SAĞLIK - 01 Aralık 2017 Cuma 05:17

Boğaz ağrısına ne iyi gelir? | Boğazım ağrıyor ne yapmalıyım? Boğaz ağrısı nasıl geçer?

A
A
A
Boğaz ağrısına ne iyi gelir? | Boğazım ağrıyor ne yapmalıyım? Boğaz ağrısı nasıl geçer?

Kış aylarının gelmesi ile beraber şikayet edilen hastalıkalrdan bir tanesi de boğaz ağrısı... Birçok sebepten meydana gelen boğaz ağrısının doğru teşhisi ve tedavi yöntemlerinin uygulanması boğaz ağrısının ilerlememesi için önem taşıyor. Boğaz ağrısına ne iyi gelir, boğazı ağrıyan ne yapmalı gibi soruların cevapları haberimizde...

Boğaz ağrısı birçok hastalığın belirtisi olarak meydana gelebilir. Boğazda yanma ve hassasiyet olarak da görülen  ve katı veya sıvı bir şey yutmakla ağrının arttığı gözlenen bu şikayetin bilinen en sık nedeni enfeksiyondur Enfeksiyonlara genellikle virüsler sebep olur. Ayrıca genelde çocuklar da görülen suçiçeği  veya kızamık gibi virüs hastalıklarının da  boğaz ağrısına sebep olabilmektedir. Daha az rastlanan bakteri'den kaynaklanan enfeksiyonlar boğaz ağrısına neden olur. Bademcik iltihabı bakteri kaynaklı boğaz ağrılarına bir örnektir. Ayrıca aşı yapılarak önlemler alınması ile genel anlamda sıklığı düşmüş durumda olan difteri ve boğmaca gibi bakteri türleri de sebepler arasında sayılabilir. Her bir sebebe karşı farklı çözüm yollarına başvurmak gerekir. Bilindiği üzere virüs hastalıklarına antibiyotik faydalı olmamaktadır. 

Boğaz ağrısına ne iyi gelir? | Boğazım ağrıyor ne yapmalıyım? Boğaz ağrısı nasıl geçer?

Boğaz Ağrısı nasıl geçer? Boğaz ağrısına ne iyi gelir?

Avusturya Sen Jorj Hastanesi’nden KBB Uzmanı Op. Dr. Gökhan Güvener ile yaptığımız sohbette tedavi yöntemleri hakkında bizleri bilgilendirdi. Boğaz Ağrısnın nasıl geçer ve boğaz ağrısına ne iyi gelir gibi sorular hakkında konuşan Güvener "Virüs enfeksiyonlarının spesifik bir tedavisi yoktur ve antibiyotiklerden etkilenmezler. Bu durumda tedavi semptomların giderilmesine yöneliktir. Dinlenme, bol sıvı alımı, ağrı kesiciler; burun tıkanıklığı, geniz akıntısı gibi ek bulgular varsa buna yönelik tedaviler kullanılabilir. Virüs kökenli enfeksiyonların olağan seyrinde, bağışıklık sisteminin etkisiyle bulgularda hafifleme ve yaklaşık bir haftalık sürede tam düzelme beklenir. Bakteriyel boğaz enfeksiyonları daha nadir görülmelerine rağmen daha ağır seyreden, özellikle çocuklarda komplikasyon oluşturabilecek durumlardır. Bu durumda yine destekleyici tedavinin yanı sıra uygun antibiyotikler de tedavide yer almalıdır" dedi.

Boğaz ağrısına ne iyi gelir? | Boğazım ağrıyor ne yapmalıyım? Boğaz ağrısı nasıl geçer?
 

Boğazım ağrıyor ne yapmalıyım?

Avusturya Sen Jorj Hastanesi’nden KBB Uzmanı Op. Dr. Gökhan Güvener sözlerine şöyle devam etti.

“Bakteri ve virüs kökenli enfeksiyonları ayırmada kesin kriterler olmamakla birlikte, antibiyotik kullanımına karar verirken bu ayrımı yapabilmek önemlidir. Bakteriyel enfeksiyonlarda boğaz ağrısı ve yutma güçlüğü çok daha şiddetli ve uzun sürelidir. Genel durum daha belirgin olarak bozulmuştur, ateş genellikle 38.3 derecenin üzerinde ve dirençlidir. Boğazdaki muayene bulguları (kızarıklık, mukoza düzensizliği, farenks bantlarında şişlik gibi) daha belirgindir. Eğer bademcikler tutulduysa şişmenin yanı sıra üzerlerinde beyaz iltihabi döküntüler görülebilir. Boyun lenf bezlerinde ağrılı büyümeler görülebilir. Bakteriyel boğaz ağrılarında; hapşırık, öksürük, burun akıntısı gibi diğer bulgular daha siliktir veya hiç yoktur. Doktorun uygulayacağı çeşitli kan tetkikleri, hızlı streptokok testi ve boğaz kültürü gibi testler de antibiyotik kararı vermede yardımcı olur. Boğaz ağrısının daha nadir görülmekle birlikte enfeksiyon dışı sebepleri de olabilir. Alerjiler, sağlıklı burun solunumu olmaması ve ağızdan nefes almaya bağlı boğaz kuruluğu, kirli havaya ve sigaraya maruz kalmanın yol açtığı kronik tahriş, aşırı bağırma ve sesin kötü kullanımına bağlı gırtlak ve adale ağrıları, reflüye bağlı ağrılar ve bazı tümörler bu sebepler arasında sayılabilir. Genel olarak bir-iki haftadan uzun süren boğaz ağrılarında, olası diğer sebeplerin saptanması için doktor muayenesi önerilmektedir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Çameli’nin titrek kavak ormanları bulutların arasında görsel şölen sunuyor Denizli’nin Çameli ilçesi, zengin florası ve yüksek endemik tür çeşitliliğiyle dikkat çekiyor. İlçenin önemli doğal alanlarından biri olan titrek kavak ormanları ise özellikle ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Sarı, kızıl, turuncu ve yeşilin tonlarıyla oluşan renk cümbüşü havadan görüntülendi. Denizli’nin Çameli ilçesi, zengin florası ve yüksek endemik tür çeşitliliğiyle dikkat çekiyor. Yaklaşık 750 ile 2 bin 300 metre rakımda yer alan ilçe; vadileri, meraları ve yüksek dağlarıyla çok sayıda bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Çameli florasında 200’a yakın endemik bitki türünün bulunması, bölgenin coğrafi yapısının sağladığı doğal zenginlikten kaynaklanıyor. İlçenin önemli doğal alanlarından biri olan titrek kavak ormanları ise özellikle sonbahar ve kış aylarında ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Sarıdan kahverengiye uzanan tonların hâkim olduğu bölgede yüksek ağaçların oluşturduğu renk cümbüşü doğaseverler tarafından yoğun ilgi görüyor. Türkiye’de bu denli yoğunlukta görülen titrek kavak topluluklarına nadiren rastlandığını belirten uzmanlar, Çameli’nin bu açıdan önemli bir ekolojik değere sahip olduğuna dikkat çekiyor. Bölge hem biyolojik çeşitlilik hem de doğal güzellik açısından eşsiz bir zenginlik sunuyor. "Bu orman Çameli orman sınırları içerisindedir ve titizlikle korunmaktadır" Titrek kavak ağaçlarının titizlikle korunduğunu ifade eden Endemik Bitkiler Araştırmacısı Rıfat Özdemir, "Bu gördüğünüz titrek kavak ormanları sonbahar ve kış aylarında renk cümbüşü oluşturuyor. Bütün renkleri hemen hemen görürsünüz. Türkiye’deki dağılımı oldukça seyrektir. Bu saha, Çameli orman sınırları içerisindedir ve titizlikle korunmaktadır. Çameli ilçemiz flora açısından çok zengindir" dedi. "Yapılan çalışmalar sonucunda 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespit edildi" Çameli’de 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespit edildiğini ve çalışmaların devam edeceğini belirten Çameli Belediye Başkanı Cengiz Arslan ise, "Çameli ilçemiz endemik türler bakımından en zengin bölgelerden bir tanesi. Özellikle Gargın Yaylası bölge dediğimiz rakamı 2 binin üzerinde olan bir bölgemiz var. Bu bölgemizde şu anda Hasan Hocamızla beraber yapmış olduğumuz çalışmalarla 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespitini yaptık. İnşallah yakın bir zamanda da bunların kitap basımını açıklamasını yapmış olacağız. Şu anda özellikle Fethiye-Çameli arasında Akta bölgesi dediğimiz bölgede bir Akkavak orman bölgemiz var. Gerçekten doğanın bir harikası, güzel bir şekilde orada yetişmiş çoğalmış bu ormanımız özellikle sonbahar ve kış aylarında trekking yapmak isteyen yürüyüş yapmak isteyen gruplar için çok güzel bir görsel şölen sunuyor" ifadelerini kullandı. "Vatandaşlarımızı bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet ediyoruz" Vatandaşları bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet eden Başkan Cengiz Arslan, "Orman İşletme ile beraber bu bölgenin korunması ile ilgili yerel yönetimler belirli olarak elimizden gelen çabayı sarf ediyoruz. İnşallah buranın doğa turizmine kazandırılması ile ilgili de güzel düşüncemiz projemiz var. Bu bölge bizim yürüyüş rotalarımız alanında en güzel rotalarımız bir tanesi. Bütün bizi izleyen vatandaşlarımızı bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet ediyoruz" dedi.
Düzce Fındıkta verim ve kalite artırılıyor DÜZCE(İHA) – Düzce’de Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından fındık budama eğitimleri, merkez ve ilçelerde devam ediyor. Düzce’de fındıkta verim ve kaliteyi artırmaya yönelik çalışmalar aralıksız devam ediyor. Düzce İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen Fındık Budama Eğitimleri, merkez ve 7 ilçede, 90 köy ve mahallede toplam bin 200 üreticiye ulaşması hedefleniyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Düzce İl Tarım ve Orman Müdürü Esra Uzun, fındığın Düzce için stratejik bir ürün olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: "İlimizde yaklaşık 75 bin hektar tarım arazisi bulunmakta olup, bunun yüzde 85’i, yani yaklaşık 63 bin hektarı fındık alanlarından oluşmaktadır. Fındık, Düzce’nin ana ürünüdür. Bu nedenle verim ve kaliteyi artırmaya yönelik eğitim çalışmalarımıza büyük önem veriyoruz. Merkez ve 7 ilçemizde yürüttüğümüz budama eğitimleriyle bir budama seferberliği başlattık ve bugüne kadar yaklaşık 1.000 üreticimize eğitim verdik. Amacımız, üreticilerimizin daha kaliteli ve daha yüksek verim elde etmesini sağlamak ve bu yolla gelirlerini artırmaktır." Fındığın dünya markası bir ürün olduğunu da belirten Uzun, Düzce’den yıllık yaklaşık 20 bin ton fındık ihracatı gerçekleştirildiğini ifade ederek, "Üreticilerimizin bol ve bereketli bir üretim sezonu geçirmesini istiyoruz. İl Müdürlüğü olarak teknik ekibimizle birlikte fındık verimini artırmaya yönelik çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz" dedi. Eğitim programları kapsamında üreticilere doğru budama teknikleri uygulamalı olarak anlatılarak, fındık bahçelerinde verim ve kalite artışının sağlanması hedefleniyor.
Düzce Avrupa’daki okullar arasında işbirliği DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesi’nde "ELT Days: Mesleki Gelişim ve Farkındalık Eğitimleri" atölye çalışması gerçekleştirildi. Düzce Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü, Kariyer Geliştirme ve Mezun İzleme Uygulama Araştırma Merkezi ile İngilizce Topluluğu iş birliğinde, Gençlik ve Spor Bakanlığı Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (ÜNİDES) tarafından desteklenen "ELT Days" projesi kapsamında düzenlenen "ELT Days: Mesleki Gelişim ve Farkındalık Eğitimleri" başlıklı atölye çalışması İstiklal Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. "eTwinning: Fikirden Projeye" başlığıyla düzenlenen programa; Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Osman Dülger, Dr. Öğr. Üyesi Ammar Tekin ile çok sayıda öğrenci katılım sağlarken; programda YEĞİTEK Düzce eTwinning Proje Koordinatörü İngilizce Öğretmeni Elif Fergane ile 15 Temmuz Şehitler Ortaokulu İngilizce Öğretmeni Serdar Karadağ eğitmen olarak yer aldı. Programın ilk bölümünde konuşan Elif Fergane, eTwinning platformunun temel yapısı, amaçları ve sunduğu imkanlar hakkında katılımcılara kapsamlı bilgiler aktardı. eTwinning’in, Avrupa’daki okullar arasında iş birliğini teşvik eden, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı Ulusal Destek Servisi tarafından denetlenen güvenli bir çevrim içi öğrenme platformu olduğunu ifade eden Elif Fergane, proje tabanlı öğrenme yaklaşımıyla öğretmen ve öğrencilerin aktif etkileşim içinde üretim yapabildiğini ifade etti. Başarılı bir eTwinning projesinin; pedagojik yaklaşım, iş birliği, dijital araçların etkili kullanımı üzerine inşa edildiğini belirten Fergane, bu süreçlerin öğrencilerin dijital yetkinlik, kültürler arası farkındalık ve girişimcilik gibi temel beceriler kazanmasına katkı sunduğunu dile getirerek eTwinning proje yazım sürecini uygulamalı olarak katılımcılara anlattı. Programın ikinci konuşmacısı Serdar Karadağ ise, öğretmenlik kariyerine dair deneyimlerini paylaşarak, kendi öğrencileriyle birlikte hayata geçirdiği "Friends Forever" isimli eTwinning projesini anlattı. Proje sürecinde farklı ülkelerden öğrencilerle yürütülen iş birlikleri, gerçekleştirilen etkinlikler ve elde edilen kazanımlar hakkında bilgiler veren Karadağ, öğrencilerinin proje sürecinde hem akademik hem de sosyal becerilerinin geliştiğini vurguladı. Program, plaket takdimi ve fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.