ASAYİŞ - 26 Eylül 2021 Pazar 14:09

'Benjamin' operasyonu: 96 gözaltı

A
A
A
'Benjamin' operasyonu: 96 gözaltı

Ankara ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlükleri ekiplerince 20 ilde bir yıl süren teknik ve fiziki takip sonucu piyasaya 5 milyon liralık sahte para süren çeteye operasyon düzenlendi. “Benjamin” adı verilen operasyonda 96 kişi gözaltına alındı.

Edinilen bilgilere göre, Ankara ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlükleri ekipleri, Ankara ve İstanbul başta olmak üzere 20 ilde "suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme veya üye olma, parada sahtecilik" suçlarından 116 şahsı bir yıl boyunca teknik ve fiziki takibe aldı. Ekipler tarafından yapılan sosyal medya araştırmaları ve saha çalışmalarında şahısların örgütlenerek Türkiye’nin hemen her ilinde ve yurt dışında üyeleri aracılığıyla piyasaya sahte para sürdükleri tespit edildi.

Örgüt üyelerinin “sahtepara” başlığı gibi kullanıcı isimleri ile sosyal medya platformlarında sayfa açtıkları tespit edildi. Ayrıca sayfalarda fotoğraf ve videolu paylaşımlar yapılarak, yüzde 30-40 oranında gerçek para karşılığında piyasaya 50-100 dolar ve Türk lirasının sahtesini sürdükleri tespit edildi.

'Benjamin' operasyonu: 96 gözaltı

Türkiye’nin hemen her ilinde bulunan müşterilere sahte kimlikle ya da ilgisi olmayan üçüncü şahısların bilgileri ile sahte para kargoladıkları, para transferlerini yolcu otobüsleri ile yaptıkları tespit edildi. Bunun yanı sıra yurt dışında bulunan bağlantıları ile Lübnan ve Irak’tan temin ettikleri sahte dolar, euro ve Kuveyt dinarını farklı ülkelerden gelen yabancı şahıslara veren çete üyelerinin yurt dışında da piyasaya sahte para sürdükleri anlaşıldı.

Örgütün sahte sikke satarak tarihi eser meraklılarını dolandırmaya ve sosyal medya üzerinden kurdukları organizasyon ile kaçak silah satmaya çalıştığı da tespit edildi.

'Benjamin' operasyonu: 96 gözaltı

Sahte dolara “Benjamin” adını vermişler

Çetenin telefon dinlemesine takılmamak amacıyla Whatsapp, Instagram ve Facebook üzerinden haberleştikleri ve şifreli konuştukları, sahte dolara “Benjamin”, Türk lirasına ise alıcının mesleğine göre halı, kumaş, çanta, akü, valiz ve çorap gibi isimler verdikleri anlaşıldı. Örgütün sahte para almak isteyen müşterilere paraları genellikle halkın yoğun olarak bulunduğu alışveriş merkezi, meydanlar veya kafeler gibi alanlarda teslim ettiği belirlendi. Sahte para çetesinin sahte paraları genellikle benzinliklerde, zincir marketlerde veya internet üzerinden elektronik alet alarak piyasaya sürdükleri anlaşıldı.

'Benjamin' operasyonu: 96 gözaltı

Sahte paraları yüzde 30 gerçek para karşılığında sattı

Ayrıca müşterilere kendisini para uzmanı olarak tanıtan örgüt lideri Ensari V.'nin eline aldığı paranın sahte olup olmadığını hemen anladığını belirttiği ve sahte paralarının 2019-2020 model para sayma makinelerinden ve eski ATM’lerden geçtiğini söylediği tespit edildi. Ensari V.’nin sahte parayı kalitesine göre yüzde 10, 20 veya 30 komisyon karşılığında sattığı anlaşıldı.

Bir yıl süren “Benjamin” operasyonunda örgüt üyelerinin günlük rutinleri dahi tespit edildi

Bir yıl süren “Benjamin” operasyonunda yapılan teknik ve fiziki takipte şahıslar gittiği her ilde Mali Şube ekiplerince adım adım izlendi. Örgüt üyelerinin görüştükleri şahısların kaldıkları evler, girip çıktıkları kafeler, iş yerleri gibi alanların yanı sıra en ince ayrıntısına kadar günlük rutinleri bir yıllık süre boyunca tespit edildi. Tüm bu çalışmaların sonucunda 24 Eylül günü saat 06.30’da Ankara ve İstanbul merkezli 20 ilde Mali Şube ekiplerince eş zamanlı operasyon gerçekleştirildi. 120 adrese 500 polisin katılımı ile gerçekleştirilen operasyonda 2'si yabancı uyruklu toplam 96 şüpheli gözaltına alındı.

'Benjamin' operasyonu: 96 gözaltı

1 milyon liralık sahte para ele geçirildi

Operasyonda adreslerde yapılan aramalarda 130 bin 100 lira, 33 bin 860 dolar, 25 bin 750 euro, 365 Kuveyt dinarı ele geçirildi. Ayrıca sahte para basımında kullanılan baskı makinesi, kesme makinesi, kimyasal sıvılar, kesime hazır tabaka şeklinde para kağıtları ve çok sayıda hologram şerit ele geçirildi. Bunların yanı sıra bir adet para dedektörü, bir adet sahte para tespit etmeye yarayan mavi ışık cihazı, 13 adet tabanca ve bir adet tüfek ele geçirildi. Mali Şube ekiplerinin ele geçirdiği 1 milyon liranın yanı sıra 5 milyon liralık sahte paranın da aynı örgüt tarafından piyasaya sürüldüğü tahmin ediliyor.

Mustafa Cenik - Oğuzhan Halil Özbek
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Fenerbahçe - Beşiktaş maçları hırçın geçiyor Süper Lig’in 34. haftasında yarın karşı karşıya gelecek Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında son dönemde oynanan müsabakalar hırçın geçiyor. Son 10 yıldaki derbilerde 13 kırmızı ve 124 sarı kart olmak üzere toplam 137 kart çıktı. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Fenerbahçe ile Beşiktaş, 27 Nisan Cumartesi günü kozlarını paylaşacak. Kadıköy’de oynanacak mücadele öncesi ezeli rekabette son dönemlerde sarı ve kırmızı kartların çokluğu dikkat çekiyor. İki takım arasında oynanan son 20 lig maçında hakemler, toplam 13 kırmızı ve 124 sarı kart gösterdi. Sarı-lacivertli futbolcular, söz konusu müsabakalarda 61 sarı, 4 kırmızı kartla cezalandırıldı. Siyah-beyazlı oyuncular ise 63 sarı, 9 kez de kırmızı kart gördü. Söz konusu süreçte Fenerbahçe 6 kez sahadan galibiyetle ayrılırken, Beşiktaş da 5 maçta gülen taraf oldu. 9 karşılaşma ise berabere sonuçlandı. 339 faul, 13 penaltı Nisan 2014’ten bu yana oynanan iki ekip arasındaki lig maçlarında 339 kez faul düdüğü çalındı. En fazla faul yapılan mücadele, 25 Şubat 2019’da Beşiktaş’ın ev sahipliğindeki 3-3’lük müsabaka oldu. İki takım lehine toplam 41 faul kararı verildi. 24 Eylül 2017’de Kadıköy’deki karşılaşmada ise 5 kırmızı, 9 sarı kartın yanı sıra 2 penaltı kararı çıktı. Son 20 maçta toplam 13 kez beyaz noktaya gidildi. Sarı-lacivertliler, 9 penaltının 7’sini gole çevirirken, 2 penaltıdan yararlanamadı. Siyah-beyazlılar ise 4 penaltının 3’ünde gol sevinci yaşadı.
Şanlıurfa İş yerine arı istilası: Binlercesi iş yerini bastı, esnaf neye uğradığını şaşırdı Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde nereden geldiği belli olmayan arılar, sanayideki işyerlerini bastı. Arıların baskınına çalışırken yakalanan esnaf neye uğradığını şaşırdı. Edinilen bilgiye göre olay, Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesindeki Küçük Sanayi Sitesinde yaşandı. Bölge esnafı her zaman olduğu gibi sabah sanayiye giderek işyerlerini açtıktan sonra çalışmaya başladı. Bir anda bastılar İşyerinde çalışan esnaf gökyüzünden bulut şeklinde bir karartı olduğunu gördü. Yaklaşan karartıya dikkatlice bakan esnaf, binlerce bal arısının kendilerine doğru geldiğini fark etti. İlk şoku atlatan esnaf, dışarı kaçarak arı sokmalarına karşı kendilerini korumaya çalıştı. Arıları uzaklaştırmak için her yolu denediler Sanayi esnafı, işyerlerini istila eden arılardan kurtulmak için her yolu denedi. İlk önce ateş yakıp duman yaparak arıları uzaklaştırmaya çalışan esnaf, bunu başaramayınca bu defa hava tabancasıyla arılara müdahale etti. İşyerlerine hava sıkan esnaf, arıların dışarı kaçmasını sağlamaya çalıştı. Bunun da işe yaramadığını gören esnaf, bu defa tazyikli su ile arıları uzaklaştırmaya çalıştı. Yaklaşık 2 saat mücadele eden esnaf, sonunda arılardan kurtulmayı başardı. Geçen yıl da aynı olay yaşandı Geçen yıl da aynı şekilde arıların baskınına uğradıklarını söyleyen sanayi esnafı Halil Ölmezler, “İşyerinde çalışırken aniden bulut şeklinde arıların geldiğini gördük. Neye uğradığımızı şaşırdık. Ondan sonra kendi imkanlarımızla, onlara da zarar vermemek için hafif bir duman yaptık. Bizi de rahatsız ettiler çünkü burada iş yapamaz olduk. Aynı şekilde geçen yıl da bunu yaşadık. Nereden geliyorlar, ne şekilde geliyorlar bilmiyorum” diye konuştu.
Adana F-16’lar, pilotların kumandasında vatanı koruyor...10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı, kapılarını İhlas Haber Ajansı’na açtı Adana’da 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığında bulunan ve "Savaşan Şahin" olarak anılan F-16 savaş uçakları, görevli pilotların kumandasında vatanı korurken dosta güven, düşmana korku salıyor. Hava Pilot Binbaşı, “Artık MSÜ Hava Harp Okuluna yeni girecek silah arkadaşlarımız Türkiye’nin ürettiği milli uçakları kullanma onuruna erişecekler. MSÜ Hava Harp Okulu sadece göklerin değil uzayın da anahtarı olacak” dedi. Çok amaçlı, tek jet motorlu savaş uçağı olarak tanımlanan Türk Hava Kuvvetleri bünyesindeki F-16, “Fighting Falcon”, diğer adıyla “Savaşan Şahin”, Türkiye’nin gökyüzündeki vurucu güçlerinden sadece bir tanesi. Terörle mücadelede etkin şekilde görev alan F-16’lar, 7 yılı aşkın zorlu eğitim süreci ile psikolojik ve fiziksel testleri başarıyla tamamlayan savaş pilotlarının da kumandasında göklere yükseliyor. F-16 savaş uçakları dosta güven, düşmana ise korku salıyor. 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı, kapılarını İhlas Haber Ajansı’na (İHA) açtı. Adana 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı 152’nci Jet Filo Komutanlığında görev yapan Hava Pilot Binbaşı, 17 yaşında Hava Harp Okulunda başlayıp F-16 sandalyesine uzanan hikayesini İHA’ya anlattı. “Farkında olmadığım savaş pilotluğu kanıma karıştı” 2002 Dünya Kupası’nda 3. olup ülkemizi gururlandıran A Milli Futbol takımımızın uçağına, Türkiye’ye dönüşünde F-16’ların eşlik etmesi üzerine televizyonda bu anları izleyen ve pilot olmaya karar veren Hava Pilot Binbaşı, “Pilot olmak bir noktadan sonra çoğu gencin olduğu gibi benim de hayalim olmaya başladı. Ben lise son öğrencisiyken A Milli Futbol takımımız Dünya 3.sü oldu. Onlar ülkemize gelirken 2 tane F-16 uçağı, onları havada karşıladı. Bu beni çok etkiledi. Daha önce açıkçası farkında olmadığım savaş pilotluğunun kanıma karışmasını sağladı. Bu vesileyle Hava Harp Okulu seçme aşamalarına katıldım. Ben de bir asker çocuğuyum. İlk seçildiğimde çok mutlu oldum. Ben ailenin tek çocuğuyum, bu nedenle annemin çekinceleri vardı. Fakat ben sahip olmadığım kardeşlerimi Hava Harp Okulunda kazandım” diye konuştu. “Türk hava sahasını korumak çok ciddi bir görev” Türk hava sahasını korumanın çok ciddi bir görev olduğunu anlatan Hava Pilot Binbaşı, “Bu meslek çok farklı bir duygu. Türk hava sahasını korumak çok ciddi bir görev. Bilginin güç olduğu ama aynı zamanda da fiziksel ve mental olarak güçlü olmanız gereken bir meslek. Bunu, uçacağınız her gün sağlamanız gerekiyor. Savaş pilotluğu tamamen disiplin işi. Sabah uyandıktan gece yatana kadar günlük rutinlerin dışına çıkmamaya çalışıyoruz. Genel brifing ile başlayan mesaimiz daha sonra lider brifingi, uçuş ve dönüş brifingi ile devam ediyor. Sağlığımıza, beslenmemize ve uykumuza çok dikkat etmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. “Eğitimlerimiz meslek hayatımız boyunca devam ediyor” Savaş pilotluğunun ciddi disiplin, çalışma ve fedakarlık gerektirdiğine işaret eden Hava Pilot Binbaşı, “Bizim eğitimlerimiz meslek hayatımız boyunca devam ediyor. İlk olarak MSÜ Hava Harp Okulunda mühendislik diploması alıyoruz. MSÜ Hava Harp Okulunda İngilizce dil eğitimine çok önem verilir ve bir havacı için İngilizce çok önemlidir. MSÜ Hava Harp Okulundan mezun olan herkes, pilot olmuyor. Belirli sınavları geçenler pilot adayı oluyor. Daha sonra uçaklarda eğitim alıyorlar ve bu eğitimleri tamamlayanlar Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki uçaklara pilot oluyor. Harbe hazırlığın devamı olarak nitelendirilen birlik içi eğitimler, meslek hayatımız boyunca devam etmektedir. Farklı silahların eğitimleri filolardaki öğretmen pilotlarımız tarafından pilotlara veriliyor.” dedi. “Hem dersler hem de İngilizce çok önemli” Hava Pilot Binbaşı, pilot olma hayali kuran gençler için de şu tavsiyelerde bulundu: “Havacılık dünyada sürekli büyüyen bir sektör ve pilot açığı her zaman oluyor. Çok cazip bir kariyer planı. Öncelikle İngilizce havacılık dili olduğu için çok önemli. Bunun yanı sıra Milli Savunma Üniversitesi sınavlarında Hava Harp Okulu en yüksek puanlarla öğrenci kabul eden bir bölüm. Bu nedenle derslere çalışmak şart. Bunun dışında sporcu kişiliğe sahip olmalı, sporu hayatınızın rutini haline getirmelisiniz. Ayrıca sosyal bir kişiliğe sahip olmak çok önemli.” “MSÜ Hava Harp Okulu göklerin değil uzayın da anahtarı olacak” Türkiye’deki savunma sanayinin her geçen gün geliştiğini ve kendi uçaklarımızın envantere girmesiyle çok gururlandıklarını vurgulayan Hava Pilot Binbaşı, “Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “İstikbal Göklerdedir”. Bu söz o kadar çağın ötesinde bir söz ki kendisini sürekli yeniliyor. Günümüzde artık Türk havacılığı kendi uçaklarını yapar hale geldi. Umuyorum ki çok kısa zamanda operasyonel anlamda da kullanacak. Artık MSÜ Hava Harp Okuluna yeni girecek silah arkadaşlarımız Türkiye’nin ürettiği milli uçakları kullanma onuruna erişecekler. Türkiye artık uzaya çıkarak insanlı uzay misyonunun parçası haline geldi. Bu demektir ki artık MSÜ Hava Harp Okulu sadece göklerin değil uzayın da anahtarı olacaktır.” ifadelerini kullanarak tüm pilotların Dünya Pilotlar Günü’nü kutladı. (UMT-