ÇEVRE - 06 Mayıs 2020 Çarşamba 19:34

Batı Karadeniz’de ana vatanı Çin, Kore ve Japonya olan kahverengi kokarca alarmı

A
A
A
Batı Karadeniz’de ana vatanı Çin, Kore ve Japonya olan kahverengi kokarca alarmı

Düzce Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevcan Öztemiz, Batı Karadeniz’de kahverengi kokarca alarmı başladığını belirterek, "Ana vatanı Çin, Kore ve Japonya olan kahverengi kokarca, fındıkta verimi ve kaliteyi olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle zararlıya karşı sürdürülebilir bir mücadele programı başlatılması gerekiyor." dedi.

Düzce Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevcan Öztemiz, fındık ve tarım üreticilerini kahverengi kokarcaya karşı uyararak, önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı. Ana vatanı Çin, Kore ve Japonya (Doğu Asya) olan zararlı böceğin sadece fındıkta değil, birçok meyve, sebze ve süs bitkileri ile beslendiğinin bilindiğini söyleyen Prof. Dr. Öztemiz, “Ülkemize Gürcistan üzerinden 2017 yılında giriş yapmış ve ilk olarak Doğu Karadeniz’de görülmüştür. Bir yılda Karadeniz’in doğusundan batısına hızla yayılış gösterdi ve 2018 yılında Sakarya’nın Hendek ilçesinde tespit ettik. Kayıtlarda zararlının İstanbul’da varlığı bilinmektedir. Karadeniz iklimi böceğin yayılması ve yaşamını devam ettirebilmesi için çok uygundur” diyerek üreticileri ve yetkilileri uyardı.

"Fındık başta olmak üzere birçok sebze ve meyveye zarar veriyor"

Kahverengi kokarcanın zararlı çok sayıda bitki ile beslendiğini söyleyen Prof. Dr. Öztemiz, "Konukçuları arasında fındık başta olmak üzere buğday, mısır, sorgum, soya, pamuk, ayçiçeği, şerbetçiotu gibi tahıllar ve endüstri bitkileri; elma, armut, şeftali, Trabzon hurması, yaban mersini, kivi, turunçgil gibi meyveler; fasulye, bezelye, biber, domates, salatalık gibi birçok sebze ve süs bitkileri de yer alıyor." dedi.

“Fındıkta kalite ve verimi yüzde 50 azalttı”

Zararlı böceğin Amerika ve Avrupa ülkelerinde de yayılış gösterdiğini söyleyen Öztemiz, “Amerika, Avrupa ve Gürcistan’da bazı bahçelerde yüzde 80’lere ulaşan zarar söz konusudur. Doğu Karadeniz’de zararlı böceğin fındıkta kalite ve verimi yüzde 50 azalttığı ve bulaşık fındık oranının yüzde 20’lerde olduğu bildirilmiştir. Mayıs ayına girdiğimiz bugünlerde kahverengi kokarcanın görülmesi muhtemeldir. Kışı ergin olarak geçiren zararlı böcek mayıs ve haziran aylarında yumurtalarını yaprakların alt kısmına gruplar halinde bırakmaktadır. Yumurtadan çıkan nimfler fındıkta bitki özsuyunu emerek beslenmeye başlar. Meyvelerde beslenme sonucu fındıkta boş ve buruşuk meyve oluşumu ile lekeli iç şeklinde zarar meydana getirirler” diye konuştu.

"Meyve ve sebzelerin şeklini ve lezzetini de etkiliyor"

Meyvelerde renk değişimi, şekil bozukluğu, acılaşma ve pazar değerinin azalmasına da neden olduğunun altını çizen Öztemiz, “Zararlı iki döl vermektedir. Temmuz-ekim aylarında ikinci dölün nimf ve erginleri görülür ve benzer şekilde beslenmeye devam ederler. Hava koşullarına bağlı olarak ekim-kasım aylarında kışı geçirmek için kışlağa çekilen ergin böcekler zaman zaman evlerimize girerek pis koku salgılarlar ve insanları rahatsız ederler. Beslenmeden kışı geçirdiği bu süre; yaklaşık 4-5 aydır. Havaların ısınması ile birlikte nisan-mayıs aylarında kışlakları terk eden ergin böcekler tekrar görülmeye başlar ve yumurta bırakarak yaşamına devam ederler. Görüldüğü gibi tarımsal alanlarda yaklaşık 7-8 ay aktif olan zararlıya karşı üreticilerimizin zamanında ve doğru şekilde bu böcekle mücadele yapmaları gerekiyor” şeklinde konuştu. Bir an önce tedbirlerin alınması gerektiğini vurgulayan Öztemiz, tedbirler alınmadığı taktirde Doğu ve Orta Karadeniz’de hızla yayılış gösterdiği gibi Batı Karadeniz ve Marmara Bölgesi’nde de yayılarak başta fındık bahçeleri olmak üzere meyve, sebze ve süs bitkileri alanlarında verim ve kaliteyi düşürerek ekonomik kayba neden olabilecek potansiyele sahip olduğunun altını çizdi.

“Entegre mücadele uygulamalıyız”

Zararlının yayılışını engellemek için karantina tedbirlerinin alınmasının önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Öztemiz, “Karantina tedbirlerinin alınması ve eradikasyon yönteminin uygulanması çok önemli. Zararlının mücadelesinde çevreye en az zararı olan mücadele yöntemlerine öncelik vermeliyiz. Uygun olan tüm mücadele yöntemlerini bir arada kullanarak, yani entegre mücadele uygulamalıyız. Kışlamış ergin, nimf ve yeni nesil erginlerin toplanıp imha edilmesi popülasyonu azaltacaktır. Mekanik olarak elle yapılabileceği gibi ışık ve fermon tuzakları da kullanılabilir. Zararlıya karşı feromon tuzakları gerek popülasyon takibinde ve gerekse kitlesel yakalama amacıyla bir çok ülkede kullanılmaktadır. Zararlının biyolojik mücadelesinde birçok doğal düşman saptanmıştır. Avcı böceklerden ziyade yumurta parazitoidlerinin etkili olduğu özellikle Samuray arıcığı olarak bilinen faydalı böceğin kahverengi kokarcayı kontrol altında tuttuğu rapor edilmiştir. Ülkemizde de bir an önce yerli doğal düşmanlarının araştırılması, etkin bulunanlar mevcut ise etkinliğinin araştırılması, yok ise orijin bölgesinden etkili arıcığın ithal edilerek kullanılması yararlı olacaktır” diyerek zararlıyla doğal yöntemlerle mücadele etmenin mümkün olduğunu ifade etti.

“Kimyasal mücadele uzun vadede tek başına yeterli olmayabilir”

Entegre mücadelede son çare olarak bilinen kimyasal mücadelede ise kışlamış erginlere karşı mayıs ayında fındık kurduna karşı yapılacak uygulamaların zararlının popülasyonunu azalttığını söyleyen Öztemiz, temmuz ayında görülen yeni nesil erginlere karşı uygulanacak mücadelenin daha önemli olduğunu dile getirdi. Birçok ülkede yapılan çalışmalarda zararlıyı kontrol etmek için yapılan kimyasal mücadelenin uzun vadede tek başına yeterli olmadığının bildirildiğini ifade eden Prof. Dr. Öztemiz, bu nedenle zararlıya karşı sürdürülebilir bir mücadele programının başlatılması için gerekli tüm önlemler geciktirilmeden alınması gerektiğini vurguladı.

Ali Yıldız
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul TAV Havalimanları’nın kurucu ortağı Sani Şener yönetimi bırakıyor TAV Havalimanları kurucu ortaklarından Mustafa Sani Şener, Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevini 1 Mayıs 2024 itibariyle bırakıyor. Şener, iş yaşamına TAV İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı olarak devam edecek. Mustafa Sani Şener, kurucu ortağı olduğu ve 25 yıl boyunca İcra Kurulu Başkanı, son iki yılda da Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak yer aldığı TAV Havalimanları’ndaki görevini bırakıyor. TAV Havalimanları Yönetim Kurulu Başkan Vekili Sani Şener, “1997 yılında İstanbul Atatürk Havalimanı yap-işlet-devret projesiyle ile başlayan ve geride kalan 27 yılda küresel bir marka haline gelen TAV Havalimanları, bugün dünyanın önde gelen havalimanı işletmecilerinden birisi. TAV Havalimanları’nda 25 yıl boyunca görev yaptığım İcra Kurulu Başkanlığı makamını bıraktıktan sonraki iki yıl geçiş dönemini de Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak tamamladım. Bundan sonraki süreçte, TAV Havalimanları’ndaki yönetim ekibinin bilgisi, tecrübesi ve çalışkanlıklarıyla şirketin çok daha iyi yerlere geleceğine inancım sonsuzdur. Türkiye’de ve dünyada pek çok ilklere imza atmış havacılık sektörüne ait öncü bir şirket olmanın gururunu her zaman yaşadık ve bundan sonra da yaşamaya devam edeceğiz. 1 Mayıs 2024 tarihi itibari ile TAV Havalimanları yönetimindeki görevimi bırakırken, firmanın ortağı olarak kalmaya devam edeceğim. Bundan sonraki iş hayatıma 2006 yılında TAV Havalimanları bünyesinden ayırdığımız TAV İnşaat şirketinde devam edeceğim” dedi.
Ankara Bakan Göktaş, Hande Fırat’ın Devriamber sergisini ziyaret etti Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Hande Fırat’ın Devriamber Sergisini ziyaret etti. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, sunucu ve gazeteci Hande Fırat’ın uzun süreli çalışmalarını içeren Devriamber sergisini ziyaret etti. İkinci Mecliste sergilenen Devriamber Sergisi’ni ziyaret eden Göktaş serginin kız çocukları ve kadınlar için büyük önem taşıdığını söyledi. “Buranın da hikayesi aslında çok ilginç, çok derin” Hande Fırat’a sergi için teşekkür eden Bakan Göktaş, “Bugün ekranlardan tanıdığımız ve başarılı gazetecilik hayatıyla tanıdığımız Hande Fırat’ın aslında bir diğer yönü olan sanatçılığıyla ilgili çok güzel bir sergiye geldik. Devriamber Sergisi Hande Fırat’ın kendi yaşam hikayesini aktardığı ama aynı zamanda pek çok kız çocuğuna da ilham olabilecek bir sergi burası. Aile bağları köklü bağlar bunları da ele alan bir sergi. Aynı zamanda ebeveyn kaybı yaşamış kız çocuklarının ve kadınların kendi hikayesini ele alıyor. Bu tabi ki hande hanımın hayatının bir parçası. Bazen sanat sergisi ziyaret ettiğinizde bazı sanat eserlerinde insanların hikayesi vardır. Buranın da hikayesi aslında çok ilginç, çok derin. Aynı zamanda çok etkileyici ve belirleyici. Burada ebeveyn kaybı yaşamış kız çocukları ve kadınların çınarlarını kaybedip kendileri de bir çınar olan kadınları ve çocukları anlatıyor. Burada çok güçlü mesajlar var biz de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak kız çocuklarımızın hayatın her alanında aktifleşmesi ve rol alması için çok önemli çalışmalara el atıyoruz. Bu minvalde de aslında bu sergi bizim için çok kıymetli” ifadelerini kullandı.