DÜNYA - 19 Mayıs 2013 Pazar 11:22

"Bu etkinlikte yer almak onur verici"

A
A
A
"Bu etkinlikte yer almak onur verici"

ABD'nin New York şehrinde, Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu (TADF) tarafından bu yıl 32.'si düzenlenen Türk Günü Yürüyüşüne katılan Göğüş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kerem Göğüş açıklamasında, “Türk Amerikan Derneği’nin organize ettiği bu etkinlikte yer almak bizim için onur verici” dedi.

SERTAÇ AKTAN/WASHINGTON

Amerika’da Türkiye’yi temsil ettikleri için çok mutlu olduklarını da dile getiren Göğüş, “Manhatton’da da yeni bir yatırım için, trent rezidans için çalışmalara başladık. Çokta ilerleme kaydettik. Yatırım firmalarıyla bir araya geldik. Bu kapsamda burada olduğumuz günler içerisinde çokta iyi aşamalar kaydettik burada. Ve çok yakında bu yıl Manhatton’da da trent rezidans markasını Göğüş Holding bayrağıyla burada göreceğiz. Bunun için de ayrı bir heyecan duyuyoruz” dedi.

ABD’de bu yıl 32. gerçekleştirilen Türk Yürüyüşü’ne katılan Göğüş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kerem Göğüş Türkiye’nin ABD’de yıllardır temsil edilmesinin oldukça önemli olduğunu ifade etti. Göğüş açıklamasında, “Bugün New York’ta Türkiye’nin temsil edilmesi ve yıllardır bu denli, bu kadar başarılı bir şekilde Türk Amerikan Derneği’nin organize ettiği bu etkinlikte yer almak bizim için onur verici. Göğüş Holding olarak ve burada bulunmak, bu etkinliğe destek vermekte kendimize bir görev olarak açıkçası düşündük. Bu konudan dolayı çok onurluyuz, çok mutluyuz. İyi ki buradayız. Sayın bakanımız, sayın büyükelçilerimiz, sayın milletvekillerimiz birçok değerli iş adamı, sanatçı var burada ve değerli halkımız burada, katılımcılar burada. Yani inanılmaz bir gün, inanılmaz güzel bir gün. Biz bir flot tasarladık, buradan kortejden geçiş yaptık. Bu da bizim için çok keyifliydi gerçekten. Çok gurur, onur vericiydi Türk Bayrağı sallamak burada. Ve burada bizim rezidanslarımızın bir lansmanını gerçekleştirdik. Dün gece inanılmaz güzel bir kalabalık ve iyi bir atmosferde yaptık. Türkiye’deki konutlarımızı ABD’de yaşayan Türklere ve dünyada yaşayan diğer tüm Türk vatandaşlarına tanıtma olanağı bulduk ve onlara satışları gerçekleştirdik. Bizim için bu da çok mutluluk verici” dedi.

Türkiye’de yaptıkları rezidansların ABD’de yoğun ilgiyle karşılanmasından son derece mutlu olduklarını dile getiren Göğüş, “Amerika’da, Türkiye’de, İstanbul’da yaptığımız rezidansları burada tanıtmak ve burada beğeni sağlaması, satılması, ilginin yoğun olması bize bir mutluluk kattı. Burada rezidansların baş kenti New York’tur aslında. Tüm dünyada en kaliteli rezidanslar New York’ta yapılır. Fakat biz İstanbul’da New York’taki kaliteyi, New York’taki rezidans hizmetlerinin çok daha iyisini İstanbul’da vermek için yola çıktık. İlk yaptığımız rezidansla birlikte bugün birçok trent rezidansı İstanbul’un değerli noktalarında konumlandırdık. Ve toplam 100 trent rezidansla 2500 rezidans yapıyoruz. Ve kentsel dönüşüme katkıda bulunuyoruz. İstanbul’daki çarpık, eski binaları yıkıyoruz, tüm Beşiktaş’ta, tüm Beyoğlu’nda. Bu da bizim için onur çok güzel bir şey. Kentsel dönüşüme, depreme dayanıksız binaları yok etmek ve onların yerine yeni rezidanslar yapmak gerçekten mutluluk verici” dedi.

Manhatton’da yeni yatırım için trent rezidans çalışmalarına başladıklarını da ifade eden Göğüş, “Manhatton’da da yeni bir yatırım için, trent rezidans için çalışmalara başladık. Çokta ilerleme kaydettik. Yatırım firmalarıyla bir araya geldik. Bu kapsamda burada olduğumuz günler içerisinde çokta iyi aşamalar kaydettik burada. Ve çok yakında bu yıl Manhatton’da da trent rezidans markasını Göğüş Holding bayrağıyla burada göreceğiz. Bunun için de ayrı bir heyecan duyuyoruz. Onun için de artık Amerika’da da şirketimiz artık konumlandı. Brooklyn Belediye Başkanı’yla bir araya geldik. Brooklyn Belediye Başkanı sayın Markovic gerçekten çok misafirperver, çok Türk dostu. Yaptığımız dünkü ziyarette belediye binasında gerekli tüm yardımları burada şirketimiz için, yapacağımız yatırım için tüm yardımları kendisinin de bizzat yapabileceğini söyledi. Kendisine de çok teşekkür ediyoruz. Burada değerli tüm milletvekillerimize, milletvekili adaylarımıza New york’ta Amerika’da hepsine de ayrı ayrı teşekkürlerimizi sunarız, buradaki yatırım için” dedi.

Öyle Bir Geçer Zaman Ki’nin Caroline’i Wilma Elles ise Türk yürüyüşünde yer almaktan son derece mutlu olduğunu belirterek, “Bugün New York’tayız, Manhatton’da. Biraz önce Türk yürüyüşü yapıldı, Türk Amerikan arkadaşlığı için. Ve biz böyle bir flotun üzerinde geçtik. Çok güzeldi ve ben fark ettim ki baya Türk var Amerika’da. Ve ben düşündüm Türkiye’de yaşıyorum, Alman’ım aslında çok Türk var Amerika’da yaşıyorlar. Aslında hiç fark etmez. Çünkü biz sonuçta insanız. Onun için çok güzel oldu. Türk Amerikan yürüyüşü burada BM binası önünde bitirildi ve bu binada birsürü başbakan falan bir araya geliyorlar. Biz bir dünyayız ve dünya küçük oldu. Bunu kutlamak için buradayız, çok güzeldi gerçekten. Ben zaten 4 yaşından beri oyunculuk yapıyorum. Çok seviyorum. Caroline karakteri bana inanılmaz büyük bir zevk verdi. Şimdi 3. sezon çektik, bir sürü sinema filmi çektik şimdi inşallah bir sürü roller devam ediyor. Bakıyorum heyecanlı projeler var” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hakkari Hakkari’de vatandaşlar çinko ve kurşun madenine karşı eylem başlattı Hakkari’nin Kavaklı köyünde 2007’den beri devam eden maden çalışma faaliyetlerine karşı köy sakinleri eylem başlattı.Hakkari il merkezine 50 kilometre mesafede bulunan ve bölgedeki çatışmalı süreçten kaynaklı 1995 yılında boşaltılan Kavaklı köyü halkı, 2007 yılında Karakaya Maden ile Sedex Resources Maden şirketlerinin başlattığı çinko ve kurşun madeni çalışmalarını durdurmak amacıyla Hakkari, Van ve Yüksekova’da yaşayan yüz kişilik bir grupla maden sahasına giderek eylem başlattı.Şine Köprüsü’nde nöbet tutan askerlerden izin alarak maden sahasının olduğu vadiye yürüyen grup, maden galerilerinin olduğu bölgede basın açıklaması yaptı. Maden şirketi sahipleriyle görüşmek isteyen köylüler, jandarmanın kontrolünde firma yetkililerinden iki kişi ile görüşme yaptı. Köylüler, taleplerinin kabul edilmemesi üzerine nöbet eylemi başlattı. İlk nöbeti köy sakinlerinden oluşan 40 kişilik grup tuttu.“Maden çalışmaları derhal durdurulmalı”Kavaklı köyü halk adına açıklamayı okuyan Salih Kurt, yapılan maden çalışmalarından dolayı mağdur olduklarını söyledi. Kurt, “Köyümüzün mera alanlarında bulunan maden ocağı 18 yıldır çevreye ve köylülerin yaşam alanlarına ciddi zararlar vermektedir. Maden çalışmaları nedeniyle topraklarımız kirlendi ve verimliliğini kaybetti. Su kaynaklarımız zehirlendi ve içilmez hale geldi. Hava kirliliği arttı ve solunum problemlerine yol açtı. Hayvanlarımızın otlanma alanları tahrip edildi. Köyümüzün doğal güzelliği bozuldu. Bu sorunlara rağmen maden çalışmaları durdurulmak yerine aralıksız devam etmektedir. Köylüler olarak defalarca yetkilere başvurmamıza rağmen sorunumuza çözüm bulunamadı. Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Köyümüzün ve gelecek nesillerin haklarını korumak için maden çalışmalarının derhal durdurulmasını talep ediyoruz. Köy halkı olarak Kavaklı köyü mera alanlarında bulunan maden ocağının faaliyeti derhal durdurulsun. Maden ocağının çevreye verdiği zararlar tazmin edilsin. Köylülerin yaşam alanları eski hale getirilerek maden faaliyetinin bıraktığı tahribat ortadan kaldırsın. Bölgede yeniden ağaçlandırma yapılsın” ifadelerini kullandı.Köylüler, maden ocağı önünde dönüşümlü nöbet eylemi başlatırken, jandarma da bölgede önlemlerini arttırdı.
Bitlis Ahlat’ta Filistin için yürüyüş düzenlendi Bitlis’in Ahlat ilçesinde sivil toplum kuruluşları öncülüğünde Gazze’deki saldırı ve ablukanın sonlanması, Filistin’in özgürlüğü için yürüyüş ve basın açıklaması düzenlendi. Bitlis Filistin Dayanışma Platformu öncülüğünde düzenlenen yürüyüşe yüzlerce kişi Filistin bayrakları ve çeşitli dövizlerle katıldı. İlçenin Akkoyunlu Camii önünde başlayan yürüyüşte sloganlar atılarak 15 Temmuz Çeşmesine geçildi. Burada ortak basın açıklamasını okuyan Bitlis Filistin Dayanışma Platformu Sözcüsü Emrullah Erkan, Gazze’yi unutmadıklarını ve hiçbir zaman unutmayacaklarını söyledi. Siyonist İsrail’in yaptığı soykırımı lanetlemek, Filistinlilerin yanlarında olduklarını göstermek için alanlarda olduklarını söyleyen Erkan, “Kendi yolunda cihat edenlere izzet, yolundan yüz çevirenlere zillet elbisesi giydiren Allah’a hamdolsun. Tarih boyunca haddini aşmış nice tağutları helak eden, yeryüzünün mustazaflarına özgürlük ve salih kullarına yeryüzünün verasetini vaat eden Eabbimize hamdolsun. Gazze’deki soykırım ve bütün yoksunluklara rağmen şanlı direniş 6. ayını da geride bıraktı. Altı Gün Savaşlarında bölgenin en güçlü ülkelerini dize getiren İsrail, neredeyse yirmi yıldır abluka altında tuttuğu Gazze direnişine karşı hiçbir askeri başarı elde edemedi. İnsanlık, tarih boyunca gördüğü en büyük zulümlerden birine şahitlik ediyor. Apartheid rejimi işgalci İsrail; kadın, çocuk, yaşlı ve sivil ayırt etmeksizin Gazze’de soykırım suçu işliyor. Yaşanan bu işgal ve soykırım, vicdan sahibi yürekleri kanatıyor, başta bölgemiz ve Ortadoğu olmak üzere tüm dünyanın huzuruna kast ediyor. Gazze’de şu anda on binlerce insan, yeterli gıdaya ve suya ulaşamıyor. Evet, ne yazık ki on binlerce insan 2024 yılında dünyanın gözleri önünde açlık ve susuzluk sebebiyle ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalmış durumda. Gazze; direnişiyle, şehadetleriyle ders vermeye, uyandırmaya, diriltmeye devam ediyor. İslam dünyası ise anlamıyor. Nitekim, Filistinli imam Mahmut Hasanat, hutbeye çıkarak; ’30 bin şehidin, 70 bin yaralının, 100 bin sakatın, 2 milyon evsiz ve aç susuzun uyandırmadığı, bir şey anlatmadığı bir ümmete ben buradan konuşsam ne olur konuşmasam ne olur, kamet getirin de namazımızı kılalım’ dedi ve hutbeden indi. İnsanlık için feveran, ümmet için sitem olan bu haykırışı çok iyi anlıyoruz” dedi.
Gümüşhane Gümüşhane’de son 10 günde kene vakalarında artış yaşanıyor Gümüşhane’de ilkbaharın gelmesiyle birlikte Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı vakalarında artış başladı. Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Furkan Kurt, Gümüşhane’nin de içinde bulunduğu Kelkit Vadisinin en riskli bölge olduğunu belirterek son 10 günde vaka artışları yaşandığını söyledi. Türkiye’de ilkbahar mevsiminin etkisini göstermesiyle birlikte Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı vakaları görülmeye başladı. Yılın ilk vakasının görüldüğü Gümüşhane’de ise vakalar artmaya devam ediyor. Son olarak kentte A.S. ve H.S. isimli karı koca da KKKA hastalığı teşhisiyle tedavi altına alındı. Son günlerdeki vaka artışları ile ilgili açıklamalarda bulunan Gümüşhane Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Furkan Kurt, Gümüşhane’nin de içinde yer aldığı Kelkit Vadisinin en riskli bölge olduğunu belirterek bu bölgede yaşayan insanların daha dikkatli olmaları gerektiği uyarısında bulundu. “Şu anda 3 hastaya kesin tanı koyduk” İlkbaharın gelmesiyle birlikte son 10 günde vakalarda büyük artış olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Kurt, “Hastanemize çok fazla kene sonrası başvuru olmakta ama şu ana kadar tanısını koyduğumuz 3 tane vakamız oldu. 1 tane hastamız tedavisini olup taburcu edildi, 1 hastamız hala yatıyor, 1 hastamızı da Trabzon’a sevk ettik ve durumunun iyi olduğunu öğrendik. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı keneler yoluyla bulaşmakta ve bu keneler daha çok Kelkit vadisi yani Kelkit Çayı’nın aktığı 256 kilometrelik bir hat üzerinde yoğun. Bu hat üzerinde Tokat, Sivas, Erzincan, Giresun ve Gümüşhane bulunuyor. Kenelerin aktifleştiği dönemler ilkbahar ve yaz ayları olduğu için son 10 gündür vakalarda resmen patlama var. Çok fazla başvuru oluyor hastanemize ama şu an 3 tane hastaya kesin tanı koyduk. Hastalar genellikle ateş, baş, kas ve eklem ağrısı şikâyetleri yani sanki bir üst solunum yolu enfeksiyonu gibi bulantı, kusma ve ishal şikâyetleriyle başvuruyorlar. Hastalar daha geç başvurursa bu şikâyetler kanamalarla seyredip, hastalar kaybedilebiliyor” dedi. “Gümüşhane en riskli noktalardan birisi, vatandaşlar daha çok dikkat etmeli” KKKA hastalığının kanıtlanmış bir tedavisi olmadığının altını çizen Dr. Kurt, “Bu hastalığın kanıtlanmış bir tedavisi yok. Biz destek tedavileri yapıyoruz. En önemli yol ise korunma yöntemleri. Bölgemiz de bu noktada yoğun olduğu için vatandaşların bilinçli olması gerekiyor. Riskli bölgelerde vatandaşlarımızın pantolon paçalarını çoraplarının içine koymalılar, açık renkli giyişiler giymeleri gerekiyor keneyi fark edebilmek için. Bu riskli yerlerden ayrılma durumunda hem kendilerini hem de çocuklarını kene var mı diye kontrol etmeleri gerekiyor. Kene ile karşılaşma durumunda ise eğer sağlık kuruluşuna başvurma zaman alacaksa bunun çıkarılması lazım. Çıplak elle dokunmamak kaydıyla, bir bez, bir eldiven, naylon bir poşetle kenenin vücuda tutunduğu en yakın yerden tutulup çıkarılması lazım. Kene çıkarıldıktan sonra da 10 gün boyunca hastalık belirtilerini takip ederek bunun gerçekleşmesi durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerekiyor. Kenenin üzerinde sigara söndürmek, kolonya dökmek, deterjan dökmek, yakmak kenenin kusup taşıdığı mikrobu daha fazla boşaltmasını sağlayacağından yapılmaması gereken şeyler. Keneyi hafife almadan tedbirli olmamız gerekiyor. Gümüşhane bu hastalık için en riskli bölgelerden birisi olduğu için burada yaşayan vatandaşların ilkbahar ve yaz mevsimlerinde çok dikkatli olması gerekiyor” diye konuştu.