EĞİTİM - 03 Kasım 2018 Cumartesi 11:41

Beyaz önlük giyerek mesleğe ilk adımı attılar

A
A
A
Beyaz önlük giyerek mesleğe ilk adımı attılar

İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin 100 birinci sınıf öğrencisi geleneksel önlük giyme töreninde beyaz önlüklerini giyerek mesleğe ilk adımını attılar.

İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nin Geleneksel Beyaz Önlük Giyme Töreni Üniversitenin Gaziosmanpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde gerçekleştirildi. Törene İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Azmi Ofluoğlu, Rektör Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, onur konuğu olarak hocaların hocası Prof. Dr. Özdem Anğ, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Demir Budak, öğretim üyeleri, öğrenciler ve aileleri katıldı.

Törenin açılış konuşmasını yapan İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Demir Budak öğrencilere tavsiyelerde bulunarak, “Ömrünüz boyunca bu önlüğü lekelemeyin, bu beyaz önlükleri mesleğin hak ettiği saygınlıkla, gururla ve onurla taşıyın” diye konuştu. Öğrencilerin yanı sıra ailelerinin de bu anlamlı günde büyük sevinç ve mutluluk duyduklarının altını çizen Prof. Dr. Demir Budak şöyle devam etti: “Aileler olarak sizler de beyaz önlüklerini giyecek olan çocuklarınız kadar heyecan ve gurur içerisindesiniz. Çünkü aileleri de çocuklarının mesleki olarak ilk mürüvvetini yaşıyorlar. Bizler de aynı mutluluk ve gururu yaşıyoruz, çünkü özveri ve fedakârlığın simgesi olan, leke kabul etmeyen beyaz önlüklerini giyecekler. Öğrencilerimizi ayrı ayrı kutluyorum. Giyecekleri beyaz önlüğe hat ettikleri değeri vereceklerine inanıyorum.”

“Beyaz önlük sorumluluk demektir”

Törende konuşan İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu ise tıbbın simgesi beyaz önlüğün saflık ve temizlik kadar sorumluluk anlamına da geldiğini söyledi. Beyaz önlüklerini giyen Tıp Fakültesi öğrencilerinin önemli önemli bir sorumluluğu da üstleneceklerini kaydeden Prof. Dr. Hacısalihoğlu şöyle devam etti: “Öğrencilerimiz bundan böyle meslek hayatları boyunca sırtlarında çok keyifli ama önemli bir yükü taşıyacaklar. Bu önlükler müthiş bir fedakârlığın simgesidir. Dürüst, doğru, sahici, mütevazı ve sabırlı olmak bu önlüğün sorumluluğudur. Ayrıca başarılı olmak da çok önemlidir. Siz başarıya mahkûmsunuz. Başarısızlık diye bir şey, bir hekimin lügatinde olamaz.”

“Beyaz önlük bilginin sembolüdür”

Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu beyaz önlüğün pek çok önemli değeri simgelediğinin altını çizerek şunları kaydetti: “Beyaz önlük bilginin sembolüdür. Bilginiz arttıkça egonuz düşecektir eminim. Kibir ruhun kanseridir. Bu açıdan beyaz önlüğün mütevazılığın bir sembolü olduğunu da unutmayın. Beyaz önlüğün bir başka sorumluluğu da bencil olmamaktır. Paylaşımcı olacak, ekip ruhunu yaşayacaksınız. Mutluluğu sadece kendisi için hedefleyenler bizlere iyi insan tarifini ortaya koymazlar. En büyük mutluluk başkalarını mutlu etmektir. Beyaz önlükte anlamını bulan bir başka sorumluluk ise sabırdır. Bütün güzel işler sabırdan sonra gelir. Beyaz önlüğün bir başka sorumluluğu da ahlaklı olmanın sorumluluğudur. Her işin yarısı ahlaktır. Kuşkusuz beyaz önlükte anlamını bulan en önemli şey ise başarıdır. Zira siz başarıya mahkumsunuz.”

“Bir ülkenin gelişmişliği bilimle ölçülür”

Törene onur konuğu olarak katılan hocaların hocası Prof. Dr. Özdem Anğ da konuşmasında beyaz önlüğün tarihçesine değindi. Bir ülkenin gelişmişliğinin o ülkede bilime verilen önemle ölçüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Özdem Anğ şöyle devam etti: “Nobel alan ülkelere baktığımızda oralarda bilime önem verildiğini görüyoruz. Bilime önem verilmezse gerisi boştur. Hekimlerin de tıbbın bir bilim olduğunu bilerek davranması yüzyılımızın başından beri bir gelenek olmuştur. Bizler de artık o yüzden sadece tedavi eden kişiler olarak değil, birer bilim adamı olarak davranıyoruz. Laboratuvar çalışmaları sayesinde sayısız ilaçlar bulunuyor ve bunun büyük bölümünü hekimler başarıyorlar. Bugün ismini bilmediğimiz birçok hekim de başta ABD olmak üzere çok sayıda ülkede çalışıyorlar.”

Konuşmaların ardından Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Azmi Ofluoğlu, Rektör Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, Üniversitenin Dekanları, Enstitü Müdürleri, Meslek Yüksek Okulu Müdürleri ve Öğretim Üyeleri tarafından öğrencilere beyaz önlükleri ve stetoskopları giydirildi. Toplu fotoğraf çekimi sonrasında öğrenciler aileleri ile hatıra fotoğrafı çektirerek onlarla heyecanlarını paylaştılar.

      

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.