GÜNDEM - 21 Mart 2019 Perşembe 09:13

Beşinci kattan düşen kedisi için 190 bin lira harcadı

A
A
A
Beşinci kattan düşen kedisi için 190 bin lira harcadı

Gaziantep’te yaşayan Çetin Talay iki yıl önce hayatını kaybeden eşinden hatıra kalan ve geçtiğimiz yıl beşinci kattan aşağı düşerek ağır yaralanan kedisi için 190 bin lira harcadı ama onu hayatta tutamadı.

 Kedisinin ihmaller ve yanlış tedavi sonucu öldüğünü, veteriner hekimin de hatasını kabul ettiğini söyleyen Talay, kedinin otopsi sonucunun gelmesinin ardından tedavide ihmali olanlarla yargı önünde hesaplaşmaya çalışıyor. 

Gaziantep’te yaşanan, Ankara’ya kadar uzanan olay duyanları şaşırtıyor. Beşinci kattan aşağıya düşen ve beli kırılan kedi, tedavi sürecindeki ihmaller sonucu bir buçuk yıl boyunca acılar içerisinde kıvranarak öldü. Kedinin sahibi Çetin Talay ise hayatını kaybeden eşinden kalan tek hatırayı ihmaller zincirine kurban vermenin üzüntüsüyle ikinci bir yıkım yaşadı.

"Eşimden kalan tek hatıramdı" 

Eşinden kendisine kalan tek hatıranın Van cinsi kedisi olduğunu söyleyen Talay, "Hayatını kaybeden eşimden hatıra kalan Van cinsi kedimle 2 yıl önce Gaziantep’e yerleştim. Kedim bir buçuk yıl önce beşinci kattan aşağı düştü ve beli kırıldı. Olaydan hemen sonra kedimi tedavi ettirmek için bir kliniğe götürdüm. Orada da ilk müdahale yapıldıktan sonra iç kanamasının olmadığı ama belinin kırıldığı ve acilen Ankara’ya ya da bir veterinerlik fakültesine götürülüp ameliyat edilmesi gerektiği söylendi. Bizden de bunun için 15 bin lira talep edildi. Bizim de o kadar paramız olmadığı için farklı bir kliniğe götürdük. Orada da bizden 35 bin lira para talep edildi ve bize iki gün içinde Ankara’da bir hayvan hastanesine götürüp ameliyat edeceklerini ve hiçbir sorunun kalmayacağını söylediler. Biz de bu yüzden kabul ettik" dedi.

Beşinci kattan düşen kedisi için 190 bin lira harcadı

"Kedim yanlış ameliyat kurbanı oldu" 

Kedisinin kendisi için çok önemli olduğunu ve onu tedavi ettirmekten başka çaresi olmadığı için parayı bulup ameliyatı yaptırdığını söyleyen Çetin Talay, "Daha sonra ameliyat yapıldı ve kedimiz bize tekrar getirildi ama biz birkaç gün sonra kedimizin idrarını yapamadığını ve felçli kaldığını öğrendik. Tekrar aynı kliniğe götürdüğümüzde kedinin böbreklerinin taş ürettiğini söylediler ve bir iki hafta daha tedavi uyguladılar ama kedimizin acıları daha fazla artınca başka kliniğe gittik. O klinikte şok gerçeği öğrendik. Yapılan tahliller sonucu kedimizin ameliyatının yanlış yapıldığını, idrar kesesinin ve kuyruğunun felç olduğunu, ayaklarının sakat kaldığını ve ameliyatın sırt bölgesinden değil karın bölgesinden yapıldığını öğrendik. Bu nedenle iç organlarının tamamının zarar gördüğünü öğrendik" ifadelerini kullandı.

"Tedavi içi 190 bin lira harcadım" 

Kedisinin tedavisi için toplam 190 bin lira harcadığını açıklayan ve bunun belgelerinin de elinde olduğunu söyleyen Çetin Talay, "Kedimizin tedavisi için bir yıl boyunca hemen hemen her gün 500 lira ödemek zorunda kaldık. Yani bu bir buçuk yılda toplam 190 bin lira masraf yaptım ben kedimin tedavisi için ve bunların hepsinin de belgeleri mevcut. Bununla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette de bulunduk. Dava açtık ama biz bilirkişiye gidecekken iki hafta önce kedimiz hayatını kaybetti. Sonrasında kedimizi otopsi için Adana Araştırma Kontrol Enstitüsü’ne götürdük ve burada yapılan otopsi sonucu tüm ihmaller bir bir belgelendi" şeklinde konuştu.

"Maddi ve manevi zarara uğradım" 

Tedavi sürecinde ihmali olan kişilerin uzlaşma talebinde bulunduğunu da aktaran Çetin Talay, "Şu an karşı taraf yani ihmali olan veteriner hekim hatasını kabul ederek bizimle uzlaşmak istiyor ama zararımızı karşılamayı reddediyor. Biz bu nedenle bu teklifi kabul etmedik. Bu yolda elimizden geldiğince mücadele etmeye devam edeceğiz. Ben karşı taraftan maddi zararımın karşılanmasını istiyorum. Yani maddi, manevi bütün zararlarımın karşılanmasını istiyorum ben. Bu işte ihmali olan Gaziantep’teki bir veteriner hekim, Ankara’da bir hayvan hastanesi ve oradaki bir cerrahtır" diye konuştu. 

Hem kedisini kaybetmenin üzüntüsünü yaşayan hem de yaşanan ihmaller sonucu uğradığı maddi zararın sıkıntısını çeken Çetin Talay, elinde bulunan raporlar, yaptığı harcamalar ve adli tıp sonuçlarına bakılarak devam eden yargı sürecinde adil bir karar verilmesini istiyor.  

Said Vakkas Yağcı
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce 48 saat uykusuz maraton Düzce Üniversitesi ve Düzce Teknopark iş birliğiyle düzenlenen ve 3 gün süresince zorlu bir iş fikri yarışmasına sahne olan Girişimcilik Maratonu 2024, gerçekleştirilen ödül töreni ile sona erdi. Cumhuriyet Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen programa; Düzce Üniversitesi Rektörü ve Düzce Teknopark Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nedim Sözbir, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Öztürk, Düzce Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. Resul Kara, sanayiciler, davetli konuklar ile Düzce Üniversitesi öğretim üyeleri, mentörler ve öğrenciler katıldı. Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Düzce Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. Resul Kara, bilim ve teknolojinin geldiği son noktada, eski düşünce tarzlarının değiştiğini ve evrildiğini, gençlerin günümüz teknolojisinin ihtiyaçları ve düşüncelerine yön verir hale geldiğini ifade etti. Disiplinler arası çalışmanın önemi üzerinde duran, farklı bilim alanlarından kişilerin bir araya gelerek, farklı disiplinlerdeki bilgileri bir araya getirerek sistemler kurduğunda, katma değeri yüksek ürünlerin ortaya konulabildiğini dile getiren Prof. Dr. Kara, Girişimcilik Maratonu ile genç girişimcileri bir takım halinde birlikte üretmelerine aracılık ettiklerini sözlerine ekledi. Rektör Prof. Dr. Nedim Sözbir, Girişimcilik Maratonu’ndaki deneyim ve atmosfer sayesinde tüm adayların kazandığına ve geleceğe hazırlanma noktasında donanımlı hale geldiğine dikkat çekti. Girişimci gençlerin; iş fikirlerinin geliştirilmesi, projeye ve ürüne dönüştürülmesi aşamalarını yakından görmelerinin de çok önemli olduğunu vurgulayan Rektör Sözbir, Türkiye Yüzyılı’nda ve teknoloji üretiminde bu tür organizasyonların değerli olduğunu belirterek sponsorlara ve destek sunanlara teşekkür etti. Açılış konuşmalarının ardından, Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir tarafından etkinliğe sponsor ve destek olan kurumlara, eğitmenlere ve kişilere plaket ve teşekkür belgeleri takdim edildi. Plaket takdimi sonrasında finale kalan 15 takımın sunumlarına geçildi. 48 saatlik uykusuz maraton sürecinde, eğitmenlerce verilen eğitimler ve mentorlerin destekleriyle yenilikçi iş fikirlerini bir iş modeline çeviren ve olgunlaştıran öğrenciler, jüri önünde ödülleri kazanabilmek için birbirleriyle rekabete girdi. Jüri değerlendirmesi sonucunda; Mülaim fikri birinci olarak 75.000 TL ödülün sahibi oldu. Jamrone fikri 50.000 TL ile ikincilik ödülü kazanırken, Ayas fikri ise 3. lük derecesiyle 25.000 TL ödüle layık görüldü. Ödül kazanan takımlar, geleceğin başarılı girişimcileri olarak; iş fikirlerini hayalden öteye taşıyarak hayata geçirme, fikirden şirkete uzanan bir deneyim yaşama olanağı elde etti.
Bursa 671 yıldırdır bu kazanlar kaynıyor Bursa’da köylüler tarafından yılda bir kez pişirilen yemek için binlerce kişi köye akın etti. 671 yıldır devam eden gelenek bu yıl da bozulmadı. Bursa’nın Keles ilçesi Sorgun köyü sakinleri atalarından kalma yüzlerce yıllık geleneği ilk günkü gibi yaşatıyor. Her hıdırellezde "bolluk ve bereket getirsin" diye köylüler tarafından sadece bu köye özel 13 çeşit bakliyat kullanılarak ’Dede aşı’ isimli yemek pişiriliyor. Tüm köy sakinleri imece usulü kazanlarda tonlarca ’Dede aşı’ herkes tarafından çok seviliyor. Kazanlarda pişen bu yemek için herkes köye davet ediliyor. Bu yıl 671 defa pişen bu asırlık lezzetler için şehir içi ve dışından binlerce kişi köye ziyarette bulundu. Köye gelen misafirlere köyün gençleri tarafından ’Dede aşı’ yemeği servis edildi. Yemeğin ardından bolluk ve bereket için dua edildi. Yemeği yiyen misafirler Sorgun köyü sakinlerine misafirperverlikleri için dua etti. Atalarından miras kalan bu geleneği bu yıl 671’incisini gerçekleştirdiklerini ifade eden Sorgun Köyü Dernek Başkanı Muharrem Ulutaş, "Bu gelenek bize atalarımızdan miras, köyümüzde yetişen 13 çeşit bakliyattan dede aşı dediğimiz yemeği yaparak köyümüze gelen misafirlere ikram ediyoruz. Sadece köyümüzde pişen bu yemeğin ünü il sınırlarını aştı. Köyümüze şehir içi ve dışından binlerce misafir geldi. Gelen misafirlerimizi en güzel şekilde ağırladık. Misafirler yaptığımız etkinlikten çok memnun kalarak ayrıldı. Seneye de 672’incisini yapacağımız hayrımıza herkesi bekleriz" dedi.