POLİTİKA - 22 Ocak 2020 Çarşamba 14:02

BBP Genel Başkanı Destici: 'Tezkere çok yerinde olmuştur'

A
A
A
BBP Genel Başkanı Destici: 'Tezkere çok yerinde olmuştur'

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, “Eğer Afrin’e askerimiz gitmeseydi bugün Suriye’nin kuzeyinde de yoktuk. Bütün dünyanın bu coğrafyada varlığına karşı olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sonuç alması mümkün değildi. Bu konuda tezkere çok yerinde olmuştur ve bu tezkere kararına uygun davranılmalıdır” dedi.

Destici, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasına terörle mücadele ederken şahadet şerbetini içen şehitlere Allah’tan rahmet ve gazilere acil şifa dileyerek başlayan Destici, “Daha önce de altını çizdiğimiz gibi varlığımızın hala yadırgandığı bu çetrefilli coğrafyada askeri başarı elde ederek alan hakimiyeti sağlayamazsanız masada hiçbir şey kazanamazsınız. Afrin'deki vardığımıza da bütün dünya karşıydı ama bir şey yapabiliyorlar mı? Hayır, çünkü Mehmetçiğin sahada bir başarısı var. Afrin'den sonra o hızla Tel Rıfat, Menbiç ve Fırat’ın doğusunda kesin sonuçlar elde etseydik ne ABD ne de Rusya ile müzakere masasına sürüklenmezdik. Kahraman güvenlik güçlerimiz Sincar hattından çıkar duruma vaziyet ederdi, masa kurulsa bile sahada kazanmış bir ülke olarak masaya otururduk. Onca imkansızlıklara rağmen 1974 senesinde Kıbrıs Barış Harekatı'nı gerçekleştirememiş olsaydık şimdi KKTC diye bir vatan parçası ve Akdeniz’de rahat bir manevra alanı elde edebilir miydik? Askeri başarı bizim bölgemizde şart. Biz Türkler bileğimizin gücüyle bu coğrafyada var olduk ve yine göğsümüzdeki iman ve bileğimizin gücüyle dünya var oldukça bu coğrafyada var olmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

Libya meselesine ilişkin de Destici, “Diplomasiyi küçümsemiyorum ama Libya’da tersten başladık. Diplomasinin gücünü Ulusal Mutabakat Hükümeti ile yaptığımız münhasır sınır anlaşmasıyla gösterdik ama burada oyun kurucusu bizdik. Harika bir zamanlama ile müthiş bir hamle yaptık. Daha sonra askeri işbirliği anlaşmasını imzaladık. Buna karşı duruş ve açıklamalar geldi. Daha sonda Libya tezkeresi Meclise geldi. Askeri işbirliğine karşı çıkan dışarıdan AB üyesi ülkeler, ABD, İsrail olmak üzere, içeriden de CHP, İYİ Parti ve diğerleri hepsi buna karşı durdular ve ‘Türkiye’nin askerinin orada ne işi var’ demeye başladılar. Askerinizin işi olmazsa sizi de işe bulaştırmıyorlar. Eğer Afrin’e askerimiz gitmeseydi bugün Suriye’nin kuzeyinde de yoktuk. Bütün dünyanın bu coğrafyada varlığına karşı olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sonuç alması mümkün değildi. Bu konuda tezkere çok yerinde olmuştur ve bu tezkere kararına uygun davranılmalıdır. Hafter, her iki anlaşmayı da imzalamadan hem Rusya’dan hem Berlin’den ayrıldı. Çünkü arkasındaki güçler ona savaş sahada kazanılır diyor. Türkiye nerede sonuç almak istiyorsa orada olmalıdır” şeklinde konuştu.

Destici, dünyanın gözünü Libya’nın petrol ve gaz potansiyeline diktiğini söyleyerek, “Yoksa Libya’nın geleceği hiçbirinin umurunda değil, hepsi yer altı kaynaklarının, enerji kaynaklarının peşinde. Orada insani olarak bulunan tek ülke Türkiye. Biz sonuna kadar burada var olmalıyız ve buradaki mücadelemizi sürdürmeliyiz. Rusya duruyor mu İdlib’de, Suriye’nin kuzeyinde? Biz niye duralım? 30’a yakın masum sivil insan hayatını kaybetti ama kimsenin sesi çıkmıyor. Çünkü ölen Müslüman, akan Müslüman kanı. Ama ABD, Amerika vatandaşı Kerkük’te öldürüldü diye Kasım Süleymani’yi öldürdü. Suriye’de her gün binlerce masum insan ölüyor ama Türkiye dışında kimsenin umurunda değil” dedi.

Türkiye’nin yeni bir göç dalgasıyla karşı karşıya olduğunu aktaran Destici, “Bu göç dalgası kasıtlı olarak Türkiye’ye doğru yönlendiriliyor. Biz sınırlar dışında güvenli yerler oluşturarak bu sivilleri karşılayalım önerisinde bulunmuştuk, şimdi devletimiz, hükümetimiz buna yönelik çalışmalar yürütüyor. Bunlar doğru adımlar, çünkü Türkiye’nin içine alacağı yeni bir göç dalgasını kaldıracak gücü de yok. Yeni göç dalgaları Türkiye sınırları dışında karşılanmalı” ifadelerini kullandı.

Avustralya’da büyük yangınlar olduğunu hatırlatan Destici, “Çareyi develeri kesmekte buldular. Allah onlara öyle bir ibretlik ders verdi ki birkaç gün sonra seller olmaya başladı. Allah’ın mesajı çok açık; rızkı veren, suyu veren Allah. Bütün dünyanın da bu ibreti görmesini ve buna göre davranmasını istiyoruz” dedi.

Davos Zirvesi’nin başladığını hatırlatan Destici, “Ekonomik bir zirve ama yapıldığından beri şunu görüyoruz ki konuşmalar başka, icraatlar başka. Dünyanın yoksulluğuyla mücadele yok, yine dünyanın servetinin çok büyük bir kısmını 2 bin 153 kişi elinde tutuyor. Böyle bir adaletsizlik var ve her gün yüzbinlerce insan açlıktan, susuzluktan hayatını kaybediyor. Davos mücadele edecekse açlıkla, savaşlarla mücadele etmeli ama asıl amacının ülkelere başbakanlar, yöneticiler belirlemek ve yetiştirmek olduğunu biliyoruz. Emperyalizme, kapitalizme hizmet edecek başbakan ve yöneticiler belirlemek için bu toplantılar yapılıyor. Türkiye’nin bu zirveye katılmamasının daha doğru olacağını düşünüyoruz” diye konuştu.

Çin’de ortaya çıkan ve hızla yayılan bir virüsün olduğunu hatırlatan Destici, “Sağlık Bakanımız, Türkiye’de bu virüse rastlanmadığını ve çalışmalar yapıldığını ifade ettiler. Bu konuda Türkiye’de bütün önlemlerin alınmasının altını çiziyoruz. İnşallah ülkemiz böyle bir virüsle karşı karşıya kalmaz. Bütün dünya insanının bu tür hastalıklarla karşı karşıya kalmamasını arzu ediyoruz. Birileri çıkıyor hala Çin in Doğu Türkistan’a zulüm etmediğini söylüyor. Madem işkence yok ben niye uçağa binip Doğu Türkistan’a gidemiyorum? Büyükelçisi beni ziyaret etti, ona da söyledim. Bizim gerçekle karşılaşacağımızı biliyorlar. Biz Çin Komünist Partisi'nin tiyatro gibi sahnelediği toplantı ile yetinmeyeceğiz. Çin zulüm yapmıyor diyenler şunu akıllarından çıkamasınlar; Doğu Türkistan bir Türk yurdudur ve Çin tarafından işgal edilmiş topraklardır. Çin işgal ettiği topraklardan çıksın istiyoruz. Kimse bize masal anlatmasın, biz biliyoruz orada neler olduğunu. Çin’in masum insanları virüsten kurtulsun ama diğerleri de zulme son versin” açıklamasında bulundu.

EYT’liler ve 3600 ek gösterge sözü verilenlerin mağduriyet içinde olduğunu belirten Destici, verilen sözlerin 2020 yılında yerine getirilmesinin takipçisi olduklarının altını çizdi.

Almanya hükümeti başta olmak üzere bazı Avrupa üyesi ülkelerin Türkiye’de yeni bir din oluşturma çabaları olduğunu söyleyen Destici, “Kendileri ateist olan, bölücü olan PKK’lı olan ama kendilerini Alevi olarak niteleyerek meşrulaştırmaya çalışan bir grup üzerinden bunu yürütüyor. Bu Almanya’nın çabalarına Türkiye içindeki bazı siyasi partiler de alet olmuş vaziyette. Ben herkesin bundan uzak durmasını tavsiye ediyorum. Bu Türkiye’yi karıştırmak isteyenlerin bir oyunudur. Bu tezgaha düşmemek gerekir” dedi.

Neşra Durmaz - Erdinç Türkcan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Esnaf Komisyonu, ilk toplantısını gerçekleştirdi Bodrum Belediye Meclisi’nin 07.04.2024 tarih ve 2024/47 sayılı kararı ile kurulan “Esnaf Komisyonu’’, Bodrum Belediyesi merkez binada ilk toplantısını yaptı. Komisyon Toplantısına Komisyon Başkanı Deniz Koca ile komisyon üyeleri, Mali Hizmetler Müdürü Ahmet Demirel ve mali hizmetler personeli katıldı. Komisyon, Bodrum Belediyesi yetki sınırları içerisinde faaliyet gösteren ticari, zirai ve serbest meslek faaliyetinde bulunan her türlü gerçek veya tüzel kişiliğe ait sorunun tespit edilip çözüm önerilerinin üretilmesi için çalışacak. Belediye bünyesinde kurulan diğer komisyonlarla iş birliği ve eş güdüm içinde çalışacak olan komisyon, faaliyet konuları ile ilgili Bodrum’da kurulmuş olan oda, dernek, vakıf, kooperatif ve kamu tüzel kişilikleri ile gerekli görüşmelerin yapılması amaçlıyor. Esnaf sorunlarının çözümü ve iş birliği imkanlarının aranması için de faaliyet gösterecek olan komisyon, bu kapsamda Bodrum Esnaf ve Sanatkârlar Odası, Bodrum Denizciler Derneği, Bodrum Ticaret Odası, Bodrum Esnaf Sanayici İş Adamları Derneği, Bodrum Otelciler Derneği, Bodrum Deniz Ticaret Odası, Müstakil İş Adamları Derneği, TÜRSAB ve diğer kamu tüzel kişilikleri ile de toplantılar yapacak. Komisyonun kurulmasıyla birlikte, Bodrum’da iş dünyası ve esnafın sorunlarının daha etkin bir şekilde çözülmesi ve iş birliklerinin güçlendirilerek devam etmesi bekleniyor.
Aydın Efeler Belediyesi parkların bakımı için harekete geçti Efeler Belediye Başkanı Anıl Yetişkin ilçenin dört bir yanında yürüttüğü çalışmalarla ilçeyi daha yaşanabilir bir hale getirirken, ilçedeki parklarda bakım çalışması başlattı. Yaptığı hizmetlerle vatandaşlara temiz, sağlıklı ve huzurlu bir kent oluşturan Efeler Belediyesi, ilçedeki tüm parkların bakımı için harekete geçti. Efeler Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri, görev ve sorumluluk alanındaki tüm park, bahçe ve sokaklarda kapsamlı bir bakım onarım ve temizlik çalışmasına başladı. Ekiplerin bu kapsamdaki son adresi Kardeşköy Mahallesi oldu. Mahalle genelinde yabancı ot biçimi yapan çalışanlar, ilçe genelindeki tüm parklarda oyun guruplarının onarımı ile genel temizlik çalışması da gerçekleştirmeye devam ediyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nden Sorumlu Efeler Belediye Başkan Yardımcısı Barış Altıntaş, “Parklarımız, vatandaşlarımızın dinlenebileceği, çocuklarımızın güvenle oynayabileceği ilçemizin önemli alanlarından biri. Bu nedenle, parklarımızın bakımı ve temizliğine ayrıca çok önem veriyoruz. Yeşil alanların düzenlenmesi, oyun alanlarının yenilenmesi, yabancı ot biçimi gibi detaylı çalışmaları gerçekleştirerek, parklarımızı daha sağlıklı ve estetik bir hale getiriyoruz. Ancak bu çalışmalar sadece dış görünüşle sınırlı değil. Aynı zamanda, parklarımızın hijyenik bir ortamda tutulması ve güvenliğinin sağlanması da oldukça önemli. Efeler Belediyesi olarak, değerli Efeler halkımızın sağlığı ve mutluluğu için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
İstanbul Sarıyer’de öğretmeni yumruklayan velinin ifadesi ortaya çıktı: "Çocuğumun da yanımda ağlamasından dolayı bir anlık ebeveynlik duygusuyla vurdum" Sarıyer’deki bir ortaokulda oğlunun okul davranışlarıyla ilgili olarak görüşmeye davet ettiği öğretmenini, yüzüne yumruk atmak suretiyle darp eden ve tutuklanarak cezaevine gönderilen şüpheli velinin ifadesine ulaşıldı. İfadesinde, okul yönetiminden ve veliden olaydan 1 ay önce şikayetçi olduğunu belirten şüpheli, ‘’Bir anda istem dışı, çocuğumun da yanımda ağlamasından dolayı bir anlık kızgınlık ve ebeveynlik duygusuyla hocaya vurdum’’ dediği öğrenildi. Sarıyer’deki bir ortaokulda 25 Nisan 2024’de iddiaya göre Türkçe öğretmeni olarak görev yapan Necla Ö., öğrencisi E.S.Ç.’nin okul davranışlarıyla ilgili olarak velisi olan şüpheli Ali Ç.’yi (51) görüşmeye davet etmiş, okula gelen şüpheli veli Ali Ç. ise müşteki öğretmeni okul koridorunda görerek herhangi bir diyaloğa girmeden öğretmenin yüzüne yumruk atmıştı. Olayın ardından gözaltına alınan şüpheli, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi. Şüpheli veli Ali Ç., Savcılık işlemlerinin ardından çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe ‘kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten yaralama’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. ‘’Oğlum ‘baba çabuk gel, beni bir odaya kapattılar kaçtım, bana bir şeyler imzalatmaya çalışıyorlar’ dedi’’ Öte yandan şüphelinin ifadesine ulaşıldı. Kimlik tespitinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İSBAK A.Ş.’de dijital arşiv personeli olarak çalıştığını söyleyen şüpheli Ali Ç. ifadesinde, "Okul yönetimi ve sınıf öğretmeni Necla Ö.’den 26 Mart 2024’de Sarıyer Çocuk Büro Amirliği’nde ’kötü muamele’ konusundan adli olarak şikayetçi olmuştuk. 25 Nisan günü Kaymakamlık müfettişleri ile konuyla ilgili görüşmedeydim. Bu sırada eşim Neslihan Ç. beni aradı, kendisini okulun bir hizmetlisinin aradığını ve oğlumuzla ilgili bir sıkıntının olduğunu söyledi. Ardından eşimden hizmetlinin numarasını alarak durumun ne olduğunu sordum. Bana oğlumun atak geçirdiğini, öğretmenlerin yukarı almaya çalıştığını ancak oğlumun çıkmak istemediğini söyledi. Oğlumu telefona isteyince, ‘baba çabuk gel, beni bir odaya kapattılar kaçtım, bana bir şeyler imzalatmaya çalışıyorlar’ dedi. Sonrasında hizmetli ‘müdür bey geliyor’ diyerek telefonu yüzüme kapattı’’ dedi. ‘’Dalga geçer gibi ‘beni şikayet etmenin bedelini ödeyeceksin’ dedi, bir anlık sinir harbi ile vurdum’’ İfadesinin devamında, okula gittiğinde hizmetliye çocuğunun nerede olduğunu sorduğunu söyleyen şüpheli, ‘’Hizmetli bana, müdür beyin oğlumu yukarı çıkardığını söyledi. Ben de müdürün odasına çıktım. Bu sırada oğlum yanıma panik halinde ağlayarak geldi. Bana ‘baba buradan çabuk çıkalım, eve gidelim’ dedi. Korkusundan sürekli aynı şeyleri tekrarlıyordu. Müdür beyi odasına doğru yürürken Necla hocanın elinde çay bardağı ile gülerek bize doğru geldiğini gördüm. Dalga geçer gibi ‘beni şikayet etmenin bedelini ödeyeceksin’ dedi. Ben de o anda istem dışı çocuğumun da yanımda ağlamasından dolayı bir anlık kızgınlık ve ebeveynlik duygusuyla hocaya vurdum. Sonra okulun dışına çıktım, çok pişmanım. Bir anlık sinir harbi ile vurdum, bu sinir harbini ise hem şahsın tahrik edici eylemlerinden hem de babalık içgüdüsünden dolayı yaşadım’’ şeklinde konuştu.
Tokat Kazada ölen Sefa’nın acılı ailesi: "Bu davanın sonunu bırakmayacağız" Samsun’da meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden 23 yaşındaki Sefa Şerif Efe’nin ailesi ve arkadaşları, Efe’ye çarpan 17 yaşındaki ehliyetsiz sürücüye ev hapsi cezası verilmesine tepki göstererek, hukuki mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerini söyledi. Samsun’da geçtiğimiz hafta 17 yaşındaki ehliyetsiz sürücü M.B.’nin kullandığı otomobilin motosiklete çarpması sonucu hayatını kaybeden motokurye Sefa Şerif Efe (23) için Tokat’ın Niksar ilçesinde mevlit okutuldu. Mevlit programına Efe’nin ailesinin yanı sıra Samsun Motosikletli Kuryeler Derneği üyeleri katıldı. "Yavrum toprak altında, o ise annesinin yanında" Motokuryeleri kimsenin önemsemediğini söyleyen anne Songül Maraşlı Efe, "Acı çok büyük, ölene kadar yavrumun acısı içimde ama üzüldüğüm nokta çarpan kişi hapiste değil evde, benim yavrum kara toprağın altında. Bu adalet mi? Kuryeleri kimse önemsemiyor. Ben Allah’ın adaletine havale ettim. Bana dayanma gücü versin, yavrumu cennetine alsın. Oğlum toprak altında, o ise annesinin yanında. Hukuki olarak mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğiz yıllar da sürse. Sonuna kadar yavrumun davasının peşindeyiz. İnşallah davayı kazanırsak içim belki biraz rahatlayacak. Yavrumun da bugün mevlidini okuturuyoruz. Diyeceğim şu ki her ne kadar oğluma çarpan çocuk tabii ki bilerek yapmamıştır, o annenin de yüreği yanmasın, kötü bişey söylemiyorum. Ama yine de adalet yerini bulsun. Sonuna kadar da bu davamızın peşindeyiz” dedi. "Benim kardeşim ölmedi, öldürüldü" Ölen gencin ağabeyi Can Efe ise, "Bu kaza değil, tamamen bir cinayet. Benim kardeşim ölmedi, öldürüldü. 17 yaşında ehliyetsiz bir sürücü tarafından öldürüldü. Benim dahi yıllardır ehliyet tecrübem olduğu halde yüksek hızlara çıkmadım. Yüksek hıza çıkarak, hatalı sollama yaparak kardeşimle kafa kafaya çarpışma gerçekleşiyor. Benim kardeşim olay yerinde vefat etti. Biz bu işin peşini bırakmayacağız. Ben 25 yaşındayım, 23 yıldır kardeşimle beraberdik. 23 yıldır ikiz gibi yaşayıp, her gün konuşup görüşürdük. Ben kendi ellerimle kardeşimi toprağa verdim. Ben defnettim, toprağını ben attım, kabre ben indirdim. Anne ve babaya tabii ki zor, anne babanın bir evladı daha var, yaşadığımız sürece de varolmaya devam edecek ama benim bir kardeşim daha yok. Sefa’nın arkadaşları, dostları, hepsi benim birer kardeşim oldular. Bir kardeşimi kaybettim ama bin tane kardeş kazandım. Bu işin, bu davanın sonunu bırakmayacağız. Sesimizi duyuracağız. Gittiği yere kadar. Hak hukuka inanıyoruz, elimizden gelenin fazlasını yapacağız” diye konuştu. "Adaletin tecelli etmesini bekliyoruz" Samsun Motosikletli Kuryeler Derneği Başkanı Aydın Artan da, “Elim bir kaza sonucu arkadaşımız hayatını kaybetti. 17 yaşındaki ehliyetsiz bir sürücü tarafından hatalı sollama ve aşırı hızla arkadaşımıza çarpma sonucu Sefa kardeşimiz vefat etti. Maalesef arkadaşımıza çarpan 17 yaşındaki ehliyetsiz sürücü ev hapsiyle cezalandırıldı. Bununla ilgili biz dernek olarak gerekli çalışmaları başlattık, hukuki olarak da gerekli müracaatlarımızı yaptık. Biz sadece adaletin yerini bulmasını istiyoruz. Avukatımız ile birlikte bu davanın sürecini sonuna kadar yürüteceğiz ve her anlamda da Seda kardeşimizin ailesinin yanında yer alacağız. Ailemiz çok acılı ve bu şekilde kalmasını istemiyoruz. Adaletin tecelli etmesini bekliyoruz. Bugün de Sefa kardeşimizin mevlidi olduğu için Samsunlu motokuryeler olarak Niksar’a geldik ve ailenin yanında olmak istedik” dedi.