POLİTİKA - 17 Ekim 2017 Salı 21:01

Başbakan Yardımcısı Bozdağ: 'Olağanüstü Hal anayasal bir hukuk düzenidir'

A
A
A
Başbakan Yardımcısı Bozdağ: 'Olağanüstü Hal anayasal bir hukuk düzenidir'

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, “Olağanüstü Hal anayasal bir hukuk düzenidir. Anayasa imkan veriyor ki biz bu şartlarla ilan ettik. Ortada hukuk var, olan hukuku zorbalık olarak ilan etmek kimseye yakışmaz” dedi.

Olağanüstü Hal’in (OHAL) 3 ay daha uzatılmasına ilişkin TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Mersin’deki patlama hakkında bilgi vererek, “Mersin ili Güvenevler Mahallesi 18. Cadde üzerinde polis servis aracının geçişi esnasında yol kenarına park edilmiş motosiklete yüklenen bomba düzeneği uzaktan kumandayla patlatılmış, patlama sonucu 17 polis memuru, bir teknisyen yardımcısı olmak üzere 18 kişi yaralanmıştır. Yaralıların hayati tehlikeleri bulunmamaktadır. Olay bütün boyutlarıyla araştırılıyor. Şu ana kadar elde edilen bilgiler bunun bir terör saldırısı olduğunu ortaya koyuyor. Hangi terör örgütü olduğuna ilişkin emareler var, ama bunları netleştirdikten sonra ilgili bakanlık gerekli açıklamayı yapacaktır” ifadelerini kullandı.

Bozdağ şunları kaydetti:  “Hükûmetimiz, darbe teşebbüsünün zararlarını ortadan kaldırmak, darbenin tekrarını önlemek, bundan sonra darbe yapılmaz bir Türkiye için yapısal demokratikleşme reformları yapmak, demokrasimizi, hukuk devletini ve millî iradeyi tahkim etmek, Türk milletinin ve Türkiye devletinin demokrasi, istiklal ve istikbalinin bir daha tehlike, tehdit ve saldırı altına girmesini önlemek, darbe teşebbüsüne kalkışan FETÖ/PDY terör örgütü mensuplarını devlet içinden ayıklamak için hızlı karar almak, alınan kararları hızlı ve etkin bir biçimde uygulamak, milletimizin ve ülkemizin karşı karşıya olduğu tehlike ve tehdidi kısa sürede kesin bertaraf etmek, olağanüstü döneme son verip hızla olağan döneme geçmek maksadıyla Bakanlar Kurulumuzda 21 Temmuz 2016 Perşembe günü 01.00'den başlamak üzere 3 ay süre Olağanüstü Hâl ilan edilmesine karar verildi. Bu karar 21 Temmuz'da Meclisimizde görüşülerek kabul edildi ve Olağanüstü Hâl dönemi ülkemizde başladı. O zaman da ifade ettik, amacımız vatandaşımıza Olağanüstü Hâl ilan etmek değil, bizim amacımız devleti yöneten hükümete ve terörle etkin mücadeleyle görevli olan kamu kurum, kuruluşlarına ve burada görev yapanlara Olağanüstü Hâl ilan etmektir. Bunu hep ifade ettik ve dedik ki inşallah üç aydan sonra bunu uzatma gereği duymayız, üç ayda da bu işi noktalarız. Ancak gelinen noktada üç ay içerisinde bu terör örgütüyle mücadele ve diğer terör örgütleriyle mücadele konusunda beklediğimiz neticeleri tam olarak ortaya koyma imkânı hasıl olmamıştır. Çünkü Fetullahçı Terör Örgütü'nün yapısı, gizliliği, takiyeyi esas alması, çalışma yöntemlerinin bu örgütle mücadeleyi zorlaştırıyor olması, FETÖ/PDY, PKK, KCK, DEAŞ, DHKP-C başta olmak üzere bütün terör örgütleriyle mücadelede hızlı karar alınması ve alınan kararların hızlı, etkin ve kararlı bir biçimde uygulanması, karşı karşıya olduğumuz güvenlik tehdidinin ve sorununun yapısı, büyüklüğü, çetrefilliği, demokrasimizin, hukuk devleti ilkesinin vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerinin korunmasına yönelik karar ve tedbirlerin etkin şekilde uygulanmasının devamlılığı, Türkiye'de bir daha darbe teşebbüsünde bulunulmaması ve bulunmaya kimsenin cesaret edemeyeceği demokratik bir ortamın ve büyük reformların yapılması, Irak ve Suriye'de yaşanan gelişmelerin ülkemize ve ulusal güvenliğimize yönelik içerdiği risk ve tehditlerin varlığı, ülke genelinde sağlanan huzur ve güven ortamının devamı, başlatılan çalışmaların tamamlanabilmesi maksadıyla Olağanüstü Hâl'in uzatılması kararlaştırılmıştır ve her defasında da bu ihtiyaçlar nedeniyle Olağanüstü Hâl uzatılmıştır. Olağanüstü Hâl'i gerekli kılan şartlar ortadan kalktığı zaman da elbette bu ortadan kaldırılacaktır. Buradan şunu özellikle ifade etmek isterim ki Olağanüstü Hâl bir zorbalık düzeni değildir, Olağanüstü Hâl anayasal bir hukuk düzenidir.”

Olağanüstü Hal'i 5. kez uzatacaklarını söyleyen Bozdağ, “Ne zamana kadar devam edecek bu mücadele? Başarıya ulaşana kadar. Olağanüstü Hal anayasal bir hukuk düzenidir. Anayasa imkan veriyor ki biz bu şartlarla ilan ettik. Ortada hukuk var, olan hukuku zorbalık olarak ilan etmek kimseye yakışmaz” dedi.  

Ahmet Umur Öztürk

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Etiler’de Nusret’e silahlı saldırı: Kurşun bankaya isabet etti, polisler kovalayıp ateş açtı Etiler’de gece saatlerinde Nusret isimli et restoranına motosikletli şahıslar tarafından silahlı saldırı düzenlendi. Saldırıda kurşun restoranın yanındaki bankaya isabet ederken, restorana herhangi bir isabet olmadı. Ölen ya da yaralananın olmadığı olayla ilgili polis, peşine düştüğü saldırganın peşinden de ateş açtı. Olay, saat 02.00 sıralarında Beşiktaş Etiler Nispetiye Caddesi üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre gece saatlerinde motosikletle gelen kasklı iki saldırgandan biri, Nusret isimli et restoranına ateş açtı. Ancak kurşun restorana değil yanında bulunan bir bankaya isabet etti. Olay esnasında devriye gezen Beşiktaş polisi, araçla hemen motosikletli saldırganın peşine takıldı. O esnada polis, “dur” ihtarına uymayan saldırganın peşinden birkaç el ateş açtı. Ardından saldırganlar kaçarak izlerini kaybettirdi. Olayın ardından polis ekipleri saldırganları yakalamak çalışma başlattı. Olay yeri inceleme ekipleri kovanları alarak incelemek üzere delil torbasına koydu. Çalışmaların devam ettiği bilgisine ulaşıldı. Geçtiğimiz ayda saldırı düzenlenmişti Öte yandan, geçtiğimiz 21 Mart Perşembe günü saat 05.00 sıralarında yine Nusret isimli et restoranına motosikletle gelen kasklı 2 saldırgan tarafından silahlı saldırı düzenlenmişti. Saldırıya yönelik soruşturmada Y.Y. ve O.Y. Antalya’da, H.A.K. ve U.K. Eyüpsultan’da, M.A.Y. Beylikdüzü’nde olmak üzere İstanbul ve Antalya’da toplam 5 şüpheli yakalanmıştı.
Eskişehir TÜBİTAK 100’üncü yıl özel çağrısında Anadolu Üniveristesi akademisyenlerinden başarı TÜBİTAK’ın 100’üncü yıl özel çağrısında ‘1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı’ çerçevesinde açılan ‘Cumhuriyetin 100’üncü Yılı Özel Çağrısı’na sunulan 87 projeden biri de yürütücülüğünü Eskişehir Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İbrahim Halil Diken’in yaptığı ‘Cumhuriyetimizin 2’inci Yüzyılında 363 Özel Eğitim Anaokulu Personel Kapasitesi’nin Güçlendirilmesi Projesi’ adlı proje destek almaya hak kazandı. Cumhuriyetin tarihi, kültürel, siyasal, toplumsal ve ekonomik dinamiklerini anlamayı ve gelecek vizyonuna yeni perspektifler sunmayı amaçlayan araştırma projelerini desteklemek üzere; Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB) tarafından yürütülen 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında açılan ‘cumhuriyetin 100’üncü Yılı Özel Çağrısı’na sunulan projelerin bilimsel değerlendirme süreci tamamlandı. “Özel eğitim anaokulunda çalışan eğitimci personelin kapasitesinin güçlendirilmesi hedefleniyor” Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İbrahim Halil Diken projenin genel amacının, cumhuriyetin 2’inci yüzyılında ülke genelindeki 363 özel eğitim anaokulunda çalışan eğitimci personelin kapasitesinin güçlendirilmesi’ olduğunu, projenin alt amaçlarının ise özel eğitim anaokulunda yer alan özel eğitim, okulöncesi öğretmenliği mezunu eğitimcilere ve psikolojik danışman ve rehber öğretmenlerine yönelik öğrencilerin problem davranışları ile baş etme olumlu davranış kazandırma, dil becerilerini destekleme, psikolojik danışman ve rehber öğretmenlerine yönelik öğrencilerin ebeveynlerinin psikolojik iyi oluşlarını destekleme yönünde ‘Özel Eğitim Anaokulu Çevrimiçi Mesleki Gelişim Programı (ANAÇEM)’ hazırlamak ve etkililiğini sınamak olduğunu ifade etti. Bu projenin sonunda üç temel ürünün elde edilmesini beklendiğini söyleyen Prof. Dr. Diken şunları söyledi: “Kılavuz kitapçıklar, bilgilendirici videolar ve örnek vaka sunumları ve hazırlanan kitapçıklar ve videoları kapsayan modüler mesleki gelişim programına dönüştürülmüş çevrimiçi portal.” “Proje çıktıları diğer eğitim kademelerindeki uygulamalara da uyarlanabilmekte ve model olabilecek bir proje olarak literatüre geçmektedir” Anadolu Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Diken ayrıca, “32 aylık bu proje özel eğitim anaokullarının yaygınlaştığı ülkemizde literatür ile ortaya konan temel bir soruna yaygın ve erişimi ücretsiz bir çözüm üreten ilk proje olması bakımından oldukça önemlidir. Proje, başarılı özel eğitim uygulamalarında en temel rolü oynayan öğretmenlerin temel ihtiyaçlarına doğrudan çözüm üreten ve mesleki gelişimlerine katkı sunacak yazılı, görsel ve teknoloji tabanlı içeriklere sahip ilk proje olması bakımından da değerlidir. Proje çıktıları diğer eğitim kademelerindeki uygulamalara da uyarlanabilmekte ve model olabilecek bir proje olarak literatüre geçmektedir. Son olarak projemiz eklektik bir yaklaşımla yazılı görsel ve teknoloji tabanlı bilgi sunma ve bilgilerin vaka sunumları ile desteklenmesine dayalı proje çıktılarına sahip olması bakımından da özgündür” ifadelerine yer verdi. Prof. Dr. Diken Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün de projeye resmi destek verdiğini ve proje çıktılarını kurumlarında kullanacağını ifade etti. Dr. Diken, proje ekibinin projeyi başarı ile yürütebilecek disiplinler arası bir ekip anlayışı ile oluşturulduğunu ve proje ekibinde Anadolu Üniversitesinden Prof. Dr. Özlem Diken, Prof. Dr. Ramazan Akdoğan, Doç. Dr. Seçil Çelik, Dr. Öğretim Üyesi Derya Atik Kara, Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Doç. Dr. Özlem Toper, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Gözde Tomris ve Trakya Üniversitesi’nden Prof. Dr. Cem Çuhadar’ın yer aldığını da belirtti.
Eskişehir Çocuk korosu dinleyicilerden tam not aldı Odunpazarı Belediyesi Çocuk Korosu, Hamamyolu Caddesi’nde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Çocuk Korosu Konseri düzenledi. Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ve Eski Kültür Bakanı Ercan Karataş’ın da dinleyicileri arasında bulunduğu konserde çocuk korosu, bir çok eser seslendirdi. Odunpazarı Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları kapsamında çok sayı da etkinlik gerçekleştirdi. Belediye, son olarak kutlamalar kapsamında 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Çocuk Korosu Konseri düzenledi. Hamamyolu Caddesi’nde gerçekleşen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Çocuk Korosu Konseri’ne, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ve Eski Kültür Bakını Ercan Karakaş’ın yanı sıra çok sayıda Eskişehirli katıldı. Gönül Onar’ın koro şefliği yaptığı Çocuk Korosu, birbirinden güzel eserleri başarı ile seslendirdi. Çocuk Korosu Konseri, dinleyicilerden tam not alarak, büyük alkış topladı. “Eskişehir kültürde de sanatta da her zaman en önde” Eskişehir Kitap Fuarı için Eskişehir’e geldiklerini belirten Eski Kültür Bakanı Ercan Karakaş, “Başkanımız davet etti, bu güzel toplantıyı duyunca ben de geldim. Gerçekten gençlerimizin, çocuklarımızın ulusal egemenlik görüşüyle burada şarkılarla, türkülerle bir araya gelmeniz çok güzel bir şey. Büyük Atatürk, 23 Nisan’da Ulusal Egemenliği çocuklara atletmiş. Neden, çünkü çocuklar, bugün çocukları yarın büyükleri. Onlar, yaşamı da Türkiye’yi de dünyayı da daha güzel yaparlar diye 23 Nisan’ı çocuklara hediye etmiş. Ve bugün siz de bunun hakkını veriyorsunuz. Hocalarımız, çocuklarımızı çok güzel eğitmişler. Onur, gurur verici bir şey. Zaten Eskişehir kültürde de sanatta da her zaman en önde. Başkanımızı, emeği geçenleri, çocuklarımızı herkesi kutluyorum. Gözlerinden öpüyorum” dedi.
İzmir Her yaştan çocuk, kanser hastası arkadaşları için koştu İzmir’de 4-15 yaş arasında 200 çocuk, ‘koşamayan kardeşlerim için koşuyorum’ sloganıyla hastanede tedavi gören kanser hastası arkadaşları için yarıştı. İzmir’de Hasta Çocuk Evleri Derneği, kanser hastası çocuklar için 23 Nisan çocuk koşusu düzenledi. Karşıyaka ilçesinde bulunan Semra Aksu Atletizm Parkı’nda düzenlenen etkinlikte; 4 ile 15 yaş arasındaki 200 çocuk gruplar halinde, hastanede tedavi gören ve dışarı çıkamayan kanser hastası arkadaşları için yarıştı. ‘Koşamayan kardeşlerim için koşuyorum’ sloganıyla düzenlenen yarışta, dereceye giren koşuculara madalya verildi. “Sağlıklı olduklarını anlatmamız gerekiyordu” Yarış hakkında bilgilendirmede bulunan İzmir Hasta Çocuk Evleri Derneği Başkanı Sevil Ozan, “23 Nisan çocuk koşusunun bu sene 5.’sini gerçekleştirdik. Çocuklar kanser tedavisi gören, hastanede yatan kardeşler için koşuyor. Sloganımız da ‘koşamayan kardeşlerim için koşuyorum.’ Sağlıkları yerinde olmayan çocuklar, hastane ortamlarından dışarıya çıkamıyorlar. Sağlıklı çocuklar koşarak onlara destek oluyor. Bir farkındalık oluşturmayı amaçlıyoruz. Hem veliye hem çocuğa kendilerinin sağlıklı olduğunu onlara anlatmamız gerekiyordu” ifadelerine yer verdi. Etkinlikte, 3-4, 5-6, 7-8, 9-10, 11-12 ve 15 yaşa kadar çocukların gruplar halinde koştuklarını aktaran Ozan, seslerini duyan herkesin koşuya gelerek kendilerine destek olduğunun altını çizdi. “Amacım kanserli çocukların iyileşmesi” Koşu için İstanbul’dan İzmir’e gelen 10 yaşındaki yarışmacı Levent Tekerciler, “Amacım kanserli çocukların iyileşmesi. Bunun için ben bağış topluyorum. Buraya kazanmaya değil kanserli kardeşlerim, arkadaşlarım adına koşmaya geldim. Umarım hepsi bir an önce iyileşir. Yapılan şey gerçekten çok anlamlı” diye konuştu.