SAĞLIK - 17 Mayıs 2021 Pazartesi 11:59

'Boyun kitleleri multidisipliner tedavi edilmeli'

A
A
A
'Boyun kitleleri multidisipliner tedavi edilmeli'

Herhangi bir enfeksiyona bağlı olmadan iki haftadan daha uzun süredir devam eden baş ve boyundaki kitlelerde doktora başvurulması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Atila Güngör, "Boyunda beliren her kitle kötü huylu değildir ama emin ellerde tedavi edilmelidir" dedi.

Medicana Ataşehir Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Atila Güngör, hastalığa multidisipliner yaklaşılması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Atila Güngör, "Herhangi bir enfeksiyona bağlı olmadan iki haftadan daha uzun süredir devam eden baş ve boyundaki kitlelerde doktora başvurmak gereklidir. Boyunda beliren her kitle kötü huylu değildir ama emin ellerde tedavi edilmelidir" dedi.

Baş ve boyun bölgesi kitlelerden bahseden Prof. Dr. Atila Güngör, "Boyun; üstte alt çenenin alt sınırından geçen, yatay hayali hatla, altta köprücük kemiklerinden geçen yatay hayali hat arasında kalan alandır. Bu bölge yanlarda trapez adalenin ön kenarı ile ön ve arka olarak ikiye ayrılır. Pratikte ön kısma boyun denir. Boyun, hayati yapıları içermesi yanında çok zengin lenfatik ağ ve noda sahiptir. Tüm vücuttaki 900 ila bin kadar lenf nodunun yaklaşık 1/3’ü boyundadır. Bu nedenle sadece baş ve boyundaki patolojiler değil, tüm vücuttaki patolojiler (gastrointestinal maligniteler sol supraklavikuler bölgede lenfadenopati ile kendilerini gösterebilirler) boyunda lenfadenopatiye yol açabilir.

Boyundaki kitlelerin sınıflandırması önemlidir. Boyun kitleleri doğumsal, enfeksiyöz ya da tümöral olmak üzere 3 ayrı grupta incelenir. Doğumsal olanlar: Orta hatta yerleşenler tiroglossal kist, laringosel, ektopik tiroid bezi, timik kist, teratom, dermoid kist; yanlarda yerleşenler brankiyal kist/fistül, lenfanjiyoma/kistik higroma gibi kitleler olabilir. Enfeksiyöz olanlar: Enfeksiyon ya da enflamasyona bağlı olarak lenf nodunun büyümesidir. Genelde ağrılı olurlar. Enfeksiyon etkeni virüs, bakteri, parazit veya mantar olabilir.

Kaynak ağız içindeki enfeksiyonlar ya da baş-boyun bölgesi cildindeki enfeksiyonlardır. Lenf nodlarında kedi tırmığı hastalığı, tularemi, brusella ve tüberküloz gibi bakteriyel enfeksiyonlar veya aktinomikoz gibi mantar enfeksiyonları granülomatöz enfeksiyonlara neden olabilirler. Tümöral olanlar: Tiroid, tükürük bezi, larenks, ağız boşluğu, farenks, yumuşak dokular (sebase kist, dermoid kist) ve damar/ sinir yapılarına ait (hemanjiom, lenfanjiom, paraganglioma, Schwannoma, nörilemmoma vb.) iyi ya da kötü huylu tümörlere, lenfomaya, baş ve boyundaki ya da uzak bölgelerdeki (gastrointestinal sistem maligniteleri gibi) malignitelere bağlı olarak da lenf nodları büyüyebilir" ifadelerini kullandı.

Hasta öyküsünün önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Güngör, "Kitlenin ne zamandır olduğu, zamanla büyüyüp büyümediği, ağrısı, sayısının artıp artmadığı, vücudunun başka yerlerinde olup olmadığı, eşlik eden başka belirti ve bulgularının olup olmadığı (ateş, zayıflama, gece terlemeleri), son zamanlarda üst solunum yolu enfeksiyonu geçirip geçirmediği, ses kısıklığı, yutma zorluğu, kulak ağrısının varlığı öğrenilmelidir. Kedi tırmalaması, yabani hayvanlarla teması araştırılmalıdır.

Sigara-alkol zararları, radyasyon maruziyeti, hastanın çalıştığı ortam (çiftlik, arazi, sanayi) kitlenin etyolojisinde önemli parametrelerdir. Muayeneye inspeksiyon ve palpasyonla başlanır. Kitlenin yerleşimi, yapısı, hassasiyeti, çevre dokulara yapışıklığı, büyüklüğü, sayısı, üzerindeki cildin rengi, sıcaklığı, yumuşaklığı, kitlede üfürümün varlığı önemli bilgiler verebilir. Hem cilt hem mukozalar muayene edilmeli, ağız içindeki tüm gizli bölgeler incelenmeli, dil ve ağız tabanı bimanuel palpe edilmeli, tonsiller bölgedeki asimetri, submukozal ödem ve ülserasyona dikkat edilmelidir. Burun, larenks, hipofarenks ve nazofarenks rijit ya da fleksible endoskopla değerlendirilmeli, dil kökü, vallekula, epiglot ve larenksin mukozal yüzeyleri, kord hareketleri incelenmelidir. Özellikle yetişkinlerde otoskopide saptanan orta kulak efüzyonunun nazofarengeal malignite açısından önemi unutulmamalıdır. Boyun kitlesi olanlar değerlendirilirken hastanın yaşı da dikkate alınır. 0-15 yaş arasındaki hastalarda önce doğumsal ve enfeksiyöz/enflamatuvar kitleler, en son tümöral kitleler; 15-40 yaş arasındaki hastalarda önce enfeksiyöz/enflamatuvar kitleler, sonra doğumsal, en son tümöral kitleler; 40 yaş üzerindeki hastalarda ise öncelikle tümöral kitleler, sonra enfeksiyöz/ enflamatuvar kitleler, en son doğumsal kitleler akla gelmelidir.

Çocuklarda boyun kitlelerinin yüzde 90’dan fazlası benigndir. Yetişkinlerde tiroid hastalıkları hariç yüzde 80’i tümöral olup bunların da yüzde 80’i malign, malignlerin de yüzde 80’inin primeri baş ve boyundadır. Boyun kitlelerinin etiyolojisi ile ülkelerin sosyoekonomik durumları arasında da bir ilişki vardır. Gelişmekte olan ülkelerde en sık neden enfeksiyon/enflamasyonken, gelişmiş ülkelerde hijyenik koşullara bağlı olarak doğumsal ve tümöral kitleler daha sık oranda görülür" dedi.

Prof. Dr. Atila Güngör, sözlerini şöyle tamamladı: "Herhangi bir enfeksiyona bağlı olmadan iki haftadan daha uzun süredir devam eden baş ve boyundaki kitlelerde doktora başvurmak gereklidir. Tedavide bütüncül yaklaşım önemlidir. Boyun kitlelerinin tedavisi multidisiplinerdir. Her ne kadar esasen KBB hastalıkları uzmanlarını ilgilendirse de genel cerrahlar, beyin ve sinir cerrahları, kalp ve damar cerrahları, çocuk hastalıkları uzmanları, çocuk cerrahları, onkolog ve hematologlar da bu bölgedeki kitlelerin tedavisi ile ilgilenmek durumundadırlar. Tedavi nedene göre belirlenir. Damarsal olmayan doğumsal kitlelerin tedavisi, cerrahi olarak çıkarılmasıdır.

Damarsal kitlelerin bir kısmı yaşla kaybolabileceği için takip edilir, geçmeyenler yerleşimine ve büyüklüklerine bağlı olarak skleroterapi ile veya cerrahi olarak tedavi edilirler. Hasta ilk geldiğinde bariz bir neden yokken tespit edilen lenf bezi büyümesi öncelikle reaktif kabul edilip 14 günlük antibiyotik kullanımı sonrası tekrar değerlendirilir. Bu süre sonunda kaybolanlar genelde enflamatuvar lenfadenitlerdir. Tedavi ile ağrısı birkaç gün içinde azalır, lenf nodunun boyutları küçülmeye başlar ve bir müddet sonra da kaybolurlar. Özellikle sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçiren çocuklarda ele gelen lenf bezleri hem çoktur hem de boyutunun küçülmesi uzun zaman alabilir. Bazen de yıllarca mikro lenfadenit tarzında kalabilirler.

Tüberküloz gibi özel enfeksiyonlara bağlı lenf bezi büyümelerinin tedavisi daha uzun süreli ve özel bir ilaç tedavisi gerektirir. Boyundaki kitlenin nedeni iyi huylu bir tümörse tedavi cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Boyunda kitleye neden olan asıl neden baş-boyun yapılarının kanseri ise öncelikle primerinin tedavisi planlanmalı. Boyundaki kitle ya da kitlelerin tedavisi de buna göre ayarlanmalı, gerekirse diğer disiplinlerden (Onkoloji, Radyasyon Onkolojisi) yardım alınmalı, tedaviye başlamadan önce uzak metastaz olup olmadığı araştırılmalıdır. Lenfomada hasta hematolojiye yönlendirilmelidir, zira tedavi kemoterapidir. Tedavi başlangıcında 3 kural ise şöyle açıklanabilir. Hastalar beslenmelerine dikkat etmeli, çevresel kötü etkilerden uzaklaşmalı. Özellikle malignite tanısı konduktan sonra eğer kullanıyorlarsa sigara ve alkolü derhal bırakmalılar".

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Başkan İbrahim Güneş: "Rektör Kızıltoprak’a güveniyoruz, camimizin bir an önce ibadete açılmasını istiyoruz" Kütahya Çinili Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı İbrahim Güneş, zemin kayması sebebiyle 6 yıldır ibadete kapalı olan kentin simgelerinden Çinili Camii’nin bir an önce ibadete açılmasını istiyor. Güneş, Kütahya’nın simge yapılarından ve 2016 yılında vefat eden merhum Ressam Ahmet Yakupoğlu’nun eseri olan Çinili Camii’nin Dumlupınar Üniversitesine bağışlandığını hatırlattı. Güneş, caminin çinilerinin sökülmesi için yapılan iki ihalenin iptal edildiğini belirtti. Caminin duruyla alakalı DPÜ Rektörü Süleyman Kızıltoprak’ın yoğun gayret sarf ettiğini belirten Güneş, "Çinili Camimiz 2018’in ekim ayından beri kapalı. Yaklaşık 6 yıl bitti, şu an 7. yıl içindeyiz. Cami kapandığından beri üç tane rektör değişti, üç tane vali değişti. İlk rektörümüzde cami kapandıktan sonra bazı projeler yapıldı. Tam bir şeylere başlanılacak denilirken rektör değişikliği yapıldı. Tam ikinci rektörde, projelerle, ihalelerle bir şeylere başlayacak, bu sefer üçüncü rektör geldi. Şu andaki Rektör Süleyman Kızıltoprak geleli yaklaşık 8-9 ay oldu. Projeler hazırlandı, tekrar her şey sil baştan yapıldı. Her yeni rektör gelişinde her şey baştan yapılıyor. Bu son rektörümüzde iki tane ihale yapıldı, iptal oldu. Şu anda en son ihale 30 Nisan’da yapıldı. 15 günlük bir itiraz süresi var. Bu ihaleyi hangi firmanın aldığını da bilmiyoruz. Ne zaman başlanacak, ne zaman sözleşmeler yapılacak? Biz artık bıktık. Bir an evvel bu ihalelerin, projelerin yapılmasını istiyoruz. Şu anda yapılan ihale sadece çini sökümü ihalesi. Onun arkasından tekrar bir proje hazırlanacak, ihaleler yapılacak, ardından yıkım aşaması onun arkasından yapım aşaması derken, artık biz yıllarca beklemek istemiyoruz. Biz camimize kavuşmak istiyoruz. Her gün buraya onlarca yerli ve yabancı turist geliyor. Artık kimseye bir şey diyemez olduk. Yani utanıyoruz. Camimize kapalı duvarın üstünden geliyorlar, fotoğraf çekinip gidiyorlar" dedi. "İstendikten sonra bu 15 günlük süreler üç aylık altı aylık süreler kısalabilir" Caminin geleceği ile alakalı prosedürlerin asgari seviye indirilmesini isteyen İbrahim Güneş, "Mesela bundan yaklaşık 5-6 ay önce Google’a ‘Kütahya’da gezilecek yerler neresi?’ Diye yazdığınızda Çinli Cami birinci sırada yer alırdı. Şu anda yazarsanız en az 14. sırada yer alıyor, yani korkuyorum. Birkaç ay sonra artık Çinli Cami’yi göremez olacağız. Kütahya’nın bir simgesi bu cami ve Kütahya’nın bir ayıbı. Burada başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere milletvekillerinden, bütün siyasilerden, bürokratlardan destek bekliyoruz. Bu sürelerin aşılmasını istiyoruz, istendiği sürece kısalabilir. Nasıl ki deprem bölgesine bir sene içerisinde 100 bin konut yapıldı, şu 140- 150 metrekarelik Çinili Cami 6 yıldır hala yapılamıyor. Biz Rektörümüze de güveniyoruz, daha önce bu tür projelerde çalışmış şu andaki rektörümüze, Valimize de güveniyoruz ama bazı prosedürler var, süreler var, bu süreleri kısaltalım artık. Bir de şöyle bir şey var. 6 yıldır mahallemizde cenazelerimiz oluyor. Hep başka camilerden kalkıyor yani gözümüzün önünde Çinili Cami dururken başka camilerden cenazelerimiz kalkıyor. Şu anda yapılmasını istediğimiz, bir an evvel bu projelerin, ihalelerin çabuklaştırılması. İstendikten sonra bu 15 günlük süreler üç aylık altı aylık süreler kısalabilir. İstensin yeter ki. Bu caminin açılması istenirse yapılır. Neden açılmıyor, neden bu camiye bu yapılmıyor? Eğer üniversite biz bu işi yapamayacağız, beceremeyeceğiz diyorsa, devretsin Diyanete. Neden devretmiyor? Rahmetli Ressam Ahmet Yakupoğlu bu Çinili Camiyi ve bütün mal varlığını üniversiteye bağışlarken, benim malıma, mülküme, camiye, üniversiteye sahip çıkar diye bağışladı" ifadelerini kullandı. Kütahyalı ressam, neyzen ve minyatür sanatçısı merhum Ahmet Yakupoğlu’nun 1972 yılında yaptırdığı şehrin simgelerinden Çinili Camii, adeta şehrin göz bebeği durumunda. Sekizgen şeklindeki caminin dış yüzeyinin tamamı seramiklerle kaplanırken, minarenin ise Orta Asya üslubunda yapıldığı kaydedildi.
Uşak CHP Genel Başkanı Özel, Başkan Yalım’ı ziyaret etti CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Uşak Belediye Başkanı Özkan Yalım’ı makamında ziyaret etti. Uşak Belediyesini ziyaret eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i Belediye Başkanı Özkan Yalım ile Uşak CHP Milletvekili Ali Karaoba, CHP İl Başkanı Sevinç Soyer Yazgan ve partililer karşıladı. Özkan Yalım’ın makam odasında konuşan Özel, “Ben Özkan Yalım’ın örgütümüzde, milletvekilimizle birlikte çok başarılı işler yapacağını, Uşak’ın ona duyduğu güveni boşa çıkarmayacağını, bizlerin beklentilerini karşılayacağını ve her geçen gün Uşak’ta hem partimize, hem kendisine duyulan güvenin, verilen desteğin bir kat daha artacağını biliyorum. İnanıyorum. Kendisine güveniyorum. Bundan sonraki süreçte kimseyi adam kayırmacılık, akraba kayırmacılık, partizanlık olmadan, bütün Uşak’a en doğru hizmetlerin yapılacağına yürekten inanıyorum. Bundan sonraki süreçte büyük bir başarı öyküsü yazılmasını dikkatle takip edeceğiz. Bize düşen ne varsa. CHP’li diğer belediyeler, Avrupa Birliği fonlarının araştırılmasında, Belediyeler Birliği’nin yapacağı projelerle katkılarla hep Uşak’ın arkasında olacağız. Karahallı için de, Eşme için de, belde belediyelerimiz için de farklı bir durum yok. İnsanlar CHP’ye verdiği oydan pişman olmayacaklar. Memnun olacaklar. Vermeyenler bir sonraki seçim için sabırsızlanacaklar" dedi. Konuşmanın ardından tebrik ziyareti basına kapalı devam etti.