SPOR - 03 Mayıs 2018 Perşembe 16:11

BAU Yelken Takımı’ndan şampiyonluk kutlaması

A
A
A
BAU Yelken Takımı’ndan şampiyonluk kutlaması

EDHEC Yelken Yarışları'nda şampiyon olan Bahçeşehir Üniversitesi Yelken Takımı (BAU Sailing Team) şampiyonluk başarısını kutladı.

Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Yelken Kulübü’nün öğrencilerden oluşan Yelken Takımı (BAU Sailing Team), Fransa’da, her yıl farklı ülkelerden üniversite yelken takımlarının katılımıyla gerçekleşen EDHEC’in 50. yıl şampiyonu oldu. 230’dan fazla yelken takımı arasında birinciliği göğüsleyen gençler, şampiyonluk sevinçlerini Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel ve Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şenay Yalçın’a kazandıkları kupaları sunarak paylaştı.

“Desteğimiz her zaman arkalarında”

Bahçeşehir Üniversitesi olarak bu şampiyonluktan dolayı çok mutlu olduklarını ifade eden Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel, “Yelken takımımız Fransa’da düzenlenen dünyadaki en büyük üniversiteler arası yelken kupası’nın şampiyonu oldu Bu bizi, üniversitemizi ve ülkemizi gururlandırdı. Bizler de çocuklarımızla gurur duyduk. Öğrencilerimiz çok emek verdiler, çok çalıştılar. Bizim de üniversite olarak yelken sporuna olan ilgi ve alakamız hep onların arkalarında oldu. Onları hep destekledik. Bundan sonrada hep destekleyeceğiz” dedi.

“Usta yelkencileri yetiştirmek arzusundayız” 

Türkiye’de yelken sporunun hak ettiği yerde olmadığını da söyleyen Enver Yücel, Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkedir. Ancak Türkiye maalesef yelken sporu alanında hak ettiği yerde değil. Bizler bu sporu anaokulundan başlayarak daha da geliştirmeliyiz. Biz artık Türkiye’nin çeşitli noktalarında yeken sporuna öğrencileri çekebilmek ve yelken sporu alanında büyük usta yelkencileri yetiştirmek arzusundayız. Hem üniversite olarak hem de kulüp olarak yelken sporu ile ilgili daha fazla ilgi ve alakayla ilgili öğrencileri bu alana çekebilmek için çalışacağız. Nitekim bu yarışma 50 yıldır dünyada yapılıyor. 230 üniversitenin yelken takımı içerisinden üniversitemizin yelken takımının seçilmiş olması Türkiye açısından da büyük bir gurur oldu. O nedenle çocuklarımızı bir kez daha kutluyorum” yorumlarında bulundu.

“Yelken Akademisi açacağız”

“Eğitim kurumlarının içerisinde sadece öğretim yok. Eğitim de var" diyen Yücel, "Eğitimin ise büyük bir çoğunluğunu sanat ve spor oluşturuyor. Öğrencilerimizi, çocuklarımızı kötü alışkanlıklarımızdan korumak için onları spora yönlendirmeliyiz. Bunu söylemenin yanında onlara güzel alışkanlıklar da kazandırmalıyız. Bu alışkanlıkların içinde en önemlisi spordur. Genç yaşta insanları spor ile tanıştırabilirsek, onların gelişimleriyle ilgili de önemli bir adım atılmış oluruz. Eğitim kurumlarının spora ve sanata bugünden daha da değer ve önem vermeleri gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle bizler, Bahçeşehir Üniversitesi olarak yelken sporunun daha da gelişmesi için destek vereceğiz. Bu alanda daha küçük yaşlardan itibaren yelken sporu eğitimleri vermek adına üniversitemiz bünyesinde bir Yelken Akademisi açmak istiyoruz” dedi.

“Türkiye’nin başarısı”

“Üniversiteler içinde bulundukları topluma hizmet etmekle yükümlüdür” diyen Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şenay Yalçın ise, yelken sporunda üniversitelerinin yelken takımının elde ettiği başarının Türkiye’nin başarısı olduğunu söyleyerek, “Üniversiteler sadece bilimin üretildiği müesseseler değildir. Bu kurumların aynı zamanda topluma katkı sağlaması gerekiyor. Topluma katkı sağlamak için de aslında ilk olarak gençlerin enerjilerinin doğru bir alana yönlendirmek gerekir. Bu açıdan üniversitemiz bu alanda çok önemli başarılar elde etmiştir. Bunlardan biri de yelkencilik kulübümüzün sağladığı başarıdır. Bayrağımızı birincilik kürsüsünde görmek bizi çok gururlandırdı. Öğrencilerimizin hepsini tek tek kutluyoruz” ifadelerinde bulundu.

Türkiye’de ki tüm gençlere açık olacak yelkencilik akademisi kurmayı düşündüklerini de ifade eden Prof. Dr. Yalçın, “Türkiye’de su sporlarında dünyaya örnek olacak sporcuların yetiştirilmesi gerekiyor. Ancak ne yazık ki bu alana yeteri miktarda önem verilmiyor. Bu tip başarılar özellikle gençlerin bu spora önem vermesi bakımından çok önemli. Biz bundan sonraki adımlarımızda bu alanda arkadaşlarımızı desteklemeye devam edeceğiz. En önemlisi de bu alanda kalıcı ve sürdürülebilir yapıda eğitimin verilmesi çok önemlidir. Bu nedenle üniversitemiz bünyesinde kurulacak ve Türkiye’de ki tüm gençlere açık olmasını planladığımız bir yelkencilik akademisi kurmayı düşünüyoruz. Yelkencilik akademisi için yarından itibaren çalışmamalarımıza başlayacağız” dedi.

“Zordu ancak kazandık”

Fransa’da elde etmiş oldukları büyük başarı ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Bahçeşehir Üniversitesi Yelken Takımı Kaptanı Engin Özgen, “Bu bizim için çok önemli bir yarıştı. Bu yıl ellincisi düzenlendi. Dünya çapında da çok önemli bir yarış olarak görünüyor. Bu yarış bir hafta boyunca süren zor bir yarıştı. Ancak kazandık” dedi.

“Çok gururluyuz”

Yarışma sürecinden de bahseden Özgen, “Bir hafta boyunca bir teknede yarışıp, sıralamaya girdik. Sonrasında ise finale kalan dört takımdan biri olduk. Finalde başka tip bir tekne ile final yarışını gerçekleştirdik. Yarışmaya dört kişilik takımız ile gittik. Bütün hafta boyunca dört kişi olarak yarıştık. Bununla birlikte onca ülkenin arasında birinci olmak ve bayrağımızı kaldırmak bizleri çok gururlandırdı” diyerek sözlerini sonlandırdı.

 

  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri ERÜ’de ‘9. Uluslararası Erciyes Tıp Tıbbi Genetik Kongresi’ başladı Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen 9. Uluslararası Erciyes Tıp Tıbbi Genetik Kongresi Sabancı Kültür Sitesi’nde başladı. 30 üniversiteden 150’nin üzerinde katılımcıyla gerçekleştirilen ve 3 gün sürecek kongre kapsamında yaklaşık 35 konferans gerçekleşecek. Bu konferanslara 6 ayrı ülkeden konuşmacılar katılacak. Kongrenin çıktıları da bir dergide yayınlanacak. Kongrenin açılışında konuşan Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cemal Alper Kemaloğlu, tıp fakülteleri arasında ilk 10’da yer alan, akredite bir tıp fakültesi olan Erciyes Tıp’ın her zaman bilimsel, kültürel ve sanatsal faaliyetlere ev sahipliği yapmaktan onur ve gurur duyduğunu ifade etti. Her genin bir hikâye anlattığına işaret eden Prof. Dr. Cemal Alper Kemaloğlu, “Bu hikâye insanlığın hikâyesi ve sizler bu hikâyeleri öğrenip yeniden insanlığa armağan eden bilim insanlarısınız. Gen tedavilerinin ve genetik mühendisliğin geleceğin tıbbı olduğunu hepimiz biliyoruz. İnsanın biyolojik sırları genetik malzemesinde saklı ve bu sırlar çözüldükçe hem dejeneratif tıp alanında hem de hastalıkların kök nedenleri hususunda çok ciddi ilerlemeler kaydedeceğimiz açık. Eğer tıpta bir Kopernik Devrimi olacaksa bu kesinlikle genetik alanında olacaktır. Ben buna böyle inanıyorum ve işinize büyük bir saygı duyduğumu belirtmek istiyorum” ifadelerini kullandı. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi aynı zamanda Kongre Başkanı Prof. Dr. Munis Dündar da mensubu olduğu kurumda hem ulusal hem uluslararası anlamda önem taşıyan bir kongrenin açılışını gerçekleştirmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Bazı bilimsel aktivasyonları yeterli performansta uluslararası düzeyde ortaya koyamamaktan yakınan Prof. Dr. Munis Dündar, Türk Genom Projesi’nin uluslararası düzeyde mecrasını bulamamasının önemli bir nokta olduğuna dikkati çekti. Türkiye’de önemli genetik merkezleri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Munis Dündar, dernek temsilcilerine seslenerek, “Genom projesinde önemli bir rolünüzün olması lazım. Cemiyet ilişkileri kurarak bu ulusa bu hizmeti sunmamız lazım. Birinci vazifemiz bence bu ve çok önemli. Şu anda biz dünyada hem genetiğin hem de biyoteknolojinin altın çağını yaşıyoruz. Bizim bu altın çağını hissetmemiz ve rekabet etmemiz lazım. Çok genç yetişmiş genetikçilerimiz, uluslararası düzeyde hocalarımız var. Bunların bence gerçek mecrasını bulmasında önemli bir ulusal politika oluşturulması lazım” dedi. Genetik camiası olarak çok hızlı büyüdüklerini belirten Tıbbi Genetik Derneği Başkanı Doç. Dr. Taha Bahsi, yarısı kamuda yarısı özel sektörde olmak üzere şu anda 118 adet Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlı Genetik Hastalıklar Değerlendirme Merkezi bulunduğunun altını çizerek, hem Türkiye’de hem de yurt dışında önemli hizmetler vermeye çalışan bir bölüm haline geldiklerini söyledi, “Genetiği geliştirmek için elimizden geleni yapıyoruz” şeklinde konuştu. Açılış konuşmalarının ardından kongre, Çocukluk Çağı Nadir Hematolojik ve Onkolojik Hastalıklarda Okuryazarlık başlıklı birinci oturumla devam etti. İlk oturumun birinci konuşmacısı olan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Elif Yılmaz Güleç “Çocukluk Çağı Nadir Hematolojik / Onkolojik Hastalıklarda Kime Ne Zaman Hangi Testler Yapılmalı?”, Samsun Üniversitesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Özlem Sezer “Çocukluk Çağı Nadir Hematolojik/Onkolojik Hastalıklarda Genetik Sonuçların Klinisyen Tarafından Doğru Okunması” ve son olarak Çocuk Hematoloji Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Tunç Fışgın ise “Pediatrik Hematolog / Onkolog Genetikçiden Ne Bekler?” başlıklı sunum yaptı.
Ankara Gölbaşı’nda ata tohumları toprakla buluştu Gölbaşı Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nce üretilen yerli ata tohumları, Belediye Başkanı Yakup Odabaşı’nın da katıldığı programda toprakla buluştu. Gölbaşı Belediyesi, yerli ve milli ata tohumlarına sahip çıkıyor. Her yıl olduğu gibi bu yılda Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından üretilen ata tohumları, Belediye Başkanı Yakup Odabaşı ve Şehit Hakan Can TOKİ Anaokulu öğrencilerinin katıldığı ‘Ata Tohum Serpme Programı’nda toprakla buluştu. Yerli tohum geleneğini yeniden canlandırmak amacıyla Gölbaşı Belediyesi serasında üretilen tohumların ekimi sırasında Odabaşı, çocuklarla tek tek ilgilendi. Programda domates, biber, salatalık tohumlarının ekimi gerçekleştirildi. Belediye Başkanı Odabaşı yaptığı konuşmada, “Belediye olarak teknolojinin nimetlerinden yararlanırken, geçmişimizi de unutmuyoruz. Bu tohumlar bize atalarımızın emaneti. GDO’suyla oynanmamış, yerli ve milli tohumlar. Bu tohumları müdürlüğümüzün serasında fide haline getirip vatandaşlarımıza dağıtıyoruz. Vatandaşlarımızın sağlıklı ürünler tüketmesini sağlıyoruz. Biz kültürümüze sahip çıkıyoruz. Bu tohumları gelecek nesillere aktarmak için de koruma altına aldık. Bugün çocuklarımızın tohumları toprakla buluşturduğu anlarda yaşadıkları heyecana tanık olduk. İnşallah geleceğin ziraat mühendisleri, bakanları bu çocuklarımızın arasından çıkacak. Onların da bu ata tohumlarına sahip çıkacağına inancımız tam" dedi. Odabaşı, etkinliğe katılan çocuklara hediyeler de verdi. Program hatıra fotoğrafının çekilmesinin ardından sona erdi.
Sivas Doktorlar bildiri yayınladı: “Gazze’de yaşanan işgali ve soykırımı reddediyoruz" Suşehri Devlet Hastanesi çalışanları, İsrail’in Gazze halkına yaptığı katliamlara dikkat çekmek amacıyla hastane önünde toplanıp bildiri okuyarak, açılan dövizlerle Gazze halkına destek verdiler. Suşehri Devlet Hastanesi binası önünde gerçekleştirilen eyleme Suşehri Devlet Hastanesi hekimleri ve çalışanlar katıldı. Suşehri Devlet Hastanesi Diş Hekimlerinden Merve Matur’un Gazze zulmüyle ilgili okuduğu bildiride, “ İsrail’in 2023 Ekim ayında Gazze Şeridi’ne yönelik önce hava saldırıları, ardından kara harekatı şeklinde işgal girişimi 5 ayı aşkın süredir şiddeti tırmanarak sürüyor. Bu süreçte çok sayıda çocuk, kadın, yaşlı ve sivil hayatını kaybetti. Ayrıca halkın önemli bir kısmı göç etmeye zorlandı. İsrail savaş hukukunu tamamen ayaklar altına alarak dokunulmazlığı olan hastaneler, sağlık kuruluşları, ibadethaneler gibi özel mekanlara da saldırılarda bulundu. Dünya halklarının ve onurlu insanların aylardır seslendirdiği üzere bizde Gazze’de yaşanan işgali ve soykırımı reddediyor, her zaman Gazze halkının yanında olduğumuzu beyan ediyoruz’’ dedi. “İşgalci İsrail insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza atıyor” İşgalci İsrail’in insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza attığını söyleyen Uzman Doktor ve Psikiyatri Uzmanı Mücahit Gökduman, “Burada İsrail’in yatığı insanlık dramına ve soykırıma dikkat çekmek için toplandık. Filistin toprakları, yağmalanıyor, işgal ediliyor, insanlar acımasızca öldürülüyor. İşgalci İsrail insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza atıyor. Gazze’de çalışan sağlık çalışanlarının hepsi bu durumdan etkilenmiş durumda. Gazze’de gözyaşı var, kan var, zulüm var fakat sabır da var, direniş de ve tevekkül de var’’ dedi. Yapılan açıklamaların ardından sağlık çalışanları görev yerlerine dağıldı.