ASAYİŞ - 23 Haziran 2010 Çarşamba 19:35

Baydemir'e suç duyurusuna takipsizliğe itiraz

A
A
A
Baydemir'e suç duyurusuna takipsizliğe itiraz

Samsun'da, Ahmet Türk'e yumruklu saldırı ile ilgili açıklamaları nedeniyle Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir hakkında yapılan suç duyurusuna verilen takipsizlik kararına itiraz edildi.


Samsun Adliyesi önünde DTP eski Genel Başkanı Ahmet Türk'ün burnunu kırdığı iddiasıyla tutuklanan İsmail Çelik'in avukatı Serkan Karaduman, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in olay sonrası yaptığı basın açıklamasında "halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme" suçunu işlediği iddiasıyla Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmuştu. Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı şikayet dilekçesini Diyarbakır Başsavcılığı'na göndermişti.

 

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı yaptığı incelemede Osman Baydemir hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Avukat Serkan Karaduman, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla Siverek Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmek üzere Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na bugün itiraz dilekçisi gönderdi. Serkan Karaduman itiraz dilekçesinde şu sözlere yer verdi: "Sayın soruşturma makamının vermiş olduğu karar usul ve yasaya aykırıdır. Eksik soruşturmayla verilmiş bir karardır. Sayın soruşturma makamı Osman Baydemir denen doğuştan şüpheli şahsın yapmış olduğu açıklamanın halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme suçunun manevi unsurlarını oluşturmayacağını iddia ederek kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiştir.

 

Ancak, herkesin malumudur ki bu şahıs Ahmet Türk denen adam yumruk yedikten sonra, basında yapmış olduğu açıklamalarla Türk Devleti'ni ve Türk milletini aşağılamış ve Kürt-Türk çatışması çıkarmak için Türk milletini kin ve düşmanlığa tahrik etmiştir. Osman yapmış olduğu açıklama ile Anayasa'nın 3. maddesini dahi ihlal etmiştir. Anayasa'nın 3.
maddesi 'Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür' şeklinde olmasına rağmen dikkatle incelenecek olursa Osman açıklamalarında Anayasa'nın bu maddesini ihlal etmiştir. Osman Baydemir yapmış olduğu şu açıklama ile 'Bu saldırı 7'den 70'e Kürt halkına yönelik bir saldırıdır. Kürt halkının onuru, gururu ve haysiyeti hedeflendi. Hiçbir alçak ve şerefsiz benim halkımın sağduyusu ile oynayamaz. Alçak ve şerefsizlere bakmıyorum arkasındaki köklerine bakıyorum.

 

Türkiye'deki meczup ortalaması dünya oranının üstündedir ama sadece Samsun'da deli yoktur. Diyarbakır ve Van'da da vardır ve bu oran Türkiye ortalamasının üstündedir' diyerek sanki Türkiye Cumhuriyeti'nde iki ayrı millet varmış gibi Türk milletinin parçası olan doğu ve güneydoğudaki kardeşlerimizi kin ve düşmanlığa tahrik etmiştir. Kullanmış olduğu 'alçak, şerefsiz' kavramlarını kullanırken bütüncül bir mantık kullanmış sadece yumruk atan İsmail Çelik'i değil mensubu olduğu Türk milletini kastetmiştir. Osman Baydemir halkımız terimini kullanırken doğu ve güneydoğudaki bütün vatandaşları kastederek oradaki vatandaşlarımızı Türk milletinden ayrı bir topluluk gibi göstermiş ve diğer bölgelerde yaşayan topluma karşı kışkırtmıştır. Ahmet Türk'e yumruk atan İsmail Çelik yapmış olduğu açıklamalarda o yumruğu normal bir vatandaş olan Ahmet Türk'e değil, PKK'ya attım demiştir. Ahmet Türk e değil, taşıdığı siyasi misyona attım demiştir. Yani, yumruğun PKK'ya atıldığı ısrarla söylenmesine rağmen Osman denen şahıs yumruk bütün Kürt halkına atılmıştır gibi deli saçması benzeri bir açıklama yaparak halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmiştir. Ayrıca, Osman Baydemir'in halkım dediği kitle PKK'ya yakın zihniyette olan kitle ile eski DTP yeni BDP ye destek veren kitledir.

 

Ahmet Türk'te toplumda PKK zihniyetine yakın bir kişilik olarak bilindiğine göre, nasıl olur da atılan yumruğun Kürt halkına atıldığı iddia edilebilir? Osman denen şahıs bu konuşmasıyla doğu ve güneydoğudaki bütün vatandaşlarımızı kin ve düşmanlığa tahrik etmiştir.

 


Kesinlikle doğudaki ve güneydoğudaki vatandaşlarımız DTP ve PKK ile bir tutulamaz. Ahmet Türk, Osman Baydemir doğudaki ve güneydoğudaki vatandaşlarımızın lideri değildir ve kesinlikle olamazlar. Onlar ancak PKK zihniyetine yakın olan DTP'nin lideridirler. Osman Baydemir yapmış olduğu açıklamada, 'Alçak ve şerefsizlere bakmıyorum arkasındaki köklere bakıyorum' diyerek yine sanki İsmail Çelik'in arkasında birileri var birileri onu Kürt halkına karşı yönlendiriyor gibi bir durumu belirtmeye çalışmıştır. Yani yine Türk milletini aşağılamaya çalışmıştır. Ancak, bu ülkede İsmail gibi düşünen milyonlarca vatan evladı olduğunu unutmuş gibi bir hali vardır. Arkasındaki köklere bakıyorum derken İsmail'in arkasında sadece Türk milleti denen 80 milyonluk bir örgüt bulur ki bu örgütü yargılamaya kimsenin gücü yetmeyeceği gibi bu örgütün kökleri milletimizin sembolu olan çınar ağacının kökleri gibidir. Yüzyıllar öncesine uzanan bir geçmişi vardır. Osman Baydemir bilmiyor ki, o çınar ağıcının kökleri çıkarması son olacak.

 


Son olarak ancak şu denebilir ki, Osman Baydemir doğu ve güneydoğudaki vatandaşlarımızı kardeşlerimizi Türk milletinden farklı bir halk gibi gösterip devlete ve millete karşı kışkırtmaya çalışmaktadır. Ayrılık gayrılık davası gütmektedir. Bu millet hiçbir zaman maraz çıkaranları affetmediği gibi Osman'ın ismini de hafızasına kazımıştır. Bütün bu açıklamalarımız ışığında Osman Baydemir'in açıklamalarında iddia ettiğimiz suçun maddi manevi bütün unsurlarının gerçekleştiğini iddia ediyoruz."

 


MUAMMER AY - SAMSUN

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Keşan’da trafik kazasında hayatını kaybedenler için yapılan anıt açıldı Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Karacaali köyünde 1998 yılında meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden 7 öğrenci ve 1 servis şoförü için kazanın meydana geldiği noktada yenilenen anıt törenle açıldı. Törende konuşan Karacaali Köyü Muhtarı Mustafa Kocaalili, "Paşayiğit İlköğretim Okulu’na taşımalı eğitim kapsamında giden öğrencilerimizi taşıyan servis aracının geçirdiği kaza sonucunda, henüz yolun başındaki 7 evladımız ve görevini yapan 1 şoförümüzü kaybettik. Bu acı olay, yalnız aileleri değil tüm Karacaali’yi ve bölgemizi derinden sarmıştır. Bugün açılışını yaptığımız bu anıt, kaybettiğimiz evlatlarımız ve şoförümüzün aziz hatırlarını yaşatmak, benzer acıların bir daha yaşanmaması için toplumsal hafızamızı ve farkındalığı diri tutmak amacıyla inşa edilmiştir" diye konuştu. Edirne İl Genel Meclisi Başkanı Çiğdem Gegeoğlu, kazada hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı dilerken, Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan da kazanın meydana geldiği günü anlattı. Keşan Kaymakamı Aziz Mercan ise yaşanan kazanın büyük bir acı olduğunu dile getirerek, "Buradan hepimiz gerekli dersi alıyoruz. Bu olayların yaşanmaması için elimizden ne geliyorsa gerekli gayreti göstereceğiz" dedi. Paşayiğit İlkokulu ve Ortaokulu öğrencilerinin, anıta çiçek bıraktığı tören, dua yapılmasıyla sona erdi. Törene, muhtarlar, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin temsilcileri, kazada hayatını kaybedenlerin yakınları ve çok sayıda vatandaşlar katıldı.
Düzce Otobüs şoförlerinin duyarlılığı araç içi kamerasına yansıdı Düzce Belediyesi özel halk otobüsü şoförleri, rahatsızlanan yolcular için güzergahlarından çıkarak yolcuları hastaneye yetiştirdi. O anlar araç içi kamerasına yansıdı. Düzce Belediyesine bağlı Düzce Ulaşım A.Ş.’ye ait iki ayrı hatta görev yapan halk otobüsü şoförleri bir hafta arayla rahatsızlanan iki yolcuyu harekat merkezine haber verip güzergah dışına çıkarak Acil Servis’e ulaştırdı. İlk olay 7 Aralık’ta yaşandı. Düşmeye bağlı olarak yürüme güçlüğü çeken ve hastaneye gitmek isteyen genç kadını fark eden şoför İzzet Aydın, hastaneye yakın durakta indirmek yerine acil servisin kapısına kadar götürdü. "Harekat merkezine bildirip, güzergah değiştirdim" Olay günü yaşananları aktaran araç şoförü İzzet Aydın, "2013 yılından bu yana şoförlük yapıyorum. 7 numaralı hatta çalışıyordum. Krempark’ın oradan 3 kişi araca bindi. Bir tanesi ayağının üzerine basamıyordu. Geçmiş olsun dedim. Hastaneye gideceğiz dedi. Harekat merkezine bildirerek güzergah dışına çıkacağımı söyleyerek, hastayı hastaneye götürdüm. Araçta başka kimse de yoktu. Acilin önüne kadar götürüp, güzergahıma devam ettim" dedi. Bir diğer olay ise 12 Aralık Cuma günü gerçekleşti. Araca bindiğinde fenalaşan yolcuyu fark eden otobüs şoförü Suat Atmaca, Hastane Caddesi’ndeki duraktan "U" dönüşü yaparak güzergah dışına çıktı. Vakit kaybetmeden rotayı Atatürk Devlet Hastanesi Acil Servisine çeviren Atmaca kısa süre içerisinde Acil Servis önüne ulaştı. Otobüsten indirilip sedyeye alınan kadın yolcu, sağlık ekiplerine ulaştırıldı. "Vatandaşın sağlığı her şeyden önemlidir" diyen şoför Suat Atmaca, "Olay günü 18 nolu hatta çalışıyordum. Durağa yanaştığımda iki genç benden kolanya istedi. Ne olduğunu sorduğumda arkadaşlarının rahatsızlandığını söylediler. Harekat merkezini arayarak rotamdan çıkıp U dönüşü yaptım. Hastanede acil servise geldiğimizde servise bindirdik ve hastamızı sağlık ekiplerine teslim ettik. Bize periyodik eğitimler veriliyor, bu eğitimlerde bu sağlık konusunda da hassas davranmamız konusunda bilgilendirme yapılıyor. Bizimde çocuğumuz var, biz burada insanlık görevimizi yaptık" dedi. Yaşanan bu örnek davranışlar, Düzce Ulaşım A.Ş. bünyesinde görev yapan şoförlerin, yolcuların sağlığı ve güvenliği konusunda da sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini gösterdi. Şoförlerin duyarlılığı diğer yolcular tarafından da tebrik edildi.
Ankara Sanatçı Metin Şentürk TBMM’de engelli bireylerin sorunlarını ve hayat hikayesini anlattı AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu başkanlığında toplanan Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu’na katılan sanatçı Metin Şentürk, engelli bireylerin sorunlarını ve hayat hikayesini anlattı. Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu, AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu başkanlığında toplandı. Komisyona sanatçı ve Dünya Engelliler Birliği Kurucu Başkanı Metin Şentürk katıldı. Komisyonun açılışında konuşan Kasapoğlu, "Tüm Komisyon üyelerimizin ortak inancı, engelli bireylerimizin toplumun tam merkezinde yer alması; sanatta, sporda, siyasette, akademide, medyada, üretimde, istihdamda her bir noktada en merkezde yer alması, onların merkezde yer almasıyla birlikte toplumun bu anlamdaki algısı, bakışı çok güçlü şekilde değişiyor. Kullanılan dilden, ön yargıların kırılmasına kadar pek çok değişimi gözlemliyoruz. İşte, Metin Bey’in bu anlamdaki yolculuğu da hem sanat alanında hem de sivil toplumdaki mücadelesi bu açıdan çok kıymetli ve çok ama çok öğretici" diye konuştu. "9 kişilik ailenin 6 kişisi kör oldu" Konuşmasına kendi hayat hikayesini anlatarak başlayan Metin Şentürk, "7 çocuklu bir ailede doğdum. Yalnız hayatın anneme acımasız şakaları enteresan bir şekilde devam etti. Baba tarafından genetik körlük vardı. 2 kız kardeşim, 2 erkek kardeşim, babam ve ben, hepimiz sağlam doğmamıza rağmen, 9 kişilik bir ailede 6 kişi zaman içinde yaşanan küçük problemlerden körlükle karşıya kaldı. 9 kişilik ailenin 6 kişisi kör oldu. Bugüne kadar hayatımı kolaylaştıran yegâne unsurun bakış açısı olduğuna çok inandım. Bakış açınızı değiştirdiğinizde acınızı değiştirebiliyorsunuz" dedi. "Sahadaki çalışmalarınız içinse ben 7/24 hazırım" Engelliliğin, engelliden ziyade aileleri için daha zor olduğuna inandığını dile getiren Şentürk, "Engelli hayatına bir şekilde alışıyor ama aileler için her uyanılan sabah aynı tabloyla karşılaşmak biraz daha farklı. Evlatlarının önündeki engelleri aileler, sonra yasalar, sonra da vicdanlar kaldırırsa bazı şeylerin çok daha iyi olacağına inanıyorum. Sahadaki çalışmalarınız içinse ben 7/24 hazırım. Emeğimle, bedenimle, ruhumla ve gönlümle yanınızda olmaya hazırım. Şayet bu işe yarayacaksa, dediğim gibi, 7/24 ülkenin her tarafında emek veririm. Çünkü sonuç itibarıyla, benim bu ülkede bu kadar emek verme çabamın tek bir nedeni var. Askerlik yapamadığım bir ülkede askerliğimi bu şekilde tamamlıyorum, bu da benim hayata bakış açımın bir tarafı" ifadelerini kullandı.