POLİTİKA - 31 Ağustos 2016 Çarşamba 12:56

Başbakan, Kılıçdaroğlu’na çağrıda bulundu

A
A
A
Başbakan, Kılıçdaroğlu’na çağrıda bulundu

Başbakan Binali Yıldırım, Kemal Kılıçdaroğlu’na adli yıl açılış törenine davetini yineledi.

Başbakan Binali Yıldırım, Keçiören Metrosu’nun test sürüşünü yaptı. 9 bin 200 metrelik 9 istasyondan oluşan Keçiören Metrosu’nun test sürüşlerine başladıklarını belirten Yıldırım, “Test sürüşünü 4 istasyon arasında gerçekleştirdik. Herhangi bir sorun olmadan test sürüşünü tamamlamış bulunuyoruz. Bundan sonra 9 istasyonun hepsini kapsayan yolcusuz sürüşler en az 2.5 ay devam edecek. Yılbaşında da Keçiörenliler, Ankaralılar yıllardan beri beklediği metrosuna kavuşmuş olacak. Böylece, trafik biraz daha rahatlamış olacak. Bu proje ilk değil, son da olmayacak. Bunun havaalanına devamı var, Ulaştırma Bakanlığımız bunun projelerini yapıyor. Bazıları bir yerlerde fitne odakları oluşturmaya çalışırken, milleti bölmeye çalışırken, milletin içerisinde mikrop gibi girerek milletimize, ordumuza hainlik yapmaya çalışırken bizler de belediyeler, hükümetler olarak ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine ulaştıracak projeleri birer birer hizmete alıyoruz" ifadelerini kullandı.

Bu yıl sonunda boğazın 106 metre derinliğinden geçen Avrasya Tüneli’nin de hizmete alınacağını hatırlatan Başbakan Yıldırım, projelerin devam ettiğini ifade etti. Bütün bunları yaparken millete kumpas kurmaya çalışan FETÖ ve BETÖ örgütleriyle de mücadele edildiğini anlatan Yıldırım, Fırat Kalkanı operasyonuyla da bölgeye barış, huzur ve kardeşliğin getirilmeye devam edeceğini dile getirdi.

FIRAT KALKANI HAREKATI NE KADAR SÜRECEK

Yıldırım, konuşması sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Fırat Kalkanı harekatına ilişkin bir soru üzerine Başbakan Yıldırım, "Fırat Kalkanı Harekatı’nın iki tane önemli hedefi var; bir tanesi güney sınırlarımızda güvenliği sağlamak, ikincisi bir süreden beri Suriye’de devam eden iç savaş nedeniyle DEAŞ, PYD ve YPG terör örgütleri roket atıyorlar, Kilis, Karkamış, Gaziantep’e. Bugüne kadar 21 vatandaşımız hayatını kaybetti. Bu istikrarsızlığın devam etmesine daha fazla rıza gösteremezdik. Orada yaşayan vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamak üzere ÖSO’nun faaliyetlerine destek vermek amacıyla silahlı kuvvetler unsurlarımız oraya geçtiler. Buradaki terör unsurları tamamen ortadan kaldırılıncaya kadar sınırlarımıza, topraklarımıza, vatandaşlarımıza yönelik tehditler bitinceye kadar faaliyetler devam edecek" diye konuştu.

KEÇİÖREN METROSU’NUN MALİYETİ

Keçiören Metrosu’nun maliyetinin sorulması üzerine Yıldırım, "330 milyon dolar Büyükşehir Belediyesi ve Ulaştırma Bakanlığı harcadı. Uzun sürdü. Bunun sebepleri, en önemlisi tabi bir inşaat devir alındı. Yükleniciler ile tekrar anlaşma sağlanması, bazı işlerin yeniden ihale edilmesi zaman aldı. Nihayet tamamlanma aşamasına geldi" dedi.

KILIÇDAROĞLU’NA DAVETİ YİNELEDİ

Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilecek olan adli yıl açılışına katılmayacaklarını açıklamasına ilişkin soru üzerine Yıldırım, "Tabii ki katılmalarını arzu ederiz. Bir süre önce hem Sayın Kılıçdaroğlu ve hem de Barolar Birliği Başkanı Beştepe Külliyesi’ni gittiler, oraya yabancı değiller. Şimdi ne değişti de kısa süre içerisinde böyle bir karara vardılar, bunu anlamakta zorlanıyoruz. Biz AK Parti olarak şahsım ve arkadaşlarımız, 15 Temmuz ve 7 Ağustos ruhunun yaşatılması için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Kardeşlik, birlik ve beraberliğe özen göstereceğiz. Bu birlik havasına devam edeceğiz. Ben bir kez daha hem Sayın Kılıçdaroğlu hem de Barolar Birliği Başkanına özellikle bir kez daha davette bulunuyorum. Beştepe’de, orada yapılacak bir toplantının bir otelde yapılmasını tercih etmek, herhalde bu ülkenin gücünü göstermiyor. Bir otel salonunda yapmak yerine devletin en prestijli mekanlarından bir tanesinde yapmak çok daha doğru ve akıllıca bir karardır. Nitekim, MHP Genel Başkanı da benzer çağrıyı yaptı, kendisi katılacağı gibi Sayın Kılıçdaroğlu’na da katılması yönünde çağrıda bulundu. Beştepe milletin yeridir, kimsesin şahsi tasarrufunda olan bir yer değildir. Dolayısıyla milletin işleri de orada yerine getirilebilir. Cumhurbaşkanımızın bu toplantıya katılması şüphesiz Türkiye’de hukuk devleti ve onun getirdiği gelişmeyi gösteren ayrı bir şeydir. Cumhurbaşkanı anayasaya göre tarafsızdır. Cumhurbaşkanı Yüksek Mahkeme üyelerinin atamalarını yapıyor. Böyle bir konumu olduğu halde Cumhurbaşkanını bu tip toplantılara katılması, yargı bağımsızlığına vurgu yapmasının çok doğal bir şey olduğunu herkesin görmesi, kabul etmesi lazım" açıklamasında bulundu.

“PYD, YPG BUNLAR PKK’NIN UZANTISI TERÖR ÖRGÜTLERİ”

PYD’nin Fırat’ın doğusuna çekilmesine yönelik açıklamalara ilişkin soru üzerine Yıldırım, "Açıklamalar ne olursa olsun orada her şey net. PYD, YPG bunlar PKK’nın uzantısı terör örgütleridir. Bir isim yıpranınca başka bir isimle piyasaya çıkıyorlar. Adamlar aynı adamlar. Bunlar bölgenin canını yakan terör örgütleridir. Bizim bu konudaki kararlılığımız devam etmektedir. Bu unsurlar mutlaka Fırat’ın doğusuna, geldikleri yere gidecektir. ABD’nin ülkemize bu konuda taahhüdü vardır. Bu taahhütte herhangi bir değişiklik beklemiyoruz" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Baharda sık görülen 5 cilt hastalığı Dermatoloji Uzmanı Dr. Elif Yiğit, cilt hastalıklarına güneşten yayılan zararlı UV ışınlarının sebep olduğunu ifade etti. Dr. Yiğit, bahar aylarının gelmesi ile birlikte sıcak yüzünü iyiden iyiye gösteren güneşe karşı dikkatli olunup tedbir alınmazsa beraberinde bazı cilt hastalıklarını da getirebildiği söyledi. Yiğit, “Cilt hastalıklarına güneşten yayılan zararlı UV ışınları sebep oluyor” dedi. Özellikle bahar aylarında görülme sıklığı artan cilt hastalıkları hakkında bilgiler veren Dr. Elif Yiğit, bu sorunların en başında ise güneş alerjisi ve kurdeşenin yer aldığını kaydetti. Dr. Yiğit, bahar aylarında sık görülen 5 cilt hastalığını şu şekilde açıkladı: Güneş alerjisi Güneş alerjisi, cildin güneşin zararlı ışınlarına gösterdiği bir reaksiyon. Belirtileri genellikle kaşıntılı kızarıklık, kabarıklık ve isilik şeklinde ortaya çıkıyor. Ancak şiddetli güneş alerjisi; kurdeşen, sulu kabarcıklar, şişlik şeklinde de kendini gösterebiliyor. Polimorf ışık reaksiyonu, iltihaplı ve kaşıntılı cilde neden olan aktinik prurigo, kronik aktinik dermatit ve güneş ürtikeri (solar ürtiker) olarak birçok çeşidi bulunuyor. Bu durumda etkin bir şekilde güneşten korunmak alınacak ilk ve en önemli tedbir oluyor. Kurdeşen (Ürtiker) Araştırmalar, her dört kişiden birinin yaşamı boyunca en az bir kez ürtiker geçirdiğini gösteriyor. Ürtikere en çok baharla birlikte polenlerin artması sebep oluyor. Deriden kabarık, basmakla solan, etrafı kızarık, sınırları belirgin ve kaşıntılı döküntüler ürtikerin belirtileri olarak öne çıkıyor. Bu döküntüler 24 saat içinde kayboluyor ve vücudun başka yerlerinde tekrar çıkıyor. Ancak belirtiler hastaları özellikle geceleri daha çok rahatsız ediyor ve yaşam kalitelerini olumsuz etkiliyor. Şiddetli kaşıntılar kimi zaman dayanılmaz boyutlara ulaşabiliyor. İleri durumlarda göz kapağı ve dudaklarda şişlikler meydana gelebiliyor, bunun sonucunda da acil müdahale edilmesi zorunlu bir hal alıyor. Mantar enfeksiyonları Bulaşıcı bir deri enfeksiyonu olan ve yaygın olarak görülen mantar, vücuda giren organizmaların yerleştiği bölgelerde sulu veya kuru deri, kaşıntı ve kızarıklık şeklinde kendini belli ediyor. Özellikle şeker hastalarının ayaklarında ortaya çıkan mantar hastalığının ihmal edilmemesi gerekiyor. Mantarlara bağlı deri hastalıkları sıcak ve nemli ortamlarda daha fazla görüldüklerinden kişisel temizliğe özen göstermek, hasta kişilerle temastan kaçınmak, sentetik olmayan ayakkabılar giyinmek ve kıyafet seçiminde pamuklu giysileri tercih etmek önem taşıyor. Alerjik deri hastalıkları Bahar aylarında atopik egzama, alerjik rinit (saman nezlesi) ve astım hastalığı olan kişilerde alerjik cilt hastalıklarının gelişme ihtimali de fazlasıyla artıyor. Bu dönemde özellikle polenlerden, alerjiyi tetikleyen gıdalardan, ev tozu ve stresten mümkün olduğunca kaçınılmasının yanı sıra uzman bir hekimden de yardım alınması gerekiyor. Güneş lekeleri Baharın gelişiyle birlikte artan güneş ışınlarına maruz kalan bölgelerde deri döküntüleri, koyu lekeler ve güneş yanıkları görülebiliyor ayrıca ciltte kırışıklık oluşumunun bir sonucu olarak erken cilt yaşlanması meydana gelebiliyor. Bunların yanı sıra ileriki yıllarda deride kötü huylu tümörler (kanser) dahi gelişebiliyor. Bu nedenle bahar aylarında zararlı güneş ışınlarına maruz kalmamak için güneşin cilde ulaşmasını engelleyecek kıyafetler giymek ve gerekirse çok faktörlü güneş kremi kullanmak önem kazanıyor.
İstanbul Birevim Genel Müdürü Orak: “KKM’den ayrılan paranın yastık altına geri dönmesi önlenmeli” Merkez Bankası’nın 2023 yılında 818 milyar liranın üzerinde zarar etmesinin ana nedeni olarak Kur Korumalı Mevduat (KKM) gösterildi. Bilanço verilerini değerlendiren Birevim Genel Müdürü Av. Mahir Orak, “KKM sürecine yönelik eleştirileri bir kenara bırakıp toparlanmaya yönelik hamle yapmalıyız. Bu noktada yapılması gereken ilk iş ise KKM çıkışlarının yastık altına geri dönmesini önlemektir” dedi. Geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete’de yayınlanan Merkez Bankası bilançosu, Kur Korumalı Mevduatın (KKM) ülke ekonomisine etkisini net bir şekilde ortaya koydu. Açıklanan bilgiye göre; Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın 2023 yılındaki dönem zararı 818 milyar 182,9 milyon lira olarak kayıtlara geçti. Merkez Bankası’nın zarar etmesine yol açan KKM sürecini değerlendiren Birevim Genel Müdürü Av. Mahir Orak, “Finansman modelinin iç kaynaklara dayandırılmadığı sistemlerde bu tür ciddi kayıplar muhtemel görünüyor. Fakat şu an KKM sürecine yönelik eleştirileri bir kenara bırakıp toparlanmaya yönelik hamle yapmamız gerekiyor. Zararın azaltılıp karlılığın artırılması açısından KKM’den çıkan paranın yastık altına değil, sisteme geri dönmesi gerekiyor. Tasarruf Finansman sektörü olarak bu süreci tersine çevirecek ve karlılığı artıracak potansiyele sahibiz” dedi. Tasarruf Finansman sisteminin Merkez Bankası bilançosuna etkisi “Tasarruf Finansman sistemi, yastık altında bekleyen küçük birikimlerin sisteme katılmasını sağlayarak hem vatandaşın ev, araç hayaline ulaşmasını sağlıyor hem de durağan halde bekleyen birikimleri harekete geçirerek milli ekonomiye katkı sağlıyor” diyen Av. Mahir Orak, Tasarruf Finansman sisteminin Merkez Bankası bilançosuna etkisini şu sözlerle açıkladı: “Hizmet sunduğumuz Tasarruf Finansman sektörünün temel amacı, herkesin kendi ev ve aracına sahip olmasını sağlamaktır. Faiz ve peşinatın olmadığı bu sistem sayesinde vatandaşımızın yaşam standardını yükseltmeyi hedefliyoruz. Nüfusun büyük çoğunluğu ev, araç, evlilik, seyahat, iş kurma gibi nedenlerle birikim yapıyor ve bu küçük tasarrufları yastık altında bekletiyor. Bireysel olarak gösterilen bu çabanın sonunda hayalleri gerçekleştirmek için gereken finansmana erişmek ise uzun yıllar alabiliyor. Biz bu küçük birikimleri bir araya getiren bir sistem inşa ettik. Tasarruf Finansmanı sistemi adını verdiğimiz bu sistem sayesinde insanlar, tasarruflarını bir araya getirerek daha kısa sürede borçlanmadan kendi evine ve aracına sahip olabiliyor. Bu sistemin en önemli avantajlarından biri de bu küçük birikimlerin sisteme katılmasıdır. Ekonomik açıdan güçlü bir ülkeye dönüşebilmek için içerdeki kaynaklara ihtiyacımız var. Dış borçlanma ve dışa bağımlılık konularını gündemimizden çıkarmaya ihtiyacımız var. Merkez Bankası bilançosunda meydana gelen zararın ana nedeni olarak gösterilen KKM ve Taşınan Açık Döviz Pozisyonları, temelde borçlanma ile ilgili durumlardır. Borçlanma durumunu minimize etmenin en akılcı yolu ise bireysel tasarruf yerine kollektif tasarrufa yönelmek, iç kaynakları artırmaktır. Kredi bir borçlanma biçimidir, tasarruf finansmanı ise kendi kaynağını kullanmanı sağlayan finansman sistemidir.” KKM’nin gelecek dönemde vatandaşa etkisi Ülkedeki para politikalarından sorumlu olan Merkez Bankası tarafından uygulamaya konulan KKM’nin gelecek dönemde vatandaşa etkisini değerlendiren Av. Mahir Orak, “Bir ülkede para ile ilgili tüm süreçleri yürüten resmi bir yapının zarar etmesi ve bu zararın ciddi boyutlara ulaşması, o ülkenin idarecilerinin olduğu kadar vatandaşlarının da sorunu ve sorumluluğudur. Dolayısıyla Merkez Bankası’nın zararı, hepimizin zararıdır. Bu noktada her birimizin bu zorlu dönemeci geçebilmek için çaba sarfetmesi gerekmektedir. İlk adım olarak KKM çıkışlarının yastık altına dönmesi önlenmeli, sistem içerisinde kalması sağlanmalıdır. Bu noktada idarecilerle vatandaşın uyum içerisinde hareket etmesi elzemdir. Özellikle vatandaş nezdinde, sistem içerisindeki paranın yatırıma dönüşmesini sağlayan ve tamamen iç kaynaklarla faizsiz, peşinatsız finansman sağlayan Tasarruf Finansmanı seçeneği değerlendirilmelidir. Ülkenin idarecileri tarafından KKM’nin Merkez Bankası üzerindeki baskısını azaltacak ve zararın karlılığa dönmesini sağlayacak Tasarruf Finansmanı gibi finansal sistemler desteklenmelidir. Toparlanmanın yolu, dış borçlanmayı artıran kısa süreli iktisadi çözümler değildir. Tasarruf seçeneği, elimizdeki en kuvvetli seçenektir. Kültürel kodlarında tasarruf olan bir ülkenin borçlanma ya da zarar etme lüksü yoktur, olmamalıdır. İç varlıklarımızı büyütebileceğimiz alternatif sistemleri desteklemeli, ülke ekonomisini güçlendirmeliyiz” diye konuştu.
İstanbul Taksim Meydanı’nda geçtiğimiz yaz meydana gelen olayın görüntüleri ortaya çıktı: Kadınlar polis otosuna saldırdı, karakolu birbirine kattı Taksim Meydanı’na giren polis ekibinin önlerinden çekilmeleri için korna çaldığı iki genç kadın, hem çekilmeyip hem de küfürler savurunca ortalık karıştı. Polis otosuna da vuran iki kadın direnip hakaretler etmeyi sürdürünce polis tarafından güçlükle gözaltına alındı. Kelepçelenen iki kadın önce hastaneyi sonra da karakolu da adeta birbirine kattı. Yaşananlar kameralara yansırken, saldırgan iki kadın adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Beyoğlu Taksim Meydanı’nda geçtiğimiz yaz yaşanan olayda gece saatlerinde devriye gezen polis ekibi, cadde üzerinden meydana giriş yaptı. Burada ilerleyen ekip, önünde yürüyen iki kıza yoldan çekilmeleri için kornaya bastı. Ancak dansçılık yaptığı ve öğrenci olduğu öğrenilen Zeynep Beren B. (22) ekibe bağırarak, “Burası yaya yolu, siz kendinizi ne zannediyorsunuz, defolun başka yerden geçin" dedi. Polisin tekrardan yoldan çekilmeleri yönünde uyarıda bulunması üzerine kadın şahıs, ekibin geçişine engel olarak “üzerinizde ki üniformaya mi güveniyorsunuz” diyerek bu kez de küfürler savurmaya başladı. Polis otosunu yumruklayıp küfürler savurdu Çevredeki vatandaşların duyacağı şekilde hakaretler de savuran kadın, polis otosunun da kaputunu yumruklamaya başladı. Bunun üzerine araçtan inen polis ekibi, kadını uzaklaştırmaya çalıştı. Ancak uyarıları dikkate almayan kadın, bağırarak küfür etmeye devam etti. Bu sebeple polis kadını gözaltına almak istedi. Kadınlar ise polise direnerek tekme ve yumrukları savurdu. Kadın polis otosuna bindirilmek istenildiği esnada yanındaki arkadaşı Elif Aleyna Ö. (26), aracın kapısını açarak polis memuruna eliyle vurmaya başladı. Polis ekiplerinin müdahalesi sonucu iki kadın da güçlükle polis otosuna bindirildi. Yaşananlar güvenlik kameralarına anbean yansıdı. Küfür ve hakarete uğrayan doktor “beyaz kod” verdi Sağlık kontrolünden geçirilmesi için hastaneye götürülen iki kadın, polis otosu içerisinde polis memurunu darbederek direnmeye devam etti. Hastanede de aynı şekilde küfür ederek bağırmayı sürdüren iki kadını güvenlik görevlileri sakin olmaları yönünde uyardı ancak başarılı olamadı. Hastanedeki doktora da küfür ve hakaret ettiği öğrenilen iki kadın hakkında doktor, şikayetçi olacağını söyleyerek “beyaz kod” uyarısı verdi. Güçlükle alınan sağlık raporu sonrasında iki kadın, emniyete götürülmek üzere polis otosuna bindirilmek istendi. Ancak iki kadın, kendini yere atarak polis direndikten sonra tekme ve yumruklar salladı. Zorlukla araca bindirilen kadınlardan biri, "İnşallah anan, bacında bu duruma düşer” diye küfürler etti. Karakolu da birbirine kattılar Daha sonra polis otosuyla emniyete görürülen iki kadın, burada da rahat durmadı. Küfür ve hakaretler eden iki kadın, oturduğu yerden kalkarak polise saldırdı. Polis memuru yaşananları cep telefonuyla kayıt altına alırken, karakolu adeta birbirine katan iki kadının ifadesi alındı. Geceyi nezarethanede geçiren iki kadına, “tehdit-hakaret”, “görevi yaptırmamak için direnme”, “kamu aracına zarar verme” suçlarından ve “beyaz kod” verilmesinden dolayı adli işlem yapıldı. Ortalığı birbirine katan iki kadın serbest İşlemlerinin tamamlanması sonrasında adllyeye sevk edilen saldırgan 2 kadın, çıkartıldığı mahkemece adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Olayla ilgili mahkeme sürecinin halen devam ettiği ortaya çıktı.