GÜNDEM - 09 Aralık 2019 Pazartesi 12:14

Bayburt’ta arıların 'tatlı uykusu' başladı

A
A
A
Bayburt’ta arıların 'tatlı uykusu'  başladı

Kar yağışı ve soğuk havayla birlikte tamamen kışın kendini iyice hissettirdiği Bayburt’ta, bal arıları kış uykusuna yatırılıyor.

Bayburt’ta ilkbaharda yaylalara çıkarılan arı kovanları havanın soğumasıyla birlikte köylere taşındı. Hava sıcaklığının sıfırın altına düşmesiyle arıcılar, kovanları daralttıktan sonra çuval, bez gibi koruyucu eşyalarla muhafaza ederek, arıları dondurucu soğuktan koruyor. Arıcılar, bu yöntemle arıların hem telef olmasının önüne geçiyor hem de bir sonraki sezona daha sağlıklı girmelerini sağlıyor.


Aydıntepe’nin köyünde arı kovanlarına kışlatma çalışması yapan Nedim Güngör, kar yağıp ve soğuklar başlayınca arıcılık faaliyetlerinin sona erdiğini ifade ederek arılarında kış uykusuna yatmaya başladığını söyledi.
Güngör, arı kovanlarına kışlatma çalışmasıyla ilgili şu bilgileri verdi:

“Arılar, kovan içi sıcaklığı 14 C’ a düştüğü zaman bir araya toplanarak kış salkımı oluştururlar. Salkımın merkezindeki sıcaklık 33 C, dış yüzeyinde ise 6-8 C olabilmektedir. Arılar bal yiyerek gerekli olan ısıyı üretirler ve ısı arttıkça salkımı genişletirler. Kışın herhangi bir sarsıntı ile kış salkımından düşen arılar tekrar salkıma çıkamaz ve ölürler. Kış salkımının bozulmaması için koloniler kış süresince ve soğuk dönemlerde kesinlikle rahatsız edilmemelidir. Mevsim şartlarından etkilenmemeleri için kovanlar yan yana getirilerek üstleri örtülebilir. Fakat bu örtü kesinlikle kovanın havalanmasını engelleyecek şekilde olmamalıdır.

Bayburt’ta arıların 'tatlı uykusu'  başladı

Arılar giriş deliklerini kendileri daraltırlar. Ama bu yapılmamışsa bir çıta parçasıyla giriş deliğini daraltmak gerekir. Kovan giriş deliğinin yönü sert ve soğuk esen rüzgarların aksi istikamette olmalıdır. Buna dikkat edilmezse arı kovan içindeki gerekli ısıyı sağlayamaz. Kovanların yerden 40-50 cm yükseklikte sehpalar üzerine konması en doğru harekettir. Eğer kovanlar doğrudan toprak üzerindeyse, kış mevsimine girmeden önce bunların yer ile temasını kesmek gerekir.

Kovanın üzerine kar yağması herhangi bir probleme yol açmaz. Bilakis kovan soğuğa karşı daha iyi korunur. Ama özellikle çok kar yağdığı günlerde kovan giriş deliklerinin kontrol edilerek açılması gerekir. Kışın dışarıda kar olup havanın da güneşli olduğu günlerde arı girişine havalandırmayı kesmeyecek şekilde bir tahta parçası koyarak, güneş ışıklarının kovan içine girmesi engellenmelidir. Çünkü böyle havalarda güneş ışıklarını gören arılar kovan dışına çıkmaya teşebbüs ederler.

Bayburt’ta arıların 'tatlı uykusu'  başladı

Eğer kışın arılarda gıda azlığı problemi çıkarsa güneşli bir günde şerbet yerine arı kekiyle beslemek gerekir. İlkbahar için yapılması gereken işler varsa onlar ile ilgilenin ve arılarla ilgilenmek için bahar günlerini bekleyin. Arılar kış salkımında olup, salkımda düşen arı bir daha salkıma çıkamaz ve o arı ölür. Bunu bir kaç defa yaparsanız arı mevcudu azalır hatta arıların sönmesine kadar sebep olabilirsiniz.”

Ahmet Akbuğa
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ATO Başkanı Baran: "Ekonomiye dinamizm sağlayan yiyecek içecek sektörü kredi kartı komisyonu nedeniyle sıkıntılı" Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, restoran, lokanta ve kafe ile benzeri yiyecek içecek hizmeti sunan işletmelerde KDV uygulamalarına ilişkin boykot çağrılarının sektörün motivasyonunu olumsuz etkilemesine izin verilmemesi gerektiğini belirterek, "Restoran, lokanta ve kafelere ilişkin oluşturulacak olumsuz algı sektörü de müşterileri de olumsuz etkileyecektir. Kurunun yanında yaş da yanmasın" dedi. ATO’nun 60 No’lu Restoran, Lokanta, Kafe Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Abdurrahman Işıksever, ATO Meclis Divan Kâtibi ve 60 No’lu Restoran, Lokanta, Kafe Hizmetleri Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Emre Güner, Meclis Üyesi Ayşe Nilay Çelik, Komite Meclis Üyeleri Hakan Sancur ve Meriç Çağlayan ile Komite Üyesi Aykut Altıntaş, ATO’nun Yiyecek ve İçecek Sektörü Çalışma Grubu Üyeleri Servet Alkan ve Beril Anaç ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran’ı makamında ziyaret etti. Yiyecek içecek sektörünün son dönemde gerçekleşen denetimler ve boykotlar nedeniyle yaşadığı sıkıntıları ATO Başkanı Baran’a aktaran Işıksever, Başkent’teki lokanta, restoran ve kafelerin sorunları hakkında bilgi verdi. Ziyaretin ardından yazılı bir açıklama yapan Baran, yiyecek-içecek sektörünün pandemi sürecinden en fazla etkilenen sektörlerin başında geldiğini hatırlatarak, pandeminin ardından yaşanan Rusya-Ukrayna savaşı, gıda arzında ortaya çıkan sıkıntılar, iklim değişikliğinin etkileri ve enflasyonun sektörü etkilemeye devam ettiğini söyledi. Yiyecek-içecek sektörünün hizmet sektörünün önemli bir bölümünü oluşturduğunu belirterek, ekonomideki önemine değinen Baran, "Komitemiz, denetimler başta olmak üzere, yaşadıkları sorunları aktardı" dedi. Baran, insanın temel ihtiyacını karşılayan yiyecek-içecek sektörünün tüm dünyada ekonomik kalkınmaya kaynaklık eden tarımsal üretimden perakendeye, restoranlara kadar bağlantılı olduğu sektörlerle birlikte ekonomik gelişmeye dinamizm sağladığını vurguladı. Türkiye’de ekonominin yaklaşık üçte ikisini oluşturan hizmet sektörünün ekonomik yapının iskeleti durumunda olduğunu kaydeden Baran, hizmet sektörü içinde de yiyecek-içecek sektörünün yaptığı yatırımların çarpan etkisinin, sağladığı istihdam ve ödediği vergilerle önemli bir yere sahip olduğunun altını çizdi. Türkiye ekonomisinde yaşanan gelişmelerin yiyecek-içecek sektörünün işletme giderlerini artırdığını belirten Baran, sektörün bankaların kredi kartı komisyon oranlarının yüksekliği nedeniyle sıkıntıya girdiğini, Katma Değer Vergisi’nin farklı oranlarda uygulanması nedeniyle de kafa karışıklığı yaşadığını anlattı. Baran, sektörün kira, işçilik, enerji gibi işletme giderlerinin artmasından da etkilendiğini söyledi. "Restoran, lokanta ve kafelere ilişkin oluşturulacak olumsuz algı sektörü de müşterileri de olumsuz etkileyecektir" ATO Başkanı Baran, restoran, lokanta ve kafe ile benzeri yiyecek-içecek hizmeti sunan işletmelerde menü, fiyat, KDV uygulamalarına ilişkin denetimler ile boykot gibi çağrıların hem sektörün hem de müşterilerin moral ve motivasyonunu olumsuz etkilemesine izin verilmemesi gerektiğini ifade ederek, "Hizmet sektörünün bel kemiği durumundaki yiyecek-içecek sektörünün sıkıntıya girmesi demek, sektör ile ilişkili onlarca sektörün, istihdam edilen binlerce çalışanın nihayetinde ticaretimizin sıkıntıya girmesi demek olur. Sektörde dürüst ve layıkıyla ticaretini sürdüren işletmelerimize haksızlık olur. Fahiş fiyat uygulayan, menü düzenlemelerine uymayan, KDV oranlarını farklı uygulayıp suiistimal ederek sektörü zora sokanlar elbette cezalandırılmalı. Ancak gecesini gündüzüne katarak dürüstçe çalışarak topluma yiyecek-içecek hizmeti sağlayan işletmelerimizi de dara düşürmememiz gerekiyor. Restoran, lokanta ve kafelere ilişkin oluşturulacak olumsuz algı sektörü de müşterileri de olumsuz etkileyecektir. Kurunun yanında yaş da yanmasın" dedi.
Mersin Özyiğit, 32 mahalle muhtarıyla buluştu Mersin’in merkez ilçe Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, muhtarlarla daima iletişim halinde olduklarını ve birlikte çalıştıklarını belirterek, “Sorunların çözümü noktasında tüm imkânlarımızla görev yapacağız. Sorunları çözmeye gücümüz var, yeteneğimiz var, bilgimiz var, altyapımız var. Hiçbir endişeye mahal vermeden hizmetleri yerine getirmeye devam edeceğiz" dedi. Özyiğit, Yenişehir Kaymakamı Nevzat Şengök ve şube müdürleri ile birlikte 32 mahalle muhtarıyla bir araya geldi. Özyiğit ve Yenişehir Kaymakamı Nevzat Şengök, önceki dönem mahalle muhtarlarına hizmetlerinden dolayı plaket ve teşekkür belgesi verdi. “Beraberlik ve dayanışma içerisinde güzel işleri birlikte yapacağız" Seçilen muhtarları tebrik ederek, çalışmalarından başarılar dileyen Özyiğit, “Yeni bir döneme başlıyoruz. Hep birlikte çok güzel bir kenti yönetiyoruz. Bunun gururunu ve mutluluğunu yaşıyorum. Bu güzel kent daha da güzel yapmak için birlikte mücadele edeceğiz. Birlikte, omuz omuza çalışacağız. Muhtarlarımız mahallede olan her sorunu bizimle paylaşacaklar. Sorunların çözümü noktasında tüm imkânlarımızla görev yapacağız. Sorunları çözmeye gücümüz var, yeteneğimiz var, bilgimiz var, altyapımız var. Hiçbir endişeye mahal vermeden hizmetleri yerine getirmeye devam edeceğiz. Büyük bir birlik, beraberlik ve dayanışma içerisinde güzel işleri birlikte yapacağız. İnşallah yolumuz açık olur, güzel olur. Geçen dönemin üzerine koyarak çalışacağız" diye konuştu. Yenişehir’in, Türkiye’nin en gözde ilçelerinden biri olduğunu söyleyen Kaymakam Şengök ise “Başkanımın dediği gibi bu bir bayrak yarışıydı. Dokuz tane muhtarımız bu bayrağı yeni arkadaşlarımıza devretti. İnşallah yeni seçilenlerle birlikte görevi devam eden muhtarlarımızla birlikte güzel işlere, güzel hizmetlere imza atmayı hepimiz el birliğiyle başarırız. Yenişehir ilçesi gelişmişlik endeksinde gösterildiği gibi Türkiye’nin en gözde ilçelerinden birisi. Hem eğitim açısından, hem kültürel faaliyetler bakımından ve insan unsuru olarak en gözde ilçe. Tabi beklentiler yüksek olunca hizmetlerin de yüksek olması kaçınılmaz. Vatandaşımız en iyi hizmetlere layık. Kamu kurum ve kuruluşlarla birlikte belediye ile birlikte bunu yapmak bizlerin görevi” şeklinde konuştu.