EĞİTİM - 22 Ocak 2021 Cuma 11:09

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhan’dan yüz yüze eğitim açıklaması

A
A
A
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhan’dan yüz yüze eğitim açıklaması

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, okulların yüz yüze eğitime başlaması hakkında, “15 Şubat tarihini, o tarih yaklaştığında tekrar değerlendirip ona göre yol almak daha doğru olacaktır” dedi.

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Toplum Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, destek kurslarında yüz yüze eğitime geçişi değerlendirdi. Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhan, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un yüz yüze eğitime dönüş için ifade ettiği 15 Şubat tarihinin o tarih yaklaşınca yeniden değerlendirilebileceğini, şu an için yorum yapmanın erken olduğunu söyledi. Üniversiteler konusuna da değinen Prof. Dr. İlhan, bu konuda her üniversitenin farklı imkanları olduğu için her üniversitenin kendisinin karar vereceğini ancak yaz aylarına kadar, Ramazan Bayramı sonrasında belki yüz yüze eğitimin başlayabileceğini söyledi.

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhan’dan yüz yüze eğitim açıklaması

“15 ŞUBAT TARİHİNİ, O TARİH YAKLAŞTIĞINDA TEKRAR DEĞERLENDİRİP ONA GÖRE YOL ALMAK DAHA DOĞRU OLACAKTIR”

Milli Eğitim Bakanlığının 8. ve 12. sınıflar ile mezun öğrenciler için destek kurslarında yüz yüze eğitime geçilmesi kararını da değerlendiren Prof. Dr. İlhan, “Tabii bu çocuklarımız sınava girecek çocuklarımız. Gerçekten destek olunması gerekiyor, uzaktan ya da yüz yüze olarak. O yüzden bunu biraz daha okulların açılmasından farklı düşünmek gerekiyor. Ama şu an zaten Milli Eğitim Bakanımız 15 Şubat gibi bir tarih olarak medyaya bir açıklama yaptı. 15 Şubat tarihini, o tarih yaklaştığında tekrar değerlendirip ona göre yol almak daha doğru olacaktır” şeklinde konuştu.

“ŞUBAT BAŞI RAKAMLARA, VAKA SAYISINDAKİ GİDİŞE, HASTA SAYISINDAKİ GİDİŞE, AŞILAMAYA GÖRE KARAR VERMEK DAHA DOĞRU”

Okulların açılmasının öğretmenlerin aşılanması ile eş zamanlı olmasının daha doğru olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. İlhan, “Okullar açılırsa da önce kademeleri olarak daha küçük sınıflardan, ilkokul 1’lerden, 2’lerden, sonra sınava girecek çocuklardan başlayarak gitmek daha doğru olacaktır. Şu an 15 Şubat tarihini değerlendirmek için biraz erken. Bir hedef olarak tabii ki olabilir. Ama şubat başı rakamlara, vaka sayısındaki gidişe, hasta sayısındaki gidişe, aşılamaya göre karar vermek daha doğru. Hem de zaten öğretmenlerimizin aşılaması ikinci grupta yer alıyor. İkisi eş zamanlı olursa sanki daha az hasarla atlatılabilir süreç düşüncesindeyim” diye konuştu.

“HER ÜNİVERSİTE KENDİSİ BAĞIMSIZ KARAR VERECEĞİ İÇİN ŞU AN BİR YORUM YAPMAK AÇIKÇASI ZOR”

Üniversite öğrencilerinin de bu konuda taleplerinin olduğunu ancak her üniversitenin kendi şartlarının farklı olduğunu belirten Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhan, “Tüm üniversitelerin akademik ve idari personelini bir arada değerlendirmek gerekiyor. Çünkü bir arada çalışıyoruz. Araştırma görevlisinden memur arkadaşımıza, temizlik görevlimize, profesörümüze kadar bir sistem söz konusu olacak aşılamada. Burada tabii üniversiteler halihazırda açık biliyorsunuz. Çevrimiçi eğitim verenler var, yüz yüze eğitim verenler var, tıp son sınıflar her yerde devam ediyor, bunu söylemek gerekiyor. Biz tıp fakültelerinde stajyer doktorlarımızı nisan, mayıs aylarında başlatacağız. Ama her üniversitenin, hatta her fakültenin kendi programı dahilinde program öncelikleri, üniversitenin çevrimiçi yeterlilikleri, kapasitesiyle karar vermesi gereken bir süreç bu. Yani her üniversite kendisi bağımsız karar vereceği için şu an bir yorum yapmak açıkçası zor” ifadelerini kullandı.

“YAZ DÖNEMİNDE TATİL YAPILACAK DİYE BİR ŞEY ZORUNLU DEĞİL”

Üniversitelerin belki Ramazan Bayramı sonrasında yüz yüze eğitime dönebileceğini söyleyen İlhan, “Benim kişisel gözlemim şu; uygulamalı olan bölümlerin bu döneminde de biraz daha çevrimiçi olarak devam edip, yaz dönemine doğru, bayram sonrası bu uygulamaları yapması uygun olabilir. Zira bunun önünde bir engel yok. Yaz döneminde de eğitim yapılabilir. Yaz döneminde tatil yapılacak diye bir şey zorunlu değil. Biz örneğin önlemlerimizi buna göre aldık. Yaz döneminde stajyer doktorlarımız, diğer temel tıpta okuyan arkadaşlarımız devam edecekler eğitimlerine. Diğer fakültelerin de buna göre planlamalarını yaptıkları bilgisine sahibim” açıklamasını yaptı.

Utku Şimşek - Yunus Özkan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kurum’dan otobüs şoförlerine müjde: “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” İBB Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programda konuşan Kurum, “Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programa Kurum’un yanı sıra Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü, AK Parti Sancaktepe İlçe Başkanı Turgay Akpınar, Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği Dernek Başkan Vekili Göksal Ovacık, ÖZULAŞ Başkanı Sedat Şahin, milletvekilleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programda ilgiyle karşılanan Kurum vatandaşlarla hatıra fotoğrafı da çektirdi. “İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor” Programda konuşan İBB Başkan Adayı Kurum, “Bugün İstanbul’da yaklaşık 3 bin halk otobüsümüz var. Yüzbinlerce yolcuyu taşımaya çalışıyorsunuz. İstanbul’un bu yükünü almak için çaba sarf ediyorsunuz ama her geçen gün bu yük bir kat daha artıyor. İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor. Biz, hem özel halk otobüsü emekçilerini hem de İstanbulluları uğraştıran değil ulaştıran İstanbul diyerek rahatlatacağız. İstanbullu kardeşlerimiz sizlere emanet. Genç kızlarımız, kadınlarımız otobüse bindiğinde saat geçse, durak evine uzaktaysa şoför kardeşlerim gerekirse evinin önüne kadar bırakacak. Bu hedef öyle sadece yatırım ve buradaki hizmetlerden müteşekkil değildir. Biz bir yandan yeni ulaşım yatırımları yaparken bir yandan da İstanbul’un trafik sorununa dair, çok önemli adımlar atacağız. Ben ulaşım sektöründeki esnafımızın sorunları için aylarca çalıştım. Bu konudaki tüm uzmanlarla esnaf odalarımızla istişare ettim” dedi. “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” Otobüsçülerin yaşadığı sorunlara değinen Kurum, müjdeleri hakkında da şöyle konuştu: “Sizler, 40 yıldır yaşadığınız sorunları, dertleri şu beş yılda yaşadınız. Ücretlerinizi iki ay geç aldığınızı biliyorum. Çok büyük mağduriyetler yaşıyorsunuz. 2023 zammını hala alamadınız. Her bir özel halk otobüsümüzün 1 milyon TL alacağı var. Alamadığınız ödemelerinizden dolayı araçlarınıza bakım yapmakta zorlanıyorsunuz. Vatandaşlarımızı taşımak için gereken her türlü fedakarlığı yapıyorsunuz. Yanan ve bozulan otobüsler olduğunda mevcut İBB yönetimi bu sorunları görmezden geliyor. Sen otobüsçünün hakkını ödemezsen bu esnaf otobüsüne nasıl bakım yaptıracak. Mevcut İBB yönetimi sizin eksiklerinizle alakalı bırakın bir irade ortaya koymayı sorunları görmezden geliyor. Yetmiyor, bir de size boşu boşuna cezalar kesiyor. İETT yönetimi, ezan okunurken aracında su içip orucunu açan özel halk otobüsü şoförüne neden ceza keser? Eğer kötü niyetliyseniz, eğer bu milleti sevmiyorsanız elbette kesersiniz. Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” “Sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz” Müjdelerini saymaya devam eden Kurum, “Otobüslerinizi yenileyemediğinizi çok iyi biliyorum. Toplu taşıma kanununu ve mülkiyet probleminin çözümüyle ilgili kanunu meclise bu kardeşiniz taşıdı. Bu konunun takibini yapacağız ve mülkiyet sorununu tamamen çözeceğiz. Göreve gelir gelmez devlet bankalarımızla yapacağımız protokollerle sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz. Hem siz huzur içerisinde çalışacaksınız hem de İstanbullu kardeşlerimize en güzel hizmeti vereceğiz. İstanbul halk otobüsü bir marka olacak. İstanbul’un yollarında bozulan, yanan otobüs devri 31 Mart akşamı tamamen bitecek” diye konuştu. “İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor” Seçimin iki zihniyet arasında gerçekleşeceğini belirten Kurum, “Bizim şoför esnafımız, kalenderdir. İşte sizler İstanbullunun sorunlarını dinleyen insanlarsınız. Sizlerle yaptığımız görüşmelerde de bu sorunların çözümleri hakkında konuşuyoruz. Konuştuğumuz herkesin ortak bir noktası var. İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor. Nasıl öyle görmesin? Fark ortada. Milletin karşısında sadece iki taraf var. Bir tarafta afet anında tatil beldelerinde gezenler, diğer tarafta sadece Fikirtepe’de, Esenler’de bile toplam 75 bin yeni yuvayı inşa edenler var. Bir yanda kendi geleceği için İstanbul’u kaderine terk edenler, diğer tarafta Kartal Orhantepe’de, Üsküdar’da, Beykoz’da, Ümraniye’de, 39 ilçemizde şantiyelerde arı gibi çalışanlar var. Bir yanda İstanbul’a yapılan tüm büyük ulaşım yatırımlarına karşı çıkanlar var, diğer yanda havalimanını, Marmaray’ı, Avrasya Tüneli’ni yapanlar var. Bu seçimde ya sağlıksız binalarda deprem korkusuyla beklemeyi ya da kentsel dönüşümle huzur içinde yaşamayı seçeceğiz. Bu seçimde ya 5 yılda 5 bin konut bile dönüştüremeyenleri ya da asrın felaketinde 3 ayda 180 bin konutu başlatanları seçeceğiz. Bu seçimde ya milletin kaynaklarını çarçur edenleri, ya da bizim gibi İstanbul’a her alanda 350 milyar lira yatırım yapanları seçeceğiz. Ya İstanbul’un bütçesini kendi için harcayanları, ya da kenti için, harcayanları seçeceğiz. Ben inanıyorum ki İstanbullular 5 yıldır çektikleri çileyi göz önünde bulunduracaklar. Hizmetin ve eserin adresi olan AK Parti’mizi ve Cumhur İttifakı’mızı sandıkta rekor bir oyla seçecektir. Ne yazık ki, son 5 yılda İstanbulluların derdiyle dertlenen, o dertlere çare olmaya gayret eden bir başkanları olmadı. Bu kardeşiniz, sizlerle hem dert ortağı, hem de çözüm ortağı olacak, İstanbul’un dertlerine deva olacak. Esnaf dostu, emek dostu, ekmek dostu bir belediyeciliği sizlere göstermek için bundan önce nasıl gece gündüz çalıştıysak yine aynı anlayışla çalışacağız” diyerek sözlerini tamamladı. “5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık” İlçede yaşanan sıkıntıları dile getiren Sancaktepe Belediye Başkanı Döğücü, “En büyük sıkıntımızı İBB’nin çalışmalarımızda yaşadık. Burada 200.000 nüfusla başlayan bir ilçe süreci var. 10-15 yıllık genç bir ilçeyiz ama o kadar çok nüfus aldık, o kadar çok tercih edildik, nüfusumuz 500 bine geldi. Bu ilçemizin otobüs hatlarının mutlaka düzenlenmesi lazım. Sancaktepe’de ikamet eden tüm vatandaşımız benimle aynı fikirde. Evinden çıkıp bir mahalleden bir mahalleye giderken bile otobüs hatlarında sıkıntı çekiyor. 2-3 tane vesait değiştirmek durumunda kalıyor. Bunlar için büyükşehirle defalarca görüşmemize rağmen hiçbir ilerleme kaydedemedik. Bırakın ilerleme kaydetmeyi gerileme yaşadık. Otobüs hatları iptal ediliyor. Başka güzergahlar daha faydalı olur hatlarımızı düzenleyelim diyoruz ses yok. Gelin yeni hatlar düzenleyelim, Sancaktepe artık kocaman bir ilçe oldu, bunların yeniden planlanması lazım diyoruz ses yok. Bırakın ses vermeyi duraklara giden vatandaşlar mevcut hatlardaki otobüsleri saatlerce bekliyor. Ulaşımda defalarca söylememize rağmen 5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık. 5 yıl önce bu sorunu görmüş kavşaklarımızı, otopark yerlerimizi, projelerimizi belirlememize rağmen bu konularda da hiçbir gelişme ve ilçemize herhangi bir hizmet alamadık. Bir büyükşehir sadece süt dağıtmasıyla övünemez. Biz ilçeleri zaten Sayın Cumhurbaşkanımızın başlatmış olduğu sosyal belediyecilikle mükemmel bir şekilde yönetiyoruz” ifadelerini kullandı.