POLİTİKA - 10 Eylül 2017 Pazar 12:31

Binali Yıldırım: Bu millet her zaman zulmün karşısında olmuştur

A
A
A
Binali Yıldırım: Bu millet her zaman zulmün karşısında olmuştur

Bu yıl 736’ıncısı düzenlenen Ertuğrulgazi’yi anma ve Söğüt Şenliğine katılan Başbakan Binali Yıldırım, “Alçaklara Söğüt Meydanı'ndan sesleniyorum, asla kazanamayacaksınız. Bu milleti, kardeşliğini asla bozamayacaksınız. Bu şanlı bayrağı asla indiremeyeceksiniz, bu ezanları asla susturamayacaksınız” dedi.

Bu yıl 736’ıncısı düzenlenen Ertuğrulgazi’yi anma ve Söğüt Şenliğine katılmak üzere Bilecik’in Söğüt ilçesine gelen Başbakan Binali Yıldırım, önce türbeyi ziyaret etti. Ardından şenlik alanını dolduran binlerce kişiyi selamlayan Yıldırım, yaptığı konuşmaya ‘Kayı boyunun bir evladı olarak köyüm Kayı'daki komşularımdan size selam getirdim’ diyerek başladı.

Söğüt’te bir araya gelmenin önemine dikkat çeken Başbakan Yıldırım, konuşmasının bir bölümünde şunları söyledi:

“Bugün Söğüt'te, Alperenler Serdarı Ertuğrul Gazi'nin manevi huzurunda, bu ulu çınarın gölgesinde, tarihin en önemli hadisesinden birini hatırlamak, anmak için bir aradayız. Milletimizin yedi asrı aşan bir zamandır hiç aksatmadan gerçekleştirdiği bu müstesna gün tarihimize, manevi değerlerimize sadakatimizin en büyük göstergesidir. Ne mutlu bize ki Ertuğrul Gazi bilgeliğinin 7 asır önce bu topraklarda bıraktığı bu tohum bugün halen bölgesiyle üç kıtayı serinleten bir çınar olma haşmetini koruyor. Ne mutlu bizlere ki o günlerden bu günlere bu büyük millet varlığını, istiklalini koruma iradesinden zerre kadar tereddüt, zaafiyet göstermeden yoluna devam ediyor. 736 yıl önce bu topraklarda birbirinden müstakil yaşayan, anlaşmazlıklarla gücünü zayıflatan beyliklerden bir cihan devleti çıkaran ecdadın dayanışma ruhu bugün de aynı şekilde Söğüt'ün bu meydanında kendini gösteriyor. Bu topraklarda sadece dünyanın gördüğü en muhteşem devletlerinden birinin temeli atılmadı, aynı zamanda dünyanın en muhteşem medeniyetlerinden birinin de Osmanlı'nın da temeli atılmıştır.”

Başbakan Hayme Ana’nın öğüdünü örnek gösterdi

Konuşmasının devamında Ertuğrul Gazi'ye obadan, devlet olmaya yolu gösteren anası Hayme Ana'nın verdiği şu öğüdü Başbakan Binali Yıldırım, şu şekilde hatırlattı: “'Boyundan, soyundan olsun olmasın insanlara adaletli davran. Adaletten ayrılma ki insanların birlik ve dirlik kazansın. Yurdunda, obanda herkes gezsin. Ululuk isteyen töreden ayrılmasın. Bu dünya bir oturma yeri değildir. Yapacağın iyi ve doğru işlerle insanların hizmetinde bulunursan ancak iftihar edebilirsin. Yüreğinden inancı, ağzından duayı, dilinden duayı, davranışından fazileti hiç eksik etme. Bir de sabırlı ol, ekşi koruk sabırla tatlı üzüm olur.’"
“Kardeşliğimize gölge düşürmeye çalışanlar asla kazanamayacak”
Söğüt bizim için sadece tarihi bir mekanda değil, büyük medeniyet çınarımızın köküdür, temelidir diye sözlerini sürdüren Yıldırım, “Söğüt yüzyıllar boyu üç kıtada adaletle hükmeden devletimizin hareket noktasıdır. Atalarımız Söğüt'te yurt kurmuş, bayrak dalgalandırmıştır, dolayısıyla kuruluşun mekanı, yurdu, vatanı bu topraklardır. 736 senedir ilahi bir name gibi semaya yükselen bereketli bir tohum gibi toprağa kök salan işte bu devlet bilgeliği bugüne kadar bizi adalet ve kardeşlikte birleştirdiği gibi bundan sonra da buluşma adresimiz olacak. Gönül bağlarımızı daha da güçlendireceğiz, birliğimize kast eden, gücümüzü dağıtan, kardeşliğimize gölge düşürmek isteyen alçaklara Söğüt Meydanı'ndan sesleniyorum, asla kazanamayacaksınız. Bu milleti, kardeşliğini asla bozamayacaksınız. Bu şanlı bayrağı asla indiremeyeceksiniz, bu ezanları asla susturamayacaksınız. Bu çok önemli coğrafyada, tarihin bu kritik dönemecinde bize, bu aziz millete büyük görev düşüyor. Osmanlı'nın medeniyet birikimi, devlet tecrübesi üzerine kurulan genç Cumhuriyetimiz, bugün Anadolu topraklarında tam bir istikrarın teminatıdır” diye konuştu.

“80 Milyon ile var gücümüzle çalışıyoruz”
Türkiye’nin tek vücut olarak adaletin, kardeşliğin sesinin yükseltmesi gereken bir dönemden geçildiğine vurgu yapan Yıldırım, “Ecdadımızın bize bıraktığı bu mübarek toprakları geçmişteki bütün birikimle tecrübeyle birikimle geleceğe, gelecek kuşaklara bırakacağız. Bugün aziz hatırasını andığımız Ertuğrul Gazi'lere layık olmak için var gücümüzle çalışıyoruz, çalışmaya da devam edeceğiz. Bu güzel ülkeyi muasır medeniyetlerin ötesine geçirmek, Gazi Mustafa Kemal'in işaret ettiği o hedeflere ulaştırmak için var gücümüzle 80 milyon vatandaşımızla çalışıyoruz, çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

“Bu millet her zaman zulümün karşısında olmuştur”
Başbakan Yıldırım, ‘bu millet her zaman zulüm karşısında adaletin yanında olmuştur’ dedikten sonra konuşmasının devamında şunları söyledi:
“Çünkü buradan doğup yükselen medeniyetimizin manevi temelleri üzerinde yüzyıllar boyu hem kendi izzet ve şerefimizi koruduk hem de mazlum milletlere, ezilen halklara karşı hami olduk, onları koruduk. Kafkasya'dan Balkanlara, Hicaz'dan Mağrib'e kadar gittiğimiz her yere sevgi, adalet, hoşgörünün sancaktarı olduk. Çünkü bizim medeniyetimiz sevgidir, ilimdir, irfandır, barıştır, kardeşliktir. Biz yer yüzünde ayrılık tohumları eken, fesat çıkaranlara yıllar boyunca aynı kalp atışlarıyla aynı yüce değerler etrafında aynı ufka yönelerek cevap verdik. Devlet gücünü, insanı yüceltmekten alır. İnsan yüceldikçe devlet yücelir. Asırlardan beri kardeşiz, ebediyen de kardeş olmaya devam edeceğiz. Yedi asır önce Söğüt'te filizlenen ulu çınarın kökleri, Hayme Ana'lar, Şeyh Edebali'lerin bilgeliğinden gelmektedir. Bu yüzden halen milletimiz yürek dağlayan felaketler karşısında örnek dayanışma ve kardeşliği sergiliyor. Bu aziz milletin yaşama üslubu, milletimizin hayat felsefesidir.”

Kadir Arslan - Çağatay Gür 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Çermik ilçesinde yeni eğitim müfredat tanıtım toplantısı yapıldı Diyarbakır’ın Çermik İlçe Millî Eğitim Müdürü Murat Bozdoğan başkanlığında, şube müdürleri, ilçedeki tüm okul müdürlerinin katılımıyla, kaymakamlık toplantı salonunda “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” ve yeni eğitim müfredat programının tanıtım toplantısı yapıldı. Toplantıda İlçe Milli Eğitim Müdürü Murat Bozdoğan, Türkiye Yüzyılı Maarif Modelinde becerilerin gelişimi; zihinsel, sosyal, fiziksel ve ahlaki boyutları içeren bir yapıda ele alındığını söyledi. Bozdoğan, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli; öğrenci profili, beceriler çerçevesi, erdem, değer, eylem modeli, sistem okuryazarlığı, alana ait bilgi kümeleri bileşenlerinden oluşan bir modeldir. Bu yapı kapsamında, karmaşık ve soyut fikirleri eyleme dönüştürme sürecinde, ortaya çıkan fikirler, beceriler ile bu becerilerin derse özgü bilgi ve becerileri içeren yapılarını temsil eden, alan becerileri ilgili derse ait alan bilgisi ve bu alana ait bilgileri temsil eden içerik çerçevesi ile bütünleşerek öğrencilerin edinmesi beklenen öğrenme metotlarını oluşturmaktadır. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli; sadece son bir yılın değil, on yıllık uzun soluklu bir çalışmanın ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Yeni müfredat, gelecek eğitim öğretim yılından itibaren okul öncesi, ilkokul birinci sınıf, ortaokul beşinci sınıf ve lise dokuzuncu sınıflarda kademeli şekilde uygulanmaya başlanacaktır” dedi.
Erzincan Azmiyle herkese örnek oluyor! Erzincan’da geçirdiği kaza sonucu omurilik felci olan ve yaklaşık 500 gün hastanede yatan Suat Can, tedavi gördüğü mesleki rehabilitasyon merkezinde öğrenmiş olduğu filografi sanatı ile hastalığının tedavi sürecini hızlandırarak hayata yeniden tutundu. Erzincan’da yüksekten düşerek geçirdiği kaza sonucu omurilik felci olan 47 yaşındaki Suat Can, kaza sonrasında tekerlekli sandalyeyle yaşamak zorunda kaldı. Yaklaşık 500 gün hastanede tedavi gören Can, tedavi sürecinde mesleki rehabilitasyon merkezinde filografi sanatını öğrendi. Filografi sanatı ile uğraşmaya başladıktan sonra hastalığının tedavisinin hızlandığını fark eden Suat Can, hayata tekrar bağlanmak için sanatını daha da ileriye taşıyarak ustalaştı. Bugüne kadar yüzlerce eser yapan Can, filografi sanatı ile hayata tekrardan tutunmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi. Filografi sanatının tedavi sürecini hızlandırdığını ifade eden Suat Can, “8 yıl önce geçirdiğim kaza sonucu omurilik felci oldum. 2020 yılında tekrar bir kaza daha yaşadım. Omurgada kırık meydana geldi. Toplam 12 tane vida ve platinler var belimde. Bel altımda şuanda kısmi felçler var. 7 yıldır da filografi ile uğraşıyorum. Filografi ile uğraşmamda ki en büyük nedenlerden biri rehabilite edici özelliği. Niyetimiz bu dünyada hoş bir seda bırakmak hem de insanlarımıza faydalı olabilirsek ne mutlu bize. Özellikle engelli arkadaşlarımızın farklı dallarda uğraşabilecekleri muhakkak bir şeyler vardır. Hayatımızda her türlü zorluklar meydana gelebilir ama hiç birinde de hayata küsmememiz lazım. Her şeyin üstesinden devletimiz, milletimiz ile el ele vererek gelmemiz mümkün. Yeter ki azim olsun. Azmin elinden hiçbir şey kurtulmaz. Filografiyi insanlarımız duydukça, ilgi gösterdikçe potansiyel oluşmaya başlıyor. Üç beş derken geniş kitlelere ulaşmak söz konusu oluyor. Ne kadar çalışırsak Rabbimiz o kadar imkan sunar. Yeter ki çalışalım” dedi.