EKONOMİ - 12 Şubat 2019 Salı 18:54

Bolu’daki şato tipi evler Arap yatırımcıların kıskacında

A
A
A
Bolu’daki şato tipi evler Arap yatırımcıların kıskacında

Bolu’nun Mudurnu ilçesinde yapımına devam edilen ve kamuoyunda sıkça gündeme gelen şato tipi evler, Arap yatırımcıların ilgi odağı haline geldi.

Edinilen bilgiye göre, Bolu’nun ‘Sakin Şehir’ ünvanına sahip Mudurnu ilçesinde 2014 yılında 750 bin metrekare arazi üzerinde 200 milyon dolar yatırımla hayata geçirilen şato tipi evlerin yer aldığı Burj Al Babas adlı proje, Arap yatırımcıların ilgi odağı haline geldi. 

Geçen Haziran ayında İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne başvurarak konkordato talebinde bulunan Sarot Group bünyesindeki Burj Al Babas Termal Turizm Pazarlama İnşaat Taahhüt Limited Şirketi'ne 3 ay süre verilmiş, 9 Kasım 2018 günü yapılan duruşmada komiser heyetinin gönderdiği raporu dikkate alan mahkeme heyeti, konkordatonun başarıya ulaşma şansı olmadığını belirterek şirket hakkında iflas kararı vererek projenin durmasına neden olmuştu. 

Kararla ilgili İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'ne istinaf yolu ile temyiz başvurusunda bulunulması sonucu, denetimli olarak şirket ticari faaliyetleri için icra iflas kanunları nezdinde izin verildi. 

Proje ortaklığı teklifleri yağıyor
Projenin yerli ve yabancı haber kaynaklarında yer almasının ardından, Şato tipi evlerin yer aldığı Burj Al Babas projesi Arap yatırımcıların ilgi odağı haline geldi. Konu ile ilgili açıklama yapan Sarot Grup Başkanvekili Mezher Yerdelen, “yapılan en son alacaklılar toplantısında yapım ve satış izni çıkmasıyla faaliyetlerimize devam ettik. Bu süreçteki haberlerin yabancı gazetelerde de yer alması nedeniyle dünyanın çeşitli ülkelerinden Arap yatırımcılar bizimle temasa geçmeye başladı. Sermayenin el değiştirmesi gibi bir konu gündemde değil ama Arap yatırımcılardan proje ortağı olmak isteyen, inşaatları finanse etmek isteyen ve toplu halde villa yada işyeri satın almak isteyenler oluyor” dedi.  

Faruk Çidem

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kemal Kılıçdaroğlu’na 2 yıl 4 aya kadar hapis talebi CHP Eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Eski Bakan Erdoğan Bayraktar’a hakaret ettiği iddiasıyla ve milletvekili dokunulmazlığı olmadığı gerekçesiyle ‘sanık’ sıfatıyla yargılandığı davada mütalaa açıklandı. Savcılık, Kılıçdaroğlu’nun ‘kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret’ suçundan 2 yıl 4 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep etti. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2014 yılında söylediği sözler nedeniyle eski Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Erdoğan Bayraktar’a hakaret ettiği iddiasıyla yargılanmasına devam edildi. İstanbul 51.Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuksuz sanık Kemal Kılıçdaroğlu katılmazken, kendisini avukatı temsil etti. Şikayetten vazgeçme dilekçesi sunduğu belirtildi Duruşmada esasa ilişkin mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, müşteki Bayraktar’ın şikayetçi olmadığı yönünde avukatı aracılığıyla dilekçe sunduğunu ancak suçun re’sen takip edilen suçlar çerçevesinde kaldığını aktardı. Kullanılan sözün düşünce özgürlüğü çerçevesinde kalmadığı belirtildi Açıklanan mütalaada, Kılıçdaroğlu’nun olay günü toplantı vesilesiyle basın mensuplarının da bulunduğu ortamda müştekiye yönelik olarak yaptığı açıklamalarda ‘hırsızlar’ sözcüğünü kullandığını, sanık tarafından gerçekleştirilen konuşmalarda müştekiye yönelik söylenen sözlerin farklı anlamlar teşkil ettiğini ve kullanılan sözün düşünce özgürlüğü ve düşünceyi açıklama özgürlüğü çerçevesinde kalmadığı kaydedildi. 2 yıl 4 aya kadar hapis talebi Mütalaada sanık Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret’ suçundan 1 yıl 2 aydan 2 yıl 4 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Duruşmada sanık avukatı, açıklanan mütalaaya karşı savunma hazırlayabilmek için mahkemeden süre talep etti. Duruşma ertelendi Ara kararını açıklayan mahkeme, sanık avukatına mütalaaya karşı savunma yapabilmek için süre verilmesine hükmederek duruşmayı erteledi.
Denizli Denizli’nin defne kokusu ABD ve Avrupa restoranlarına yayılıyor Denizli mobilya, kağıt ve orman ürünleri sektöründen 2023 yılında 41,6 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleşti. Bu ihracat değerinin yüzde 17,5’lik kısmını ise defne yaprağı oluşturuyor. İlimizden 2023 yılında 7,3 milyon dolar defne yaprağı ihracatı yapıldı. Hem geleneksel hem de modern mutfaklarda yoğun bir şekilde tercih edilen, ayrıca sağlık açısından da çok sayıda faydası olduğu bilinen defne yaprağına ilişkin değerlendirmelerde bulunan DENİB Başkanı Hüseyin Memişoğlu şunları söyledi: “Trademap verileri, Türkiye geneli defne yaprağı ihracatının her geçen yıl arttığını gösteriyor. 2019’da 38 milyon değerinde olan defne yaprağı ihracatı 2023 yılında yaklaşık yüzde 30 oranında artışla 49,2 milyon dolara ulaştı. İlimiz de ülke geneli defne yaprağı ihracatının yüzde 15’lik kısmına hakim. Önemli tıbbi ve aromatik bitkilerden olan defne yaprağının ekonomik değeri ve popülerliği oldukça yüksek. Aslında ürünün kullanımının antik çağa dayandığını görüyoruz. Roma döneminde altın paraların üzerinde defne bitkisinden çelenk figürü bulunduğu, Yunanlılar ve Romalıların spor zaferlerinde bu bitkinin yapraklarından yapılan çelenkleri taç olarak kullandıkları gibi bilgilere muhtelif kaynaklarda rastlanıyor. Türk mutfağında defne yaprakları balık, et, çorba, güveç ve çeşitli içecekler için baharat ve aromatik tatlandırıcılar olarak yoğun bir şekilde kullanıyor. Denizli’den yapılan defne yaprağı ihracatında ABD, Avusturya, Polonya, İspanya ve Hollanda ilk 5 pazarımız olarak sıralanıyor. Bu nedenle, Denizli’nin defne kokusunun ABD ve Avrupa Restoranlarına hızla yayıldığını belirtmek istiyorum. Özellikle bu noktada defne yaprağında 2023 yılında Avusturya’ya yüzde 63 ve Polonya’ya yüzde 56 oranındaki ihracat artışı bu değerlendirmemizi destekliyor.” Defne Yaprağı Gıda, Kozmetik ve Tıbbi Amaçlar İçin Kullanılıyor. Defne yaprağının bir diğer yetiştirme amacının da aromatik yağ üretimi olduğunu belirten DENİB Başkanı Hüseyin Memişoğlu, “Defne yaprağının kullanım alanı oldukça geniş bir yelpazeye yayılıyor. Bu noktada dünya çapında popülerliği artan ve giderek daha fazla talep edilen defne yaprağı; gıda, kozmetik ve tıp alanı gibi çok farklı sektörlerde kullanılıyor. Ürünün bir diğer can alıcı özelliği ise, defne dal atıklarının verimli bir biokütle enerjisine dönüştürebilmesi. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakma anlayışıyla gerçekleştirdiğimiz üretim metotlarımızda çevre dostu alternatif yakıt arayışımız sürüyor. Hem atıkların değerlendirilmesi hem de sera gazı salınımının çok düşük seviyede olması defne ürününün sürdürülebilirliğini ortaya koyuyor. Aromatik ürün denildiğinde akla ilk gelen şehirlerden biri olan Denizli’de defne yaprağı için de ciddi bir potansiyel mevcut. Denizli’nin sahip olduğu tecrübesi, bilgi birikimi ve coğrafi konumuyla defne yaprağı, defne yağı ve diğer defne içerikli ürün ihracatının da giderek katma değerli bir şekilde artacağına ve sürdürülebilir olacağına inanıyorum.” dedi.