POLİTİKA - 20 Eylül 2014 Cumartesi 12:06

Başbakan Davutoğlu, 49 personel üzerinden siyaset yapanları topa tuttu

A
A
A
Başbakan Davutoğlu, 49 personel üzerinden siyaset yapanları topa tuttu

Başbakan Davutoğlu, Musul’daki Türk konsolosluğu görevlilerinin alıkonulmasını siyasi malzeme yapanları eleştirdi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Musul’daki Türk konsolosluğu görevlilerinin alıkonulmasını siyasi malzeme yapanları eleştirerek, “Onlar bu ailelerin acıların üzerinden provokasyon yaptılar. Acı ve kader üzerinden siyasi operasyon yapanların bugün maskeleri inmiştir” dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu ve 46 konsolosluk personelini taşıyan uçak, Ankara Esenboğa Havalimanına indi. Ailelerin 101 gündür süren hasreti, burada son buldu. Apronda oldukça duygusal anlar yaşandı. Daha sonra Başbakan Ahmet Davutoğlu bir konuşma yaptı. “Bugün bir bayram günüdür” diyen Davutoğlu, “Sadece Musul’dan gelen değerli kardeşlerimiz ve aileleri için değil, Hakkari’den Edirne’ye tüm milletimiz için bayram günüdür. Tek yürek ile dualar ettik. Şimdi bayram zamanı, şimdi şükür zamanı” ifadelerini kullandı.

Konsolosluk personelinin ailelerine de teşekkür eden Başbakan, “O aileler hiçbir zaman karamsarlığa kapılmadılar. ‘Ne olur sabredin, provokasyonlara gelmeyin, Türkiye Cumhuriyeti devletine güvenin dedik’, güvendiler. Onlara çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

“ACI VE KADER ÜZERİNDEN SİYASİ OPERASYON YAPANLARIN BUGÜN MASKELERİ İNMİŞTİR”

Davtuoğlu, konsolosluk görevlilerinin alıkonulmasını siyasi malzeme yapanları da eleştirerek, “Dediler ki ‘bunlar seçim malzemesi olarak kullanılacak, gizli işbirliği var’ dediler. Yüreğimize taş bastık ama şu kavuşma manzarası, sizlerin oluştuğu manzara provokatörlere gösterdi ki Türkiye Cumhuriyeti devleti milletinin tek bir saç telini bile dünya alemine değişmez. Onlar bu ailelerin acıların üzerinden provokasyon yaptılar. Şimdi konuşma vakti. Acı ve kader üzerinden siyasi operasyon yapanların maskeleri iner, bugün o maskeler inmiştir” dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bugün Musul'daki 49 kardeşimiz, 3'ü yerel sözleşmeli memur, orada kaldılar. Buraya gelen 46 kardeşimiz de 75 milyonun her bir ferdinin gönlündeydi. Onlara vatan topraklarına hoş geldiniz diyorum" dedi.

Esenboğa Havalimanı'nda Başbakanlık otobüsünün üzerine kurulan kürsüden açıklama yapan Başbakan Davutoğlu, "Daha önce Lübnan'dan pilotlarımızı aldığımızda, Suriye'den gazeteci Bünyamin kardeşimizi aldığımızda ve onlar da kardeşimizi dünyanın her bir köşesinden vatanımıza sağ sağlim getirdiğimizde duyduğumuz hissi bir kez daha tekrar ediyorum. Bünyamin Türkiye sınırlarına yaklaştığında şunları demişti; ‘Sayın Bakanım hep devletimize ve milletimize güvendim ama bazen acaba başka konular zihinleri meşgul ediyor mu diye sordum' dedi. Ben o zaman Bünyamin kardeşime şunu söyledim, 'Bünyamin kardeşim bizim için 1 kişi 75 milyon kişidir, 75 milyon kişi de 1 kişidir.' Bugün Musul'daki 49 kardeşimiz, 3'ü yerel sözleşmeli memur, orada kaldılar. Buraya gelen 46 kardeşimiz de 75 milyonun her bir ferdinin gönlündeydi. Onlara hoş geldiniz diyorum, vatan topraklarına hoş geldiniz diyorum. Bu süreçte sorumlu yayın yapan bütün gazetecilere teşekkür ediyorum. Sorumsuz yayın yapanları siz biliyorsunuz, onları da Allah'a havale diyorum. Ama sorumlu yayıncılık yapan, basiretle gelişmeleri takip eden basın mensuplarımıza teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.

DAVUTOĞLU'NDAN ULUSLARARASI TOPLUMA MESAJ
Son mesajını uluslararası topluma gönderen Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Biz ayrılığın ne olduğunu son 3 ay içerisinde derinden hissettik. Biz acaba yarın ya da bir saat sonra ne olacak diye kaygıyla beklemenin nasıl ızdıraplı süreç olduğunu 49 kardeşimizle derinden hissettik. 4 senedir Suriye, Irak ve Filistin'de yaşananlara sessiz kalanlara sesleniyorum. Biz güçlü bir devlet olarak bu kardeşlerimizi buraya getirdik ama ya vatanlarına, evlerine kavuşamayanlar, 1.5 milyona yakın Suriyeli mülteci kardeşimiz, dün Kobani'den giren kardeşlerimiz, daha önce Irak'tan, Suriye'den gelen Arap, Türk, Türkmen, Kürt, Yezidi, Hristiyan bütün bu dost ve kardeşlerimiz, onlara kim sahip çıkacak. Onlara sahip çıkmanın vaktidir, o yetimlere sahip çıkmanın vaktidir. Bizi bu kardeşlerimize sınırlarımızı açtığımız için tenkit edenlere sesleniyorum, nasıl bu 49 kardeşimizin canı bizim için azizse bilsinler ki Suriye'de ve Irak'ta yaşayan her bir kardeşimiz, hangi etnik, hangi mezhebi kökenden olursa olsun her birinin canı azizdir, her biri insandır. Anadolu topraklarına doğru sığınmaya gelen kim olursa 'Sen kimsin' diye sormayız, 'Dinin nedir' diye sormayız, 'Mezhebin nedir, etnik geçmişin nedir' diye sormayız, demeyiz. Bu Anadolu toprakları, ana kucağıdır, gelin deriz. Çünkü biz 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' diyen bir felsefeden geliyoruz. Şimdi uluslararası toplumun harekete geçme vaktidir. Yetimlere, eşini kaybeden o masun hanımlara, babasını kaybeden yetimlere, çocuklarını kaybeden anne babaya sahip çıkma vaktidir. Nasıl biz sahip çıkıyorsak dünyanın her bir yerinde onlara sahip çıkılması için gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz. Çünkü biz biliriz ki mazlumlara sahip çıkanın duası kabul olur. Mazlumlara sahip çıkanın kendisi zor duruma düştüğünde ilahi bir tecelli ona yardım eder. Bundan sonra da her bir vatandaşımızı dünyanın neresinde olursa olsun koruma kudretini göstermeye devam edeceğiz, hem de dünyanın neresinde olursa olsun tek bir mazlumun gözyaşını silmek bize nasipse o gözyaşını silmek için bir an bile beklemeyeceğiz. Allah bu millete ve devlete öylesine bir merhamet ve şefkat versin ki bütün mazlumlara ve vatandaşlarımıza sahip çıkabilelim. Allah devletimize zeval vermesin, milletimizi aziz eylesin, bir daha bu aziz kardeşlerimize böyle ayrılıklar yaşatmasın. Allah'a emanet olun. Bayramınız kutlu olsun. Gelecek Kurban Bayramınız da hep beraber Türkiye'ye, tüm insanlığa, bütün İslam alemine hayırlı olsun."

Başbakan Davutoğlu'nun konuşması sırasında duygulu anlar yaşandı. 46 Türk vatandaşının yakınları sevinç çığlıkları içerisinde apronda "Türkiye seninle gurur duyuyor", "Ya Allah Bismillah Allah'u ekber" sloganları attı. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıklamaları sırasında Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, AK Parti Genel Sekreteri Haluk İpek Avcı, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de yanında yer aldı.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.