ÇEVRE - 25 Ocak 2021 Pazartesi 16:19

Bilim dünyası yeni bitki türü keşfetti

A
A
A
Bilim dünyası yeni bitki türü keşfetti

Bilim dünyası bu güne kadar keşfedilmemiş bir bitki türünü Adıyaman’da keşfetti.

Adıyaman Üniversitesi Biyoloji Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ahmet Zafer Tel, Kazayağıgiller (Poligonaceae) familyası üyesi olan bitkiye bilimsel olarak Rheum telianum, Türkçe ise “Tel Işkını” ismi verdi.
Adıyaman’ın Kuzeydoğu bölgesinde yüksek ve dağlık bölgede keşfedilen ve kayıtlara geçirilen yeni bitki ile ilgili açıklamada bulunan Prof. Dr. Ahmet Zafer Tel, bugüne kadar yapılan çalışmaların sonucuna göre tüm dünya üzerinde yayılış gösteren 60 kadar ışkın türü olduğunu ve bunun sadece 1 türünün ülkemizde yaşadığının bilindiğini söyledi.
Tel, “Bir ışkın türünün (Rheum ribes) ülkemizde yaşadığı biliniyordu. Bu tür Türkiye’nin yanı sıra Filistin, Lübnan, Ermenistan, Kuzey Irak ve İran’da olmak üzere geniş yayılış alanına sahipti. Adıyaman’da yaptığımız floristik çalışmalar esnasında tespit ettiğimiz yeni ışkın türünün (Rheum telianum) farklı tür olabileceği yönünde kanaatimiz gelişti ve yaptığımız ayrıntılı inceleme sonucu bu bitkinin bilim dünyası için yeni bir tür olduğu sonucuna vardık.

Rheum telianum bitkisinin Dünya’da sadece Adıyaman’ımızda yetişen endemik bir tür olması ve bunun yanında tıbbi ve ekonomik değerinin bulunması bu bitkiyi oldukça önemli kılmaktadır. Zira dünya üzerinde yaşayan diğer Işkın türleri üzerinde bugüne kadar yapılan bilhassa Amerika, Almanya ve İngiltere kaynaklı çalışmalarda kanser hücrelerinin büyümesinin durdurulası yönünde sonuçların bile alındığı görülmektedir. Yüzyıllardır Adıyaman dağlarında yetişen bitkimiz yöre halkı tarafından toplanıp yenen ve ticareti yapılan bir Işkın türüdür. Türkiye’de yetişen ikinci ışkın türü olarak kayıtlara geçen ‘Tel Işkını’ aynı zamanda Adıyaman’ımıza özgü endemik bir türdür. Tel Işkını’nın hem ülkemiz hem de dünya için yeni tür olduğunu kanıtlayan makale, bilimsel süreci tamamlanarak sistematik botanik sahasında hatırı sayılır dergilerden olan ‘Phytotaxa’ isimli dergide yayınlanmıştır. Ben layık olmadığım halde şahsımı onura etmek adına bitkiye adımı veren değerli meslektaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Bilim dünyasına ve Adıyaman’ımıza hayırlı olsun” dedi.

Bilim dünyası yeni bitki türü keşfetti

Ahmet Zafer Tel, ‘Tel Işkını’nın Adıyaman için ‘coğrafik işaret’ olmasıyla ilgili olarak da, “Işkın bitkisinin çiçek sapı yenmektedir ve besin değeri oldukça yüksek bir bitkidir. Yeni türümüzün bu özelliği önem arz etmektedir. Dünya nüfusunun giderek artmasıyla besin ve doğal kaynaklar maalesef bilinçsiz şekilde tüketilmekte, yeni ve alternatif gıda ürünlerine yöneliş hızı artmaktadır. Bu nedenle günümüzde, yeni ve özellikle ekonomik öneme sahip türlerin keşfi gerçekten çok önemlidir. Bir bitki ile de olsa ülkemiz gıda ekonomisine ve üniversite-sanayi iş birliğine katkı sağlamış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Yeni keşfettiğimiz ve üzerinde çalıştığımız başka bitkiler de var. Bunlar da zamanı gelince bilim dünyası ile paylaşılacaktır. Bu keşfimiz ile bilimsel çalışmalarda ‘Temel Bilimlerin’ önemi bir kez daha anlaşılmış oldu.

Türk Patent ve Marka Kurumunun tabi olduğu 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 34’üncü maddesine göre coğrafik işaret, belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri bakımından kökenin bulunduğu yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş ürünü gösteren işarettir. Gıda, tarım, maden, el sanatları, sanayi ürünleri coğrafi işaret tesciline konu olabilir. Dünyada sadece ilimizde yetişen Tel Işkını, halkımız tarafından yıllarca gıda olarak kullanılan, ticareti yapılan, tıbbi ve ekonomik öneme sahip bir bitki olmasına rağmen bilim dünyası için yeni tür olma özelliği bilinmiyordu. Yaptığımız çalışma ile bu özelliği de ortaya çıkmış oldu. Özetle dünya için endemik olan bu ışkın türümüz aynı zamanda Adıyaman’ımızı yansıtan bir coğrafik işaret niteliği taşımaktadır. Bu bitki türünün üretimi, işlenmesi ve ekonomiye kazandırılması hususunda çalışmalarımız başlamıştır. Çalışmalarımızı destekleyen Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğüne, Iğdır Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Hakkı Alma’ya ve Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Turgut’a desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Bilim dünyası yeni bitki türü keşfetti


Ahmet Arslantaş
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Teleferikte ailesiyle mahsur kalan makine teknisyeni: "Kazadan 10 dakika önce arayıp uyarmıştım" Antalya’da yaşanan teleferik kazasında ailesiyle birlikte mahsur kalan ve Çorlu ilçesinde yaşayan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Henüz olay yaşanmamıştı, ben arayıp uyardım ama maalesef 10 dakika sonra kaza meydana geldi. Çok üzücü bir olay fakat önüne geçilebilirdi” dedi. 12 Nisan tarihinde Antalya’nın Konyaaltı ilçesindeki Sarısu-Tünektepe teleferik hattında bulunan bir teleferik direği devrilip seyir halindeki bir kabine çarptı. Kabinin parçalanması sonucu Avukat Memiş Gümüş hayatını kaybederken, 17 kişi de yaralanmıştı. Kaza sonrası tamamen duran teleferik kabinlerinde mahsur kalan 174 kişi, yaklaşık 1 gün süren çalışmalardan sonra tahliye edildi. Çorlu ilçesinde yaşayan Cezmi Türkyılmaz, üniversitede okuyan kızını ziyaret için gittiği Antalya’da yolculuk için bindiği teleferikte, kabinlerde mahsur kalan 174 kişi arasında yer aldı. Türkyılmaz ve ailesiyle yaklaşık 7 saat sonra helikopter vasıtasıyla mahsur kaldığı kabinden kurtarıldı. Olayla ilgili konuşan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Gezi amaçlı teleferiğe bindik ve geziyi tamamladıktan sonra dönüş için teleferiğe bindik. Bu sırada direklerden bizim kabinin üzerine kıvılcım sıçradı. Bunu kızım fark etti ve bana da söyledi. Ben de bu konulara karşı bilgisi olan bir makine teknisyeniyim. Kafamı kaldırıp baktığımda direğin üzerinde makaralar kilitlenmiş dönmüyordu. Hemen kabinde yazan irtibat numarasını arayarak, görevlilere ulaştım ve kazaya sebebiyet verilmesin diye teleferiği durdurmalarını ifade ettim. Arayıp, ‘direğin üzerindeki makaralar dönmüyor. Bu yüzden çelik halat kıvılcım çıkarıyor, teleferiği hemen durdurun’ dedim. Telefonu kapattılar 5 dakika sürdü, herhangi bir durdurma olmadı. 5 dakika sonra tekrar aradım ve ‘sakın yolcu almayın, teleferiği hemen durdurun, kıvılcım ve duman çıkıyor’ dedim. 3-4 dakika sonra teleferik tekrar start alınca bir baktım arkaya etrafı toz bulutu kapladı. Telefon kayıtlarına bakılabilir muhtemelen ilk ben arayıp uyardım. Benim aradığımda stop edilip bırakılsaydı bu olay yaşanmazdı” diye konuştu.
Antalya Deniz kaplumbağaları ilk yuvayı yaptı Antalya’nın Manavgat ilçesi Sorgun-Side sahilinde ilk yetişkin deniz kaplumbağası yuvası tespit edildi. Manavgat’ta nesli tükenme tehlikesi altındaki deniz kaplumbağalarının yuvalama alanlarından Sorgun- Side sahilinde, yeni sezonun ilk kaplumbağa yuvası tespit edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan aldığı araştırma izinleriyle izleme faaliyetlerini yürüten DEKAFOK Kıyı Koruma Derneği tarafından belirlenen kaplumbağa yuvası, korumaya alındı. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve genelgelerle nesli koruma altına alınan deniz kaplumbağalarının yuvalama alanları, her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli uyarı ve tedbirlerle korunacak. Bunların başında yuvalama alanlarından motorlu araçların geçmesi, sahilde ateş yakılması, yavruların deniz yönüne gitmesini engelleyebilecek yapay ışıklar, havai fişekler ve çöpler gibi faktörlerin yasaklanması geliyor. İlk yuva, geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildi DEKAFOK Kurucu Başkanı Seher Akyol, bu yıl beşinci koruma ve izleme sezonuna hazırlandıklarını belirterek, "2020 yılında bu işe başladığımızda bize ’Burada caretta mı olur?’ demişlerdi. İlk yıl burada carettaların olduğunu, ikinci yıl ise deniz analarının en büyük avcısı carettaların aslında buradaki en büyük çalışma alanı olan turizm için ne kadar önemli olduğunu gösterdik. Üçüncü yıldan itibaren ise çevreye duyarlı halkımızın muhteşem çabalarıyla daha da güçlendik. Bu yıl beşinci sezonumuza hazırlanırken çok daha müsterihiz çünkü vicdani duyguları son derece gelişmiş olan halkımız artık ne yapması ve yapmaması gerektiğini çok iyi biliyor. Geçmiş dönemlere bakarak duyarlılığıyla beni çok etkileyen off-road sürücülerimiz ekim ayının ortalarına kadar sahillerimizde araçla geçmemesi gerektiğini, kampçılarımız ateşin deniz kaplumbağalarına ne gibi zararlar verdiğini çok iyi biliyor. Bölgedeki otellerimiz bu konuda tam destekçimiz ve bu dönemde onlarla ve duyarlı personelleriyle muhteşem bir uyum yakalıyoruz" dedi. DEKAFOK tarafından yapılan açıklamada; ilk yuvanın geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildiği belirtilirken, yetişkin deniz kaplumbağalarının ağustos ortalarına kadar yuvalamaya devam etmesinin beklendiği, yavruların ise ilk yuvadan yaklaşık 50 gün sonra çıkmaya başlayacağı ve geçen yıl olduğu gibi ekim ayının ortalarına kadar çıkışlarını sürdüreceği kaydedildi.