SPOR - 11 Ekim 2018 Perşembe 19:18

"Benden beklenilen özür dilemem ise özrümü dilerim"

A
A
A
"Benden beklenilen özür dilemem ise özrümü dilerim"

Fenerbahçeli kaleci Volkan Demirel, kadro dışı kalmasının nedenini başkanın açıklamasından sonra öğrendiğini belirterek, "Fenerbahçem için suçlu olmadığımı düşündüğüm halde benden beklenilen özür dilemem ise özrümü dilerim" dedi.

Tecrübeli kaleci Volkan Demirel, Başkan Ali Koç’un neden kadro dışı kaldığıyla ilgili yaptığı açıklamaların ardından özür diledi. 

Sarı-lacivertli file bekçisinin açıklamaları şöyle:
"Sevgili Fenerbahçeliler,
Öncelikle bilmenizi isterim ki, bugün şahsen içinde olduğum durumdan ve hatta bu açıklamayı yapıyor olmamdan dolayı çok üzgünüm. Bildiğiniz üzere geçtiğimiz cuma günü kadro dışı bırakıldığımı öğrendim. Bunu öğrenme şeklime ve nedenlerine daha sonra geleceğim fakat önce şunun altını çizmek isterim ki; kadro dışı kaldığım günden, Sayın Başkanımız Ali Koç’un açıklama yaptığı çarşamba gününe kadar, sportif direktörümüz Damien Comolli’ye birçok kez sormama rağmen neden kadro dışı kaldığıma dair bana hiçbir sebep gösterilmemiştir. Sebepleri ben de sizler gibi başkanımızın yaptığı açıklama ile öğrendim. Ayrıca önemle belirtmek isterim ki, bu zaman zarfında ne yazılı ne görsel basına tek bir açıklama yapmadım. Yapacağım en ufak bir açıklamanın, söyleyeceğim herhangi bir sözün Fenerbahçe’ye zarar vereceğinin bilincindeydim. Sayın Başkanımız Ali Koç’un yaptığı açıklamalara istinaden bazı konulara kendi açımdan da açıklık getirmek isterim. Kötü gidişat, tüm Fenerbahçe taraftarlarını etkilediği gibi beni de derinden etkilemiştir. Dolayısıyla Başkanımızın da söylediği gibi takımı aşırı sahiplenmem ve olaylara duygusal yaklaşımım sebebiyle soğukkanlılığımı koruyamadığım zamanlar olmuştur. Bu zamanlardan bir tanesi hatta en önemlisi, Başkanımız Ali Koç ve Asbaşkanımız Semih Özsoy’un da bulunduğu yerli oyuncularla yapılan takım toplantısı esnasında olmuştur. Önemle belirtmek isterim ki, benim Fenerbahçe Futbol Takımı Kaptanı olarak başkanımıza saygısızlık etmek haddim değildir. Bu konuşmada kendisine asla sesimi yükseltmedim, saygısızlık olarak addedilecek bir söz söylemedim. Belirtmiş olduğum gibi zaten böyle bir şey de mümkün değildir. Sayın Başkanımızın ’Bana saygısızlık yapmıştır’ sözlerinin Asbaşkanımız Semih Özsoy ile aramızda olan konuşmayı saygısızlık olarak nitelendirmesinden dolayı olduğunu düşünüyorum. Sayın Semih Özsoy ile aramızda geçen konuşmada zaman zaman ses tonumuzun yükseldiğinin bilincindeyim. Ama ben bunu yine de saygısızlık olarak nitelendirmemekteyim. Söz konusu Fenerbahçe’nin mevcut durumu ve geleceği olunca, tüm gerçekleri içimden geldiği gibi açıklamak gereği hissettim. Çünkü bana takım içindeki sorunlar ve sebepleri soruldu, ben de hem takım kaptanı hem de bir Fenerbahçeli olarak gördüklerimi dürüstçe söyledim. Bu konuşma sonrasında Başkanımız Ali Koç ile yaptığımız bire bir görüşmede ise, başkanımız bana Sayın Semih Özsoy ile aramızda geçen konuşmanın hoş olmadığını, bu durumu kendisi ile konuşup düzeltmemiz gerektiğini belirtmiştir. Bu toplantının olduğu günün hemen akşamında menajerim Erdinç Şehit ile Asbaşkan Semih Özsoy’a üç defa telefon ile ulaşmaya çalışmış olmamıza rağmen geri dönüş olmamıştır. Ertesi gün, kadro dışı kaldığımı sportif direktörümüz Damien Comolli’nin beni telefon ile arayarak söylemesiyle öğrendim. Bir diğer konu yukarıda bahsettiğim olaylardan daha önce gerçekleşmiş olan Erwin Koeman ile yaşadığım tartışmadır ki bu tarz tartışmalar ve çok daha şiddetlileri soyunma odalarında yaşanır. Bunu da futbolun içinde olan herkes bilir. Özellikle belirtmek isterim ki; evet Erwin Koeman ile aramızda bir sözlü diyalog yaşanmıştır ama ’üzerine yürümek’ gibi bir eylem hele ki Sayın Başkanımıza aktarıldığı gibi önceden planlanmış bir durum asla söz konusu değildir. Bu olaya orada bulunanlar şahittir. Bu konu da Sayın Başkanımıza yanlış ve eksik aktarılmıştır.

Son olarak değinmek istediğim bir diğer konu, başkanımızın da konuşmasında belirttiği gibi, aramızda kendisinin Başkan olmasından çok öncesine dayanan bir sevgi bağımız olduğudur. Kendisi benim ve ailemin her zaman çok saygı ve sevgi duyduğu bir kişi olmuştur, olmaya da devam edecektir.

Sayın Başkanımız ve Fenerbahçe’mizin daha uzun yıllar büyük başarılara imza atacağına yürekten inanıyorum. Aksini düşündüğüm tek bir an dahi olmamıştır. Ona tüm camiamız ve taraftarlarımız gibi benim de güvenimin tam olduğunun açıkça bilinmesini isterim.

Ben her zaman Fenerbahçe’ye olan bağlılığını her şeyin üstünde tutan bir oyuncu oldum, evet geçmişte de bu yüzden çok eleştirildim ve eleştirilmeye devam ediyorum. Çünkü benim için kendimden ve kariyerimden bile üstündür bu sevgi. İçtenlikle söylüyorum ki 17 sezondur bu kulübün bir oyuncusu ve kaptanı olarak, bu şekilde kadro dışı kalmış olmayı hak etmiyorum. Yine de Fenerbahçe’m için suçlu olmadığımı düşündüğüm halde benden beklenilen özür dilemem ise, özrümü dilerim.

Herkes bilsin ki, her zaman Fenerbahçe’nin başarısı için ne bekleniyorsa yapmaya hazırım. Bunun için bana verilen program dahilinde gerekirse alt yapıya da giderim, tekrar A takıma da dönerim."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.
Erzincan Erzincan’da Filistin’e destek yürüyüşü yapıldı Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) öğrencileri tarafından, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermek, Avrupa ve Amerika’da çeşitli üniversitelerde Filistin için yapılan protestolara destek vermek amacıyla ‘Gazze İçin Yürüyüş ve Dua’ programı düzenlendi. EBYÜ’de öğrenim gören öğrenciler ile akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda Erzincanlı vatandaş, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek ve aynı amaçla ABD ile Avrupa’daki üniversitelerde yapılan eylemlere destek vermek amacıyla EBYÜ kampüsünde toplandı. Program, İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden Eyüp Budak’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra öğrenciler, İngilizce ve Türkçe, "Gazze’de katliam var, sesini yükselt", "Bugünün Nazi’si işgalci İsrail", "Kudüs için, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa için, Filistin için" yazılı pankart açtı. Özgür Filistin eylemlerine destek olmak amacıyla gerçekleştirilen programda EBYÜ öğrencileri adına basın açıklamasını Furkan Çoban okudu. Açıklamada şu metne yer verildi: “Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir. Bir asırdır Filistin’i işgal etmeye çalışan Siyonist terör şebekesi yaklaşık 210 gündür Gazze halkına zalimce saldırmaya devam ediyor. Filistin’de göğe yükselen bebeklerin ve çocukların feryadı, katledilen binlerce masum çocuğun mazlumiyeti; arşı alayı titretti ve arştan arza, yeryüzü şeytanlarının ve zalimlerin fermanı olarak indi. Ve dünyanın dört bir tarafında yeryüzünün vicdan ehli insanları, bataklığa düşmüş insanlığın onurunu ayağa kaldırmak adına bir devrim ateşini tutuşturdular. Bu devrim ateşi elden ele tüm ülkelerin ve milletlerin ufkunu aydınlatmaktadır. Filistin davasına destek amaçlı yapılan bu eylemler Siyonizm’in temsil ettiği küresel şeytani düzene karşı haklı bir isyandır. Başta Amerika ve Fransa olmak üzere, Batı dünyasının birçok yerinde en saygın kabul edilen üniversitelerde gönüldaşlarımız ayağa kalkarak isyan ateşine destek vermiş ve küresel intifadanın bir parçası olmayı tercih etmiştir. Birçok akademisyen ve öğrenci, bu davaya destek olmuştur. İntifada ateşi, sinelerinde yürek taşıyan herkesi etkisi altına almıştır. Tüm tedbir ve baskılara rağmen, onurlu gençlerin ve akademisyenlerin isyanları engellenememektedir. Binlerce öğrenci ve akademisyenin tutuklanması, sonucu değiştirmemiştir. Buradan zulme sessiz kalmayan bu onurlu akademisyenleri ve öğrencilerini selamlıyoruz. Ey vicdanlı ve aziz halkımız; sizler de kalkın ve bu insanlık zincirinin halkalarını oluşturun. Bu insanlık devrimine siz de iştirak edin. Gönülleriniz bu dava için atsın, Diliniz bu davayı konuşsun ve kalemleriniz bu davayı yazsın. İnsanlığın ikiye ayrıldığı bir zamanda aziz ve özgür insanların saflarında yer alın ve küresel intifadanın şerefini bir madalya olarak taşıyın. Bu şeref sizden sonraki nesillere de aktarılsın. Küresel intifadaya ve bu intifadayı kuşanan özgür ruhlu cesur yüreklere selam olsun. Ve buradan tekrar hatırlatıyoruz: Ehli Vicdan, Ehli iman olan ve kalbinde zerrece İnsanlık taşıyan herkese diyoruz ki küresel boykot mallarını almayın-aldırmayın. Unutmayın ki alınan her boykot malı bir bomba, bir tank veya bir füzedir. Ümmetin ve insanlığın izzet örtüsüne dokunan Siyonist eller varsa, onlara karşı çıkan yiğitler, Sütçü İmamlarda vardır elbet. Nihayetinde Şanlıurfa’dan bir yiğit çıktı adı Hasan saklanan idi. İmanı gayreti cesareti kabul etmedi bu zilleti ve canını Rabbi Rahmana teslim etti. Rabbimizden niyazımız şehidimizin attığı bu adımın zulmün tahtını sarsması ve İslam dünyasının bu zelilce seyirciliğine son vermesidir. Gazze’yi unutmama ve unutturmama adına elimizden ne geliyorsa yapacağız, insanlık ve Müslümanlığın bağrına hançer saplanmış iken buna seyirci ve ilgisiz kalmak elbette mümkün değildir. Son olarak buradan tüm dünyaya haykırıyoruz: Kudüs ve Mescidi Aksanın kurtuluşu için yapılacak olan her türlü meşru eylemin yanındayız, tarafıyız ve destekçisiyiz. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi öğrencileri.” Basın açıklaması sonrasında yapılan yürüyüş ile program nihayete erdi.