim. Restorasyonunu çok beğendim. Rahmetli eşimin mezarı için gelmiştim ama demek ki Rabbim bana nasip etti. Sur diplerinde bulunanlara Fatiha okudum. Sur dibinde bir çiçek açmış, ‘mutlaka bir şehit düştü galiba burada diye’ onun fotoğrafını çekmiştim. Şeker ailesine atacaktım. Buraya gelmem tesadüf olmaz, tabii ki tevafuk. Rabbim buranın açılış konuşmasının duasına amin demeyi nasip etti” şeklinde konuştu. “Türkiye’miz için Allah hayırlı etsin” Hatun Hafik ise, “Çok güzel. Türkiye’miz için Allah hayırlı etsin. Çok iyi bulduk. Yapandan ve açandan Allah razı olsun” diye konuştu. “Bence Ayasofya’nın açılması kadar değerli bir olay” Nadir Koçak ise, “Dört gözle, sabırsızlıkla bekliyorduk. Açılacağını duyar duymaz koşa koşa geldim. Bence Ayasofya’nın açılması kadar değerli bir olay. Burası sadece bir cami değil, ayrıca kültürlerin birleşmesi. Eminim Hristiyan dünyası da bundan mutlu olmuştur. Onlara da ziyarete açık olacak zaten. Çok sevindik, hayırlı olsun diyorum” ifadelerini kullandı.