GENEL - 20 Eylül 2010 Pazartesi 14:04

Başpehlivan Recep Kara oldu

A
A
A
Başpehlivan Recep Kara oldu

Zonguldak'ın Alaplı İlçesinde, 25'ncisi düzenlenen Alaplı Yağlı Pehlivan Güreşleri'nde, Şaban Yılmaz'ı tuş ederek mağlup eden Recep Kara Başpehlivan oldu.

HASAN HAŞIL/ZONGULDAK 

Alaplı Kapalıspor Salonu yanındaki er meydanındaki güreşlere Zonguldak Vali Yardımcısı Ekrem Aylanç, AK Parti Zonguldak Milletvekili Fazlı Erdoğan, CHP Zonguldak Milletvekili Ali Koçal, 19. Dönem Zonguldak Milletvekili Ali Uzun, İlçe Jandarma Komutanı J.Üsteğmen Levent İşcan, Alaplı Belediye Başkanı Dr. Nevzat Çimenoğlu, Gülüç Belediye Başkanı Aydın Güngör, Güreş Ağası Aydın Semerci, Yağlı Güreş Komitesi Başkan ve Yöneticileri, siyasi partiler, oda başkanları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

Güreş müsabakalarına Zonguldak, Karabük, Bartın, Kastamonu, Çankırı, Düzce, Samsun, Trabzon, Sakarya, Antalya, Konya, Kocaeli ve Bolu'dan yaklaşık 500 pehlivan katıldı. Zonguldak'ın Alaplı ilçesi 25. Alaplı Yağlı Güreşleri Güreş Ağası olan Aydın Semerci, Alaplı Yağlı Güreşleri'nin Karadeniz'in en önde gelen güreşleri arasında olduğunu, organizasyonun Kırkpınar'dan sonra ikinci büyük güreş organizasyonu haline gelmesini sağlamak için çalışacaklarını belirtti.

Alaplı Yağlı Güreşleri'ne Kırkpınar'a katılan tüm başpehlivanların katıldığını belirten Semerci, şöyle konuştu: "Geleneksel 25. Alaplı Yağlı Pehlivan Güreşleri 25 yıldır yapılmakta. Biz de bu sene ilçe halkı, işadamları ve sanayicileri ile birlikte tekrar bu güreş organizasyonunu yapmaya karar verdik. Güreşlerimizin startını verdik. İnşallah gelecek yıllarda daha büyük bir organizasyonla güreşlerimizi devam ettireceğiz. Müsabakalara 500'e yakın güreşçi katılmaktadır. Kırkpınar başpehlivanlarının tamamının katıldığı güreşlerimiz, Karadeniz'in önde gelen güreşlerinden biri haline gelmiştir."

ALAPLI'YA KIRKPINAR MODELİ


Alaplı Yağlı Pehlivan Güreşleri Güreş Komitesi Sözcüsü Şeref Coşkun da organizasyonu Kırkpınar'dan sonra ikinci büyük güreş organizesi haline getirmek için çalışacaklarını söyledi. Her yıl bu güreşleri geliştirerek daha çok pehlivanın katılmasını sağlayacaklarını belirten Coşkun, "Organizasyonu 25 yıldır düzenliyoruz. Güreşlerimizin bugüne gelmesinde emeği geçen belediye başkanlarımıza ve işadamlarına teşekkür ediyoruz. Biz de bundan sonra güreşlerimizi daha da geliştirerek Kırkpınar'dan sonra ikinci güreş organizasyonu haline getirmek için çalışacağız. Karamürsel Spor Kulübü, Ankara, Antalya, Ordu gibi Alaplı'da bulunan Aktif Gençlik Spor Kulübü ve Ziya Ünlü, Eyüp Ünlü kardeşlerimizin öncülüğü ve desteği ile birlikte amacımız buradaki güreşlerimizi geliştirmek, buradaki gençlerimizi yetiştirerek ülke genelinde Kırkpınar Güreşleri'nde ilçemizi temsil etmelerini sağlamaktır. Bizlere bunun öncülüğünü yapmak düşüyor. Bu güreşlerin organizasyonunda destek veren ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum."

Başpehlivanlık müsabakası öncesinde bir konuşma yapan Alaplı Belediye Başkanı Nevzat Çimenoğlu, güreş müsabakalarına katılan ve Türkiye'nin bir çok bölgesinden daveti kırmayarak gelen güreşçilere, güreş severlere teşekkür etti.

Kırkpınar'a katılan ve başpehlivanlık için güreşen güreşçilerin katıldığı müsabakalar heyecanlı geçerken, müsabakalarda finale kalan Recep Kara ve Şaban Yılmaz arsasında yapılan güreş çekişmeli geçti.

Başa baş mücadele şeklinde geçen müsabakada Recep Kara, Şaban Yılmaz'ı tuş ederek Başpehlivanlığı kazandı.

Başpehlivanlık güreşinin ardından Başpehlivan Recep Kara ve dereceye giren diğer güreşçilere madalyalarını AK Parti Zonguldak Milletvekili Fazlı Erdoğan, 19. Dönem Zonguldak Milletvekili Ali Uzun, Alaplı Belediye Başkanı Nevzat Çimenoğlu ve Güreş Ağası Aydın Semerci tarafından verildi.

Alaplı'da gerçekleştirilen yağlı güreş müsabakalarına katılım beklenenden çok daha yüksek oldu. Alaplı ve Alaplı dışından gelen güreş severler tribünleri doldurdu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen 2026 Merkezi Yönetim ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iyileştirilmeye, geliştirilmeye her zaman açık bir sistem olduğunu söyleyerek, "İhtiyaçtan yeni ihtiyaçlar ortaya çıktıkça yeni değerlendirmeler yapıldıkça, dinamik bir şekilde kendini geliştiren bir yapı olduğunu ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı. Demokratik sistemlerde farklı yönetim biçimlerinin olduğunu belirten Yılmaz, "Bunların hepsi demokratiktir ama yönetim sistemi olarak farklılık arz ederler. Başkanlık sistemi de vardır, parlamenter sistem de vardır, yarı başkanlık sistemi de vardır. Üçü de demokratik dünyada görülen sistemlerdir. Her birinin de farklı alt versiyonları olduğunu biliyoruz. Örneğin İngiltere’deki parlamenter sistemle kıta Avrupa’sındaki parlamenter sistem arasında da belli farklılıklar olduğunu biliyoruz. Nitekim bizim de önceki sistemimizin farklı bir parlamenter sistem olduğunu hep birlikte biliyoruz. Çok çeşitli zaafiyetler içeren bir sistem olduğunu biliyoruz. Halkımızın referandumda onayıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dediğimiz Türkiye’nin özel koşullarına uygun, kültürüne uygun bir yapılanmayı gerçekleştirmiş durumdayız. Bu sistem yeni sistem birçok testten başarıyla geçti. Kim ne derse desin. Son beş altı yıl özellikle bir taraftan dünyada belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Risklerin belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Bölgemizde jeopolitik gelişmelerin, savaşların, çatışmaların yoğunlaştığı bir dönem oldu. Pandemi gibi tüm dünyayı sarsan bir hadisenin yaşandığı bir dönem oldu. İçeride yine asıl afeti dediğimiz tarihimizin en büyük afetini yaşadık. Ekonomik şartlarla ilgili yine çeşitli süreçler yaşandı. Bütün bu süreçlerde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin avantajını gördüğümüzü, yaşadığımızı rahatlıkla ifade edebilirim. Hızlı karar alan, uygulayan, etkin bir sistem olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kendisini ispat etmiştir. Ama hep altını çiziyorum. Bugün de ifade edeceğim. Bu daha iyileştirilemeyeceği anlamına da gelmiyor. Daha da iyiye, daha gelişmiş bir yapıya doğru dönüşmeyeceği anlamına da gelmiyor. Tam aksine tecrübelerle yaşadığımız süreçlerle birlikte sistem iyileştirilmeye de her zaman açık bir sistem" şeklinde konuştu. Yılmaz, şöyle konuştu: "İyi ki bu küresel ve bölgesel fırtınalı dönemde Cumhur İttifakı gibi güçlü bir ittifakımız var. İyi ki Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü, dirayetli, tecrübeli bir liderimiz var. Liderlik her zaman önemlidir. Ama fırtınalı zamanlarda zor zamanlarda bir kat daha önemlidir. Bugün Türkiye siyasi istikrarıyla dünyadan birçok alanda pozitif ayrışan bir ülkedir. Sorunlarımız da elbette var ama bu sorunları aşma kapasitemiz de var. Bunu da birçok vesileyle ortaya koymuş durumdayız. Cumhurbaşkanlığı’yla ilgili saray ifadesini kullanıyor değerli arkadaşlarımız muhalefetten. Tabii ki saray değil orası. Milletin evi. Biz milletin evi olarak görüyoruz ve orası bir gelip bir gün görürsünüz belki. Ziyaret ederseniz nasıl bir, kurgu var zihninizde bilmiyorum ben, ama orası bir çalışma mekanı. Orada bürokratlarımız var. Çalışanlarımız var. Kamu görevlileri var. Gece gündüz bir mesai harcanıyor. Birçok durumda mesai kavramına bakılmadan bu ülkenin ihtiyaç duyduğu çalışmalar, faaliyetler yürütülüyor. Orası hiçbir partiye ait değil. Hiçbir kişiye de ait değil. Milletin evidir. Milletin gönlüne giren külliyenin kapısından da girer. Milletin gönlüne giremeyen oranın bir saray olarak hayalini kurar." Yılmaz, "Bugünkü Cumhurbaşkanlığımız geçmişteki Cumhurbaşkanlığı değil, bazen karıştırılıyor. Sanki o eski sistemimizdeki Cumhurbaşkanlığı makamıymış gibi değerlendiriliyor. Öyle değil. Bugün yönetimimizin merkezi Cumhurbaşkanlığı. Yasamada milli iradenin tecelli Türkiye Büyük Millet Meclisi’miz, gazi Meclisimiz. Yürütmede de milli iradenin tecelli ettiği makam Cumhurbaşkanlığı makamı. Eskiden doğrudan seçilmiyordu biliyorsunuz. Artık doğrudan halkımızın sandığa gidip seçtiği bir Cumhurbaşkanımız var. Milli iradenin doğrudan yansıdığı bir makam var. Ve burada yürütme makamı olarak Cumhurbaşkanlığı eski sistemdeki Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığının birleşmiş hali. Eskiden iki tane ayrı makam vardı biliyorsunuz. Dolayısıyla ayrı maliyetler, masraflar vardı. Aslında yeni sistem bunları sadeleştirmiş durumda. Yıllar itibariyle fark etmekle birlikte geçmişte Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığı bütçelerini birleştirirseniz toplam bütçenin binde üçüne dördüne denk gelirdi geçmişteki masrafla. Bugün binde biri seviyesinde. Binde bir, binde bir nokta bir, binde bin nokta iki seviyesinde. Geçmişe göre çok daha düşük maliyetle çalışan bir merkezden bir karargahtan bahsediyoruz. Yönetim sistemimizin kalbinden bahsediyoruz. Son derece makul düzeylerde bir maliyetle bu stratejik görevin yerine getirdiğini ifade etmek isterim" diye konuştu. Anayasa konusunda Yılmaz, "Burada bizim yaklaşımımız açıktır. Yeni sivil bir anayasayı savunuyoruz. Seçim beyannamemizde de var. Parti programımızda da var. Aslında bütün partilerin seçim beyannamelerinde bu var. Yani millete böyle daha iyi bir anayasa vaadi hemen hemen tüm partilerin seçim beyan namelerinde, politika belgelerinde var. Biz de bu yönde bir çalışmayı, mutfak çalışmasını sürdürüyoruz. Bütün partilere de çağrı yapıyoruz" dedi. Anayasada vesayetçi zihniyetin etkileri büyük oranda giderildiğini söyleyen Yılmaz, "Hala bazı kalıntıları olduğunu görüyoruz. Ancak çok sayıda değişiklikle iç tutarlılığı bir ölçüde zayıfladığını iç yapısında yeni daha tutarlı bir yaklaşımın faydalı olacağını düşünüyoruz. Bunlardan da belki daha önemlisi gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz. Bu anayasa hem devletin kurumlarını daha etkin çalıştıran daha uyumlu çalıştıran bir anayasa olmalı, hem de birey devlet ilişkilerini daha özgürlükçü, daha hak, hukuk temelli tanımlayan bir anayasa olmalı diye inanıyoruz. Ama bu bizim tek başına yapabileceğimiz veya Cumhur İttifakı olarak yapabileceğimiz bir konu değil. Diğer partilerle birlikte en geniş mutabakatı sağlayarak yapmamız gereken bir alan hem sistem eleştirileri yapıp hem de anayasa çalışmalarına girmeyiz diyenlerin çok tutarlı olduğunu ifade edemem doğrusu. Yani eğer gerçekten burada daha iyi bir anayasa, daha iyi bir sistem istiyorsanız buyurun çağrı yapıyoruz; gelin birlikte çalışalım, ortak akılla çalışalım" ifadelerini kullandı.