GÜNDEM - 08 Mart 2021 Pazartesi 12:47

Bu istasyon diğerlerinden farklı

A
A
A
Bu istasyon diğerlerinden farklı

Aydın'ın Efeler ilçesinde faaliyet gösteren bir akaryakıt istasyonunun çalışanlarının tamamı kadınlardan oluşuyor. 'Kadın isterse yapar' parolası ile yola çıkan ve Aydın'da bir ilk olan kadın çalışanlar yaptıkları işle müşterilerden de takdir topluyor.

Aydın-Muğla Karayolu üzerinde bulunan akaryakıt istasyonunda akaryakıt satış görevlisi, oto yıkamacı ve market çalışanları kadınlardan oluşuyor. 25 yaşındaki iş kadını Melisa Tokat'ın işletmeciliğini yaptığı ve iş hayatındaki cinsiyet ayrımcılığına son verilen akaryakıt istasyonunda çalışan kadınlar müşterilerden de olumlu tepkiler alıyor. Özellikle kadın sürücüler tarafından en çok tercih edilen akaryakıt istasyonunda her vardiya değişiminde akaryakıt pompaları bezlerle siliniyor, markette temizlik yapılıyor. İlerleyen zamanlarda çalışan kadın sayısını arttırmayı planladıklarını ifade eden Tokat'ın masasında da ekipte yer almak isteyen çok sayıda kadının da iş başvuruları bulunuyor.

Bu istasyon diğerlerinden farklı

"Kadının eli değen her iş güzelleşir"

Aile mesleğini devam ettiren akaryakıt istasyonu işletmecisi 25 yaşındaki Melisa Tokat, kadının elinin değdiği her işin güzelleşeceğini ifade ederek, "Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Bugün tüm kadınlar için özel bir gün ama bugünün bizim için ayrı bir önemi var. ‘Kadın isterse yapar’ diyerek yola çıktık ve çok güzel işler yaptık, güzel geri dönüşler alıyoruz. Araç yıkamadan, akaryakıt satış görevlimize kadar tüm çalışanlarımız kadın. Kadın eli değen her iş güzelleşir. Bizler de buna inanarak sadece kadın çalışanlardan oluşan bir akaryakıt istasyonu açtık. 10 kadına istihdam sağlıyoruz. İş başvurularımız da oldukça fazla. Ben de bunları gördükçe çok mutlu oluyorum. Birçok kadın burada çalışmak, her işi yapabileceğini göstermek istiyor” dedi.
Hedeflerinin kadın çalışan sayısını arttırmak olduğunu kaydeden Tokat, "Başta herkes görünce şaşırıyor. Özellikle kadının araba yıkamasını yadırgıyorlar. Yıkama işi bitince de ‘başka yere gitmeyiz artık’ demeye başlıyorlar. Kadınlarımız ev temizliğini nasıl detaylı yapıyorlarsa burada da aynı şekilde özverili ve detaylı bir şekilde işlerini yapıyorlar. Önümüzdeki günlerde kadın çalışan sayımızı arttırmayı planlıyoruz" diye konuşarak tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutladı.

Bu istasyon diğerlerinden farklı

"İşlerini severek yapıyorlar"

Fönlü saçları, ojeli tırnakları ile akaryakıt istasyonunda çalışan kadın çalışanlar müşteriler tarafından önce yadırgandıklarını sonra da tebrik edildiklerini belirtti. Kadın işi diye bir işin olmadığını ifade eden akaryakıt istasyonu çalışanı Saliha Sel, "9 aydır bu istasyonda çalışıyorum. Her sabah işime severek geliyorum. Bize her gelen müşterimiz hemen hemen bu işi nasıl yapabildiğimizi soruyor. Hatta bazıları da ‘bu işi kadınlar yapamaz evinize gidip oturun’ diyenler bile oluyor. Bunun yanında buradan geçerken bizleri görüp tebrik etmek için gelen müşterilerimiz de var. Bizler de bunun sadece erkek işi olmadığını, kadınların her alanda en güzel şekilde çalışabileceğini tüm Türkiye’ye duyurmak için buradayız. İşverenimiz Melisa hanıma da bir kadın. Kendisi de bize çok büyük destek sağlıyor. Biz bu işi onun sayesinde sevdik. Kendisine bizlere iş imkanı sunduğu için teşekkür ediyorum” dedi.
7 aydır akaryakıt istasyonunda satış görevlisi olarak çalışan Gizem Uz, “İşimi çok seviyorum. Her ne kadar bu iş erkek işi gibi görünse de biz bunu tüm dünyaya kadınların her işi başarabileceğini göstermek için elimizden geleni yapıyoruz” diye konuştu.

Bu istasyon diğerlerinden farklı

"Depolar dolu, müşteriler mutlu"

Akaryakıt istasyonuna gelen kadın müşteriler ise hemcinslerinin böyle işlerde çalışmasından büyük memnuniyet duyduklarını belirterek, tüm kadın çalışanları desteklediklerini ifade cettiler.
Akaryakıt istasyonu müşterilerinden İsmail Türkal ise “Hepsinden Allah razı olsun. Erkeklerden daha üstünler, daha titizler, daha çalışkanlar ve en önemlisi de sempatikler. Buraya ne zaman gelsem bir dediğimi ikiletmiyorlar. Kadınların her alanda çalışmalarından çok memnun oluyorum. Kadınların olduğu yerde bereket olur, düzen olur. Caddenin karşısında oturuyorum, eşim her gün pencereden bakıyor buradaki çalışanları izliyor. Her seferinde o da buradakileri tebrik ediyor. Her yerde şoförlükte, sanayide kadınların olması ve kadın çalışanların çoğalması bizleri mutlu eder” dedi.

Ayrıca akaryakıt istasyonunda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla, yakıt almaya gelen bayan müşterilere kırmızı karanfil takdim edildi.

Murat Uçkaç - Onur Durmuş
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Masterler Koşu Grubu Kırmızı Periler diyarında Çeşitli mesleklerde çalışan, esnaf, akademisyen, emekli ve yöneticilik yapan 35 ile 70 yaş üzerindeki kişilerin bir araya geldiği Palandöken Masterler Koşu Grubu, bu defa Narmanlı Peri Bacaları’nda koştu. "Çılgın Dadaşlar" olarak nitelendiren grubun koordinatörlüğünü yapan Hikmet Maraşlı, “Her pazar yaptığımız sabah koşumuzu, ekip üyemiz olan Halkbank Bölge Müdürü Yardımcısı Emrullah Okumuş ve Narman Belediye Başkanı Adem Kınalı’nın daveti ile Narman Peri Bacalarında gerçekleştirdik. Amacımız; koşumuzu Peri Bacalarında yaparak, oranın doğal güzelliklerinin daha büyük kitlelere duyurulmasına katkı sağlamaktı. Bunu da gerçekleştirdiğimiz için mutluyuz. Çünkü Peri Bacalarının bulunduğu kanyon gerçekten doğa harikası bir yer.” dedi. Palandöken Masterler Koşu Grubu, Erzurum’dan 25 kişilik bir grup halinde, Narman Peri Bacalarına gitti. Sabah saat 08:00 de başlayan etkinlik, tesislerin bulunduğu alandan, seyir terasının bulunduğu noktaya kanyon içerisinden yürüyerek tırmanan koşu grubu, seyir terası noktasından aşağıya 7 km ‘lik bir koşu gerçekleştirdi. Palandöken Masterler Koşu Grubu daha sonra Narman Belediye Başkanı ile yaşam boyu spor ağırlıklı kısa bir sohbet toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda, Narman’da uzun soluklu, gelenekselleştirilecek bir yarı maraton ya da ultra maraton düzenlenmesi konusunda fikir alışverişinde bulunduklarını ifade eden Hikmet Maraşlı “Bu konuda Belediye Başkanının da olumlu düşünceleri var, kendileri konu üzerinde çalışma yaparak gerektiğinde Palandöken Masterler Koşu grubunuzun da tecrübelerinden faydalanacaklarını anlattılar. Daha sonra Erzurum’a dönüş yaptık. Tüm katılımcı arkadaşlarımızla birlikte, böyle otantik bir ortamda yürüyüş ve koşu yapmanın mutluluğunu yaşamış olduk.” şeklinde konuştu.
Antalya Arıcıların yeni favorisi avokado ve muz balı İlkbahar aylarının gelmesiyle beraber Antalya’nın Alanya ilçesinin yüksek kesimlerimde arı kovanı bakımı dönemi başladı. Kovanlardaki petekleri yenilemeye başlayan arı yetiştiricileri yeterli balın olmadığını kontrol ettikten sonra faaliyetlerine başlıyor. 436 tane arıcının olduğu öğrenilen Alanya’ya ilçe dışından da gezginci arıcılar gelirken, bahar döneminde ilçede konakladıktan sonra dönem sonunda ayrılıyorlar. Zengin bir floraya sahip Alanya’da arı yetiştiricileri tarafından toplanan yayla, püren, badem, dağ çileği balının yanı sıra bu dönem avokado ve muz balı ön plana çıkıyor. Avokado ve muz balının Türkiye’de çoğunlukla Alanya’da olduğunu belirten arı yetiştiricileri bu bal türleri üzerinde çalışmalar yapıldığını dile getirdi. “Zirai ilaçlama arıcılar için çok büyük tehlike” Alanya İlçe Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Rüzgar ve Antalya Arıcılar Birliği Danışmanı Kemal Öztürk, ilkbahar arı kovanı bakımı hakkında bilgiler verdi. İlçe Tarım ve Orman Müdürü Rüzgar, Alanya’daki arıcı sayısı ve ilçeye dışardan gelen arıcılar ile ilgili konuşarak, “Alanya gerek bitki örtüsü gerekse atmosfer olsun ciddi anlamda arıların ve arıcıların konakladığı, arıcılık üretiminin yapıldığı bir yer. Alanya’da 436 tane arıcı var. Bunlar 100 kovan ve üzeri olan arıcılar. Diğer illerden 500’e yakın gezginci arıcı geliyor. Bunlar da Alanya’da konaklayıp, kendi bölgelerine dönüyorlar. Bahar dönemine de girdiğimiz için arıcılar hem kovanlarının hem ekipmanlarının bakımlarını yapıyorlar. Biz de bu konuda teknik sağlıyoruz. Ekiplerimiz sürekli arıcıların yanında. Kovanların, arıların bakımlarını gerçekleştiriyorlar. Arıcılar bitki florasından yararlandığı için özellikle bahçe, tarla, sera olduğu bölgelerde zirai ilaçlama yapıyorlar. Bu arıcılar için çok büyük tehlike. Bitkisel üretim yapan üreticileri uyardık. İlaçlama yaparken gerekli tedbirleri alarak ilaçlama yapılması konusunda bilgilendirdik” dedi. "Kovanlara petek vererek arıları ilave hasat yöntemiyle geliştiriyoruz” Demirtaş Mahallesi’nde arı yetiştiriciliği işiyle uğraşan Antalya Arıcılar Birliği Danışmanı ve Selçuk Üniversitesi Hadim Meslek Yüksekokulu Mezunu Arıcılık Teknikeri Kemal Öztürk, ilkbahar aylarının gelmesiyle kovan bakımlarının başladığını belirtti. Bu dönemde arıların güçlenip kovanlarında bal yapacak düzeye geldiğini ifade eden Öztürk, avokado ve muz balının Türkiye’de Alanya bölgesinde bulunduğuna dikkat çekti. Kovan bakımıyla ilgili konuşan Öztürk, “Kovan bakımının ilk döneminde ana arı balı var mı yok mu kovanın yeterli besin stoku olup olmadığı kontrol edildikten sonra arılarımız destekleme şuruplarıyla beraber faaliyetlerini artırıyorlar. 10’lu kovanlar doldukça petek istedikçe kovanlara petek vererek arılarımızı ilave dediğimiz hasat yöntemiyle geliştirmeye çalışıyoruz” dedi. “Arılar güçlenip kovanlar bal yapacak düzeye geliyor” “Bu yılki bahar çalışmalarımıza başladık. Şimdi zaman itibarıyla yayla hazırlığına başlıyoruz. Ocak ayının 10’u gibi çalışmalarımız başlıyor” diyerek sözlerine devam eden Öztürk, “Bizler de ana arı kontrolümüzden sonra kovanlarımızda yeterli bal olup olmadığını kontrol edip yılın ilk aracılık faaliyetine başlıyoruz. Alanya’da ilk çiçeklenme Ocak ayının 20’si itibariyle badem ağaçlarının çiçek açmasıyla başladı. Arılarımız da yılın ilk yavrulama dönemine başlıyor. Böylece arılarımız güçlenip, kovanlarımız bal yapacak düzeye geliyor. Bu dönemde badem ağacından sonra avokado, narenciye, yaban bitkisi olarak sandal ya da dağ çileği olarak da bilinen ağaçların çiçek açmasıyla nektar verimi zirveye çıkıyor ve arılarımız çok güzel bir gelişmeyle beraber yıla hazırlanır. Nisan ayının gelmesiyle yayla hazırlığına arıcılarımız başladı. Daha yüksek baharın erken geldiği bölgelere göç edip arılarını geliştirmeye çalışıyorlar” diye konuştu. “Avokado ve muz balının üretilebileceği alanlarda çalışma başladı” Alanya’da son dönemde avokado bahçelerinin yapılmasıyla ve muz yetiştiriciliğiyle beraber avokado ve muz balının yetiştiğini de vurgu yapan Öztürk, Muz balı üzerinde Arıcılar Birliği’nin çalışmalar yaptığını ifade etti. Öztürk, "Anadolu balları arasında sıralamaya girmeye başladı. Son yıllarda geniş alanlara avokado ve muzun ekilmesiyle avokado ve muz balının üretilebileceği alanlar başladı. Alanya’da halk arasında dağ çileği olarak da bilinen sandal balı yetiştiriliyor. Arı yetiştiriciliği ve bal konusunda zengin bir flora çeşitliliği var. Aynı zamanda ikliminde ılıman geçmesinden dolayı 12 ay aracılık faaliyeti yapılabilecek bir bölge. Muz balı henüz yeni yetiştiriciliğine başlandığı için arıcılar birliği bu konuda gereken çalışmayı yapıyor. Muz meyvesinin sağlık açısından zenginliği herkes tarafından biliniyor. Bir muz meyvesini andıran lezzet aroması olan bir bal. Ilıman bir iklime sahip olduğu için Anadolu’nun diğer bölgelerinden de göçer arıcıların kış bakımı amacıyla yoğun olarak geldiği bir bölge. Yerli arıcılar olarak 40 bin civarında koloni var. Anadolu’nun diğer illerinden gelen arıcılarla beraber 70-80 bin dolayına yükseliyor” şeklinde konuştu.
Mersin MEÜ, ’sıfır atık belgesi’ alan üniversiteler arasına adını yazdırdı Mersin Üniversitesi (MEÜ), yürütülen çalışmalar sonucunda Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi’ni aldı. MEÜ tarafından gerçekleştirdilen Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi başvurusu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünce incelenerek onaylandı. Sürdürülebilir kalkınma hedefleri çerçevesinde kaynakları korumak, atıkları kontrol altına almak, geri dönüştürülebilir atıkları ekonomiye kazandırarak tasarruf sağlamak, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak amacıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı nezdinde başlatılan ’Sıfır Atık’ projesi kapsamında yapılan başvuru sonucunda, MEÜ Çiftlikköy Yerleşkesi Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi’ni aldı. Adını, sıfır atık belgesi alan yükseköğretim kurumları arasına yazdıran MEÜ’nün çevreye verdiği değer de böylelikle tescillenmiş oldu. "Örnek bir üniversite olmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz" Yeşil Kampüs çerçevesinde kapsamlı çalışmalar yürüttüklerini belirten Rektör Prof. Dr. Erol Yaşar, "Sürdürülebilir Çevre Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Sıfır Atık Komisyonu tarafından yürütülen çalışmalar neticesinde, Temel Seviye Sıfır Atık Belgesini almaya hak kazandık. Bu süreçte büyük emekleri bulunan Prof. Dr. Yağmur Uysal, Doç. Dr. Osman Orhan, Doç. Dr. Zeynep Görkem Doğaroğlu ve Entegre Çevre Bilgi Sistemi yetkilisi Tufan Yıldız’a özverili çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum. Sıfır Atık Belgesi ile çevreye duyarlı ve bu alanda farkındalık oluşturma konusunda örnek bir üniversite olmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz" dedi.