DÜNYA - 30 Ekim 2024 Çarşamba 22:43 | Son Güncelleme : 16 Ocak 2025 Perşembe 12:38

BM Genel Kurulu, ABD’nin Küba’ya ambargoyu kaldırmasını talep eden tasarıyı kabul etti

A
A
A
BM Genel Kurulu, ABD’nin Küba’ya ambargoyu kaldırmasını talep eden tasarıyı kabul etti

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, ABD’nin Küba’ya uyguladığı ekonomik, ticari ve finansal ambargoya son vermesini talep eden karar tasarısını kabul etti.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda, ABD’nin Küba’ya uyguladığı ekonomik, ticari ve finansal ambargoya son vermesini talep eden karar tasarısı oylandı. Oylamada, 187 ülke tasarının lehine oy kullanırken, tasarıya sadece ABD ve İsrail karşı çıktı. Oylamada Moldova ise çekimser kaldı.

BM şu ana kadar benzer 32 tasarıyı kabul etti

BM Genel Kurulu, 1992 yılından bu yana aynı konuya ilişkin olarak her yıl benzer karar tasarıları kabul ederken, son karar tasarısıyla birlikte 32’nci defa ABD’nin Küba’ya uyguladığı ambargoya son vermesini talep edilmiş oldu.
BM Genel Kurulu tarafından kabul edilen tasarı, devletleri ticaret ve hareket özgürlüğünü savunan Birleşmiş Milletler Şartı ve uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülükleri doğrultusunda zorlayıcı ve baskıcı tedbirler uygulamaktan kaçınmaya davet etti.

Tasarının kabulü, Küba Dışişleri Bakanlığı tarafından memnuniyetle karşılandı. Bakanlık tarafından sosyal medyada yapılan paylaşımda, “Dünya, Küba’ya ambargoya son diyor” ifadeleri kullanıldı.

Küba’nın BM delegasyonu, 60 yıldan fazla süredir devam eden ambargonun ada ülkesine karşı büyük bir baskı politikası olduğunu savundu. Delegasyon, ambargonun insanlığa karşı suç, bir soykırım eylemi ve 11 milyonu aşkın Kübalının insan haklarının sistematik bir şekilde ihlal edilmesi olduğunu ifade etti. Küba tarafından sunulan bir raporda, ambargonun Küba’ya aylık yaklaşık maliyetinin 421 milyon doları, günlük maliyetinin ise 13,8 milyon doları aştığına dikkat çekildi.

Biden, 1 yıl daha uzattı

ABD’de hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi hükümetler tarafından devam ettirilen Küba’ya ambargo politikası, son olarak 13 Eylül’de alınan kararla ABD Başkanı Joe Biden yönetimi tarafından bir yıl daha uzatılmıştı. Beyaz Saray, Küba’ya yönelik ambargonun bir yıl daha sürdürülmesinin, ABD’nin ulusal çıkarlarına olduğunu ifade eden resmi bir bildiri yayınlamıştı.

Ambargo 1960’dan bu yana devam ediyor

1960 yılı ekim ayında Küba’nın ABD şirketlerini kamulaştırmasına yanıt olarak kısmen uygulanan ve 1962 yılı şubat ayında tam ambargoya dönüştürülen uygulama, o zamandan bu yana 13 ABD yönetimi tarafından her yıl yenilenerek rutin bir şekilde uzatıldı. 2000 yılında Küba’ya gıda ve insani yardım malzemesi gönderilmesine izin verecek şekilde hafifletilen ambargo, ABD şirketlerinin Küba ile ticaretini büyük ölçüde engellemeye devam ediyor.

Aytan Mammadli - Dilek Kaya

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Fidan, GDAÜ Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’ne katılacak Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 16 Haziran’da Arnavutluk’un başkenti Tiran’da düzenlenecek Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci (GDAÜ) Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’ne Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı temsilen katılacak. Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından edinilen bilgilere göre, Türkiye, "bölgesel sahiplenme" ve "kapsayıcılık" ilkelerini kapsamında, bölgede işbirliği mekanizmalarının geliştirilmesi üzerinde dururken, bu bağlamda Türkiye, 13 Balkan ülkesini bir araya getiren ve kurucu üyesi olduğu GDAÜ’ye özel önem veriyor. 13 Balkan ülkesinin tamamının dahil olduğu tek bölgesel iş birliği forumu olan ve 1996’da tesis edilen GDAÜ’de Türkiye’nin yanı sıra Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Karadağ, Kosova, Kuzey Makedonya, Moldova, Romanya, Sırbistan, Slovenya ve Yunanistan tam üye konumunda bulunuyor. Her yıl düzenli yapılan Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nin yanı sıra biri gayriresmi olmak üzere iki Dışişleri Bakanları Toplantısı ve Siyasi Direktörler toplantıları gerçekleştiriliyor. GDAÜ çerçevesinde ayrıca Parlamenter Asamble ve Parlamento Başkanları Toplantısı, Bakan ve uzman düzeyinde sektörel toplantılar ve konferanslar da yapılırken, esnek bir daimi istişare mekanizması şeklinde yapılanan ve bir yıllık dönem başkanlıkları ile yürütülen GDAÜ’de, Türkiye 1998-1999, 2009 2010 ve 2020-2021 dönemlerinde dönem başkanlığını yürütmüş, 1 Temmuz 2025 itibarıyla ise GDAÜ Dönem Başkanlığı Bulgaristan tarafından üstlenilecek. Arnavutluk Dönem Başkanlığı tarafından belirlenen "Bölgesel İşbirliği ve AB Entegrasyonu Aracılığıyla İstikrar ve Refahın Teşvik Edilmesi" temasıyla düzenlenecek toplantıya, GDAÜ katılımcısı 13 ülkeden Devlet ve Hükümet Başkanları ve Dışişleri Bakanlarının yanı sıra, AB’den temsilciler de katılacak. Geleneksel olarak yayımlanan Zirve Bildirisi’nde bu yıl, sürdürülebilir kalkınma, güvenlik, istikrar ve refahın geliştirilmesinde bölgesel işbirliği ve sahiplenmenin önemine yönelik ortak irade vurgulanacak. Bildiride ayrıca RF-Ukrayna savaşının son bulmasına dönük Türkiye’nin gayretlerinden ötürü memnuniyet duyulduğunun kaydedilmesi öngörülüyor. Bakan Fidan zirve beyanında, Türkiye’nin, Balkanların ayrılmaz bir parçası olduğuna dikkat çekerek, bölgede barış ve istikrar ortamının korunmasının, Türkiye’nin dış politikasının öncelikleri arasında yer aldığına vurgu yapacak, Bosna Hersek’te ve Kosova’da uluslararası mekanizmalara etkin desteğinin yansıması olarak Türkiye’nin, NATO’nun Kosova’daki Barış Gücü (KFOR) ile Avrupa Birliği Barış Gücü Misyonu (EUFOR) gibi uluslararası askeri mevcudiyetlere katkıda bulunduğuna dikkat çekecek. Fidan’ın bu çerçevede, Türkiye’nin önümüzdeki Ekim ayında KFOR komutanlığını yeniden üstleneceğini dile getirmesi, barış ortamının sürdürülmesinin yalnızca askeri mevcudiyetle mümkün olamayacağına işaretle kapsayıcı ve yapıcı diyaloğun önemli olduğunu ifade etmesi, bu anlayışla, Türkiye’nin Belgrad-Priştine Diyaloğuna destek vermeyi devam ettiğini belirtmesi bekleniyor. Ayrıca Bakan Fidan zirve beyanında, Türkiye’nin bölge ülkeleriyle kurduğu Türkiye-Bosna-Hersek Sırbistan Türkiye-Bosna-Hersek-Hırvatistan gibi istişare mekanizmalarıyla da bölge içinde yapıcı ve kapsayıcı diyaloğa katkı sağladığını vurgulayarak, bölge ülkelerinin geleceğinin birbirine bağlı olduğuna atıfla, GDAÜ çatısı altında bölgesel iş birliğinin sürdürülmesinin ve bağlantısallığın güçlendirilmesinin öneminin altını çizecek. Türkiye’nin Balkan ülkelerine yatırımlarının toplamda 20 milyar dolara ulaştığına ve Türk şirketlerinin inşaat, enerji, altyapı, turizm ve imalat dahil birçok sektörde faal olduğuna dikkat çekecek olan Fidan, TİKA vasıtasıyla bölge ülkelerinde okullar ve hastaneler inşa edildiği ve ortak tarihi mirasa ait yapıların yenilendiğini ve çeşitli kurumların marifetiyle burslar ve akademik değişim programları sunularak bölgenin insani kalkınmasına katkı sağlandığını anlatacak. Fidan’ın beyanında, Rusya-Ukrayna savaşının adil ve kalıcı bir barış için diplomasi ve kapsamlı müzakerelerin tek yol olduğunu vurgulaması, Gazze’de yaşanan insani felaket karşısında uluslararası topluma adil ve kalıcı barışın tesisine destek çağrısında bulunması, İsrail’in İran’a yönelik son saldırılarının Orta Doğu’da istikrarı ve küresel barışı tehdit ettiğini ifade etmesi bekleniyor.
Zonguldak Turistik Karaelmas Ekspresi yolcuları Zonguldak’ın yöresel lezzetlerini tattı Zonguldak’a gelen Turistik Karaelmas Ekspresi yolcuları, kentte kaybolmaya yüz tutmuş yöresel lezzetlerle buluştu. Çaycuma ilçesinde "Aynur Abla" olarak tanınan Aynur Çakar’ın ev sahipliğinde gerçekleşen etkinlikte, ziyaretçilere Zonguldak ve Batı Karadeniz mutfağı tanıtıldı. Yıllardır yöresel ürünlerin yaşatılması ve sürdürülebilirliğini sağlamak adına çalışmalar yürüten Çakar, konuklara üretimden sofraya kadar geçen süreci anlattı. Etkinlikte ziyaretçiler, özellikle Çaycuma manda yoğurdu, manda peyniri, manda tereyağı, manda kavurması, kestane balı ve Avda tatlısı gibi bölgeye özgü birçok ürünü tatma imkânı buldu. Yolcuların yoğun ilgi gösterdiği programda, Aynur Çakar, "Batı Karadeniz’in doğal ve kültürel zenginliklerinin yanı sıra farklı yöresel ürünlerini tanıtmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu etkinliği düzenleyenlere de emekleri için teşekkür ederiz" dedi. Ziyaretçiler de yöresel ürünleri ilk kez tatmaktan duydukları memnuniyeti dile getirerek, "İyi ki bu ürünlerin tadına baktık. Birçoğumuz bu muhteşem Zonguldak lezzetlerinden habersizdik. Tanımaktan çok mutlu olduk" ifadelerini kullandı. Misafirlere Çakar tarafından Çaycuma’daki bahçesinden toplanan kantaron çiçekleri hediye edildi. Kantaronun yağı ve çayının nasıl hazırlandığına ilişkin bilgiler de paylaşan Çakar, konuklarını yöreye özgü hediyelerle uğurladı.
Ağrı Ağrı’da Kızılay gönüllüleri babaların yüzünü güldürdü Kızılay Ağrı gönüllüleri, Babalar Günü dolayısıyla çeşitli işlerde çalışan babaların gününü kutlayıp hediyeler verirken, duygusal anlar yaşandı. Sabahın erken saatlerinde yola çıkan Kızılay gönüllüleri, pazar günü evlerinin geçimlerini sağlamak için çalışan babaları unutmadı. Tarlasında sulama yapan çiftçiler, inşaatta çalışan işçiler, hastane personeli, otobüs şoförleri ve hamallık yaparak evlerine ekmek götüren babaların yanında olan gönüllüler, bu özel günü daha da unutulmaz kıldı. Kızılay Ağrı Şube Başkanı Orhan Tatlı, yaptığı açıklamada, babaların zor şartlarda ve fedakarca çalışmalarının değerini vurguladı. Tatlı, "Babalar bu hayatın yükünü omuzlayan, çocukları ve eşleri mutlu olsun diye gece gündüz çalışan cefakar kahramanlardır. Bugün biz de bu kahraman babalara, emekleri ve fedakarlıkları için küçük de olsa bir sürpriz yapmak istedik. Onlara gömlek, tişört ve pantolon gibi hediyelerini takdim ettik. Tabi hatırlanmak güzel, önemsenmek daha da değerli; fakat en güzeli çocuklarına kıyafet alabilmek için kendi ihtiyaçlarını sürekli erteleyen babaların mutlu olması" diye konuştu. Babalar Günü’nün dünyanın pek çok yerinde sevinçle kutlandığını hatırlatan Orhan Tatlı, Gazze’de ise çocuklarını enkazın arasında arayan, onları yaşatmak için kendi canlarını ortaya koyan babaların zor koşullarla mücadele ettiğine dikkat çekti. Tatlı, "Evet, bugün Babalar Günü Dünyanın pek çok yerinde çocuklar babalarına sarılırken, Gazze’de babalar evlatlarını enkazın arasında taşıyor. Bir yanda çocuklarını korumak için kendi bedenini siper eden babalar, diğer yanda sessizliğe mahkum edilen, babasız kalan binlerce çocuk var. Bu Babalar Günü’nde olmadı, ama inşallah bir sonraki Babalar Günü’nde dünyanın her yerinde babaların çocuklarıyla birlikte mutlu olabileceğine dair umudumuzu taşıyoruz" değerlendirmelerinde bulundu. Babalar, bu zor şartlarda hatırlanmaktan ve değer verilmesinden oldukça mutlu olduklarını ifade ettiler. Bu hediyelerin çocuklarına daha iyi imkanlar sunabilmelerine vesile olacağını belirten babalar, Kızılay’a ve gönüllülerine bu düşünce ve destekleri için teşekkür edip, babaların değerini bilen ve zor zamanlarda yanında olan insanlara minnettar olduklarını dile getirdiler.
İzmir Başkan Tugay: "Yangında herhangi bir yaralanma yok" İzmir’in Konak ilçesinde bir inşaat deposunda çıkan yangının ardından bölgede incelemelerde bulunan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, "Yangın, hastanenin arka tarafında, ancak hastane ile doğrudan ilgisi olmayan bir alanda başlamış gibi görünüyor. Yangında herhangi bir yaralanma yok" dedi. Yangın, saat 16.50 sıralarında Yenişehir Mahallesi İşçiler Caddesinde bulunun bir inşaat deposunda meydana geldi. Yangın itfaiye ekiplerince kontrol altına alındıktan sonra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay bölgeye gelerek incelemelerde bulundu. Yetkililerde bilgi alan Başkan Tugay, "Herhangi bir yaralanma yok. Hastanede kalan 75 hasta, hastane personeli ile birlikte çok hızlı şekilde tahliye edildi. Hepsi şu anda güvende ve çoğu şehir hastanesine nakledildi. Bebekler ve yaşlılarda da herhangi bir sağlık sorunu bulunmuyor. Yangının çıkış nedeni henüz net değil. Yangın, hastanenin arka tarafında, ancak hastane ile doğrudan ilgisi olmayan bir alanda başlamış gibi görünüyor. Depoya bitişik bir alandan çıktığı tahmin ediliyor. Hastanenin güvenlik kameraları mevcut, bu görüntüler polis ekiplerine teslim edilmiş. Ancak yangın, kameraların kapsamadığı bir alanda başlamış ve nedeni henüz belirlenememiş" ifadelerini kullandı. Kısa sürede müdahale edildi Yangınla ilgili ilk ihbarın saat 16.58’de itfaiyeye ulaştığını belirten Tugay, "Hastanenin hemen yanındaki bir depoda yangın çıktığı bildirildi. İtfaiye ekipleri 4 dakika içinde olay yerine ulaştı ve saat 17.02’de müdahaleye başladılar. Eş zamanlı olarak zabıta ekipleri de hızla olay yerine intikal etti. Yaklaşık 100 zabıta memuru, trafik düzenlemesi ve hastanenin boşaltılması konusunda destek sağladı. Gerçekten büyük ve tehlikeli bir yangın yaşandı. Ancak yangın şu anda kontrol altına alındı. Hastane için bir risk kalmadı. Depodaki yangın ise sönmek üzere. Yangının çıkış nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte, hastane dışında ve depoya komşu bir alanda başladığı düşünülüyor. İlk bulgular bu yönde. Konuyla ilgili savcılık bilirkişi atadı ve teknik inceleme başlatıldı. Ancak şehir merkezinde bu denli büyük bir yangının çıkmış olması endişe verici. Bu nedenle şehir merkezindeki benzer yapıların ve tesislerin tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor. Bu, önümüzdeki günlerde yapılması gereken önemli bir görev olarak karşımızda duruyor. İzmir halkına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum" dedi.