KÜLTÜR SANAT - 03 Ocak 2021 Pazar 11:57

Bizanslılar tarafından yapılan 800 yıllık kale tarihe tanıklık ediyor

A
A
A
Bizanslılar tarafından yapılan 800 yıllık kale tarihe tanıklık ediyor

Sakarya’nın Ferizli ilçesinde Orhan Gazi'nin üssü haline gelen, 12. veya 13. yüzyıllarda Bizanslılar tarafından inşa edildiği düşünülen Seyifler Kalesi, yaklaşık 800 yıldır tarihe tanıklık etmeye devam ediyor. Çark Suyu ve Sakarya Nehri üzerindeki köprülerin güvenliğini sağlamak amacıyla her iki akarsuya da çok yakın bir noktada kurulan 8 asırlık yapı havadan da görüntülendi.

Yapım tarihi kesin bilinmeyen 12. veya 13. yüzyıllarda Bizanslılar tarafından stratejik konumu korumak amaçlı yaptırılan Seyifler Kalesi, yaklaşık 800 yıldır tarihe tanıklık etmeye devam ediyor. Ferizli ilçesinin Kuzeyinde, Seyifler Köyünün Güneyinde, Sakarya Nehrinin Çark Suyu ile yakınlaştığı noktada bulunan kale kalıntılarının Batı ve Kuzey bölümündeki yarım daire şeklindeki iki burcu halen ayakta duruyor. Kale, Bizans döneminde yapılan stratejik bir noktada, Karadeniz-Adapazarı yolu üzerinde Çark Suyu ve Sakarya Nehri üzerindeki köprülerin güvenliğini sağlamak amacıyla her iki akarsuya da çok yakın bir noktada kuruldu. Osmanlı tarafından fethedildikten sonra Orhan Gazi’nin üssü haline gelen Seyifler Kalesi, Karadeniz sahillerine, batı ve güneydoğuya yapılan fetihler için de önemli rol oynadı.

Bizanslılar tarafından yapılan 800 yıllık kale tarihe tanıklık ediyor

800 yıllık tarih havadan görüntülendi

Yaklaşık 800 yıldır tarihe tanıklık eden kalenin içi moloz taşlardan dışı ise kaplama taş duvardan oluşmakta. Kalenin günümüzdeki hali ise iki kule ve aralarında uzanan bir sur parçası halinde görünmekte. İstanbul’u, Osmanlı’dan korumak için Bizanslılar tarafından Sakarya boyuna dizilmiş hudut muhafaza kulelerinden bugüne kadar ayakta kalan Seyifler Kalesi, havadan da görüntülendi.

İstanbul’u, Osmanlı ve İslam ordularından korumak için yapılmış

Kalenin etrafındaki arazinin sahibi olan ve tarihi yapının vatandaşlar tarafından ilgi gördüğünü aktaran Osman Hira, “Kale 1200-1300’lü yıllarda Bizans tarafından yapılmış; İstanbul’u, Osmanlı ve İslam ordularından korumak için. Bunlar böyle 7 tane Sakarya kenarında. 5’i Sakarya’dan, İstanbul tarafına, 2’si Anadolu tarafında. Bu kale, Sakarya’dan Karadeniz’e en yakın son kale. Askeri amaçla kullanılmış bunlar hep, askeri kale. Bu kaleler 1925’ten mübadeleden sonra Rumeli’den buraya göç edenler yıkıp kalenin taşlarını kullanarak ev yaptılar. Bakım, onarım yapılmadı. Kalenin etrafındaki sarmaşıkları ben kendim temizledim. Bu kalelere bakım onarım olsa iyi tabi ama böyle binlerce var, İstanbul’un surları yapılamıyor bu nasıl yapılsın o da ayrı bir sorun. Her sene üniversiteden arkeologlar gelip fotoğraf çekiyorlar. Yabancı hiç görmedim ama yerli ziyaretçiler çok oluyorlar. Kalenin içi 9 dönüm civarında bir arazi. Buranın etrafı çevriliydi. Bunun altında yürüme yollarının olduğu söylenir menfezler. Ziyarete geliyorlar buraya kimi fotoğraf çekiyor kimi sorular sorup gidiyor. 800 yılı aşkın zamandır ayakta bu kale” dedi.

Burak Can Tokyürek - Orkun Kaya
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Dünyaca ünlü fizikçiler Fethiye’de buluştu Fethiye’de ikisi bir arada gerçekleştirilen 9. Uluslararası Süperiletkenlik ve Manyetizma (ICSM2024) ve 2. Uluslararası Kuantum Malzemeleri ve Teknolojileri Konferansları (ICQMT2024) başladı. 9. Uluslararası Süperiletkenlik Manyetizma Konferansı (ICSM2024) ve 2. Uluslararası Kuantum Malzemeleri ve Teknolojileri Konferansı (ICQMT2024) Fethiye’de başladı. Ölüdeniz Mahallesi’nde düzenlenen konferanslara dünyadaki ünlü fizikçiler katıldı. Konferansa Fethiye Belediye Başkan Yardımcısı Oğuz Bolelli ve 55 ülkeden yaklaşık 800 kişi katıldı. Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Gencer Başkanlığı’nda gerçekleşen konferans açılışında küresel ısınmaya dikkat çekildi. Prof. Dr. Ali Gencer konuşmasında, “Konferansımızın asıl amacı, küresel iklim değişikliği ve bunun dünyamıza getireceği değişiklikleri önlemek üzere uluslararası bir çabanın ürünü olarak ortaya çıkan yeni teknolojilerin tartışılmasıdır. Dünyanın ortalama sıcaklığı artışı eğer kontrol altına alınamazsa hem ülkemiz hem de dünya açısından gerçekten yaşanamaz bir yer olacak. Ülkemizin uluslararası başlattığı çabalara bir destek olsun diye akademik bir bakış açısıyla gelişmeleri tartışacağız. Ülkemizin bu coğrafyada daha yaşanabilir bir ülke olması için yeni teknolojilerin geliştirilmesi kaçınılmaz. Bunun için Türkiye’nin pozisyon almasına ve yükseltmesi konularını teknik açıdan bu konferansta değerlendirmiş olacağız. Katılım oldukça yüksek” ifadelerini kullandı.