Bimeks Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akgiray ile şirketlerinin son zamanlardaki atılımlarını konuştuk...
İki perdelik bir hayat, sizinkisi. Birinci perdede inşaat mühendisliği var. Kadıköy'de küçük bir teknoloji dükkânıyla başlayan ikinci perde, Bimeks'le devam ediyor… Nasıl bir geçiş yaptınız?
Ben inşaat yüksek mühendisiyim. 5-6 yıl mühendislik de yaptım. Okul inşaatından fabrika inşaatına kadar çok şey yaptık. Fakat bilgisayara meraklıydım.
O yıllarda Türkiye'de bilgisayar da yok gibi bir şey…
1983'ten sonra Türkiye, faks ve bilgisayarla tanışmaya başladı. Mühendis olduğumda da programlanabilir el bilgisayarı, Amstrad, Commodore gibi makineleri edinip “Bunlarla nasıl inşaat ve muhasebe programları yapabilirim?” dedim. Yaptım da… 1986'nın başında, AutoCAD programı ve 386 SX bilgisayarlar çıkmıştı. Mühendislik işlerini, AutoCAD üstüne kurmak istedim ama 20 bin dolara yakın bir maliyeti vardı. Kardeşimi ABD'de ziyaret ettiğimde o bilgisayarı ve programı çok daha ucuza aldım. İthal ederek ithalatı öğrendik. 3-4 sene sonra Bimeks olduk.
BİZİ CARREFOUR BÜYÜTTÜ
İlk dükkânı 1989'da Kadıköy'de açtınız. Daha sonra tek mağazayla yetinemeyeceğinizi anladınız…
Aslında o fikir zorla empoze edildi! Kadıköy'deki dükkânda bilgisayar teşhirini hayata geçirdik. Carrefour, Türkiye'nin ikinci alışveriş merkezini açıyordu. Mağaza açacak, elektronik üstüne bir satıcı bulamıyorlardı. Carrefour'un zoruyla girdik! Çok iyi gidince ikinci ve üçüncü alışveriş merkezine sürüklendik. Sonra Teknosa ortaya çıktı ve hızla büyümeye başladı. 2007 yılında bütün yabancılar Türkiye'ye gelmeye başlayınca, “Biz ne yapacağız?” dedik. Ya öleceğiz ya büyüyeceğiz!
Nasıl bir karar verdiniz?
Bizim kaybedecek çok şeyimiz yoktu, ama 250 insan işsiz kalacaktı. Yok pahasına şirketimizi almak isteyenler de oldu. O ara yabancı bir fon bize sermayedar ortak gibi oldu. Gelen parayla hızla büyümeye başladık. Ama talihsiz bir yıldı. Aniden 5 yabancı ve 2 yerli firma hızla mağazalaşmaya başladı. 2009'da gelen global krizde büyük para kaybettik. Ayakta kalmak için bugünkü stratejiyi izlemeye başladık.
Nedir, o strateji?
Daha az sermayeyle büyüme imkânı veren franchise modeli ve internette büyüme. Uzaktan stok, para ve personelin yönetilmesi üzerine bir yazılım üreterek, franchise sistemini hızla büyüttük. Halka açıldık, tasarruf ettik ve kâra geçmeyi başardık.
HİÇBİR YERDE BU KADAR YABANCI YOK!
Yabancı oyuncaların geri çekilme kararı ne zaman başladı?
2 yıl öncesine gidiyor. Sürekli zarar, zarar, zarar… Herhalde, “Dünyadaki yaygınlık içinde Türkiye o kadar küçük ki, zarar göze batmıyor.” diye düşündüler. Ama dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar oyuncu bir arada olmadı! Türkiye, Avrupa'ya en yakın, en hızlı büyüyen pazar! “Burada Bimeks diye gariban bir oyuncu ve Teknosa var. Biz bunları bir-iki yıl içinde süpürürüz. Türkiye'de kimse kalmaz” diye düşündüler. Bazı arkadaşlarımın buna inanmaları canımı sıkmıştı.
Size rekabet şansı dahi tanınmayan yabancı rakiplerinizi şimdi satın alıyorsunuz. Electro World'ü alma fikri nasıl çıktı?
Electro World'e geçen sene talip olduk. “Yüzde 10 Bimeks hissesi verelim, şirketi bize verin” demiştik. Garipsemişlerdi. Bu sene, biz almadan önce şirkete 70 milyon lira civarında para koydular. Biz, 7 milyon liraya aldık. Ama defter değerine bakarsanız, negatif bir değerle aldık. Yani eksi 25 milyon liraya aldık. Şirketin borcu, sıfır olsaydı, “Üstüne 25 milyon lira aldık” diyebilirdim.
Etkileri ne düzeyde? Bir hareketlenme var mı?
Son 6 ayda hırpalanmış bir şirket, hızla toparlıyor. Mart sonunda diğer mağazalarımızın performansına erişir sanıyorum.
Bununla yetinmediniz. Darty'i de alıyorsunuz. Onda son durum nedir?
Darty'de şirketi almıyoruz. Mağazalarını devralacağız. Detayları Ocak ayında netleşecek ama anlaşmaya vardık.
Gidişata bakılırsa, piyasada yerli oyuncular kalacak?
Şu anda oyuncu olarak Bimeks, Teknosa, Vatan, Gold ve
MediaMarkt var. Ama dünyada hâlâ beş oyuncunun olduğu bir pazar yok. MediaMarkt'ın neden hâlâ Türkiye'de durduğunu bilmiyorum, şaşırıyorum da!
TÜKETİCİ 'BENİ ALDAT; AMA KAZIKLAMA' DER!
Hemen her gün, teknoloji marketlerin yüzde 30'dan aşağı düşmeyen indirim reklamlarını okuyoruz. Kâr marjınız bu kadar yüksek mi?
O zaman şunu sorayım: Hiç indirimin olmadığı bir zamana rastladınız mı?
Hayır, rastlamadım…
Yüzde 30'la hiçbir zaman çalışmamışlar demek ki! ABD'de bir giyim mağazası var. Etiket üstüne etiket yapıştırırlar. Tüketici de bunu bilir. Apple'ın bir yöneticisi bu şirketin başına geçince, etiket uygulamasını kaldırıp, “Sadece satacağımız fiyatı yazalım” diyor. Satışlar, yüzde 40 düşüyor. Araştırma yaptırıyorlar. Buna göre, tüketici, etiketin üstünde etiket olduğunda, özel bir iskonto olmadığını biliyor; ama iskontolu gözükmesini tercih ediyor! Yani “Beni aldat! Ama kendimi kazıklanmış hissetmeyeyim” diyor. Hemen eski politikaya döndüler. Türkiye'de sadece elektronikte değil, bütün mağaza satışlarında indirim var. Çünkü tüketici bunu istiyor. “İndirimler gerçek değil” demiyorum. Gerçek; ama indirim yapacağımızı bildiğimiz için ilk fiyat tespiti de ona göre oluşuyor. Yoksa bizim gibi şirketlerin bir üründe ortalama kâr marjı brüt yüzde 18'dir en fazla.
“Torunlar Türkçe bilmeyince oğlumu buraya çağırdım”
> Oğlunuz Ahmet Bey, NASA'da çalıştı. Mars'a inen Curiosity aracının araştırma ekibinde de yer aldı. Siz mi istediniz Türkiye'ye dönmesini?
Murat Akgiray: Parlak bir kariyer yaptı zaten. Yeter o kadar. (Gülüyor) Zorlamadım; ama gelmesini istedim. Çocukları ilkokul
çağına geldi; ama Türkçeyi düzgün konuşamıyorlardı. “Biraz daha kalırsanız, çocuklar bırakmaz” dedim. Onlar da döndü. Baba-oğul devam ediyoruz. Ahmet, bir yandan da Özyeğin Üniversitesi'nde hocalık yapıyor. Ayrıca yurtdışındaki şirketlere tasarım yapmaya devam ediyor.
Sosyal sorumluluk
24 Down Sendromlu çalışanımız olacak
Genel Müdürümüz Arif Bayraktar ve İnsan Kaynakları Müdürümüz Nisa Dizdar'ın marifetidir bu proje...
Down sendromlu gençleri istihdam ederek, sosyal sorumluluk alanında önemli bir öncülük de yapıyorsunuz…
Murat Akgiray: 2012'nin yılbaşında bu projeye karar verdik. 2012'nin Eylül ayında da uygulamaya geçtik. Projenin adına “+1 Bidown” dedik. Onları, 'Teknoport' adını verdiğimiz büyük mağazalarımızda çalıştırmaya başladık. 10 Teknoport'umuza, ElectroWorld'le birlikte 14 tane daha ilave edeceğiz. 24 belki büyük bir sayı değil; ama o kadar çocuk mutlu olacak. En güzeli bu. Benden ziyade Genel Müdürümüz Arif Bayraktar ve İnsan Kaynakları Müdürümüz Nisa Dizdar'ın marifetidir bu iş. İlk denemeyi de Arif Bey'in oğluyla yaptık. Onların mutluluğu, etraflarındaki personeli de mutlu ediyor.
Fatih VURAL/TÜRKİYE GAZETESİ
Fotoğraflar: Arif Yaman