POLİTİKA - 05 Kasım 2013 Salı 18:36

Bekir Bozdağ, 'Cami de bizimdir, cemevi de bizimdir'

A
A
A
Bekir Bozdağ, 'Cami de bizimdir, cemevi de bizimdir'

Bekir Bozdağ, “Cami de bizimdir, cemevi de bizimdir. Birbirlerinin alternatifi değildir, ikisi de bu kültürün içinde var olan şeylerdir” dedi.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, “Cami de bizimdir, cemevi de bizimdir. Birbirlerinin alternatifi değildir, ikisi de bu kültürün içinde var olan şeylerdir, ikisi de bizim başımızın tacıdır” dedi.Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı ile Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporunun görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda komisyon üyelerinin sorularına cevap verdi. Cami-cemevi tartışmalarının yaşandığı komisyonda, muhalefet milletvekilleri cemevlerinin ibadethane olup olmadığı konusunda iktidar milletvekilleri ile tartıştı.Konuşmasına hicri yılbaşı ve Muharrem ayının başlangıcını kutlayarak başlayan Bekir Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesi ile ilgili yapılan eleştirilere değinerek, bütçenin büyük bir kısmının personel giderlerine tekabül ettiğini belirtti. Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde çalışan personel ile ilgili değerlendirmelere cevap veren Bozdağ, “Personelin alınmasıyla ilgili liyakat esaslı değerlendirme yapılıyor. Doğrudan personel alımı söz konusu değil. Sözleşmeli personelin bir kurumdan diğer kuruma geçişi kanunen mümkün değildir. Hükümet olduğumuz dönemlerde Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan başka kurumlara geçmiş personel sayısı 6 bin 302’dir. Mili Eğitim Bakanlığı’na 3 bin 157’si din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olarak geçmiş, üniversitelere 669 kişi gitmiş. Diğer bakanlıklara bakıldığında büyük rakamlar olmadığı görülmektedir. Cumhurbaşkanlığı’na 1 kişi, TSK’ya hiç giden olmamış. Meclis’e 3 kişi, Başbakanlığı 20 kişi gelmiş” diye konuştu.Personel sayısı ile ilgili bilgi veren Bozdağ, “Diyanet İşleri Başkanlığı’nın personel sayısı 129 bin 376’dır. Bizden önceki yıllarda yapılamayan atamaları biz yaptık. Milletimize daha önce yapılan hizmetleri bu personelin sağlıklı bir şekilde yapması için adımlar attık. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yaptığı atamalara baktığınızda liyakat esaslı yapıldığını görüyoruz. Bu konuda eleştiriler her dönemde yapılıyor. Atarken siyasi olmuyor da görevden alırken neden siyasi oluyor” şeklinde konuştu.“Diyanet İşleri Başkanlığı mezhep esaslı kurulmuş değildir” diyen Bekir Bozdağ, Diyanet’in mezhep esaslı bir çalışma yürütmediğini söyleyerek, “Diyanet İşleri Başkanlığı döneminde görevler mezheplere, renklere, dillere göre dağıtılmıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nda pek çok Şafii olduğunu bildiğimiz il, ilçe müftülerimiz var, görevlilerimiz var, Alevilerden de vatandaşlarımız var. Vatandaşlarımızı mezhebine, tarikatına göre sınıflandırmak hukuk devletine yakışmaz, demokrasiye yakışmaz” ifadelerini kullandı.Türkiye’de toplam 84 bin 684 cami olduğunu ve bunların 5 bin 859’unun Hazine’ye ait olduğunu ifade eden Bozdağ, vakıf ve derneklere ait olan camilerin rakamlarını verdi. Kendi hükümetleri döneminde Alevilerle ilgili önemli kararlar aldıklarını da belirten Bozdağ, “Türkiye’de ilk defa Alevi vatandaşlarımızın sorunlarının araştırılması ve tespiti için Alevi çalıştayları başlatıldı. İlk defa devlet resmen böyle bir adım attı, bu tarihi bir adımdı” dedi.
“Yapmak zorundaydınız” şeklinde muhalefet sıralarından gelen eleştirilere ise Bozdağ, “Siz zamanında neden yapmadınız” diyerek cevap verdi. Bozdağ, “Alevi klasiklerini alanında saygın bilim adamlarıyla beraber Türkçeleştirme adımını attık. 13 tane Alevi klasiğini Türkçe’ye çevirdik. Kerbela şehitleri hepimizin şehitleridir, bu ortak acı nedeniyle yıldönümlerinde Hacı Bayram Veli Camii’nde mevlit okutuldu ve anma yapıldı. Türkiye’nin farklı şehirlerinde anma programları ilk defa bu dönemde yapıldı. Cemevleri sayında önemli değişiklikler oldu. Türkiye’de bulunan cemevi sayısı 937’dir. Cami de bizimdir, cemevi de bizimdir. Birbirlerinin alternatifi değildir, ikisi de bu kültürün içinde var olan şeylerdir, ikisi de bizim başımızın tacıdır. Onun için bu çalışmaları yaptık. Yeni dönemde cemevleri ve adımlar atmak üzere çalışmalar başlattık. En son yaptığımız düzenleme ile Nevşehir Üniversitesi’nin ismi Nevşehir Hacı Bektaş-ı Veli Üniversitesi olan adımı attık. Üçüncü köprüye verilen isim Yavuz Sultan Selim Han’ın Alevilere yaptıkları sonucunda verilmiş bir isim değildir. Bu ülkeye hizmet etmiş, pek çok başarıları olan bir isimdir. ‘Yaptıkları üzerinden bu isim verildi’ demek haksızlık olur” açıklamasını yaptı.Iğdır Müftüsü ile ilgili soruları da cevaplandıran Bozdağ, müfettişlerin soruşturmayı sürdürdüklerini ifade ederek, “Iğdır İl Müftüsü’nden böyle bir raporu hükümet olarak biz istemedik. Diyanet İşleri Başkanlığı ve İçişleri Bakanlığı da istemedi. Biz bu konuyu inceletiyoruz” ifadelerini kullandı.Muhalefet sıralarında oturan milletvekilleri ile “yobaz” tartışmasına giren Bozdağ, “Diyanet İşleri Teşkilatı’nın yobaz yakıştırılması yapıldı ki, bunu hiç yakıştıramadım. Orada yobazlar barınmıyor, o lafı söyleyene yakıştıramıyorum, bu büyük bir saygısızlıktır. Diyanet İşleri Başkanı yaptığı her işte başarılı. En son yapılan 2012 yılı memnuniyet anketinde yüzde 92,4’ü Başkandan memnun olduğunu ifade ediyor” dedi.
Başbakan’ın “Kürtlerin dini Zerdüştlük” şeklinde açıklama yaptığı iddialarının asılsız olduğunu belirten Bozdağ, “Başbakan’ın böyle bir açıklaması asla yoktur. Kürtler mütedeyyin insanlardır, dinlerine bağlı insanlardır” diye konuştu.Bozdağ’ın konuşması esnasında muhalefet milletvekilleri Bozdağ’ı konuşmalarından ötürü eleştirirken, AK Partili milletvekilleri de muhalefet milletvekilleri ile tartıştı. Bozdağ, “Kürtçe hutbe neden okunmuyor?” şeklindeki soruya ise, “Kürtçe vaazlarda yapılıyor, hutbeler okunuyor, burada bizim bir sıkıntımız yoktur” cevabını verdi.Bu arada “Ben Jüpiter’den mi geldim, ben Kürt’üm, Müslüman’ım, bu ülkenin vatandaşıyım” diye bağıran Hasip Kaplan, Başbakan Erdoğan’ın Zerdüştlük ile alakalı yaptığı iddia edilen açıklamalar nedeniyle Bekir Bozdağ’ın özür dilemesini istedi.Diyanet İşleri Başkanlığı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı ile Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın bütçeleri komisyonda yapılan açık oylama sonrasında kabul edildi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Başbakan Yardımcılığı’na bağlı kurumların 2014 yılı bütçeleri için öngörülen rakamları açıkladı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu bütçe, kesin hesap ve Sayıştay Raporu görüşüldü. Komisyona katılan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bakanlığına bağlı kurumların çalışmalarıyla ilgili komisyon üyelerine bilgi verdi. Bülent Arınç, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü için 2014 yılında 197 bin 312 bin lira ödenek öngörüldüğünü ifade ederken, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu için 9 milyon 247 bin lira, Atatürk Araştırma Merkezi için 3 milyon 139 bin lira, Atatürk Kültür Merkezi için 4 milyon 105 bin lira, Türk Dil Kurumu için 14 milyon 234 bin lira, Türk Tarih Kurumu için 8 milyon 329 bin lira, Vakıflar Genel Müdürlüğü için 428 milyon 748 bin lira, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu için 457 milyon lira olarak öngörüldüğünü açıkladı. Başbakan Yardımcısı Arınç, “Üst Kurul, 2013 yılının 9 aylık döneminde 54 toplantı yapmış ve 2 bin 432 müeyyide kararı almıştır. Müeyyide kararlarının bin 815’inin konusunu, yani yüzde 74’ünü reklam ihaleleri oluşturmaktadır. Üst Kurul müeyyidelerinin büyük bir bölümü, gıda takviyesi niteliğinde olduğu halde, ilaç gibi iyileştirici etkileri olduğu iddiasıyla televizyonlarda tanıtımı yapılan ürünler hakkındadır. 2013 yılının 9 aylık döneminde gıda takviyelerinin genel sağlığa aykırı ve atlatıcı tanıtımları nedeniyle Üst Kurul tarafından bin 892 müeyyide kararı alınmıştır. Bu rakam 2013 yılındaki müeyyide kararlarının yüzde 77’sine karşılık gelmektedir” dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın ardından kameramanların salondan çıkartılmasını isteyen Komisyon Başkanı Lütfi Elvan’a muhalefet milletvekilleri tepki gösterdi. Elvan, “Çalışmalarımızın daha etkin yürütülmesi için bu uygulamayı yapıyoruz. Yazılı basın burada. Konuşmalarımız esnasında görsel basın olsa, herkes kameralara mesaj vermeye çalışacak. Burası teknik bir komisyon” ifadelerini kullandı.

DERYA YETİM

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale 17. Anadolu Spor Ödülleri sahiplerini buldu Kırıkkale’de düzenlenen "17. Anadolu Spor Ödülleri" sahiplerini buldu. "Yılın Teknik Direktörü" ödülüne layık görülen Arda Turan, İspanya’daki programı nedeniyle katılamadığı törene gönderdiği video mesajında, "Teknik direktör olarak aldığım ilk ödül" dedi. Kırıkkale Belediyesi ve Kırıkkalegücü Spor Kulübü iş birliğiyle düzenlenen "17. Anadolu Spor Ödülleri" töreni, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Törende konuşan Belediye Başkanı Ahmet Önal, ödül sahiplerini tebrik ederek organizasyonun sporun gelişimine katkısına dikkat çekti. Önal, "Şehrimizde sporu daha da ileriye taşımak ve gençlerimize daha fazla fırsat sunmak için sporu desteklemeye devam edeceğiz" dedi. Kırıkkalegücü Spor Kulübü Başkanı Güven Gündüz ise katılımcılara ve emeği geçenlere minnettarlığını ifade etti. "Yılın Teknik Direktörü" ödülünü kazanan Eyüpspor Teknik Direktörü Arda Turan, İspanya’daki programı nedeniyle törene katılamadı. Bir video mesaj gönderen Turan, "Sevgili Kırıkkaleli dostlarım, bugün aranızda olmak isterdim ama maçları yakından takip etmek üzere İspanya’dayım. Bu ödül benin için çok kıymetli. Çünkü teknik direktörde aldığım ilk ödül.Sizleri çok seviyorum, Kırıkkale’ye mutlaka geleceğim. İnşallah bir gün birlikte olma dileğiyle" ifadelerini kullandı. Turan’ın ödülünü, Eyüpspor Yardımcı Antrenörü Atilla Gerin teslim aldı. Gerin, aynı zamanda "Yılın Yardımcı Antrenörü" ödülünün de sahibi oldu. Farklı branşlarda başarı gösteren isimler ve kulüpler ödüllerle onurlandırıldı. Elazığspor’u TFF 2. Lig’e çıkaran Serkan Çayır, "Yılın Kulüp Başkanı" olarak seçildi. Çorum Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın ve Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu ise "Yılın İl Belediye Başkanı" ödülüne layık görüldü. Başkan Aşgın, farklı programları nedeniyle törene katılamazken, ödülünü Çorum Belediye Başkan Yardımcısı İsmail Yağbat teslim aldı. Spor camiasının önemli isimleri, federasyon başkanları ve spor programları da ödüllendirilenler arasında yer aldı. Türkiye Cimnastik Federasyonu Başkanı Suat Çelen ve Türkiye Geleneksel Güreşler Federasyonu Başkanı İbrahim Türkiş, "Yılın Federasyon Başkanı" ödülünü aldı. Nesibe Aydın Spor Kulübü’nden Ali Kavaklıoğlu "Yılın Basketbol Yöneticisi", Anadolu Ajansı Spor Müdür Yardımcısı Hüseyin Doğru "Yılın Medya İnsanı", Bursa AS TV Spor Müdürü Süha Gürsoy ise "Yılın Spor Müdürü" ödüllerinin sahibi oldu. TRT Spor’dan Asena Üner "Yılın Kadın Spor Spikeri", Hünkar Mutlu ise "Yılın Erkek Spor Spikeri" seçilirken, Ülke TV’den Ömer Önder ve TRT Spor’dan Cem Çınar, "Yılın Spor Programı" kategorisinde ödül kazandı. Futbol programları kategorisinde ise Futbol Anadolu (TRT Spor), Spor26 (Kanal26), Women Gool (TV6) ve Tam Saha (Altaş TV) ödül alan yapımlar arasında yer aldı.
Ankara Hukuk muhakemelerindeki ücret tarifeleri Resmi Gazete’de Hukuk muhakemelerinde gider avansı, hakem ücreti ve tanık ücreti tarifeleri tebliğleri Resmi Gazete’de yayımlandı. Resmi Gazete’de yayımlanan gider avansı tarifesi tebliğine göre, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacak olan gider avansının miktarı davacı için, taraf sayısının beş katı tutarında tebligat ücreti ile diğer iş ve işlemler için 400 Türk lirası olarak belirlendi. Davacı, tarifede gösterilen gider avansını dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olacak. Gider avansı her türlü tebligat ücreti ile posta ücretleri gibi giderleri kapsayacak. Gider avansının kullanılmayan kısmı hükmün kesinleşmesinden sonra davacıya iade edilecek. Davacı tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle yapılacak. Hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve iş yerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilecek. Hakem ücretleri tarifesi yayımlandı. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre tahkim yoluyla görülen dava ve işlerde, taraflarla hakem veya hakem kurulları arasında ücretin belirlenmesi konusunda anlaşmaya varılamaması veya tahkim anlaşmasında bir hüküm bulunmaması ya da taraflarca bu konuda yerleşmiş kurallara veya kurumsal tahkim kurallarına yollama yapılmaması hallerinde hakem veya hakem kuruluna ödenecek ücretin miktarı yayımlanan tarife ile belirlendi. Buna göre hakem ücretleri anlaşmazlığın konusunun değerine göre, ilk gelen 500 bin lira için tek hakemde yüzde 7, 3 veya daha fazla hakemde yüzde 8 olarak, sonra gelen 500 bin lira için tek hakemde yüzde 4, 3 veya daha fazla hakemde yüzde 7 olarak, sonra gelen 1 milyon lira için tek hakemde yüzde 3, 3 veya daha fazla hakemde yüzde 6 olarak, sonra gelen 3 milyon lira için tek hakemde yüzde 2, 3 veya daha fazla hakemde yüzde 4 olarak, sonra gelen 5 milyon lira için tek hakemde yüzde 1, 3 veya daha fazla hakemde yüzde 2 olarak ve 10 milyon liradan yukarısı için ise tek hakemde yüzde 0,1 3 veya daha fazla hakemde yüzde 0,2 olarak uygulanacak. Başkanın ücreti ise hakemlerden her birine ödenecek hakem ücretinin yüzde on fazlası olarak hesaplanacak. Aksi kararlaştırılmadıkça hakem kararının düzeltilmesi, yorumlanması veya tamamlanması halleri ek ücreti gerektirmeyecek. Tanıklara 100 ila 150 lira arasında ücret Yayımlanan tebliğe göre, tanıklara tanıklık nedeniyle kaybettiği zamanla orantılı olarak 100 ila 150 Türk lirası arasında ücret ödenecek. Tanık, hazır olabilmek için seyahat etmek zorunda kalmışsa yol giderleriyle tanıklığa çağrıldığı yerdeki konaklama ve beslenme giderleri de karşılanacak. Tanığa bu tarifeye göre ödenmesi gereken ücret ve giderler hiçbir vergi, resim ve harca tabi olmayacak.
Zonguldak BEUN’da “100. Yıl Mühendislik Kongresi” Başladı 100. Yıl Mühendislik Kongresi Açılış Töreni, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer’in katılımıyla gerçekleştirildi. 2024 yılında kuruluşunu 1924 yılı olarak tescilleterek Cumhuriyetin ilk üniversitesi nişanesine sahip olan Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinde 100. yaşına özel tertip edilen “100. Yıl Mühendislik Kongresi” Açılış Töreni, BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer’in katılımıyla gerçekleştirildi. Sezai Karakoç Kültür Merkezinde aziz şehitlerin anısına saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan törene; BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, BEUN Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, Prof. Dr. Bekir Hakan Bakkal ve Prof. Dr. Servet Karasu, BEUN Genel Sekreteri Prof. Dr. Zehra Safi Öz, Zonguldak Belediyesi Başkan Vekili Ferhat Günaydın, Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürü Muharrem Kiraz, Zonguldak Orman Bölge Müdürü Faruk Bayraktaroğlu, Zonguldak Gençlik ve Spor İl Müdürü Hakan Yüksel, Esnaf ve Sanatkâr Odaları Birliği Başkanı Muharrem Coşkun, senato üyeleri, akademik ve idari personel ile öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinin 100’üncü yıl anısına hazırlanan videosu gösterildi. Video gösterisinin ardından BEUN Devlet Konservatuvarı Müzik Bölümü akademisyenlerinden Öğr. Gör. Emel Doğan Uğurlu ile Öğr. Gör. Gonca Yerlikaya tarafından keman ve yan flüt dinletisi gerçekleştirdiler. Dinletinin akabinde kongre, açılış konuşmalarıyla devam etti. 100. Yıl Mühendislik Kongresi’nin açılış konuşmasında BEUN Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hamit Aydın, Üniversitenin yüzüncü yılında düzenlenen bu kongreye birçok üniversiteden araştırmacıların katılım göstererek modern dünyada mühendislik alanındaki yenilikçi faaliyetlerin tartışılıp yeni ufuklar oluşturacağının önemine değindi. Konuşmasının sonunda kongrenin düzenlenmesinde emeği geçen başta BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer olmak üzere herkese teşekkür etti. Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hamit Aydın’ın konuşmasından sonra kürsüye çıkan Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, mühendislik kökenine sahip olan Üniversitenin 100. yaşında böylesine anlamlı bir etkinliği düzenlemenin gururu ve mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Rektör Özölçer, daha sonra emeğin ve enerjinin başkenti Zonguldak’ın ve akademinin öncü kurumu olan Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinin iş gücü ile mühendislik alanındaki nitelikli kapasitesiyle sanayinin merkezi olduğunun altını çizdi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türk mühendislerinin alnında Cumhuriyetin istikbalini aydınlatan ışık parıldar.” sözü ile milli kalkınmanın ve mühendisliğin önemini işaret etti. Akabinde günümüz dünyasında teknolojinin ve mühendisliğin hızlı bir dönüşüm içinde olduğunu ifade ederek; yapay zekâ, yenilenebilir enerji, nanoteknoloji, akıllı şehirler ve sürdürülebilir inşaat teknikleri gibi birçok yenilikçi alanın mühendislik bilimlerinde yeni bir sayfa açtığını belirtip kongrede ele alınacak bu alandaki çalışmaların Türkiye’nin yarınlarına kayda değer bir zemin oluşturacağının inancında olduğunu dile getirdi. BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, konuşmasının sonunda kongrenin akademik dünyaya ve sektör temsilcilerine yol gösterici olmasını temenni ederek sözlerine son verdi. BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer’in konuşmalarının ardından kongrenin birinci oturumuna geçilerek Türkiye Taşkömürü Kurumundan emekli Maden Mühendisi Ekrem Murat Zaman, Zonguldak’ta kömür yataklarını keşfiyle başlayan mühendislik alanının gelişmesi ve üniversitenin kurulmasıyla akademik bir disipline kavuştuğunu ifade etti. Bununla birlikte 1924 yılında Yüksek Maden Mühendis Mektebi adı ile kurulan ve bugün Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi adı ile tüm dünyada köklü mühendislik akademik kurumu olarak bilinen BEUN’un tarihi geçmişten günümüze süregelen tarihi, kültürel ve sosyal gelişiminden bahsetti. Konuşmasının sonunda böylesine anlamlı etkinliğin düzenlemesinde emeği geçen başta kongrenin onursal başkanı Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer olmak üzere herkese teşekkürlerini sundu. Ekrem Murat Zaman’ın konuşmasının ardından kürsüye çıkan Eren Enerji Santral Müdürü Hakan Demiray, konuşmasının başında Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinin yüzüncü yılına özel olarak düzenlenen mühendislik kongresinde BEUN mezunu olarak yer almaktan duyduğu mutluluğu ifade etti. Ardından Zonguldak’ın enerji üretimindeki rolü üzerine bir sunum gerçekleştiren Demiray, sunumunda Zonguldak’ta elektriğin tarihsel gelişiminden başlayarak, geçmişten bugüne Zonguldak’ın Türkiye’nin enerji üretimindeki rolüne değinip sanayileşen İstanbul ve Sakarya’nın elektrik ihtiyacının karşılanmasında Zonguldak’ın kayda değer bir öneme sahip olduğunun altını çizdi. Konuşmasının sonunda endüstri-üniversite iş birliğinin önemini vurgulayarak BEUN ile Eren Enerji arasında yapılan nitelikli iş birliklerinin şehrin ve bölgenin ekonomik kalkınmasına da önemli katkılar sunduğunu ifade etti. Demiray’ın sunumunun ardından kürsüye çıkan Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Uğur Çevik, “Dijitalleşme ve Enerjinin Geleceği” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Çevik, sunumunda dünya genelinde enerji üretiminden daha çok enerji yönetiminin öne çıktığına dikkat çekti. Çevik daha sonra enerji yönetiminde dijitalleşmenin önemine değinerek enerji sektöründe veri ve veri analizinin dijitalleşme süreci açısından oldukça mühim olduğunu belirtti. KTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Çevik, konuşmasının sonunda özellikle dijital çağda akıllı şebekeler inşa etmek, yenilenebilir enerji kaynaklarının tüm süreçlerini yönetmek, uçtan uca yönetimi sağlayabilmek ve tüm bu entegrasyonu kusursuz bir şekilde yönetebilmek için dijital dönüşümden faydalanmanın elzem olduğuna değindi. Açılış töreni, oturum konuşmalarının ardından Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer’in katılımcılara teşekkür belgelerini takdim etmesi ve hatıra fotoğrafı çekiminin ardından son buldu.