GÜNDEM - 21 Aralık 2014 Pazar 14:40

Binalarda baca temizliği yaptırın

A
A
A
Binalarda baca temizliği yaptırın

TMMOB Makine Mühendisleri Odası Adana Şubesi Yönetim Kurulu, vatandaşları kömürlü sobalar, şofben kullanımı konusunda uyardı, kışa girerken binalarda mutlaka baca temizliği yaptırılmasını hatırlattı.

MMO Adana Şubesi tarafından yapılan yazılı açıklamada, her yıl binlerce insanın soba, şofben ve bacalardan dolayı hidrokarbon içeren kömür ve doğal gaz kaynaklı karbonmonoksit zehirlenmesine maruz kaldığı ifade edildi. Açıklamada şu önerilerde bulunuldu: “Soba-baca ve şofben-baca bağlantısının yanlış yapılması, sobaların yanlış yakılması ve yanlış kullanımı, baca temizliğinin yaptırılmaması, bacalar ile soba ve şofben cihazlarının standartlara uygun olmaması veya yanlış montajdan dolayı özellikle alçak basınçlı-lodoslu havaların sık yaşandığı sonbahar ve kış aylarında karbon monoksit zehirlenmeleri artmaktadır. Son yıllarda soba ve baca kaynaklı karbon monoksit zehirlenmeleri ve toplu ölümlerde ciddi artışlar gözlenmektedir. Soba-baca bağlantılı olaylar zehirlenmeden, şofben-baca bağlantılı ölümler ise zehirlenme ve boğulmadan kaynaklanmaktadır.

Kokusuz, renksiz, tatsız bir gaz olan karbonmonoksit zehirlenmelerinin özellikle uykuda iken farkına varılmasının güçlüğü, bu zehirlenmeye karşı önlemlerde toplumun bilinçli olmasını gerektirmektedir.”
MMO açıklamasında, Adana`da son birkaç yıldır gitgide yoğun olarak kullanılmaya başlanan, hükümet tarafından, dar gelirli ailelere dağıtılan, kalitesiz, nem ve kükürt oranı yüksek ve kalorifik değeri belli olmayan kömür nedeniyle hava kirliliğinin arttığı ifade edilen açıklamada şöyle denildi:
“Bugün yararlanılan bedava ancak kalitesiz kömürün, yakın gelecekte çok ciddi sağlık sorunlarına yol açacağı gözden kaçırılmamalıdır. TMMOB Makine Mühendisleri Odası Adana Şubesi olarak, her kış döneminde bacalı cihazların kullanımında dikkat edilecek hususlar konusunda kamuoyunu bilgilendirmeye ve bir toplumsal bilinç oluşturmaya çalışıyor, bu konuda hazırladığımız broşürleri paylaşıma açıyoruz. Bilgi, broşür ve belgelere Odamızın 'mmo.org.tr' adresli web sitesinden de ulaşılabilirsiniz.”

BACALARDA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
Makina Mühendisleri Odası Adana Şubesi’nin baca, kömürlü sobalar, şofben kullanımı konusundaki uyarıları şöyle: "Tekniğine uygun imalatı, temizliği ve bakımı yapılmayan bacalar zehirlenme ve yangınlara neden olur. Baca temizliği, sonbahar ve kış aylarına girerken yaptırılmalı; kömür gibi fazla miktarda is bırakan yakıt kullanıldığı takdirde 2 ayda bir, sıvı ve gaz gibi diğer yakıtlar kullanıldığı takdirde 3 ayda bir temizlettirilmelidir. Bacalar standartlara uygun yaptırılmalı, baca gazlarının soğumasını azaltmak, baca tepmesini önlemek ve hava şartlarının etkisini azaltmak için bacalar mutlaka yalıtılmalı veya baca duvarı et kalınlığı en az 10 santim olmalıdır.

Yangın emniyeti için bacalar çatının mahyasından en az 50-80 santim yükseklikte olmalıdır. İdeal yanma için etkili baca yüksekliği en az 3,5 metre, en fazla 5 metre olmalıdır. Bacalara yağmur suları, kuşlar, ağaç yaprakları v.b. şeylerin girmesini engellemek için mutlaka baca başlığı kullanılmalıdır. Rüzgarlı havalarda hava akışı yüksekten alçağa doğru gerçekleştiği için binanın çevresinde yüksek yapılar veya ağaç gibi engellerden dolayı sık sık meydana gelen baca tepmesini önlemek için bacaların en üst noktasının, çatının en üst noktasından 1 m daha yüksek olması sağlanmalıdır. Bacalar yatak odalarından, merdiven sahanlığından, bina girişlerinden, havalandırma boşluklarından, çatı arasından, banyo ve tuvaletten geçirilmemelidir."

KÖMÜRLÜ SOBALARDA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
Makina Mühendisleri Odası Adana Şubesi, kömürlü sobalarda dikkat edilecek hususları ise şöyle sıraladı:
"Sobada eksik yanma sonucu oluşan karbon monoksit gibi zararlı gazlar oda içine sızdığında zehirlenmelere neden olur. Soba alımında, sobaların TSE standartlarına uygunluğuna dikkat edilmelidir. Böylece sobanın ısı verimi de elde edilir.
Yakıtın standartlara uygunluğu ve izin belgesi olmayan satıcılardan kömür alınmaması önem taşımaktadır.
Soba aşırı doldurulmamalıdır. Aşırı doldurulan sobanın duman yolu daralır ve soba içinde düzensiz ısı dağılımı olacağından baca çekişi zayıflar.
İyi ısınmayan ve alttan yakılan kömür sobalarında karbon monoksit zehirlenmesi riski artmaktadır. Soba tutuşturulurken yakıtın üstten yanması sağlanmalıdır. Böylece soba içinde ortaya çıkan zehirli gazlar yanarak sobayı terk ederler. Kömürü tutuşturmak için üzerine az miktarda kâğıt ya da karton ve bunların üzerine de kolay yanan çıra ve odun konulmalıdır.
Sönmekte olan sobaya tutuşması güç yakıtların koyulmaması gerekir. Yakıt iyi olsa bile yavaş yavaş ilave edilmelidir. Soba yakıtla beslenirken, yeni atılan yakıtın üzerine kor halindeki yakıttan bir miktar konulması, sobadaki yakıtın sürekli olarak üstten yanmasını sağlar.
Yatmadan önce sobaya kesinlikle yakıt koyulmamalıdır. Özellikle alçak basınçlı-lodoslu havalarda ölüm olayları artmaktadır. Bacalar standartlara uygun değilse alçak basınçlı havalarda soba yakılmamalıdır.
Kullanılan her türlü ısıtma cihazının kalite belgesine haiz olup olmadığına, garantilerine ve garanti sürelerine dikkat edilmelidir.
Alınacak cihazın kapasitesinin kullanılacak mekana uygunluğu incelenerek karar verilmelidir.
Binaların Yangından Korunması yönetmeliklerine mutlaka uyulmalıdır.

ŞOFBEN KULLANIMINDA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
Şofben kullanımında dikkat edilecek konular ise şöyle:
"Şofben mutlaka bacaya bağlanmalı, baca bağlantısı olmayan (bina aydınlığına vb bağlı) şofben asla çalıştırılmamalıdır.
Cihaz alırken, mümkünse cihaz çalışır halde görülmeye çalışılmalıdır. Alınan cihazın kalite belgesi ve garantilerine dikkat edilmelidir.
Şofbenin monte edileceği mekân yeterli büyüklükte olmalıdır. Şofben mümkünse banyo yerine balkon veya başka bir mekâna takılmalıdır. Şofbenin montajı mutlaka yetkili servis tarafından yapılmalıdır.
Şofben zehirlenmeleri genellikle gaz kaçaklarından değil, yeterli havalandırma yapılmayan yerlerde oksijen oranının düşmesi sonucunda karbonmonoksit oranının yükselmesiyle gerçekleştiği için şofbenin kullanıldığı yere sürekli temiz hava girmesi sağlanmalıdır.
Şofben bacası mümkünse müstakil baca olmalıdır. Eğer şönt baca kullanılacaksa, dairenize ait baca ana bacaya üst kattaki baca seviyesinden bağlanılmalı ve baca mutlaka standartlara uygun olmalıdır.
Tek kolonlu bacaya kesinlikle birden fazla bağlantı yapılmamalıdır.
Şofbenin baca bağlantısı eğimli olmalıdır. Baca ile duvar arasında tam bir sızdırmazlık olmalıdır. Şofben borusu yatay mesafesi 2,5 m‘den az olmalıdır ve baca bağlantısı zemine göre \% 3 eğimle yapılmalıdır.
Eğer bacalı uygulamalar yapılacaksa cihaz için gerekli olan yanma havasının temini için banyo kapısı havalandırma menfezleri yapılmalıdır.
Cihaz hermetik olsa dahi banyo kapısı havalandırma menfezleri gereklidir.
Şofbende gaz kaçağı hissedildiğinde öncelikle gaz vanası ve tüp dedantörü kapatılmalı, elektrik düğmeleri açılıp kapatılmamalı, kibrit-çakmak gibi alev ve kıvılcım çıkartabilecek hiçbir işlem yapılmamalı, pencereler karşılıklı açılarak ortam havalandırılmalı, hızla gaz şirketi yetkilisi veya şofben servisi aranmalıdır."

KOMBİ ALIRKEN VE KULLANIRKEN DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
Makina Mühendisleri Odası Adana Şubesi’nin kombi alırken detaylı bir piyasa araştırması yapılması gerektiğini belirterek, bu konudaki uyarıları şöyle sıraladı: "Kombi alırken verimliliği, eşanjör yapısı (bitermik/monotermik), bacalı veya hermetik oluşu, satıcı firmanın güvenirliliği, yeterli ve yaygın servis teşkilatına sahip olup olmadığı, yedek parça bulunurluğu gibi hususlar dikkate alınarak satın alınmalı, alınan cihaz konutun ısı ihtiyacına ve baca yapısına uygun olarak seçilmelidir. Kombilerin konvansiyonel ve yoğuşmalı tip olmak üzere 2 ana sınıfta gruplandığını ifade edebiliriz. Konvansiyonel tip kombilerin yaklaşık yüzde 90-93 aralığında ısıl verime sahiptir. Yoğuşmalı tip premix yakıcılı kombilerde verim daha yüksektir. Kombi cihazlarının yakıt tüketiminin cihazın verimliliğine, konutun ısı yalıtımına, komşu dairelerin ısıtılma durumuna ve işletme koşullarına göre değişkenlik gösterir. Her ne tipte olursa olsun bir konutun kombi cihazlarıyla istenilen konfor şartlarında maksimum verimlilikte ve olabilecek en düşük yakıt tüketimiyle ısıtılabilmesi için dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır; Bir günlük zaman diliminde açma-kapama şeklinde değil, düşük sıcaklıkta sürekli çalışacak şekilde işletilmelidir. Oda termostatı, program saati, termostatik radyatör vanası gibi otomatik ısı kontrol cihazlarından yararlanılmalıdır. Kombinin monte edildiği ortam yeterince havalandırılan bir yer olmalıdır. Havalandırma menfezi hiç bir şekilde kapatılmamalıdır. Her yıl yetkili servisine gerekli yanma ayarlarının bakımı ve kontrolü yaptırılmalıdır.

Konutlarda gereken yer sıcaklığı 20 derecedir. Bu değerin üzerindeki her 1 derecelik kontrolsüz sıcaklık yükselmesinin, yakıt tüketiminde yüzde 6'lık bir artışa tekabül edeceği unutulmamalıdır. Emniyetli olsun düşüncesiyle gereğinden büyük ısıtma kapasiteli kombi seçilmemelidir. Kombi tesisatında uzun ve tek hatlı dağıtımlar yerine, tesisat ikiye bölünerek kısa pompa çevirimli hatlar uygulanmalıdır. Kombi tesisatında boru çapları olması gerekenden daha küçük seçilmemelidir. Radyatörlerin girişlerinde termostatik radyatör vanası, dönüşlerde ise reglaj vanası kullanılmalıdır. Kullanılmayan odaların sıcaklık değeri minimum 15 derecenin altına düşmeyecek şekilde ayarlanmalıdır. Apartman tipi konutlarda tüm daire sakinlerinin kombilerini sürekli işletme rejiminde çalıştırması, genel anlamda ekonomik ısınma elde edilmesini sağlar.” 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Lise öğrencileri savunma sanayiine 200’den fazla parça üretiyor Konya’da özel program ve proje uygulayan okul olarak kurulan meslek lisesinde, öğrenciler savunma sanayi için 200’den mekanik parça üretimi yapıyor. Lise öğrencileri savunma sanayi alanında bir şeyler üretmeninin gururunu yaşarken, ileride daha büyük görevler almayı hedefliyor. Konya Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Mehmet Tuza Pakpen Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde öğrenci ve öğretmenler savunma sanayi için mekanik parça üretimi yapıyor. 200’den fazla parça üretilen okulun Makine Teknolojileri Alanı Savunma Mekanik Sistemleri Dalı’nda insansız hava araçları için bazı mekanik parçalar da üretiliyor. “Hepimiz güzel yerlere gelebilir ve güzel işler başarabiliriz” Türkiye’nin savunma alanında gelecekte kendine düşen görevleri üstlenmek istediğini anlatan 11. sınıf öğrencisi İrem Yüceloğlu, “İnsansız Hava Araçları bizim ülkemizin geleceği, biz de bunun parçalarını üretmekten gurur duyuyoruz. Büyük bölümlerini üretmesek bile küçük bölümlerinde katkımız olması, faydalı olmak bize gurur veriyor ve mutlu oluyoruz. Sonuçta ülkemize, insanlarımıza faydalı işler yapıyoruz. Bu okulun ve yaptıklarımızın parçası olmak mutlu hissettiriyor, mesleğimizi ve okulumuzu seviyoruz. Umarım ileride de bu okulun faydaları ile birlikte güzel yerlere gelebiliriz. İHA’lar için gerçekten daha çok çalışabiliriz. Bu alanda ne kadar çalışabilirim bilmiyorum ama yine de ülkenin geleceği veya savunmasının geleceği için bir şeyler yapmakta her zaman görevimi üstleneceğim. Savunmanın bir parçasında çalışmak güzel hissettiriyor. İlla ki güzel yerlere gelebilir ve güzel işler başarabiliriz. Sonuçta biz bir yerden başlamalıyız ki bu devam etsin. Bu yüzden bu yolda ve bu hedefte gidiyoruz. Umarım hedefimize ulaşırız” dedi. İlerleyen dönemlerde savunma alanında mühendis olmak isteyen 11. sınıf öğrencisi Eymen Efe Şanlı da, “Kesinlikle vatan için burada çalışmak bizi çok gururlandırıyor. Ailemiz açısından, kendi açımızdan olsun veya dışardaki arkadaş çevremizde olsun her zaman bir adım önde hissediyorum kendimi. İlerideki hedeflerim tabii ki buradan mezun olduktan sonra iyi bir mühendislik üniversitesine gitmek, iyi bir mühendis olarak yine savunma sanayi alanında vatan için iyi görevler yapmak istiyorum” şeklinde konuştu. 11. sınıf öğrencisi Eren Evren ise, “Bizler ileride milli savunma alanında çalışmak isteyen öğrenciler olduğumuz için burada İHA’lara parça üretmenin katkısı şu şekilde oluyor: bizler bu parçaların cad ve cam işlerini bilgisayar üzerinden yaparken aynı zamanda CNC üzerinden de üretime yöneliyoruz. Bu üretimler ileride mühendislik eğitimiyle de kendimize katacağımız gelişimlerle beraber çok iyi şekilde vatana hizmet etmemizi sağlayacak” ifadelerini kullandı. “Sadece bu işi severek yapabilecek öğrencileri bekliyoruz” Savunma Mekanik Sistemleri Atölyesinin kurucu şefi ve makine alan öğretmeni Ali Demir, “Burada özellikle bizim savunma sanayine dışarıdan iş alıp yapmamızın en büyük sebebi; sahada kullanılan ekipmanları öğrencilerin görmesi, yani parça tasarlanırken, üretilirken sahanın ne olduğunu bilerek yapsınlar. Bazı öğrencilerimizi test uçuşlarında saha görevlerini görsünler diye İHA uçuşlarına da götürdüğümüz oluyor. Gelecekteki amacımız; birkaç tane daha İHA veya İKA İnsansız Kara Araçlarının parçalarını burada bulundurup, onlar üzerinden de çalışma yapmak gibi bir planımız var. Öğrencilerimizin burada eğitim görmek için liselere geçiş sınavında 400 civarında bir puan almaları gerekiyor. Daha açık söylemek gerekirse yüzde 15’lik dilime girmeleri gerekiyor. Çünkü adrese dayalı bir okul değil okulumuz, imtihanla öğrenci alıyor. İkinci olarak mekanik imalatı sevmeleri gerekiyor. Yani bunu kendilerine sormaları gerekiyor, ’ben bu işi severek yapabilir miyim?’ Biz öğrencilerimizde aldığı not dışında herhangi bir teknik veya bilgi alt yapısı beklemiyoruz. Sadece bu işi severek yapabileceğini düşünen öğrencileri bekliyoruz” diye konuştu.
Tokat Din hizmetlerinde etkili iletişim ve medya kullanımı semineri Tokat İl Müftülüğü tarafından "Din Hizmetlerinde Etkili İletişim ve Medya Kullanımı" konulu seminer düzenlendi. Prof. Dr. Ali Büyükaslan konuşmacı olarak katıldığı seminere, Kur’an Kursu Öğreticileri, İmam Hatip, Müezzin Kayyımlar ve daire personeli katıldı. Seminerin açılış konuşmasını yapan Tokat İl Müftüsü Esat Yapıcı, Din Hizmetlerinde iletişimin ve medyanın önemini vurguladı. Yapıcı; “Dinimizi en doğru şekilde insanlara ulaştırmak için etkili iletişim ve medya kullanımı çok önemlidir. Bu alanda yapılan çalışmalar sayesinde din hizmetlerimiz daha geniş kitlelere ulaşmakta ve daha etkili bir şekilde sunulmaktadır” dedi. Prof. Dr. Ali Büyükaslan seminerde yaptığı konuşmada din hizmetlerinde etkili iletişim ve medya kullanımı için ipuçları verdi. Büyükaslan, din görevlilerinin hedef kitlelerini iyi tanımaları, doğru iletişim kanallarını seçmeleri ve medya araçlarını etkin bir şekilde kullanmaları gerektiğini söyledi. Büyükaslan ayrıca din görevlilerinin etik değerlere de dikkat etmeleri gerektiğini ve yanlış bilgi yaymaktan kaçınmaları gerektiğini vurguladı. Seminer, din hizmetlerinde etkili iletişim ve medya kullanımı konusunda katılımcılara önemli bilgiler kazandırdı. Katılımcılar, seminerde aldıkları bilgiler ışığında çalışmalarını daha da geliştirmeyi amaçladıklarını ifade ettiler.
Denizli Teknoloji bağımlılığı çocukların fiziksel, duygusal ve sosyal gelişimlerini olumsuz etkiliyor Acıpayam İlçe Sağlık Müdürlüğüne bağlı Acıpayam Sağlıklı Hayat Merkezi Çocuk Gelişimcisi R. Mukaddes Sarıkaya, teknoloji bağımlılığının çocukların fiziksel, duygusal ve sosyal gelişimlerini olumsuz etkileyebileceğine dikkati çekerek çocuklarda teknoloji bağımlılığı ile ilgili ebeveynlere ve öğrencilere önerilerde bulundu. Bu yüzyılda, çocukların teknolojinin içine doğduğunu ifade eden Acıpayam Sağlıklı Hayat Merkezi Çocuk Gelişimcisi R. Mukaddes Sarıkaya, ailelerin de sağlıklı bir denge içinde çocuklara teknolojiyi kullandırmalarının ve rehberlik etmelerinin önemli olduğunu söyledi. Sarıkaya, “Günümüzde teknoloji hayatımızın her alanında yer almaktadır. Özellikle bu çağın çocukları artık teknolojinin içine doğuyorlar. Biz yetişkinler dijital göçmenlerken çocuklarımız artık dijital yerliler. İnternet, bilgisayar ve cep telefonu olmayan bir hayatı hiç tanımıyorlar. Bu noktada hedefimiz teknolojiyi sıfırlamak değil, sağlıklı bir denge içinde çocuklarımızın teknolojiyi kullanmalarını sağlamak ve rehberlik etmektir. 0-3 yaşta sıfır ekran konusu en önemli nokta. Beyin gelişiminin en hızlı olduğu bu dönemde çocuğun ekranla teması hiç olmamalı. Bu yaş döneminde bolca karşılıklı oyunlar, bolca doğayla temas çok önemlidir. Karşılıklı iletişimin olduğu görüntülü konuşmalar olabilir fakat kısa süreli olmalı. Çocuklar, babaanne, dede, anneanne gibi sevdikleriyle arada görüntülü konuşabilirler” dedi. Sarıkaya, çocukların erken yaşlardan itibaren teknolojiye maruz kalmalarının, bu teknolojik araçları aşırı kullanmalarına ve bağımlılık geliştirmelerine neden olabileceğini belirterek; “Bu durum, çocukların fiziksel, duygusal ve sosyal gelişimlerini olumsuz etkileyebilir. Mesela, ekranlara çok fazla zaman ayırmak, çocukların gerçek dünyadaki sosyal etkileşimlerden uzaklaşmasına ve duygusal becerilerini geliştirmekte zorlanmalarına, çocukların fiziksel aktivitelerden uzaklaşmasına ve obezite gibi sağlık sorunlarıyla karşılaşmalarına neden olabilir. Ayrıca, uzun süre ekran karşısında oturmanın göz sağlığı üzerinde de olumsuz etkileri olabilir. Çocukların dikkat ve konsantrasyonlarını olumsuz yönde etkileyebilir. Gece geç saatlere kadar teknoloji kullanımı, uykusuzluğa ve dolayısıyla okul performansında düşüşe sebep olabilir” şeklinde konuştu. Ebeveynlere ve Öğrencilere Tavsiyeler Teknoloji kullanımı konusunda ebeveynlere ve öğrencilere tavsiyelerde bulunan Sarıkaya, şu önerilerde bulundu: “Ebeveynler, çocukların günlük teknoloji kullanımını belirli bir süreyle sınırlayabilir. Bunun için bir ekran süresi takvimi oluşturabilirler. 3 yaştan sonra yaş10 dk şeklinde ekranı hayatlarına dahil edebilirler. Çocukların teknoloji dışında da zaman geçirebilecekleri çeşitli aktiviteler sunabilirler. Kitap okuma, açık havada oyun oynama, resim yapma, yüzme, spor aktiviteleri, ilgi ve yeteneklerine göre kurslara yönlendirebilirler. Ebeveynler de kendi teknoloji kullanımlarını kontrol altında tutmalı ve çocuklara rol model olmalıdır. Ailecek kurallar oluşturup, belirlenen kurallara uyulmalıdır. Teknoloji yerine aile içi iletişime ve etkileşime daha fazla önem vermeli, ortak aktiviteler planlayarak birlikte vakit geçirilmelidir. Öğrenciler ise; günlük olarak ne kadar zamanlarını teknolojiyle geçireceklerini belirleyip, bu süreyi kontrol altında tutmalıdırlar. Ders çalışma, sosyal etkileşim ve diğer aktiviteler için yeterli zaman ayırmalıdırlar. Gerçek hayatta sosyal etkileşimlerini arttırmalılar, mutlaka hayatlarına ilgilerine göre aktiviteler ve kurslar eklemelidirler. Teknoloji kullanımının yanı sıra fiziksel aktiviteler de yapmaya özen göstermelidirler. Çünkü spor, yürüyüş veya egzersiz gibi aktiviteler, hem bedensel hem de zihinsel sağlığı destekler ve akademik başarıyı da olumlu etkiler”