GÜNDEM - 23 Şubat 2020 Pazar 10:14

Bombalı saldırıda çenesini kaybeden adama Türk hekimleri umut oldu

A
A
A
Bombalı saldırıda çenesini kaybeden adama Türk hekimleri umut oldu

Suriye’de bombalı saldırıda çenesinin yüzde 40’ını kaybeden talihsiz adama yeni çene yapıldı. Bacağından alınan kemik ve doku ile yapılan yeni çenesiyle artık rahat bir nefes alabilmenin mutluluğunu yaşayan hasta yemek de yemeye başladı.

Suriye’de yaklaşık 5 yıl önce meydana gelen bombalı saldırıda çenesinin yüzde 40’ını kaybeden ve sıvı gıdalarla beslenmek zorunda kalan hastaya Türk hekimleri umut oldu. 44 yaşındaki Khalıd Rajab Al Dalatı, yaklaşık 5 yıl önce Suriye’de meydana gelen bombalı saldırıda şarapnel parçalarının yüzüne isabet etmesinden dolayı yüzünün yüzde 40’ını kaybetti. Neredeyse çenesinin tamamını kaybeden talihsiz adam, bulunduğu bölgedeki muhasaranın kalkmasının ardından Türkiye sınırına gelerek Türk Kızılayı'ndan yardım istedi. Khalid’e yardım eli uzatan Kızılay ekipleri, sınırdaki işlemleri tamamlayarak hastayı Ankara’ya getirdi. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesinde iki ameliyat geçiren Khalid, bacağından alınan kemik ve doku ile oluşturulan yeni çenesiyle sağlığına kavuştu. Ağız asimetrisinin de doku nakilleri ile düzeltildiği hasta, yıllar sonra yemek yiyebilmenin sevincini yaşıyor.

“Neredeyse bütün çenem yok oldu”

Suriye’de bulundukları bölgede 5 sene muhasara altında kaldıkları sürede meydana gelen bombalı saldırıda bazı aile bireylerini kaybettiğini, muhasara kaldırıldıktan sonra bir fırsatını bularak Halep’e geçtiklerini ifade eden Khalid, “Kızılay ekipleri ile irtibata geçtim, onların sayesinde buraya getirildim ve tedavim gerçekleşti. Durumum çok zordu, çok kötü yara aldım. Neredeyse bütün çenem yok oldu. Orada bir operasyon geçirdim yaralandıktan sonra sadece düzeltme babında” dedi.

“Ekmek yemeyi çok özledim”

Çenesindeki problemden dolayı yemek yiyemediğini ve son zamanlarda güçsüz duruma geldiğini anlatan Khalis, ameliyat sonrası hayatının değiştiğine işaret ederek, “Daha fazla yiyecek yemeye başladım burada. Ekmek yemeyi çok özledim. Hepsi değil ama bazı kişiler yüzümden dolayı bana kötü davranabiliyordu. Çenem oldu, görünüşüm değişti, düzeldi. Bunun için çok mutluyum” ifadelerini kullandı.
Suriye’deki ailesinin yeni halini görüntülü konuşma sayesinde gördüğünü ve çok mutlu olduklarını söyleyen Khalid, kısa zamanda ailesine kavuşmak istediğini kaydetti.

“Organ kayıpları insanları çok farklı şekillerde etkileyebilir”

Hastanın geçirdiği ameliyatlara ilişkin bilgi veren Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sühan Ayhan, “Organ kayıpları insanları çok farklı şekillerde etkileyebilir. Burada kaybedilen organ ağzın bir parçası, dolayısıyla burada beslenmeden tutun nefes almaya, ağız hijyeninden tutun görünüme kadar birçok farklı bileşeni var. İşte plastik cerrahi bu noktada aslında kapatılamayan yaraları kapatıp, çıkarılamayan tümörlerin çıkarılmasını sağlıyor. Bu anlamda da doku nakilleri ile insan vücudundaki eksik olan parçaları tamamlayan yeniden yapan bir bölümüz. Hastamızda da kaybetmiş olduğu alt çene kemiğini ve oradaki yumuşak dokuyu, deriyi, iç örtüyü yeniden oluşturmak adına bacakta baldır kısmında bulunan iki kemikten ince kemikten oraya zarar vermeyecek şekilde ihtiyacımız dokuyu aldık. Damarlarıyla birlikte mikro cerrahi denen yöntemle mikroskop altında damarları birbirine dikerek doku nakli yaptık. Biz o ince kemiğin bir kısmını alarak alt çenede ihtiyacı olan yere şekil vererek yeniden oluşturduk. Doku eksiği de üzerindeki deriden geldi. Sonrasında ağız köşesi oluşturuldu. Böylece salya akması, besinlerin ağzından kaçmasını önleyecek ağzın mühürleyici etkisini oluşturma şansı oldu” diye konuştu.

“Alt çene kemiğinin yaklaşık yüzde 40’a yakını yoktu

Hastayı tedavi sürecinde yakından takip eden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Serhat Şibar da hastanın ilk geldiğinde özellikle yutma ve konuşma ile ilgili ciddi fonksiyonel problemleri olduğunu belirterek, “Biz hastamızda alt çene kemiği için sağ bacağından kaval kemiği yanındaki kemikten damarıyla birlikte bir kemik alarak çene kemiğinin yeniden şekillendirilmesi ameliyatını gerçekleştirdik. Her zaman gerçekleştirilen ameliyatlardan değil. Ameliyatlardan birisi yaklaşık 7 saatlik operasyon sonrasında hastamızın ön alt çenesinin ön kısmını oluşturduk ve daha sonrası takiplerde özellikle kontörü iyi bir şekilde elde ettik. Hastamızın geçen hafta da son cerrahisini ve kontrollerini tamamladık ve şu an için herhangi bir sorunla karşı karşıya değiliz. Toplamda iki ameliyat geçirdi. İlk ameliyatında bacağından aldığımız kemikle alt çenenin yeniden şekillendirme işlemini gerçekleştirdik. İkinci ameliyatta ise ağız köşesinde bir asimetri vardı, onun için üst dudağından parça alıp doku nakli gerçekleştirdik. Alt çene kemiğinin yaklaşık yüzde 40’a yakını yoktu. Özellikle alt çene kemiğinde en önemli kısım olan ön segment kaybı tamamen mevcuttu. Ağzı tam kapanmadığı için de çok ciddi sıkıntılar yaşıyordu hastamız. Getirmiş olduğumuz dokuda 10-11 santimetrelik bir kemik getirip, bu boyundaki damarlara mikro cerrahi yöntemlerle uç uca bağlama işlemleriyle ameliyatı tamamladık” şeklinde konuştu.

“Solunumsal veya kalple ilgili ciddi sorunlara yol açabilirdi”

Tercihen bu hastalara erken dönemde müdahale etme tarafında olduklarını aktaran Şibar, “Çünkü bu tür hastalarda ne kadar geç kalınırsa o bölgedeki yumuşak doku giderek zamanla daralıyor. 5 yıl geçtiği için erken dönem vakaya göre bir takım zorlukları vardı. Özellikle çene kemikleri sağda ve solda birbirine oldukça yakınlaşmış ve deri zarfı oldukça büzüşmüştü. Bunu genişletmek bizim açımızdan çok kolay olmadı. Ameliyatın 2 saatlik kısmı getirilecek dokuya uygun bir boşluk hazırlamakla geçmişti. Daha fazla gecikme olması durumunda ağız hijyeni açısından ciddi problemler oluyor. Solunumsal açıdan ve daha sonra hastanın kilo kaybı, ağız hijyenini sağlamadaki problemler, bu tür sorunlar aslında günlük aktivitedeki ciddi sorunlar. Müdahale etmemiş olsaydık ağız içindeki hijyen problemine bağlı üst dişlerindeki kayıpla seyredebilecek solunum güçlüğü ve daha fazla ilerlemesi durumunda dil daha fazla geriye kaçabileceği için uyku apnesi ve ileri döneme gitmesi durumunda solunumsal veya kalple ilgili ciddi sorunlara yol açabilirdi” açıklamasında bulundu.

“Bir dokunuş bin hayat diyoruz”

Hastanın Türkiye’ye getirilmesini sağlayanlardan Kızılay Genel Müdür Yardımcısı Alper Küçük, “Kızılay ekipleriyle genel başkanımızın da bulunduğu bir ziyaret esnasında Khalid tespit ediliyor, talebini ve durumunu iletiyor ekiplerimize. Biz de tıpkı daha önce binlerce vakaya yardım yaptığımız gibi elimizden gelen desteği veriyoruz. Memleketimize getirip onlara şifa olmaya çalışıyoruz. Yaklaşık 6 ay süren tedavi, teşhis süreci var ve bugün taburcu olacak. Bizim için Kızılay ailesi için de mutlu bir gün. Başarılı vakaya bir tanesi daha ekleniyor. Kızılay olarak sınırdan geçiş işlemleri mülki idarelerimizin izinleriyle o süreçleri biz tamamlıyoruz, yanlarında refakatçi oluyoruz, onlara yol boyu yarenlik ediyoruz ve ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Tüm bunları Kızılay olarak temin ettiğimiz uluslararası fonlardan yapıyoruz. Bir dokunuş sadece Khalid’in hayatına değil, binlerce hayata tesir ediyor. Şimdi Halid’in arkadaşları da, çocukları da mutlu olacak. Bir dokunuş bin hayat diyoruz” dedi.

Neşra Durmaz
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Meyve bahçelerinde artık bungalov yetişiyor, ne denetim var ne estetik Para kazanma hırsı, belediyenin denetim yapmaması, eskiden tarımla anılan Sapanca’yı adeta mahvetti. Meyvesi ile ünlü ilçede artık tarlalardan bungalov yetişiyor. Ağaçların yok edildiği Sapanca beton yığınına dönmüş durumda. Geçmişte doğası ile Türkiye’nin en güzel bölgelerinden olan Sapanca, eski güzelliğini mumla arıyor. Sosyal medyanın da gelişmesiyle daha da bilinir hale gelen Sapanca bir zamanlar meyvesi ile Türkiye’nin en önemli ilçeleri arasındaydı. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere büyükşehirlere yakınlığıyla her yıl çok sayıda yerli ve yabancı tatilciyi ağırlayan Sapanca beton yığınına dönmüş durumda. Denetim yok, para kazanma hırsı var Zamanın meyve bahçeleriyle ünlenen ilçede şimdilerde ise bilinçsizce yapılan bungalovlar, bazı sıkıntıları da beraberinde getirdi. Ağaçların yok edilerek bungalova dönüştüğü ve bungalov dolandırıcılığının da arttığı ilçede, bölge halkı Sapanca Belediyesi’nin bu duruma bir an evvel önlem almasını istiyor. Para kazanma hırsı, Sapanca Belediyesi’nin hiç bir önlem almaması doğası ile dikkat çeken ilçeyi adeta bungalov mezarlığına çevirdi. "Eskiden buradan 12 kamyon meyve yüklenirdi" İlçede yaşayıp arsası, tarlası olan, şehir dışında yaşayıp Sapanca’dan arsa alan çok sayıda kişi para kazanma hırsı uğruna adeta ilçenin güzelliğine kurşun sıkıyor. Ağaçlar tek tek kesilirken, ormanların içine bile bungalovlar yapılıyor. Bungalovların hemen hemen her yerde yapıldığını anlatan 67 yaşındaki ilçe sakini Ahmet Memi, “Eskiden Sapanca’nın nüfusu azdı. Her taraf ağaçlarla dolu ve Sapanca, şehrin meyve merkeziydi. Eskiden buradan 12 kamyon meyve yüklenirdi hatta bir kamyon 600 kasa meyve alırdı" dedi. "Ne ormanın güzelliği ne de ilçenin güzelliği kaldı" O halden bu hale geldiklerini ifade eden Memi, "Bundan sonra istikbali hiç yok, imar falan verilmemesi lazım. Bungalovlarda herkesin bir geliri var ama bunlarda kontrol kaçtı. Yabancılara satıldı, kiraya verildi bu şekilde olmamalıydı. Sapanca’nın kendi insanı faydalansaydı kabulümdü ama geliyor adam 20 tane yapıyor, tel örgüsünü çekiyor. Geliri var, para kazanıyor ama görüntüyü de bozmaması lazım bakıyoruz her taraf doldu, geceleri ışıl ışıl oluyor. Ne ormanın güzelliği ne de ilçenin güzelliği kaldı. Tamam yapacaksan da çeki düzen vereceksin böyle olmaması lazım” diye konuştu.