ÇEVRE - 03 Haziran 2021 Perşembe 16:09

Bostancı Sahili’nde deniz salyası yoğunluğu su altı kamerasıyla görüntülendi

A
A
A
Bostancı Sahili’nde deniz salyası yoğunluğu su altı kamerasıyla görüntülendi

Bostancı Sahili'nde denizin dibini ve yüzeyini kaplayan deniz salyası, su altı kamerasıyla ve drone ile görüntülendi.

Özellikle son aylarda Marmara Denizi ve çevresinde oluşan deniz salyası yoğunlaşmaya devam ediyor. İstanbul sahillerinde yoğunluğunu artıran deniz salyası, yoğun koku ve çevre kirliliğine neden oldu. Marmara Denizi'nde sıklıkla görülen ve deniz salyası olarak bilinen müsilaj, deniz canlılarına zarar verirken balıkçıların da ağlarına yapışarak zorluk yaşatıyor. Deniz salyasının yoğun olduğu alanlardan Bostancı Sahili’ndeki son durum, su altı kamerası ve drone ile görüntülendi.

“İnsanlar artık deniz salyasını görmek istemiyor”

Esnaf Ali Aydın müşterilerin durumdan rahatsız olduğunu vurgulayarak, “İnsanlar önceden burada zevkle otururdu. Şu an ise deniz salyaları nedeniyle kimse buraya gelerek vakit geçirmek dahi istemiyor. Buralar çok kötü oldu. Temizlenmesi gerekiyor. Deniz resmen devir daim yapmıyor. Sadece müşteriler değil, balıkçılar da bu durumdan şikayetçi. Çünkü insanlar balık almaktan da çekiniyor” diye konuştu.

Bostancı Sahili’nde deniz salyası yoğunluğu su altı kamerasıyla görüntülendi

Abdul Samet Kaya - Ahmet Faruk Sarıkoç - Aykut Zor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Yüksek numaralı ya da gözü lazer için uygun olmayan hastalara alternatif çözümler Hafif ve orta düzey refraktif kusurların düzeltilmesinde Excimer Laser (göz çizdirme) yönteminin kullanılabildiğini ancak yüksek numaralarda bu işlemin yapılamadığını belirten Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Lütfi Seyrek, özellikle yüksek numaraların düzeltilmesinde ve yapısı lazere uygun olmayan kişilere göz içi fakik lens (GİL) uygulaması önerildiğini söyledi. Miyopi, hipermetropi ve astigmatizma gibi sıkça rastlanan görme kusurları, genellikle gözlük ve kontakt lenslerle tedavi edilse de bu sorunlara daha kalıcı çözüm arayışları da devam ediyor. Son yıllarda hızlı gelişen refraktif cerrahi ile refraktif kusurların tedavisinde alternatif çözümler üretiliyor. Refraktif cerahi işlemleri, temelde korneal cerrahi ve göz içi cerrahi olarak sınıflandırılırken, Medicana Konya Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Lütfi Seyrek, yüksek numaralı ya da gözü lazer için uygun olmayan hastalarda fakik göz içi lens (GİL) ameliyatının uygulanabileceğini açıkladı. “Göz içi kontakt lensler, gözün yapısını bozmaz” Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Seyrek; özellikle göz çizdirme olarak bilinen lazer işlemi için göz yapısı uygun olmayan hastalarda göz içi lens ameliyatının uygulanabildiğini belirtti. Op. Dr. Seyrek, “Bu ameliyatta; FDA tarafından onaylı olan mercekler, yaklaşık 20 yıldır dünya üzerinde yaygın olarak uygulanıyor. Fakik GİL işlemi, göz içi kontakt lens olarak da tanımlanıyor. Lazerdeki gibi korneada bir düzeltme işlemi olmadan, hastanın kendi doğal merceği çıkarılmadan göz içine mercek yerleştirilmesi işlemine Fakik GİL deniliyor. Fakik GİL ile yüksek miyop (yaklaşık 25 dereceye kadar), yüksek hipermetrop ve astigmat tedavi edilebiliyor” dedi. 18 yaşından büyük olan, son yıllarda belirgin numara değişikliği olmayan, katarakt, göz tansiyonu olmayan ve muayenede göz yapısı uygun olan tüm hastalara göz içi kontakt lens uygulanabildiğini ifade eden Op. Dr. Seyrek, gözlükten kurtulmak için başvuranların öncelikle detaylı bir muayenesi yapıldıktan ve gerekli testler yapıldıktan sonra uygunluğuna karar verildiğini açıkladı. Ölçümler yapıldıktan sonra kişilere özel Fakik GİL‘in belirlendiğini söyleyen Op. Dr. Lütfi Seyrek, "Bu lensin en büyük avantajı göz yapısında bir değişikliğe neden olmadan yapılabilmesidir. Yani Fakik GİL uygulamasında korneada bir incelme, kesme, kapakçık açma ya da korneadan parça çıkarılma işlemi yoktur. Ayrıca göz içi doğal merceğe temas etmeden ve çıkarılmadan göz içine yerleştirilmektedir. Bu nedenle geri dönüşümlü bir işlemdir” şeklinde konuştu. “Ömür boyu göz içinde kalabilir” Lazer teknikleri ile düzeltilemeyecek kadar yüksek numaraları olan hastalarda rahatlıkla göz içi kontakt lensler kullanılabilir. İsmi nedeni ile günlük kullanılan kontakt lensler ile karıştırılmaması gerektiğini vurgulayan Op. Dr. Lütfi Seyrek, “Bu lens, ameliyathane şartlarında göz damlası ile uyuşturulduktan sonra küçük bir kesi yapılarak göz bebeğinin arkasına yerleştirilir ve operasyon bir göz için 8-10 dakika sürmektedir. İki göze aynı gün işlem yapılabileceği gibi bir ya da birkaç gün arayla da yapılabilir. İşlem sonrası hastanede yatışa gerek yoktur ve hasta günlük hayatına devam edebilir. Görme, genellikle ertesi gün düzelmektedir. Hastanın kontakt lenslerdeki gibi ek bir bakım yapması gerekmez. Kaşıma ovalama ile yerinden kaymaz. Ömür boyu göz içinde kalabilir. Yine hastanın kendi doğal merceği çıkarılmadan üzerine yerleştirildiği için akıllı mercekler ile de aynı işlem değildir” diye konuştu.