POLİTİKA - 23 Şubat 2017 Perşembe 15:54

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: Medya Dingo'nun ahırı değildir

A
A
A
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: Medya Dingo'nun ahırı değildir

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, medyanın “Dingo'nun ahırı” olmadığını, terörün propaganda gücüne karşı uyanık olunması gerektiğini söyledi.

Kurtulmuş, yılbaşı gecesi düzenlenen terör saldırısının zamanlamasına da işaret ederek, “Yılbaşı gecesi Reina’ya yapılan saldırı zamanlama bakımından gerçekten çok iyi analiz edilerek seçilmiş bir zamanlamadır. Bir gün evvel, bir gün sonra, aynı akşam, aynı yerde yapılmış olsa bu kadar etkisi olmaz” dedi. 

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Keçiören Belediyesi ve Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED) işbirliği ile düzenlenen “Medya ve Terör Sempozyumu”na katıldı.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saadet Oruç, TGRT Haber ve İhlas Haber Ajansı Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Gazeteci Fadime Özkan, Ercan Gürses, Fatih Atik ve Melik Yiğitel ise sempozyuma panelist olarak katıldı.

Sempozyumun açılışında açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, “Türkiye’nin önünü kesmek isteyenler, terörle bunu yapmaya çalışanlar asla amaçlarına ulaşamayacaklar, millet ve devlet olarak bu örgütlerin yapmak istediklerine mani olacağız. Teröre karşı mücadelede önemli bir mesele, terörle birlikte kullanılan emperyal medya dilinin farkına varmamız gerekiyor. Medyada öyle bir dil kullanılıyor ki; en az terör örgütleri kadar zararlı, zehirli bir dil kullanılıyor. Buna karşı uyanık ve tedbirli olmamız lazım. Şuurlu bir şekilde durmamız lazım. ABD’nin Irak’ı işgalinin hemen ertesi gününden itibaren küresel medyada bir dil kullanılmaya başlandı.

Irak’ın bölgesel olarak bölünmesinin zemininin hazırlanması için Kürt bölgesi, Sünni bölgesi, Şii bölgesi veya Arap bölgesi gibi isimler üzerinden Irak daha işgalin ertesi günü zihinlerde bölünmeye başlandı. Bu medyanın kullandığı en zehirli dillerden birisidir. Şimdi Musul ile ilgili Musul operasyonları devam ediyor. Musul operasyonlarının başladığı ya da Musul sorununun başladığı günden itibaren dünya medyasına baktığınız zaman kullanılan dili göreceksiniz.

Şii milisler, Arap milisler, Türkmen milisler, Kürt milisler. Bunun bir iç savaş olduğunu anlatmak için bunu söylüyorlar. Musul’daki kavga Kürtlerle, Araplarla, Sünnilerle, Türklerle, Şiiler arasındaki kavga değildir. Musul’da yüzlerce yıldır bu etnik gruplar ve bu mezhebi yapılar yan yana yaşıyor. Musul’daki sorun emperyal bir paylaşımdan dolayı oranın silahlı gruplarca paylaşılmaya başlanmasıdır.

Terör örgütlerinin isimlerini kullansanız ya. Bunları kullanmıyorlar. Çok geniş bir coğrafyaya yayılmış Türklerin, Arapların ve Kürtlerin birbirlerine karşı husumet beslemelerini sağlıyorlar. Kullanılan bu emperyal dile asla yüz vermeyelim, bunların emperyal diline karşı biz medyada terörle mücadelede kendi milli dilimizi kuralım. Hem oynanan emperyal oyunu bileceğiz, hem de bölgemizdeki farklılıklarımızı bir zenginlik olarak görüp bu zenginlik üzerinden yeni bir dili medyada oluşturacağız” diye konuştu.

“Medyanın kendi iç ahlakını, etik kurallarını yeniden kuşanması şart”

Medyanın kendi etik kurallarının ve geleneklerinin olduğuna dikkat çeken Kurtulmuş, “Medya, kamunun kendi görüşlerini, temennilerini, taleplerini, eleştirilerini ülkeyi yönetenlere karşı yönlendirebileceği alandır ve bu alanda kamuoyunun kendisini ifade edeceği bütün araçların bütünü medyadır. Bugün sosyal medya vasıtası ile çok farklı alanlara yayılmış medya ile karşı karşıyayız.

Medya öncelikle kendi etik kuralları ve gelenekleri içerisinde hareket edecek ve aynı şekilde ülkeyi yönetenler yasalarla, koruyucu bir takım tedbirler ile medyanın işini kolaylaştıracak bir takım adımlarla medyanın özgür, bağımsız, demokrasi yanlısı bir şekilde hareket etmesini sağlayacak.

Böylece medya zamanında, doğru ve tarafsız bir haber vererek hem halkı bilgilendirecek hem de olayların düzgün bir perspektif ile millete ulaşmasını, kamunun doğru bir şekilde şekillenmesini sağlayacak. Bu ilişki son zamanlarda biraz unutulmuş ya da çarpıtılmış.

Öncelikle medyanın kendi iç ahlakını, etik kurallarını yeniden kuşanması şart. Zaman zaman doğruyu yanlış, yanlışı doğru haline getirerek bunlar üzerinden kamuoyunu yanıltmak medyanın görevini yanlış yapması anlamına gelir.

Biz hükümet olarak bütün medya kuruluşlarının özgür, tarafsız bir şekilde kamuoyunu bilgilendirme fonksiyonunun yerine getirmesini isteriz ama aynı şekilde medyanın titizlikle özellikle terörle bu kadar mücadele verilirken milletimizin yanında olmasını, milleti desteklemesini arzu ederiz. Hepimizin bildiği gibi terör örgütlerinin esas hedefi, halk arasında korku, yılgınlık, panik oluşturarak halkın içine kapanmasını temin etmektir.

Bunun için medya örgütleri bütün bu yaptıkları eylemleri aslında medyatik eylemler olarak yaparlar ki daha fazla duyulsun ve halk daha fazla korksun ve halk daha fazla içine kapatılsın. Nihayetinde korkan, ürken, panik içerisinde olan halkın hiçbir şekilde de demokrasinin, demokratik kuralların işlemesinde katkısı olmasın. Bunu temin etsinler. Yani korkuyu, paniği ortaya çıkartarak demokrasiyi rafa kaldırmak için terör örgütleri eylem yaparlar” ifadelerini kullandı.

“Medya Dingo'nun ahırı değildir”

Terör örgütlerinin eylemlerinin çoğunun medyatik eylemler olduğunu kaydeden Kurtulmuş, konuşmasına şöyle devam etti:

“Ben bir eylem yapayım da bu görünmesin demezler. Tam tersine en görülecek yerde, en görülecek zamanda, hatta o kadar zamanlamasını da yaparlar ki, ülkenin gündemini de takip ederek ne kadar çok kamuoyuna hangi saatte gündeme gelir, nerede yapılırsa daha çok etkisi olur diyerek bunları yaparlar.

Yılbaşı gecesi Reina’ya yapılan saldırı zamanlama bakımından gerçekten çok iyi analiz edilerek seçilmiş bir zamanlamadır. Bir gün evvel, bir gün sonra, aynı akşam, aynı yerde yapılmış olsa bu kadar etkisi olmaz. Ama yılbaşı gecesi bütün Türkiye’nin ‘aman ne güzel bir yıl geliyor ve inşallah terörden kurtuluruz’ diye ümit ettiği bir anda bütün dünyaya Türkiye terörden kurtulamayacak, teröre batmış olan bir ülkedir mesajını vermek için bu eylemi yapmıştır.

Terörün propaganda gücüne karşı medyanın uyanık olması lazım. Medya bu konuda mecburen ayağını denk almak durumunda kalacak. Bu kadar terörle mücadele eden bir ülkede medya Dingo'nun ahırı değildir. Herkes istediği gibi istediği şekilde medyada terör örgütlerinin lehine olacak şekilde işler yapamaz. Şehit Mehmet Selim Kiraz’ın ağzı bantlanmış, kafasına silah dayanmış resmi, Selim Kiraz’ın şehit edilmesinden daha acı bir görüntüdür. Onun arkasındaki 3 tane eşkıya, siyasi güçler tam da bunu istiyor. 3-5 tane aymaz medya mensubu da bunu medyadan yayarak reyting peşinde koşuyor.

Almaz ol öyle reytingi. Karlov suikastını yapan o FETÖ’nün maşası adamı öldürüyor ve daha sonra orada bir şeyler söylüyor. Maalesef bizim televizyon kanalları onu dakikalarca gösteriyor. Onun gösterilmesini önlemek için illa RTÜK’ün görüntü yasağı mı koyması lazım.

Terörün tam da istediği propagandadır. Birkaç sefer bu tür konularda müdahale etmek mecburiyetinde kaldığımız zamanlar oldu. Bir kuruluşta çalışan arkadaşımızı aradım, ‘Şöyle bir görüntü ne işinize yarıyor. Televizyonunuza herhangi bir şekilde faydası var mı?’ dedim. Burada artık herhangi bir şekilde kamu otoritesi, yasa, yasak, kanun ve RTÜK’e gerek yok. Aslında teröre karşı mücadelede medyanın en önemli filtresi kendi içidir, vicdanıdır.”  

İlker Turak
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TBMM’de Fransa’nın Asuriler ve Keldanilerle ilgili kararına yönelik tezkere kabul edildi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen tezkereyle Fransa Ulusal Meclisi’nin Asuriler ve Keldanilerle ilgili kararı kınandı. TBMM Genel Kurulu’nda, Fransa Ulusal Meclisi’nin 29 Nisan 2024 tarihinde kabul ettiği Asuriler ve Keldanilerle ilgili kararına karşı Meclis Başkanlığı tezkeresi kabul edildi. TBMM Başkanı Kurtulmuş’un imzasıyla verilen tezkerede şu ifadelere yer verildi: “Fransa Ulusal Meclisi tarafından 29 Nisan 2024 tarihinde kabul edilen, hukuki ve tarihi temelden yoksun, önyargılara dayanan Asuri ve Keldanilerle ilgili kararı esefle ve şiddetle kınıyoruz. Kendi sömürgeci ve kanlı geçmişleriyle gerçek anlamda yüzleşemeyenlerin ülkemize karşı hasmane bir tutumla gündeme getirdikleri mesnetsiz iddialarının bir karşılığı yoktur. Tarihin siyasi saiklerle tahrif edilmesini en güçlü şekilde reddediyoruz." Parlamentoların, tarihten düşmanlık çıkarmak yerine, ülkeler ve halklar arasında dostluk ve işbirliğini geliştirmesi, mevcut ve gelecek nesiller için daha barışçıl bir dünya oluşturmaya gayret etmesi gerektiği vurgulanan tezkerede, "Başka ülkelerin tarihi konusunda karar almak, başka ulusları yargılamaya kalkmak parlamentoların görevi değildir. Parlamentolar kendilerini tarihçilerin ve yargıçların yerine koyamaz. Bu gerçekleri bir kez daha hatırlatarak, art niyetli, haksız ve hukuksuz bu kararı en güçlü şekilde kınıyor, Fransa Ulusal Meclisi ve diğer mercileri, dostluk ve müttefiklik ruhu ile uluslararası hukuka uygun şekilde hareket etmeye davet ediyoruz” denildi.
Denizli Başkan Arslan, Çameli’nin güçlü kadınlarını yalnız bırakmadı DENİZLİ (İHA) – Çameli Belediye Başkanı Cengiz Arslan, Çameli Elmalı Kadın Kooperatifi Kafenin açılışında emekçi kadınları yalnız bırakmadı. Çameli ilçesine bağlı Elmalı Mahallesi’nde Çameli Elmalı Kadın Kooperatifi Kafenin açılışı gerçekleşti. Kadınların güçlenmesine odaklanılan etkinliğe Çameli İlçe Kaymakamı Hüseyin Şamil Sözen ve eşi Hakim Büşra Purtul Sözen, Çameli Belediye Başkanı Cengiz Arslan ve eşi İlkin Arslan, Çameli İlçe Jandarma Komutanı Atilla Acarer, MHP İlçe Başkanı Murat Genç, AK Parti Kadın Kolları Başkanı Nesibe Keskin, Elmalı Mahallesi Muhtarı Fatih Maden ve Belediye Meclis üyeleri katıldı. Çameli Elmalı Kadın Kooperatifi Kafenin açılışında, bölgedeki kadın girişimcilerin önemine vurgu yapan Başkan Cengiz Arslan, kadınların ekonomik ve sosyal hayatta daha fazla yer almasının toplumun kalkınmasına önemli bir katkı sağlayacağını dile getirdi. İlçe Kaymakamı Hüseyin Şamil Sözen ise kadınların el emeğiyle ürettikleri ürünlerin önemine değinerek, kooperatifin açılışının bölgedeki kadın girişimciler için önemli bir fırsat olduğunu ifade etti. Ardından, protokol tarafından açılış kurdelesi kesildi ve kafenin kapıları resmen açıldı. Katılımcılar, Kadın Kooperatifi Başkanı Firdevs Eriş ile birlikte kafeyi gezip ardından kadınların el işçiliği atölyesinde üretilen ürünler hakkında bilgi aldı. Yerel kadınların emeğiyle oluşturulan bu ürünler, bölgenin kültürel zenginliğini ve el sanatlarının önemini yansıtıyor. Çameli Elmalı Kadın Kooperatifi Kafenin açılışı, kadınların gücünü ve potansiyelini ortaya koymak adına önemli bir adım oldu. Bu tür inisiyatifler, toplumun her kesimine ilham veriyor ve kadınların ekonomik bağımsızlığını destekleyerek toplumsal dönüşümü sağlıyor.
Bingöl Bingöl’de 2 ayda aranan 104 kişi yakalandı Bingöl Valisi Ahmet Hamdi Usta, Mart ve Nisan aylarında aranan şahısların yakalanmasına yönelik yapılan çalışmalarda, toplamda 104 kişinin yakalanarak tutuklandığını bildirdi. Bingöl Valisi Ahmet Hamdi Usta, asayiş ve güvenlik basın bilgilendirme toplantısında, Mart ve Nisan aylarında yapılan faaliyetleri açıkladı. İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığı ekiplerinin 2 ay içinde gerçekleştirdiği faaliyetleri açıklayan Vali Usta, Bingöl’ün huzur ve güvenliği için gece gündüz demeden çalışmaya devam edeceklerini belirtti. Vali Usta, “Güvenlik güçlerimizle birlikte Bingölümüzün huzur ve güvenliği için gece gündüz demeden azim ve kararlılıkla çalışıyoruz. Amacımız siz kıymetli vatandaşlarımızın huzur ve güven içerisinde yaşamasını sağlamak; suçun önlenmesi, azaltılması ve suçluların yakalanması konusunda kararlılıkla çalışmak ve bu şehrin bir huzur kenti olma özelliğini en az sorunla yarınlara taşımaktır. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ilimiz genelinde alacağımız tedbirlerle suç işleyenlere, halkımızın huzurunu ve sükûnunu bozanlara göz açtırmayacağız inşallah. Aile birliğini derinden sarsan, gençlerimizin aydınlık yarınlarını çalan ve toplumsal bünyede iyileştirilmesi güç yaralar açan bu organize suç örgütleri ve zehir tacirleriyle ne kadar büyük olurlarsa olsunlar peşlerini bırakmayacak ve mutlaka adalete teslim edeceğiz” dedi. 104 kişi tutuklandı 5 ile 20 yıl arasında değişen cezalar nedeniyle aranması bulunan şahısların yakalandığını belirten Vali Usta, “Aranan Şahısların Yakalanması Kapsamında: Kamu düzeninin devamının sağlanması ve suç ve suçluyla mücadeleye yönelik yapılan çalışmalar neticesinde; 0-5 yıl arası aranan 84 şahıs, 5-10 yıl arası aranan 15 şahıs, 10-20 yıl arası aranan 4 şahıs, 20 yıl ve üzeri aranan 1 şahıs, ifadeye yönelik aranan 137 şahıs olmak üzere toplam 241 şahıs yakalanmış, 104 şahıs tutuklanmıştır” diye konuştu. 15 sığınak imha edildi Yine terör örgütlerine karşı faaliyetlerin devam ettiğini aktaran Vali Usta, “Terörle Mücadele Suçları Kapsamında: İlimiz genelinde 739 adet operasyonel faaliyet ifa edilmiş olup yapılan operasyonlar neticesinde; PKK/KCK bölücü terör örgütü kapsamında 8, DEAŞ Terör örgütüne üye olmak suçu kapsamında 1, FETÖ/PDY Terör örgütüne üye olmak suçu kapsamında 4 olmak üzere toplam 13 şüpheli şahıs yakalanarak haklarında adli işlem yapılmıştır. Bu olaylarda toplam 6 şahıs ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakılmış, 7 şahıs ise mevcutlu olarak sevk edildikleri adli makamlarca ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakılmıştır. Ayrıca yapılan operasyonlar neticesinde; 15 sığınak tespit edilerek kullanılamaz hale getirilmiş, 1 adet antipersonel roketatar mühimmatı, 3 kg amonyum nitrat, 38 adet tüp, 25 adet pil, 3 adet akü, 25 metre elektrik kablosu ile çok sayıda gıda ve yaşam malzemesi ele geçirilmiştir” dedi. Vali Usta’nın basın açıklamasına İl Jandarma Komutanı Bilgihan Yeşilyurt ve İl Emniyet Müdürü Şükrü Orhan da eşlik etti.