GÜNDEM - 16 Ekim 2020 Cuma 10:28

Başhekim Prof. Dr. Hakan Gürbüz: “Covid-19 ile mücadelenin dünya savaşından bir farkı yok”

A
A
A
Başhekim Prof. Dr. Hakan Gürbüz: “Covid-19 ile mücadelenin dünya savaşından bir farkı yok”

Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Hakan Gürbüz korona virüsle mücadelede yorgunluğun görüldüğünü söyleyerek, “Covid-19 ile mücadelenin dünya savaşından bir farkı yok“ ifadelerini kullandı.

Korona virüsle mücadelede en ön saflarda yerini alan sağlık çalışanlarından Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi’nin başhekimi Prof. Dr. Hakan Gürbüz, virüse yönelik açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Gürbüz, pandemi ile mücadelede genel bir yorgunluğun görüldüğünü ancak karamsarlığa düşülmemesi gerektiğini ifade etti. Covid-19’a karşı mücadele eden önemli hastanelerden birinin Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi’nin olduğunu belirten Gürbüz, pandemi de şu an ikinci devreye geçildiğini söyledi.

“Şimdi ikinci devreye geçtik”

Korona virüsle mücadelenin şu anda ikinci devresinin yaşandığını ve insanların yeniden sert tedbirler aldığını dile getiren Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Hakan Gürbüz, “Şu an ikinci devreyi yaşıyoruz. İlk devre ciddi bir pikti. Orada devlet lojistik anlamında sahada oldu. Çok ciddi çalışmalar yapıldı. Halkın motivasyonu çok yüksekti. O zaman şartlar başkaydı. Bu süreç içerisinde Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi açıldı. Biz burayı sadece Covid-19 hastaları için açtık. O zamandan bu zamana hastanemizde tam tekmil hastalarımıza hizmet veriyoruz. Şimdi ikinci devreye geçtik. Özellikle yurt dışı haberleri takip ettiğimizde koronanın özellikle Avrupalı ülkelerde pik yapmaya başladığını ve yeniden insanların ilk dönemdeki gibi sert tedbirlere başvurmaya başladığını görüyoruz. Tahmin ediyoruz ki bizde de artma meyili var “ diye konuştu.

Başhekim Prof. Dr. Hakan Gürbüz: “Covid-19 ile mücadelenin dünya savaşından bir farkı yok”

“Bu dönem işimiz hem kolay hem zor”

Sağlık koşullarının daha iyi olduğunu ancak psikolojik olarak insanların yorulduğunu ifade eden Prof. Dr. Gürbüz, “ Bu dönem işimiz hem bir anlamda kolay hem bir anlamda zor olduğunu düşünüyorum. Kolay diyorum çünkü İstanbul özelinde yatak kapasitesi, eğitim, iş ve sağlık teşkilatı adına korkunç artılar var. O günden bugüne tahmin ediyorum 6 bin yeni yatak açıldı. Bir bakıma da zor. Bu seferde hem sağlık çalışanları hem de halkımızın moral motivasyonu yıprandı ve yoruldu. Kronik hastaların tedavilerinden biliyoruz bu şey uzadıkça hem aile hem hasta hem de hekim biraz sıkıntıya girer. Ona benzer bir tabloyla karşı karşıyayız “ şeklinde konuştu.

“Covid-19 sağaltımındaki yerimizi hazırladık”

Pandeminin ne kadar süreceğinin öngörülemediğini belirten Gürbüz, “ Şu an iki tane sadece bu iş için hazırlanmış büyük hastaneden sonra sanıyorum coronayla en anlamlı savaşan hastaneyiz. Bakanlığında istekleri doğrultusunda Covid-19 için ayrıca yatak organizasyonları ve Covid-19 tedavisindeki yerimizi hazırladık. Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi çalışanlarında bana ulaşan ciddi bir sıkıntı yok. Ama bir yorgunluk var. Bu genel bir yorgunluk. Herkeste var olan bir yorgunluk çünkü uzun bir savaş. Daha ne kadar süreceği de öngörülemiyor. Tıp tarihinde 2 yıldan 5 yıla kadar süren pandemiler vardır. Ama biz devletiz. Devlet en kötü şartlara göre mevsimi kış tutarak hesap yapar. Bahtımıza bahar çıkarsa da keyfini sürer “ dedi.

Yerli ve milli aşı çalışmalarında Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Hastanesi’nin de işin içinde olduğunu söyleyen Gürbüz; “Aşı şu an dünyayı ilgilendiren bir konu. Aslında tıbbi ve ekonomik tablolarda işin içinde. Ciddi bir rant işi de var burada. Bir de işin gerçek boyutları var. O konuda bizim hastanemizde çalışmaların içinde. 3’üncü faz dediğimiz insan deneyleri iyi kötü başlamış durumda. İnşallah sonuç alınır. Yerli ve milli aşımız da bir an evvel gerçekleştirilir, organize edilir ve sahaya sunulur. Bu çalışmaların bence en fazla yüzde 35’i hekim ve hemşire boyutunda. Geri kalan kısmı lojistik destek boyutundadır. Çok ciddi bir mücadele. Topyekün bir savaş aslında. Zor bir dönemden geçiyoruz. Kenetlenmemiz lazım. Biraz olsun sahada anlayış lazım. Bunun dünya savaşından bir farkı yok. Dünya savaşında nasıl insanlar karamsarlığa kapıldılarsa şimdi de o tür havalar var. Ama o kadar da karamsar olmamak lazım. Devlet muktedir. Elinden geleni de yapıyor“ dedi.

Alper Suat Tutaşı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Selçuklu’da "Şivlilik Çocuk Bayramı" coşkuyla başladı Konya’nın merkez Selçuklu İlçe Belediyesi tarafından geleneksel hale getirilen ve Konya’da çocukların her yıl büyük bir heyecanla beklediği "Şivlilik Çocuk Bayramı"nın açılışı, binlerce çocuğun katılımıyla gerçekleştirildi. Dört gün boyunca sürecek olan şenlik, renkli etkinlikleriyle çocuklara bayram coşkusu yaşatıyor. Selçuklu Belediyesi tarafından düzenlenen ve geçtiğimiz yıllarda rekor katılımla yalnızca Konya’da değil, Türkiye genelinde de dikkat çeken "Şivlilik Çocuk Bayramı", bu yıl da çocuklar ve ailelerini buluşturdu. 25-28 Aralık tarihleri arasında Selçuklu Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen organizasyon, üç ayların manevi atmosferini çocuklara hissettiriyor ve kültürel değerleri gelecek nesillere aktarıyor. Çocukların neşesi ve ailelerin yoğun katılımıyla şenliğin ilk gününde renkli görüntüler oluşurken, alanda adeta bayram havası yaşandı. Geleneksel şivlilik kültürünün yaşatıldığı şenlikte çocuklar; tiyatro gösterilerinden müzikallere, söyleşilerden yarışmalara kadar birçok etkinlikle doyasıya eğlenme fırsatı buluyor. Başkan Pekyatırmacı: "Çocuklarımızın mutluluğu bizim için en büyük değer" Şenliğin resmi açılışı protokolün yanı sıra çocuklar ve ailelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Açılışta konuşan Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, şivlilik gününün Konya için özel bir anlam taşıdığını ifade ederek, "Üç ayların başlangıcında, Recep Ayı’nın başında, Regaib Kandilimizin bu güzel, mübarek, bereketli günü çocuklarımızla birlikte ihya ediyoruz. Konyamızda yaşayan bütün çocuklar dışarıda, sokakta kapı kapı dolaşıyor ve şivlilik hediyelerini alıyor. Biz de Selçuklu Belediyesi olarak 2023 yılında bu güzel geleneğimizi bir bayrama dönüştürmüştük. Bu sene inşallah üçüncüsünü hayata geçiriyoruz. Çocuklarımız için ne yapsak az. Çocuklarımızın mutluluğu bizim için en büyük değer. Bunu temin edebilmek, muhafaza edebilmek için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Çocuklarımız hem bu mutlu günlerini doyasıya mahallelerinde komşularıyla, akrabalarıyla yaşadı hem de Selçuklu Kongre Merkezi’nde dört gün boyunca aileleriyle birlikte güzel, hoşça vakit geçirecek, farklı yarışmalarda akranlarıyla birlikte olacak, eğlenceli programlara gösterilere katılacak. Ailelere de eğitici seminer programlarıyla burada güzel vakitler geçirme imkanı sağlamış olacağız. Üç aylarımız Konyamızda her zaman aynı gelenekle karşılanıyor. Şivlilik; üç ayların başlangıcında birlik, beraberlik, paylaşma, dayanışma ikliminin bir başlangıcı olmuş oluyor ve bu geleneği de yüzyıllardır Konyamız devam ettiriyor. İnşallah bundan sonra da en güçlü şekilde bu geleneğimizi devam ettireceğiz. Başka şehirlere de örnek olacak bir geleneği, kültürü yaşatmaya hep birlikte devam edeceğiz" diye konuştu. Şivlilik geleneğinin çocukların manevi bilinçle yetişmesi açısından büyük önem taşıdığını belirten Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, "Şivlilik hem üç ayların başlangıcını çocuklarımızın zihnine nakşetmek için güzel bir fırsat ama aynı zamanda bizler için çocukları sevindirme adına önemli bir gelenek ve fırsat. Biz de Konyalılar olarak tedbirimizi aldık ve gelen herkesi sevindiriyoruz. İnşallah bu gelenek ilelebet devam eder ve çocuklarımız üç aylar bilinciyle yetiştirler. Pazar akşamına kadar tüm Konyalıları da Selçuklu Kongre Merkezimizdeki Selçuklu Belediyemizin şivlilik etkinliğine davet ediyorum. Emeği geçen başta Selçuklu Belediye Başkanımız Ahmet Pekyatırmacı olmak üzere herkese teşekkür ediyorum" dedi. Şivlilik geleneğinin Konya’ya özgü önemli bir kültürel değer olduğuna dikkat çeken Konya Valisi İbrahim Akın da bu güzel geleneğin devamı noktasında emek veren ve katkı sunan herkese teşekkür etti.
Diyarbakır Ailesinden habersiz borç yapmıştı, yakınları devreye girip borçları kapattı Diyarbakır’da yaklaşık 1 buçuk yıl önce oto galeri şirketiyle ticaret yapan kişilerden para toplayıp ortadan kaybolan şahsın ailesi, alacaklılara borçları ödedikten sonra şahsın bundan sonra yapacağı ticaretten sorumlu olmayacaklarını açıkladı. Diyarbakır’da 28 Haziran 2024’te oto galeri alım satım şirketi yöneticisiyle ticaret yapan çok sayıda kişi, kendisine milyonlarca lira teslim etmişti. Şahsın kaçması üzerine alacaklılar galerinin önene gelip eylem yapmıştı. Durumun ortaya çıkmasının ardından M. Şükrü Unat ve ailesi devreye girdi. Çocuğunun bıraktığı borçların tamamını ödeyen Unat, bundan sonraki süreçte çocuğunun yapacağı maddi manevi hiçbir işten sorumlu olmayacaklarını kaydetti. M. Şükrü Unat, yaptığı açıklamada, "Bilindiği üzere, geçtiğimiz yıllarda ailemizle hiçbir bağı ve ilişkisi olmayan S.U. tarafından, birçok kişiyle farklı şekillerde ticaret yapılmış, ailenin bu ticaretle hiçbir alakası olmamasına rağmen konu basına ve resmi makamlara yansımıştır. Konunun daha fazla büyümemesi adına, araya giren hatırı sayılır kişilerle yapılan görüşmeler sonrasında uzlaşıya varılmıştır. Konunun muhatapları bir araya gelerek, M. Şükrü Unat ve Unat ailesinden herhangi bir alacaklarının olmadığına dair basın açıklaması yapmışlardır. Geçmişte hiçbir sorumluluğumuz olmadığı gibi, bu tarihten sonra da S.U.’nun yaptığı maddi ve manevi hiçbir işten M. Şükrü Unat ve Unat ailesi hiçbir şekilde sorumlu değildir. Bizleri yalnız bırakmayan ve bu sürecin sulh ile sonuçlanmasına emeği geçen tüm dostlarımıza teşekkür ederiz’’ dedi.
Diyarbakır Diyarbakır Vakıflar Bölge Müdürlüğünden kandil dolayısıyla salep ikramı Diyarbakır Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından Diyarbakır, Mardin, Batman, Bingöl ve Sultan Şeyh Musa Ezzuli Külliyesinde Regaib Kandili dolayısıyla vatandaşlara salep ikram edildi. Diyarbakır Vakıflar Bölge Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğünce temsil ve idare edilen mazbut vakıfların vakfiyelerinde yer alan hayır şartlarının yerine getirilmesi amacıyla Regaib Kandili dolayısıyla 81 ilde belirlenen camilerde çeşitli ikramlarda bulunuldu. Bu kapsamda, Vakıflar Bölge Müdürlüğü akşam ve yatsı namazı sonrasında, Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesindeki tarihi Ulucami’de 2 bin, Batman’daki Şevket Başak Camisi’nde bin 500, Mardin’deki Şakir Nuhoğlu Camisi’nde 1500 Bingöl’deki Selahaddin Eyyubi Camisi’nde 1500 ve Sultan Şeyh Musa Ezzuli Külliyesinde 2 bin kişilik salep ikramında bulundu. Açıklamada görüşlerine yer verilen Vakıflar Bölge Müdürü Hakan Demir, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından tüm Türkiye’de çeşitli etkinlikler yapıldığını belirtti. Kandil dolayısıyla yaklaşık 8 bin 500 kişiye salep ikramında bulunduklarını kaydeden Demir, "İkramlarımıza yoğun ilgi gösteren vatandaşlarımıza teşekkür ediyor, manevi mirasımızı koruyarak birlik ve beraberlik içerisinde nice kandillerde buluşmayı ümit ediyoruz. Kandilimizin hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Haktan niyaz ederiz" ifadelerini kullandı.