POLİTİKA - 25 Nisan 2018 Çarşamba 13:11

Başbakan Yıldırım’dan AB’ye: 'Hayal kırıklığına uğradık'

A
A
A
Başbakan Yıldırım’dan AB’ye: 'Hayal kırıklığına uğradık'

Başbakan Binali Yıldırım, İspanya’da Yeni Ekonomi İş Forumu’nda yaptığı konuşmada, “Günlük göçmen geçişi 50’nin altına indi. Ancak AB’den beklediğimiz cevabı alamadık. Maalesef, yine bir hayal kırıklığına uğradık” dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, İspanya’nın başkenti Madrid’e düzenledi resmi ziyaret kapsamında düzenlenen Yeni Ekonomi İş Forumu’na katıldı. Forumda konuşan Başbakan Yıldırım, “Uluslararası toplum, başta Birleşmiş Milletler olmak üzere üzerimize düşen görev bir yandan bölgesel sorunları halletmemiz, bir yandan da buralardaki insanların başka yerlere göç etmesinin önüne geçmemiz lazım” dedi. Yıldırım, sorunların kaynağına inerek çözüm üretilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Daha çok silah geliştirerek, daha çok anarşi terörü tetikleyecek keskin tedbirler alarak bölgesel sorunları çözemeyiz. Avrupa’nın da Türkiye’nin de güvenliği sağlayamayız. Biz Suriye Irak bölgesine gitmek isteyen 60 bin yabancı savaşçıyı sınırlarımızdan geri döndürdük. Ne kadar büyük bir tehditle karşı karşıya kaldığımızı düşünün ve bu şekilde 4 bin 500 yabancı savaşçıyı Suriye’den, Irak’tan ülkemize geçerken yakaladık ve cezaevine koyduk. DEAŞ bugün ortak bir sorun, DEAŞ’la birlikte mücadele etmemiz lazım” ifadelerini kullandı.

“Afrin’e terör operasyonu düzenlediğimizde bazı dostlarımız bundan rahatsız oluyor” 

Fırat Kalkanı ve Afrin Operasyonları’na değinen Yıldırım, “Türkiye, Fırat Kalkanı bölgesinde, Cerablus’ta, Azez’de, Elbab’da tam 3 bin 800 tane DEAŞ’lıyı tek başına etkisiz hale getirdi. Oraya 160 bin Suriyeli döndü yerleşti, çocukları okula başladı, hayatlar normale döndü, moraller yükseldi. Terörden eser yok, benzer şekilde Afrin bölgesinde 350 bin tane Arap, Kürt ve Türkmen zorla ve baskıyla malları elinden alındı, çocukları ellerinden alınıp dağa götürüldü ve çocuklara terör örgütü tarafından zulmedildi. 350 bin kişi bölgeyi terk etmek zorunda kaldı. Bu insanlar Türkiye’ye geldiler. Bununla kalmadılar sınırlarımıza büyük büyük tüneller kazarak Türkiye’ye bugüne kadar 740 tane roket attılar. İki sınır ilimizde 71 sivil hayatını kaybetti. Ondan sonra biz Afrin’e terör operasyonu düzenlediğimizde bazı dostlarımız bundan rahatsız oluyor. Bekleyelim de bu terör örgütleri oradaki insanları öldürmeye, insanları evlerinden kovup mallarına el koymaya devam mı etsin. Zulüm mü yapsınlar. Biz buna rıza gösteremezdik. Ve burada da operasyonu yaptık ve bölgenin terör örgütlerinden temizliğini gerçekleştirdik. Şimdi oraya da dönüşler başladı. Oraya Doğu Guta’dan, Duma’dan insanlar gidip yerleşiyor çünkü orada güvenlik ve huzur var. Bu gayret ve çabalarımızın amacı Suriye’de kalıcı barışı tesis etmektir. Birleşmiş Milletler Cenevre inisiyatifine yardımcı olmak. Bu konuyla neden bu kadar ilgiliyiz, çünkü sadece Suriye ile 911 kilometre sınırımız var. Bu sınır boyunca tehdit her an var. Terör tehdidi var, mülteciler sürekli geliyor, zaten bir açık kapı yaptık. İnsan hayatından daha büyük şey olmaz. İnsan hayatının olmadığı yerde neyi konuşacağız. O insanlar ölümden kaçtı, bize sığındı. Biz onlara kucak açtık. Tıpkı 1490 yılında Yahudilerin İspanya’dan Osmanlı’ya sığındığı gibi. İnsanlar niye doğdukları, büyüdükleri yerleri terk etmek için yollara düşüyorlar. Bir bilinmeye bir maceraya niye sürükleniyorlar. Daha iyi bir hayat için, daha iyi bir gelecek için. Daha iyi bir gelecek herkesin hakkı. İster İspanya’da yaşasın, ister Lübnan’da yaşasın; ister Türkiye, ister Libya fark etmez. Bizim yapmamız gereken önce ülkemizde gelişmişlik farklarını asgariye indirmek. Daha sonra bölgemizde ateşi söndürmek ve o insanların orada kalmasını sağlamak” şeklinde konuştu.

“Hayal kırıklığına uğradık” 

Suriye’deki sorunlara dikkat çeken Yıldırım, “Düşünebiliyor musunuz bugün 65 milyon mülteci var dünyada. Bunların vatanları yok. BM’de 194 ülke var. 20. büyük ülke mülteciler ülkesi. Bu sorunlara kulağımızı tıkayamayız. Sınırlarımızdaki duvarları, girişleri ve çıkışları daha da sıkılaştırarak sorunları çözemeyiz. Bölgede güç gösterisi yapmak yerine iş birliği yaparak sorunları çözmek. Suriye’deki sorunun sebebi de, başlatanı da biz değiliz ama sonuçlarını yaşayan ve bedelini ödeyen biziz. 3 buçuk milyon mülteciye biz 8 yıldır kucak açıyoruz. Ekmeğimizi, aşımızı paylaşıyoruz. Onlara sağlık, barınma ve eğitim hizmeti veriyoruz. 30 milyar dolar bütçemizden harcadık. Bunu seve seve yaptık. Çünkü biz 'insanı yaşat ki dünya yaşasın' felsefesini benimseyen bir ülkeyiz. Bunun için yaptık. Dolayısıyla dostlarımızdan aferin iyi yapıyorsunuz demelerini beklemiyoruz ama bunu da yeterli görmüyoruz. Onların da biraz elini taşın altına koymasını bekliyoruz. 3 milyon Euro sözü verildi, ikinci 3 milyon Euro da verilecek denildi. Üzerinden 3 sene geçmesine rağmen daha 3 milyar Euro’nun 3’te birini alamadık. Biz Avrupa birliği ile bir anlaşma yaptık, dedik ki bunları geçişini önleyelim. Buna karşılık ülkemizde 3 buçuk mülteci var, biz bunlara barınak, aş, sağlık ve eğitim hizmeti sağlıyoruz, buna biraz katkı yapın dedik. Ayrıca, Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki üyelik müzakerelerinde de yeni bir adım atalım, vize muafiyeti sağlayın, artı gümrük birliği de güncellensin. Tamam mı, tamam. Anlaştık, el sıkıştık. Türkiye tarafı olarak biz yapılması gereken her şeyi yaptık. Günlük göçmen geçişi 50’nin altına indi. Durdurduk. Ancak birlikten beklediğimiz cevabı alamadık. Maalesef, yine bir hayal kırıklığına uğradık. Geçmişte Kıbrıs sorunun çözümünde yaşadığımız hayal kırıklığını burada da yaşadık. O zaman da bize iki halk referandum yapsın ondan sonra çözüm sağlayalım Kıbrıs’ı Avrupa Birliği’ne alalım, olur mu olur. 2004’te biz kabul ettik. Referandum yapıldı. Türk tarafına telkinde bulunduk, kampanyalarına da katıldık. Barış olacak, kardeşlik olacak bunun için evet deyin. Dediler. Rum tarafı hayır dedi. Tersine kampanya yaptı ve sonunda ne oldu, Avrupa Birliği Rum tarafını birliğe tam üye yaptı ve sorunu içinden çıkılmaz hale getirdi” dedi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kahramanmaraş Başkan Görgel: “Yangının büyük bölümünü kontrol altına alınmış durumda” Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, ahşap ve mobilya imalatı üzerine faaliyet gösteren fabrikada çıkan yangınla ilgili olarak “Yangının büyük bölümü kontrol altına alınmış durumda. Allah’tan yangın can kaybına yol açmadı, herhangi bir kaza ve sıkıntıya yol açmadan yangını söndüreceğiz” dedi. Kahramanmaraş’ta ahşap ve mobilya imalatı üzerine faaliyet gösteren fabrikadaki alanda incelemede bulunan Başkan Görgel, yetkililerden bilgi alıp fabrika sahiplerine ve yakınlarına geçmiş olsun dileklerini iletti. Yangının büyük bir bölümünün kontrol altına alındığını ifade eden Başkan Görgel, “Burası büyük bir mobilya fabrikası, bize gelen ihbarın ardından kısa sürede gelip yangını söndürmeye çalışıyoruz. Yangının büyük bölümü kontrol altına alınmış durumda. Kimyasal maddelerin de olduğu için yangının söndürmek kolay değil. Gerçekten arkadaşlarımız büyük bir özveri ile çalışıyor. Biraz önce kum ocağı atölyemizde kaza meydana geldi, bir kardeşimiz canımız vefat etti. Ne yazık ki zor bir gece geçiriyoruz. Allah’tan yangın can kaybına yol açmadı, herhangi bir kaza ve sıkıntıya yol açmadan yangını söndüreceğiz” dedi. Başkan Görgel, yangın söndürme çalışmalarına itfaiye daire başkanlığının ekiplerinin yanı sıra orman bölge ve emniyet teşkilatının da destek verdiğini ifade etti.
İstanbul Akademisyenin kızını sözlü taciz ettiği ileri sürülen kadına adli işlem başlatıldı Türk-Alman Üniversitesi Akademisyeni ve Akşam Gazetesi yazarı Tacettin Kutay’ın 6 yaşındaki kızını sözlü taciz ettiği ileri sürülen kadın hakkında "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama-Hakaret" suçlarından adli işlem başlatıldı. Kutay, olaya ilişkin sosyal medya hesabından videolu bir paylaşım yaparak şunları kaydetti: “6 yaşındaki kızım Fulya ile Göztepe’de yürüyorduk. İlahi söylemek istedi ve ’Ey aşıkı dildade’ okumaya başladı. ’Lailahe illallah Muhammedurrasulullah’ derken videodaki kadın yanımızdan geçiyordu. Durdu ve Fulya’ya ’Bunları size nerede öğretiyorlar anaokulunda mı?’ diye sordu. ’Ben öğretiyorum’ dedim. ’El kadar çocukların beynini bu saçmalıklarla yıkıyorsunuz. Ben üniversite hocasıyım, siz ne cahil insanlarsınız’ dedi. Bu gemi azıya almışlık, şuursuzluk sokak ortasında altı yaşında çocukları sözlü taciz etmeye kadar vardı. Varın gerisini siz hesap edin.” Edinilen bilgilere göre, Kutay’ın polisi araması üzerine M.G. (73) isimli şüpheli işlemler için karakola götürülürken her iki taraf da birbirinden şikayetçi oldu. Emekli hemşire olduğu öğrenilen M.G. hakkında "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama- Hakaret" suçlarından, Kutay hakkında ise "Hakaret" suçundan adli işlem başlatıldı. Dosyaları ikmalen adliyeye gönderilen şahıslar adli makamlarca karakoldan serbest bırakıldı.
Bursa “Mahzen-32” operasyonunda yakalanan 27 şüphelinin tamamı tutuklandı Bursa İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğü ile Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yapılan çalışmalar sonucu Bursa merkezli 7 ilde eş zamanlı düzenlenen “Mahzen-32” operasyonunda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 27 kişi, kıskıvrak yakalandı. Hakim karşısına çıkarılan şüphelilerin tamamı tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bursa merkezli İstanbul, Ankara, Trabzon, Sakarya, Yalova ve Diyarbakır’da düzenlenen “Mahzen-32” operasyonları ile elebaşılığını cezaevinde olan Ümit Saral’ın kardeşi Hakkı Saral’ın yaptığı suç örgütü çökertildi. Organize suç örgütü üyesi şüphelilerin, Bursa merkez ve İnegöl’de vadeli araç alım satım faaliyetlerinde bulunarak vatandaşlardan silah zoruyla yüksek miktarlarda para tahsilatı yaptıkları tespit edildi. Bunun yani sıra Bursa’ya il dışından getirdikleri yaşları 17 ile 25 arasında tetikçiler vasıtasıyla para vermeyi kabul etmeyen kişilere ve bu kişilerin iş yerlerine yönelik silahlı saldırı düzenledikleri öğrenildi. Sıkı takibin ardından çete çökertildi Bursa’ya farklı illerden gelerek vadeli araç alımı yapanların adreslerini tespit ettikleri ve bu kişileri hürriyetlerinden yoksun bırakarak darp ettikleri, araç alım satımı nedeniyle kişiler arasında meydana gelen alacak-verecek konularına müdahil oldukları ve sözde mahkemeler kurarak haksız menfaat sağladıkları, silahla ölüm tehdidinde bulundukları kişilerin iş yerlerine ve araçlarına zorla el koydukları ve bu malları örgüt üyelerinin üzerine geçirdikleri, silah ve tehdit zoru ile el konulan araçları hediye adı altında örgütün elebaşına verdikleri ve suç faaliyetleri esnasında, güvenlik güçlerine yönelik silahlı saldırıda bulundukları tespit edildi. Operasyon için düğmeye basan polis, çeteyi çökertti. Operasyonlarda çetenin elebaşını Hakkı Saral’ın da arasında bulunduğu organize suç örgütü üyesi 27 şüpheli yapılan operasyon ile kıskıvrak yakalandı. Operasyonlar sonucu 10 iş yeri ile 34 evde yapılan aramalarda 16 adet tabanca, 56 milyon 434 bin TL değerinde 53 adet çek ve senet, bin 272 adet farklı çaplarda fişek, 430 bin 400 TL nakit para, 123 bin 800 dolar, 20 bin 800 euro ve 2 tane lüks araç ele geçirildi. İnegöl’de çetenin faaliyetlerini başlatan kişinin ise 41 yaşındaki iş kadını D.T. olduğu öğrenildi. Çetenin elebaşının da aralarında bulunduğu 27 kişi adliyeye sevk edildi. Çıkarıldığı mahkemece 27 şüphelinin tamamı tutuklanıp cezaevine gönderildi.