POLİTİKA - 12 Ağustos 2022 Cuma 13:01

Brezilya’nın Ankara Büyükelçisi Ceglia: 'Kafamda Türkiye her zaman kocaman bir imparatorluk olarak canlanıyordu'

A
A
A
Brezilya’nın Ankara Büyükelçisi Ceglia: 'Kafamda Türkiye her zaman kocaman bir imparatorluk olarak canlanıyordu'

Brezilya’nın Ankara Büyükelçisi Carlos Martins Ceglia, “Kafamda Türkiye her zaman kocaman bir imparatorluk olarak canlanıyordu” dedi.

Brezilya’nın Ankara Büyükelçisi Carlos Martins Ceglia, kişisel yaşamını, hobilerini ve futbol sevgisini İHA Muhabirine anlattı. Büyükelçi Ceglia, tartışmalayara yol açan Brezilya donanmasına ait Nae Sao Paulo adlı nükleer savaş gemisinin Türkiye’ye gönderilmesi işlemini de değerlendirdi.

Babasının aslen İtalyan olduğunu söyleyen Ceglia, okumayı sevdiğini, şehirleri keşfetmekten hoşlandığını belirterek, “Her üç-dört yılda bir çalıştığım şehir ve ülke değişiyor. Biraz şanssızım diyebilirim: Ben bu ülkeye geldikten bir ay sonra Covid-19 pandemisinden dolayı ilk karantina meydana geldi. Dolayısıyla şehri gezip görmek için vaktim olmadı. Havalar da bu aralar biraz sıcak” ifadelerini kullandı.

Ankara’ya gelmeden önce İstanbul’da birçok kez bulunduğunu aktaran Ceglia, “İstanbul dışında bir şehirde bulunmadım. Ankara’yı seviyorum. Ankara’daki binaları seviyorum. Gökdelenler yok. Ayrıca çok yeşil bir şehir. Her yerde ağaç ve park var. Bu yüzden Ankara’yı seviyorum” dedi.

“Kafamda Türkiye her zaman kocaman bir imparatorluk olarak canlanıyordu” diyen Büyükelçi Ceglia, “Osmanlı İmparatorluğu. Bulunduğum ülkelerin çoğunda Osmanlı İmparatorluğu daha önceden orada vardı. Bu yüzden zihnimde Türkiye hep böyle canlanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu Cezayir’den Viyana’ya kadar gitmiş. Bu yüzden bu çok büyük bir etki. İstanbul, Konya ya da Bursa’yı ziyaret ettiğinizde farklı etkileri görebilirsiniz” dedi.

"Bir barınağa gidip küçük bir yavru sahiplendim, ona ‘Haydut’ diyorum"

Büyükelçi Ceglia, doktorunun tavsiyesi üzerinde bir köpek sahiplendiğinin söyleyerek, “Burada da çok fazla sokak köpeği var. Ben de bir barınağa gidip küçük bir yavru köpek sahiplendim. Sahiplendiğimde çok küçük olmasına rağmen Anadolu çoban köpeği olduğu için daha 8 aylıkken 25 kiloya geldi. Daha da büyüdüğünde en az 40 kilo olacağını tahmin ediyoruz. Adı ‘Sherlock’ ama ben ona ‘Haydut’ diyorum. ‘Haydut’ diyorum çünkü o bir haydut” açıklamasında bulundu.

"Biz (Türkiye - Brezilya) biraz ayrılmış durumdayız"

Türkiye - Brezilya ilişkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ceglia şöyle devam etti:
“Korona virüs pandemisi yardımcı olmadı. Video konferans görüşmeleri yüz yüze konuşmak kadar etkili değil. Türkiye 2016’da darbe girişimi oldu. Bundan dolayı Türkiye de kendi iç işlerine bakmaya başladı. 2016’da Brezilya’da da Devlet Başkanı Dilma Rousseff görevden uzaklaştırıldı. Dolayısıyla Başkan Yardımcısı güçlendi. Brezilyalılar da kendi iç işlerinebakmaya başladı. Biz biraz ayrılmış durumdayız. Bakan Çavuşoğlu Nisan’da Brezilya’ya resmi ziyarette bulundu. Bir buçuk ay içinde ülkemizde seçim var. Yürütülen siyasi kampanyalar nedeniyle seyahat etme zamanı değil. Ama seçimlerden sonra iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişeceğini öngörüyorum.”

"Alex de Souza serbest bırakmanız gereken bir oyuncu"

Her Brezilya gibi futbol tutkunu olduğunu söyleyen Ceglia, Brezilya’da Botafogo’yu destekliyor. Türkiye’de favori bir takımının henüz bulunmadığının altını çizen Ceglia, “Diplomat olduğum için insanlar her zaman soruyor bunu. Ben de Türkiye’de hiçbir takımın taraftarı olmadığımı söylüyorum. Alex de Souza’nın Brezilya’da çok güzel bir kariyeri vardı ama milli takımda yoktu. Milli takımda 6-7 kere forma giydi. Bunda antrenörün de büyük etkisi vardı. Alex de Souza serbest bırakmanız gereken bir oyuncu. Sahada ne yapmak isterse onu yapan birisiydi. Ama bazı teknik direktörler ‘Hayır, sen geride kalacaksın. Şurada oynayacaksın’ dedi. Ama bir dahiyi serbest bırakılmalısınız” değerlendirmesinde bulundu.

"Brezilya limanlarını terk edemeyeceğine dair hüküm var"

,Nae Sao Paulo adlı nükleer savaş gemisinin Türkiye’ye gönderilmesi işlemine ilişkin de konuşan Büyükelçi Ceglia, “Bu durum Brezilya mahkemesinde. Bu davada da gemilerin Brezilya limanlarını terk edemeyeceğine dair bir hüküm var. Dolayısıyla mahkemenin bu hükmünü tartışmıyoruz” açıklamasında bulundu.

Mevlüt İşli - Muhammed Musab Gümüşer - Gürkan Sayın
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Metin Öztürk: “Hedefimiz 105 puan ile şampiyon olmak” Galatasaray İkinci Başkanı Metin Öztürk, Y. Adana Demirspor galibiyetinin ardından yaptığı açıklamada, “Hedefimiz tüm takımları yenerek 105 puan ile şampiyon olmak" dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Galatasaray, deplasmanda Adana Demirspor’u 3-0 mağlup etti. Maçın ardından sarı-kırmızılı takımın ikinci başkanı Metin Öztürk, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Galatasaray’ın 15 maç üst üste kazanarak bir rekora imza ettiğini belirten Öztürk, “Tabii ki rekorlar kıymetli ama bizim yolculuğumuz belli, 24. şampiyonluk için gidiyoruz. Önümüzdeki yıl Dursun Özbek Başkanımızın liderliğinde tekrar şampiyon olup 5. yıldızı takacağız. Bu tabii bir hedef. Neticede 19 kıymetli rakibimiz ile oynuyoruz” şeklinde konuştu. “12 puan daha var” 4 maçları daha olduğuna dikkat çeken Öztürk, "4 tane daha maçımız var. Demek ki 12 puan daha var. Yani hiçbir şey garanti değil. Oynayacağımız rakipler arasında küme düşme hattında olanlar var. Bizim gibi şampiyonluk yolumda yarıştığımız Fenerbahçe de var. Bir takımla oynadığınız performans ve aldığınız puanlar aslında diğer takımları da ilgilendiriyor. O yüzden biz gücümüz yettiğince sadece şampiyonluk yolunda değil tüm takımları yenerek ligi planladığımız gibi bitirmeyi hedefliyoruz” sözlerine yer verdi. "Farkı 7 puan olarak algılamak doğru değil" Farkı 7 puan olarak algılamanın doğru olmadığını ve Fenerbahçe’nin henüz maçını oynamadığını kaydeden Öztürk, “Farkı 7 puan olarak algılamak doğru değil. Şu an hala aramızda 4 puanlık bir fark var. Rakibimiz henüz oynamadı. Rakibimiz oynadıktan sonra ne olacağına bakacağız. İster 7 puan olsun, ister 4 puan olsun bizim hedefimiz 105 puan ile şampiyon olmak” ifadelerini kullandı. “Hakem kardeşlerimiz elinden geleni yapıyor, yeter ki kasıt olmasın” Metin Öztürk, ayrıca çok fazla hakem konuşmaya gerek olmadığını, ancak hakemlerin maçları yönetirken niyetlerinin önemli olduğunu kaydetti. Öztürk, “Artık bence çok fazla hakem konuşmaya gerek yok. Yunanistan’da da görüyorsunuz yabancı hakemler var. Orada da Yunan takımları bundan şikayetçi. Herkes elinden geleni yapıyor. Eminim ki hakem kardeşlerimiz de elinden geleni yapıyor. Kasıt olmasın, kötü kalp olmasın. Biz spordan da oynanan futboldan da çok memnunuz. Adana Demir ilk devre inanılmaz bir futbol oynadı. Maç iki tarafa da gitti geldi. Futbol bu, sonucun ne olacağı belli olmuyor” dedi. "Bugün harika bir Mertens resitali izledik" Dries Mertens’in önümüzdeki sezon devam edip etmeyeceğine yönelik soruya da yanıt veren Öztürk, daha sonra şunları söyledi: “Buna karar verecek olan hocamız Okan Buruk ve Başkan Vekilimiz Erden Timur. Ancak bir izleyici olarak şunu söyleyeyim bugün harika bir Mertens resitali izledik. İnanılmaz. İnsan olarak müthiş. Ümit ediyorum ki bu performansını önümüzdeki sene bizimle devam ettirir. Ama devam ettirmese de kalbimiz her zaman onunla. Takımımıza şampiyonluk yolunda diğer futbolcu kardeşlerimiz gibi çok önemli katkı sağlıyor."
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.