SAĞLIK - 18 Aralık 2017 Pazartesi 20:14

Böbrek taşı nasıl oluşur? Böbrek taşı nedir? Böbrek taşı neden olur?

A
A
A
Böbrek taşı nasıl oluşur? Böbrek taşı nedir? Böbrek taşı neden olur?

Böbrek taşları özellikle ağrılarının şiddetli seyretmesiyle bildiğimiz ve günlük hareketlerimizi yapmamızı kısıtlayan bir hastalıktır. Birçok kişi ağrılarının yanında idrar da kan da görebilmekte ve telaşa kapılabilmektedir. Peki bu gibi rahatsızlıklara sebep olan böbrek taşı nedir, böbrek taşı nasıl oluşur, neden olur? Böbrek taşının tedavi yöntemleri nelerdir? İşte tüm bu bilinmeyenler için uzmanlarımız böbrek taşı ile merak edilen bütün noktaları cevapladı.

Böbrek taşının ortaya çıkışı genellikle az su tüketiminden kaynaklandığı belirtiliyor. İdrar içinde bulunup dışarıya atılması gereken kristaller zamanla birikerek böbrek taşına neden oluyor. Birçok kişinin yan tarafında başlayan ağrılarla farkına vardığı böbrek taşının idrarda kanamaya neden olduğu gözleniyor. Bu kanamalar mikroskobik şekilde olabileceği gibi, gözle de görünebiliyor. Böbrek taşının oluşumu genetik ve kalıtsal faktörlerde etkili oluyor. İşte uzmanlarımız tarafından böbrek taşı nedir, böbrek taşı nasıl oluşur, böbrek taşı neden olur sorularına cevaplar...

Böbrek taşı nasıl oluşur? Böbrek taşı nedir? Böbrek taşı neden olur?

Böbrek taşı nasıl oluşur? Böbrek taşı nedir? Böbrek taşı neden olur?

Koru Ankara Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Biri açıklamada bulundu. Normal şartlarda idrar içerisinde bulunan ve birikmeden atılması gereken kristallerin herhangi bir sebeple tam olarak atılamaması ve bir araya gelmesi veya idrarda taş oluşumunu engelleyen bazı koruyucu maddelerin eksik olması sonucu böbrek taşları meydana geldiğini söyleyen Koru Ankara Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Biri, böbrek taşı oluşumunda tanımlanmış birçok risk faktörü bulunduğunu ifade etti. Biri, bu riskleri günlük yetersiz sıvı alımı, genetik bazı hastalıklar, hiperparatirodizim, hipertiroidi gibi hormone bozukluğuna yol açıp kan kalsiyum düzeyini arttıran hastalıklar, yüksek hayvansal protein ile beslenme, liften fakir diyetle beslenme, aşırı tuz tüketimi, sık tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları, böbreklerin anatomik yani yapısal bozuklukları, sedanter yaşam, genetik aile öyküsü, çevresel faktörler, yaş ve cinsiyet olarak sıraladı. Bir kere taş düşüren hastaların 5 yıl içerisinde ikinci taşı düşürme riskinin yüzde 50-60 oranında olduğunu belirten Biri, bu nedenle yıllık düzenli kontrollerin yapılmasının önemli olduğunu vurguladı. Böbrek taşlarının yıllar boyu hiçbir şikayete yol açmayabileceği gibi oldukça ağır ve şiddetli durumlara da yol açabileceğinin altını çizen Biri, “En sık karşılaşılan şikayet yan ağrısıdır. Bu ağrı hafif olabileceği gibi oldukça şiddetli vasıfta da oluşabilir. Bir diğer şikayet idrarda gözle görünen veya mikroskopik olarak tespit edilebilen kanamadır” dedi.

Böbrek Taşı Tedavi Yöntemleri

Böbrek Taşının tedavisi için neler gerektiğini de sıralayan Prof. Dr. Hasan Biri, "Öncelikle taşın böbrekten veya idrar kanalından temizlenmesi gerekir. Ardından taşın oluşum nedenlerine yönelik araştırma yapılıp tekrar oluşumunun engellenmesi amaçlanır. Taş tedavisinde özellikle idrar kanalına düşen 5 milimetrenin altındaki taşlar için medikal, yani ilaçlarla tedavi tercih edilir. Bu amaçla taşın daha kolay düşebilmesi için idrar kanallarını genişletecek bir takım ilaçların yanında, ağrı ve enfeksiyonun önlenmesi amacıyla ağrı kesici ve antibiyotikler verilip hastanın bol su içerek taşını düşürmesi beklenir. Taş bu tedaviye rağmen düşmez ise veya daha büyük boyutlu taş mevcut ise vücut dışı şok dalgaları ile taşı kırmak veya ameliyat ile taşın alınması seçenekleri mevcuttur” dedi.

Taş ameliyatlarının günümüz teknolojisi ile tamamen kapalı şekilde yapılmaya başlandığını anlatan Biri, “Taş cerrahisinde yöntem seçimi tamamen taşın boyutu, taşın yerleşim yeri ve taşın tıkanıklık oluşturup oluşturmamasına göre planlanır” diye konuştu.

Böbrek taşı nasıl oluşur? Böbrek taşı nedir? Böbrek taşı neden olur?

Prof. Dr. Cenk Yücel Bilen ise yaptığı açıklamada, böbrek taşı hastalığının en büyük nedenlerinden birinin sıcak iklim olduğunu söyledi. Prof. Dr. Bilen toplumda bazı doğru bilinen yanlışların da olduğunu dile getirerek, özellikle alkol içerek böbrek taşı düşürülür kanısının aslında yanlış olduğunu ifade etti. Bilen, “Alkolün böbrek taşı üzerine hiçbir faydası yok. O kadar su içerseniz yine taşınızı düşürürsünüz. Halk arasında o su kaynağı çok faydalı, bu sıvı çok faydalı gibi bazı düşünceler var. Bu hacme dayalı bir şey, o kadar musluk suyu da içseniz zorlayıp yine o taşı düşüreceksiniz. Bugüne kadar bilimsel literatürde, herhangi bir sıvının ya da herhangi bir diyetin ya da herhangi bir hayvanın gözünün, herhangi bir balığın beyninin taş düşürmeyi kolaylaştırdığına dair veri yoktur. Ama bazı ilaçların taş düşürmeyi kolaylaştırdığını biliyoruz. Bu taşın nerede olduğuna da bağlı ama öyle böbreğinizin içindeki 4 mm’lik taşı düşürmek için avuç avuç bilmediğiniz ilaçları içmenize gerek yok. Ancak idrar kanalının altına düşmüş ve idrar torbasına sıkışmış taşların düşmesinde bazı prostat ilaçlarının bunu kolaylaştırdığını biliyoruz ve bunları hastalarımıza veriyoruz. Dolayısıyla, biz hastalarımıza bir şeyi tavsiye ederken kanıta, tıbba dayalı olan tedavileri tavsiye ediyoruz. Gözü kapalı olarak tavsiye edebileceğimiz herhangi bir besin vb. kaynağımız yok” dedi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Depremlerde camilerin yıkılmasına yol açan minare yıkımlarının çözümü fiber Depremlerde camilerin yıkılmasına yol açan minare yıkımlarının çözümü fiber. Bu yıl 15.’si düzenlenen dünyanın ilk uluslararası Cami Yapı Ekipmanları fuarı dün kapılarını ziyaretçilerine açtı. Yerli ve yabancı çok sayıda katılımcının yer aldığı fuar da en çok ilgiyi ise depremde minare yıkılmalarının önüne geçecek olan çelik konstrüksiyon ve fiber kaplamalı minare görüyor. Türkiye’de yaşanan 6 Şubat depremlerinin ardından 11 ilde birçok cami yıkıldı veya hasar aldı. Bunların birçoğunda minarelerin yıkılması ve camilere hasar vermesi sonucunda gerçekleşti. Ortalama 30 metre yüksekliğinde yapılan betonarme minarelerin ağırlığı takriben 150 ton civarında oluyor. Bu da yıkıldığı esnada hem camilere hem de yakının da bulunan ev ve insanlara zarar veriyor. Konu üzerine araştırma yapan bir firma minare yapımında artık çelik konstrüksiyon üzerine fiberglass kaplama tekniğini kullanıyor. Hem bu şekilde minarelerin muhtemel bir deprem anında yıkılmasının önüne geçiliyor hem de minare ağırlığını 150 tondan 8 tona indiriyor. Konuyla ilgili açıklama yapan firmanın yetkilisi Salih Karadağ, “Biz yaklaşık 20 yıldır betonarme minare yapmaktayız. Son 2 yıldır beton görünümlü fiberglas sistemine geçtik. Depreme daha dayanıklı içinde ki çelik konstrüksiyonun dışında ki görseline varıncaya kadar bu sistemde devam etmekteyiz. Bu sistemin depreme dayanıklı olduğunu belirledik. Betonarme minare ve fiber minare arasında ki en büyük fark ikisi arasında ki ağırlık farkıdır. 30 metre yüksekliğinde bir minarenin ortalama ağırlığı 150 ton civarındayken fiber minare de bu ağırlık 8 ton civarında. Deprem de betonarme minarelerin yıkılmasıyla birlikte camiler yıkıldı veya bu minarelerin üzerlerine düşmesi sonucu insanlarımız da hayatını kaybetmişti. Fiber minaremiz de ise bu olay ortadan kalkmış oluyor. Minarelerimiz çelik olduğu için depremde yıkılmaz en kötü senaryoda üzerine bir şey dahi düşse yıkılmak yerine demiri eğilir. Aynı minare betonarme olarak yıkıldığında 150 ton ile yerde şiddetinde bir deprem etkisi oluştururken bunun kendi ağırlığı 8 ton olduğu için bir sıkıntı oluşturmayacak” açıklamasında bulundu. Hat sanatını ecdadımızın bıraktığı yerden devam ediyor Fuar’da ayrıca hat sanatı noktasında da sergilenen ürünler özellikle yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Hat sanatının camilerin vazgeçilmez bir unsuru olduğunu belirten Müslüm Korkutata, “Hat sanatı camilerimizin vazgeçilmez unsuru ecdadımızın bıraktığı yerden bunu geliştirmeye devam ediyoruz. Bu kulvarda çok iyi sanatkarlar yetiştirdi ülkemiz. Hem ülke için de hem de ülke dışında bu konuda çok iddialı durumdayız. Medeniyet eski dönemler de camilerin mabetlerin ekseninde gelişiyordu. Osmanlı İslam’ın uzun süre sancaklığını yaptı bayrağını taşıdı. Camilerimiz bu işin sembolü halindeydi. Günümüzde de camilerimiz aynı fonksiyonda roller üstlenmiş durumda” dedi.