POLİTİKA - 16 Haziran 2018 Cumartesi 19:31

Başbakan Yıldırım: 'Bizi şehir şehir meydan meydan gezdiren Kuva-i Milliye ruhudur'

A
A
A
Başbakan Yıldırım: 'Bizi şehir şehir meydan meydan gezdiren Kuva-i Milliye ruhudur'

Başbakan Binali Yıldırım, kendilerini sokak sokak meydan medyan gezdirenin Kuva-i Milliye ruhu olduğunu söyledi.

Sivas Tarihi Kent Meydanında halka seslenen Başbakan Yıldırım, kürsüye çıktığında ilginç bir sürprizle karşılaştı. Bugün gerçekleşecek düğünleri ile dünya evine girecek olan Nurgül ve Usame çifti düğün öncesi gelinlik ve damatlığı mitingde gören Yıldırım, çifti kürsüde tebrik etti.

Sivas’ın Türkiye’nin ilk yerli uçak fabrikasını kuran Nuri Demirağ’ın şehri olduğunu belirten Başbakan Binali Yıldırım, CHP’yi eleştirerek, “Sivas tarihi şanla şerefle yazılı şehir. Değerli hemşerilerim 1936’da Sivas Türkiye’nin ilk yerli uçağını üreterek ülkemizin ufkunu açan Nuri Demirağ’ın şehridir. O gün ki CHP zihniyeti Nuri Demirağ’ın uçak fabrikasını kapattı. Nuri Demirağ 8 tane uçağı yurt dışına satmıştı, batırdılar, fabrikasını kapattılar. Şimdi CHP’nin adayı da aynı şeyi söylüyor. AK Parti ne yaptıysa yıkacağım diyor. Yiğidolar gün bugündür. Günlerini göstermeye var mısınız? Bunlara sandıkta hak ettiği dersi verecek misiniz?”dedi.

“Milli mücadele karının verildiği şehirdir” 

Yıldırım, kendilerini şehir şehir meydan meydan gezdirenin Kuva-i milliye ruhu olduğunu belirterek, “Sivas ömrünü büyük Türkiye davasına adamış şehit Muhsin Yazıcıoğlu’nun şehridir. Milli mücadele karının verildiği şehirdir. 24 Haziran’a hazır mısın Sivas? Türkiye’nin lideri adam gibi adam Recep Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı seçecek misin Sivas? Güçlü meclis için var mısın? Güçlü hükümet için var mısın? Güçlü Türkiye için var mısın Sivas? Cumhur ittifakına, AK Parti’ye destek verecek misin Sivas? Birliğimiz için, kardeşliğimiz için bu kutlu yürüyüşte bizimle beraber misiniz? Sivas kongresi için buraya gelen delegeler ne demişti ’Kuva-i Milliye’yi amil, milli iradeyi hakim kılmak esastır’ bizi bu yollara düşüren, şehir şehir meydan meydan gezdiren de budur. Aynı ruhtur. Kuva-i Milliye ruhudur. Dün ecdadımız Kuva-i Milliye ruhu ile Türkiye Cumhuriyeti’ne giden yolu açtı. İstiklalimizi, bağımsızlığımızı kazandı. Bugün de millet olarak biz istikbalimizi kurtaracak yeni bir değişimi gerçekleştiriyoruz” dedi.

“Bu ülkenin yararına hiçbir iş yaptılar mı?” 

Başbakan Yıldırım, Millet İttifakı’nı da eleştirerek, “Cumhur İttifakı’nın karşısında saf tutanların halini görüyorsunuz. Bu ülkenin yararına hayrına hiçbir iş yapmışlar mı bunlar. Hiçbir hayır sözleri var mı bunların? Memleketin hiçbir yerinde bizde şunu yaptık, şu eserlerimiz var diyorlar mı? Diyemezler çünkü yaptıkları bir şey yok. Bunlar yıllarca laf üstüne laf yaptılar. AK Parti yıllarca taş üstüne taş koydu, dağ gibi sorunları dağ gibi hizmetlere dönüştürdü. Sorunlarımızı torunlarımıza bırakmadık. Onların Sivas’ta dikili bir ağacı var mı. Kanal İstanbul yapılacak ‘yaptırmayız’ diyorlar. Nükleer santral yapılacak ‘yaptırmayız’ diyorlar. Yerli otomobile ‘ne gerek var’ diyorlar. Öyleyse bizde ne diyeceğiz, ‘size ne gerek var, 24 Haziran’da size gerek yok’ deyip mührü vuruyor muyuz? Bu memleket yıkım ekibine bırakılır mı? Bugüne kadar memlekete hayrı dokunmayanlara yiğidolar geçit verir mi?”dedi.

“Türkiye’yi böldürmeyiz” 

Yolları bölüp Türkiye’yi böldürmeyeceklerini belirten Yıldırım, “16 yıldır Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu ülkeye hizmet ediyoruz. Bu güne kadar Türkiye’de 384 bin derslik yaptık. Bin 245 yeni hastane yaptık. 817 bin tane toplu konut yaptık. Bu yıkım ekibine soruyorum, siz ne yaptınız. Onları yıkacak mısınız? Yıkın. Bu yıkım ekibine hak ettikleri cevabı verecek misiniz? 585 bin yeni öğretmen atadık siz gelince bunları işten mi çıkartacak mısınız? 131 yeni üniversite açtık, Sivas’a da ikinci üniversite sözünü vermiştim. Açtık mı? Bilim Teknoloji Üniversitesi Sivas’a hayırlı olsun. 20 bin kilo metre bölünmüş yol yaptık. Yolları böldük gönülleri birleştirdik. Yolları böldük milleti birleştirdik. Yolları böldük hayatları birleştirdik. Yiğidolar diyarından söylüyorum. Ey ahmaklar, bölücüler, PKK’lılar, FETÖ’cüler, DAEŞ’ciler. Aklınızı başınıza alın. İşte Sivas. Yolları böleriz de Türkiye’yi böldürmeyiz. Bunu herkes böyle bilsin” dedi.

Karamollaoğlu’nu eleştirdi 

Başbakan Yıldırım, Sivas mitingi sırasında hızlı trene karşı olduğunu belirten Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nu eleştirerek, “Sivas’ın da hızlı treni yaklaşıyor. 2019’da inşallah Sivas’tan Ankara’ya hızlı trenle gideceksiniz. Bunları da kara trene bindirelim. Tıngır mıngır gitsinler. Birisi de gelmiş diyor ki ‘bu hızlı tren de Sivas’a hite iyi değil’ diyor. Bu niye yapılıyor diyor. Birde kendisi üstelik Sivaslı. Hızlı trene karşı çıkmak akıl karı mıdır? Rabbim ıslah etsin, rabbim yardım etsin ne diyelim” şeklinde konuştu.
Onur Erden - Uğur Yiğit - Veysel Korkmaz
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.
Malatya Malatya’da 200 gram pide 10 TL oldu Malatya’da 7,5 TL olarak satılan pideler bugününden itibaren yapılan zam ile 10 TL’ye satılmaya başlanıldı. Ham maddedeki artışlar nedeniyle Malatya’da da pide fiyatları bugünden itibaren 10 TL’den satılmaya başlanıldı. Fırıncı esnafı depremden bu yanı 7,5 TL olarak satılan 200 gram ekmeğin oda kararı ile birlikte bugünden itibaren kent genelinde 10 TL olduğunu söyledi. Malatya’da fırıncı esnafı Hacı Pence, un başta olmak üzere ham maddeye yapılan zamlardan sonra şuana kadar kazançlarının olmadan satış yaptıklarını ifade ederek, “Rayiç belirlendi ama yeterli değil. Girdi maliyetleri, un fiyatları, işçilik ücretleri çok yüksek. Kazanmamız için 15 TL olması lazım ama şu anki fiyat 10 TL. İşçilik yüksek, verdiğimiz para yeterli gelmiyor, dolayısıyla işçi bulamıyoruz. 4 kişi çalışmamız gerekirken 2 kişi çalışıyoruz. Bir yıldır ekmeğe zam gelmemişti. Bir çuval un 700 TL, kira, işçiye 45 bin lira veriyoruz. Artan maliyetler nedeniyle ekmeğe zam yapıldı” dedi. Bir diğer fırıncı esnafı Ali Koçer ise ekmek yapımında gerekli olan maya, tuz ve un gibi ham maddelere uzun zaman önce zam yapıldığını hatırlatarak “Fiyat şu an için yeterli. Una aşırı derecede zam geliyor. Un geçen sene devlet destekliyken 390 TL iken desteğin kesilmesinden sonra 680 lira oldu. Maliyetler arttığı için ekmeğe zam yapıldı” diye konuştu.