POLİTİKA - 17 Ağustos 2021 Salı 15:53

Binali Yıldırım, selin vurduğu Zafer köyünde

A
A
A
Binali Yıldırım, selin vurduğu Zafer köyünde

Bartın'da yaşanan sel felaketi sonrası selin en çok etkilediği Zafer Köyüne ziyaret gerçekleştiren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Binali Yıldırım, yaşanan olaylardan sonra tecrübeler olacağına dikkat çekerek "Benzer felaketler daha az yaşanması için gerekli gayret gösterilecek" diye konuştu.

Ulus ilçesine bağlı Zafer köyünde yaşanan sel felaketi sonrası yaralar sarılıyor. AK Parti Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, yaşanan sel felaketi sonrası çalışmaların sürdüğü Zafer köyünü ziyaret etti. Burada sel mağduru vatandaşlarla görüşen Yıldırım'a ziyareti için teşekkür eden vatandaşlar, yaşadıkları dehşet anlarını anlattı.

İncelemeler sonrası gazetecilere açıklamalarda bulunan Binali Yıldırım, "Şu anda Zafer köyündeyiz. Bu sel taşkınından en fazla etkilenen köyde burası. Gördüğünüz gibi ilk andan itibaren devletimiz bütün imkanlarıyla seferber olmuş. Vatandaşlarımızın başta hayatını kurtarmak olmak üzere oluşan zararı giderecek tedbirleri almıştır. Yoğun bir çalışma var. DSİ, Karayolları, AFAD ekipleri, Kızılay, jandarma, sosyal hizmetler herkes üzerine düşen görevi yapıyor. Bununla da kalmıyoruz. Yurdun her köşesinden 84 milyon vatandaşımızın aklı fikri burada sizinle, yüreği sizinle atıyor. Bu bizim milletimizin en güzel özelliğidir. Acılarımızı üzüntülerimizi paylaşıp azaltıyoruz. Sevinçlerimizi paylaşıp artırıyoruz. Bu günler de geri kalacak. Bunlardan edineceğimiz şüphesiz tecrübeler olacak bundan sonra bu ve buna benzer felaketler daha az yaşanması için de gereken gayret gösterilecek. Tedbirler alınacak. Şunu da bilmemiz lazım. Bir küresel ısınma gerçeği var. İklimler değişti. Dört mevsimi konuşuyorduk şimdi iki mevsimi konuşuyoruz. Bu değişikliklerin dünyamıza, insanlığa bir maliyeti olacak. Bunu görüyoruz. Bundan sonraki tüm çabamız sadece devlet olarak değil, belediyeler olarak değil vatandaşlar olarak da daha bilinçli, yapacağımız işleri günübirlik kararlarla değil uzun vadeli gelecek öngörüsü ile yapmamız lazım. Aksi halde üzüntülerimiz devam eder. Burada hepimize iş düşüyor. Türkiye büyük bir devlet. Güçlü bir ülke. Allah'a şükür son bir aydır güneyde yangın, kuzeyde sel felaket ve hepsine yetişiyor. Sayın Cumhurbaşkanımız ilk andan itibaren milletvekilimizi aradı. Tüm bölgelerden raporlar aldık. Bütün devletin kurumları, ilgili bakanlıklarımız sahadaydı. Halen daha devam ediyor. Yapılan her şeyi daha güzel şekilde yerine getirilir ama giden can geri gelmiyor. Burada yaşlı bir teyzemiz çocukları, oğlu kurtuldu ama kendisi kurtulamadı. Allah'tan rahmet diliyoruz" diye konuştu.

Binali Yıldırım, selin vurduğu Zafer köyünde

Onur Altındağ - Bülent Bostancı - Rıdvan Bostancı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa ANASİAD Genel Başkanı Hakan Birkan: "Hep birlikte ekonomiye odaklanmalıyız" Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANASİAD) Genel Başkanı Hakan Birkan, Türkiye’nin bir süredir yüksek enflasyon, yüksek faiz ve döviz fiyatlarındaki uyumsuzlukla mücadele ettiğini, bu yüzden tüm kesimlerden siyasi çekişmeleri geride bırakarak sadece ekonomiye odaklanması gerektiğini söyledi. TÜİK’e göre, Tüketici Fiyat Endeksinin nisanda aylık bazda 3,18, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksinin de yüzde 3,60 artış gösterdiğini, yıllık enflasyonun tüketici fiyatlarında yüzde 69,80, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 55,66 olarak gerçekleştiğine dikkat çeken ANASİAD Genel Başkanı Hakan Birkan, iş dünyası için en büyük sorunun enflasyon olduğunu, bunun yanı sıra yüksek faiz nedeniyle paraya ulaşmanın zorlaştığını bunun da yatırım ve üretimin önündeki engeller olduğunu belirterek, “Ülkemizdeki tüm kesimlerin kısır çekişmeleri bir kenara bırakarak biran önce gerçek gündem olan ekonomiye odaklanmasını gerekiyor. Merkez Bankası, yılsonu enflasyon beklentisini yüzde 36 olarak açıkladı. Ancak iş dünyası olarak bu yılı yüzde 43-44 bandında tamamlanmasını bekliyoruz. Bununla birlikte ihracatın sıkıntıya girmemesi ve ithalatın cazip hale gelmemesi için kur ile enflasyon arasındaki dengenin de kopmaması lazım. Kuru baskılayarak enflasyonu tutmanın kısa vadeli birtakım faydaları olabilir ama bu ithalatı artıran, ihracatı baskılayan unsurdur. Bu da kapatmak için büyük bir mücadele içinde olduğumuz dış ticaret açığımızı olumsuz yönde etkileyecektir" dedi. Yüksek faiz politikası sebebiyle banka kredisi maliyetlerinin çok yüksek olduğunu belirten Hakan Birkan, enflasyonun yüksek olduğu bir ortamda, kredi maliyetlerinin enflasyon üzerinde konumlanmasının piyasanın bir gerçeği olduğunu kabul ettiklerini ama ticari faaliyetleri devam ettirmek için de kredi kullanımının zorunlu olduğunu vurguladı. Beklentilerinin enflasyonun makul seviyeye inmesi, buna bağlı olarak da faizlerin ve kredi maliyetlerinin daha uygun bir noktaya gelmesi olduğunu ifade eden Birkan, “Elbette kredi maliyetlerinin aşağıya çekilmesi, enflasyonun aşağıya çekilmesiyle uyumlu bir halde olacaktır. Bu yüzde de el birliği ederek önce enflasyonla topyekûn mücadele etmeliyiz. Türkiye 2 yıldır seçim atmosferinde. Uygulanan seçim ekonomisi bütün dengeleri bozdu. Diğer yandan uzun bir pandemi sürecinin ardından Rusya Ukrayna arasında çıkan savaş dünyada ekonomileri alt üst etti. Geçen yıl yaşadığımız deprem felaketi ise ekonomimize büyük bir darbe vurdu. Şimdi el birliği ile bu durumu terse çevirecek hamleler yapmak zorundayız. Başta siyasetçiler olmak üzere toplumun tüm kesimlerinden normalleşme adımları atmasını bekliyoruz” şeklinde konuştu. Hakan Birkan önceki gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel arasında gerçekleşen görüşmenin ve görüşme sonrasında da iade-i ziyaret yapılacağının açıklanmasının ülkede siyasi tansiyonun düşmesinde olumlu bir adım olarak gördüklerini de söyledi. Birkan, “İş dünyası olarak, sadece üretime odaklanmak istiyoruz. Ülkemizin ilerlemesi, halkımızın refah ve mutluluğu için birlik ve beraberlik içinde olmamız çok önemli. Ekonomideki olumsuzluklara, dünyada devam eden savaşlara rağmen gelecekten umutluyuz” dedi.
Bursa BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, tekrar YESİDEF yönetiminde BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, YESİDEF yönetimine yeniden seçildi. Dönmez, endüstriyel yemek sektörünün üst kuruluşu olan YESİDEF’in sektörün gelişmesi için çok önemli çalışmalar yaptığını söyledi. Yemek Sanayicileri Federasyonunun (YESİDEF) olağan genel kurulu kısa süre önce İstanbul’da yapıldı. Federasyon Başkanı Hüseyin Bozdağ’ın güven tazelediği kongrede Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Başkanı Coşkun Dönmez de bir kez daha Yönetim Kurulu üyesi seçildi. Stratejik öneme sahip olan endüstriyel yemek sektörünün ciddi büyüklüğe ulaştığını söyleyen Coşkun Dönmez, ülke genelinde 6 bin dolayında firmada yaklaşık 400 bin kişiye istihdam sağladıklarına dikkat çekti. Günümüzde gıdaya ulaşmanın zorlaştığını ve bu nedenle gıda güvenliğinin daha da önemli hale geldiğini ifade eden Dönmez, “Her sektörde olduğu gibi endüstriyel yemek sektörünün de kendine has zorluları ve sorunları var. Sektörün gelişimini, öncelikle sorunlarımızı çözerek başlamamız doğru olur. Tıpkı yerelde BUYSAD ile yaptığımız gibi, YESİDEF çatısı altında da sorunlarımızı temelden ortadan kaldıracak çözümler üretmek istiyoruz” dedi. Coşkun Dönmez yapmak istedikleri çalışmalar hakkında da bilgi verdi. Sektörde çoğu işletmenin geleneksel yöntemlerle yemek pişirmeye devam ettiğini fakat enerji verimliliği açısından tüm işletmeleri buharlı pişirme sistemlerine geçmesi gerektiğini söyleyen Dönmez, “Çünkü başta elektrik ve doğalgaz olmak üzere enerji maliyetleri gerçekten can yakıyor. Yemekleri maksimum gıda güvenliği, sıfır tolerans, sıfır risk anlayışı ile tercihen pastörize ederek son tüketim noktalara ulaştırmamak gerekiyor. Temel ihtiyaç olan gıda sektöründeki firmalara yatırım teşvikleri verilmeli. Kaldı ki bizim sektörümüzde her şeyi yerli teknoloji ile yapabiliyoruz. Yani hazır yemek sektörüne verilecek katkı aynı zamanda yerli üreticinin desteklenmesi anlamına geliyor” diye konuştu. Başkan Dönmez, şehirlerin sanayi bölgelerine yakın konumdaki yerlerinde gıda ihtisas alanları oluşturulması, bu alanlar teşvik çerçevesine alınıp gıdaların daha sağlıklı ortamlarda üretilmesinin yolunu açmak gerektiğini de söyledi. Bu alanlarda devletin denetim faaliyetlerinin de daha kontrollü olacağını kaydeden Dönmez, “Her ne kadar işini layıkıyla yapan işletmelerimizde kendilerine ait arıtma sistemleri olsa da, kapsamlı arıtma sistemleri de yapılarak altyapı sorunlarımız giderilebilir” diye konuştu.