GÜNDEM - 24 Eylül 2020 Perşembe 10:31

Bu merkez, koronalıların ihtiyaçlarını karşılıyor

A
A
A
Bu merkez, koronalıların ihtiyaçlarını karşılıyor

Adana'da, İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde hizmete giren ‘Covid-19 Çağrı Merkezi’, test sonucu pozitif çıkan vatandaşların ve kendilerinde hastalık şüphesi olduğunu belirten vatandaşların, mobil müdahale ekibiyle ihtiyaçlarını karşılıyor.

Adana Halk Sağlığı Hizmetleri Başkan Yardımcısı Emine Aygül Yeni, “Bu çağrı merkezinde de pozitif olan vatandaşların ihtiyaçları için aramalarını bekliyoruz. Vatandaşların, Covid-19 dışı ihtiyaçlar için ve sosyalleşmek, eğlenmek için bizi meşgul etmemesini temenni ederiz” dedi.

Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüsle mücadele hız kesmeden sürüyor. Ülkemizde de dün 72 kişi virüsten vefat ederken, bin 767 kişiye tanı konuldu. Toplamda 308 bin 69 kişi ülkemizde korona virüse yakalanırken 7 bin 711 kişi de hayatını kaybetti.

Korona virüsle mücadelede başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere her geçen gün vatandaşa faydalı olması için ek hizmetler devreye alınıyor. Bunlardan birisi de ‘Covid-19 Çağrı Merkezi’. Birçok ilde kurulan çağrı merkezlerinden biri de Adana’da İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde kuruldu. Merkez, '03224551313' numaralı hattan Covid-19 şüphesi taşıyan vatandaşlara, 5'i doktor toplam 52 personelle 7 gün 24 saat kesintisiz hizmet sunuyor.

Bu merkez, koronalıların ihtiyaçlarını karşılıyor

“Endişe ve taleplere çözüm buluyoruz”
Adana Halk Sağlığı Hizmetleri Başkan Yardımcısı Emine Aygül Yeni, kentte açılan merkezle vatandaşlara Covid-19 sürecinde en iyi hizmeti sunmaya çalıştıklarını İHA muhabirine anlattı.

Covid-19 ile ilgili tüm sorunlara bu merkezde çözüm bulunduğunu belirten Yeni, “Adana’da korona virüsle ilgili vatandaşlarımızın sorabileceği tüm sorulara cevap veriyoruz. Amacımız pozitif hastalarımız ve temaslılarımızın öncelikli olmakla beraber tüm vatandaşlarımızın korona virüsle ilgili problemlerine çözüm bulmak. Vatandaşlar sıklıkla bizi, verdikleri testin sonucunu öğrenmek için, pozitif olan hastalar süreçlerinin ne zaman sonuçlanacağını ve ne zaman işe döneceklerini öğrenmek için arıyorlar. Temaslı olan kişiler işlerine nasıl devam edip, raporlarını nasıl alacaklarını öğrenmek için arıyorlar. Rapor taleplerini alıyoruz, onun dışında da her soruya cevap veriyoruz. Hastanın hastanedeki işlemleri sırasında ilaçlarını alıp almadıklarını, tekrar hastaneye yatıp yatmamaları gerektiği konusunda endişe ve taleplerine çözüm buluyoruz” diye konuştu.

“Ciddi ihtiyaç ve talepler için aranıyoruz”
Vatandaşın her türlü soruyu sorduğunu belirten Emine Aygül Yeni, “Komik sorulardan ziyade vatandaşlardan ihtiyaç soruları geliyor. İşe gidemediği sürede gündelik işçi olanlar ne yapacaklarını soruyor. Bu tür talepleri de baştan beri gerekli yerlere ileterek çözüm bulunmasını sağladık. Buradan hastanelerimize rapor için, ilaç için ve evde doktorlu ekiplerimize de evde bakım için talep oluşturuyoruz. Komikten ziyade ciddi ihtiyaç ve talepler için aranıyoruz” ifadelerini kullandı.

Bu merkez, koronalıların ihtiyaçlarını karşılıyor

“Konaklama problemini çözüme kavuşturuyoruz”
Anne ve babanın korona virüs testinin pozitif çıkması durumunda evde eğer çocuk varsa onun bakımının sağlanması için de Covid-19 çağrı merkezinin devreye girdiğini anlatan Adana Halk Sağlığı Hizmetleri Başkan Yardımcısı Emine Aygül Yeni, “Şu an bu tür bir problemimiz yok ancak geçen Mart-Nisan ayı gibiydi ailenin yakınları yoktu ve olanlar da çocuğa bakmak istememişlerdi. Biz de onları Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İl Müdürlüğümüzün bünyesindeki yurtlarda ağırladık, bakımları orada yapıldı. Şu anda da konaklama sorunu yaşayan ve kurallara uymayan pozitif vatandaşlar için KYK yurtları hizmete girdi. Konaklama problemi olduğunda devletimizin imkanları dahilinde çözüme kavuşturuyoruz.”

“Pozitif olan herkesin denetimi yapılıyor”
Evde karantinada olması gereken vatandaşın telefonunu evde bırakıp dışarı çıkma durumuyla da bazı zamanlar karşılaştıklarını vurgulayan Yeni, şunları söyledi:

“Vatandaşın izolasyona uymama durumu söz konusu. Vatandaşın izolasyona uyması konusunda tam anlamıyla bilgilendiriyoruz ve onayını alıyoruz. Filyasyon ekiplerimizin başlattığı işlemleri akabinde aile hekimlerimizin ve arama merkezindeki çalışanlar vatandaşları arıyor. Hem sağlık durumlarını kontrol ediyor hem de izolasyona uyup uymadıkları yönünde bir takım sorular sorarak bunu tespit ediyor. Bunun dışında İlçe Salgın Denetim Merkezi (İSDEM) üzerinden vakaların evlerinde olup olmadıkları tespit ediliyor. Evde ziyaret ediliyorlar ve ayrıca ihbarlar değerlendiriliyor. İzolasyona uymayan vatandaşlarımızın takibi bu şekilde yapılıyor. Bunun dışında da kolluk kuvvetlerinin GBT sorgusunda izolasyonu olan kişiler ‘Covid-19 takipte’ diye çıkıyorlar. Bu uyarısı olup dışarı çıkan kişiler cezalandırılıyor.”

“7 gün 24 saat buradayız”
Vatandaşlara gereksiz çağrı yapmamaları konusunda da uyarılarda bulunan Emine Aygül Yeni , “Bütün acil çağrı merkezlerinde en iyi hizmeti sağlamak için sunucuları o hizmetin dışında meşgul etmemek gerekiyor. Tıpkı 112 gibi ihtiyacımız dışında aramamız gerek. Bu çağrı merkezinde de pozitif olan vatandaşların ihtiyaçları için aramalarını bekliyoruz. Covid-19 dışı ihtiyaçlar için ve bizim vatandaşlarımız sosyalleşmeyi sever, sosyalleşmek için, eğlenmek için bizi meşgul etmemesini temenni ederiz. Covid-19 ile ilgili tüm çağrıları yanıtlamak için 7 gün 24 saat buradayız” dedi.

Umutcan İşledici - Elif Ayşenur Bay

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla Büyükşehir Belediyesi okçularından büyük başarı Muğla Büyükşehir Belediyesi okçuları Samsun’da düzenlenen şampiyonada bireysel ve takım olarak 1 altın, 1 gümüş, 1 bronz madalya kazandı ve başarılı sporcular, Milli Takım seçmelerine katılma hakkı kazandı. Samsun’da gerçekleşen 2025 Avrupa Salon Okçuluk Şampiyonası’nda Muğla Büyükşehir Belediyesi okçularından Emircan Haney bireysel kategoride Türkiye Şampiyonu olarak altın madalya kazanırken, Songül Lök aynı kategoride gümüş madalya ile ikinci oldu. 2025 Avrupa Salon Okçuluk Şampiyonası’nda yarışarak başarı elde eden ve baraj puanlarını geçen Emircan Haney, Hazal Burun ve Songül Lök Milli Takım seçmelerine katılmaya hak kazandı. U-21 takımında ise Ecesu Demircan, Duru Kaya ve Tanem Topuz’dan oluşan bir diğer takım Türkiye üçüncüsü olarak bronz madalya kazandı. Başkan Aras, “Okçularımız Muğla’mızı gururlandırmaya devam ediyor” Sporcuları tebrik eden Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, “Muğla Büyükşehir Belediyesi sporcularının bu önemli başarıları, kentimizi gururlandırdı. Milli takıma seçilerek Avrupa Şampiyonası’nda ülkemizi başarıyla temsil edeceklerine inancım tam. Ülkemizi, Muğla’mızı uzun zamandır gururlandıran okçularımızı yetiştiren antrenörleri Dr. Ejder Sözen’i ve başarılı okçularımızı tebrik ediyorum. Bundan sonraki turnuvalarda sporcularımızın başarılarının devamını diliyorum”
Gaziantep Bu sürahiden su içmek 40 bin TL Gaziantep’te 44 yıldır bakır işleyen 55 yaşındaki Kamil Şingin, el emeğiyle yaptığı sürahileri 40 bin TL’ye satıyor. Gaziantep’teki tarihi Tütün Hanı’nda 44 yıldır bakıra hayat veren usta Kamil Şingin, el emeği ve ustalığıyla dikkat çekiyor. Bakırcılık mesleğine çocuk yaşlarda başlayan Şingin, geleneksel yöntemlerle işlediği bakır ürünlere sanatsal bir boyut kazandırıyor. Ustanın özellikle el işçiliğiyle hazırladığı sürahiler, zarif detayları ve estetik görünümüyle hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Her bir sürahi, günler süren bir emeğin ürünü olarak, 2 bin TL’den 40 bin TL’ye alıcı buluyor. “Ürünlerin hepsi yılların birikimi ” Mesleğe 1980 yılında başladığını anlatan bakır ustası Şingin, “Mesleğe 1980 yılında Gaziantep Kalesi’nin yakınında, bakırcıların bulunduğu bir bölgede başladım. Tamamen bir tesadüf sonucu oldu. Yaz tatiliydi ve bir işimiz olsun diye çalışmaya başladık. Bir de baktık ki, 44 yıl geçmiş. Burada genellikle bakır üzerine el işi yapıyoruz. Müşterilerimizin taleplerine göre sanatsal ya da mutfak eşyaları üretiyoruz. Yaptığım ürünlerin tamamı el emeğiyle, kendi tasarımlarım. Bu kadar çok ürünü bir araya getirmek bir günde olacak iş değil; hepsi yılların birikimi ve emeğiyle ortaya çıkmış, kaliteli ürünler” dedi. “2 bin TL’den başlıyor ve 40 bin TL’ye kadar çıkabiliyor” 40 bin TL değerinde olan özel sürahilere talebin olduğunu söyleyen Şingin, “Sürahiler yapıyorum. Bunlar işçiliğine ve tasarımına göre farklı fiyatlarda oluyor. Sürahiler 2 bin TL’den başlıyor ve 40 bin TL’ye kadar çıkabiliyor. 40 bin TL değerinde olan özel bir sürahi, sanat ve işçilik açısından yüksek bir değere sahip. Bu fiyat yalnızca bir eşya için değil, aynı zamanda bir sanat eserine olan değer için veriliyor. Yaptığım ürünlerin her birinin alıcısı farklı. Örneğin, 40 bin TL’lik bir sürahinin alıcısı ayrı, 2 bin TL’lik bir sürahinin alıcısı ayrı oluyor. Her ürün, kalitesine ve işçiliğine göre talep görüyor. Bu işte matematik bilgisi ve estetik algı çok önemli. Örneğin, bir motifi çizebilmek için enlem ve boylam çizgilerini doğru bir şekilde belirlemek gerekiyor. Motifin geniş alandan dar alana kadar simetrik bir şekilde işlenmesi şart. Eğer bir yerde ölçü tutmazsa, işçilik doğru olmaz. Bu yüzden doğaçlama yeteneğinizin ve görsel algınızın da iyi olması gerekiyor” şeklinde konuştu. “Bakırın kalitesi ve kalınlığı da işçilik açısından büyük önem taşıyor” Bakır sürahilerin fiyatının kalitesine göre belirlendiğini ifade eden bakır ustası Şingin, “Ürünlerde kullanılan bakırın kalitesi ve kalınlığı da işçilik açısından büyük önem taşıyor. Örneğin, 0.80 mikron kalınlığındaki ince bir bakıra bu kadar detaylı işçilik yapmak mümkün değil. Bu tür ince bakırlar dayanmaz ve işçiliği kaldırmaz. Ancak 160 mikron kalınlığındaki bir bakır sürahi üzerinde bu detaylı işçiliği yapabiliyoruz. Bir ürünün tamamlanma çalışma şartlarına bağlı. Örneğin, ‘15 günde bitiririm’ dersiniz, ancak o an psikolojiniz ya da şartlar uygun olmaz. Bu tür sürahiler genelde 20 günde tamamlanıyor. Emeğin ve sabrın ürünü olan bu işler, sonunda sanat eserine dönüşüyor” diye konuştu.
Ankara Palandöken: “Adil rekabet ortamı oluşmadan fiyatlar düşmez” Piyasada adil rekabet ortamı oluşmadığı sürece fiyatların düşmesinin mümkün olmadığını söyleyen TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Enflasyonu düşürmeyle ilgili hedeflenen gelişmelerin sağlanabilmesi için önemli olan kuralların belirlenmesi ve yol haritasının çıkarılmasıdır. Esnaf ve sanatkârın rekabet edebilmesi için şartların oluşmasının sağlanması lazım. Gelişmiş ülkelerde bu mesele halledilebiliyor ancak burada zincirler, hiper marketler, gross marketler derken piyasadaki denge bozuluyor” dedi. “Herkes kendi işini yaparsa memleket rahatlayacak” Herkes kendi işini yaparsa memleketin rahatlayacağını ifade eden Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Esnaf sanatkârın mahallesinde, sokağında caddesinde rekabet edebileceği ortamlar hazırlanmalı. Benim sermayem var istediğim işi yaparım ama karşılığında da kimsenin mani olmayacağı bir alan açarım mantığı yanlış. Örneğin kışın lastik satacaksınız, ilkbaharda boya malzemesi, hırdavat satacaksınız, işiniz olmayan her meslekteki ürünü siz satmaya gayret edeceksiniz. Dünyada böyle bir sistem yok. Dolayısıyla bütün piyasa hâkimiyetini ele aldıklarında esnaf ve sanatkar gibi babasının işini yapan, aynı meslekten gelen insan kalmıyor. Fırını ben yapacağım, ekmeği ben satacağım, balığı, eti, tavuğu ben satacağım diyorlar. Halbuki bunların hepsinin bir arada satılması doğru değil. Kuralı olan şeyler. Ama ben her şeyi satarım çamaşır, terlik, cam suyu, otomobil zinciri, kırtasiye ürünleri, deniz yatağı vs. derken çok sayıda sektör bitiyor. Piyasada fiyatların geri çekilebilmesi için hükumetin almış olduğu tedbirlerin desteklenmesi lazım” diye konuştu. “Özel markalı ürünler diğer büyük markaları da yok ediyor” Büyük marketlerin sattığı özel markalı ürünlerin 50-60 yılda markalaşan firmaları da yok ettiğine değinen Palandöken, “Aynı marka deyip bir harfini veya üç harfini değiştirerek satılan, kendi dükkânınızın amblemini koymak suretiyle kendi ürünlerinizi pazara getirmek 50-60 yılda markalaşan firmaların da yok olmasına neden oluyor. Bu konunun halledilmesi ve bir an evvel diğer ülkelerde nasıl oluyor, nerelere açılıyor, hangi koşullarda açılıyor, rekabet şartları oluşuyor mu, otoparkları var mı bunların bulundukları alanlardaki esnafın çalışma hayatını etkiliyor mu diye sorulması lazım. Birçok semtte görüyorsunuz bir tane limon almak isteseniz bir file almanız gerekiyor. Hem israfa neden oluyor hem fiyat istikrarsızlığına hem de o işi yapan insan kalmıyor. Bunların hepsinin birden satılan bir alan şekline getirdiklerinde haksız rekabet oluştuğu için iş yerlerini kapatmak zorunda kalan onlarca, yüzlerce esnaf iş kolu değiştiriyor” şeklinde konuştu. “Eskisi gibi 50 yıllık işletmeler kalmadı” Mahalle esnafının neredeyse 2-3 yılda bir el değiştirdiğini söyleyen Palandöken, “Eskisi gibi 50, 60, 80 yıllık iş yerleri dikkat ederseniz kalmadı. En fazla esnafın dayanabileceği ölçekte çevrenize bir bakın kasabınız, manavınız, konfeksiyoncunuz, ayakkabı tamirciniz 2-3 yıl içerisinde mutlaka el değiştiriyor. Öte yandan böyle bir haksız rekabetin karşısında fiyatları düşürmek mümkün değil. Bir kuralın koyulması lazım. Açma kapama saatleri, otoparkların oluşmasının sağlanması ve o şartların temin edilmesi yoksa ben yaptım mantığıyla enflasyonun düşmesi mümkün değil. Adil rekabet ortamı, kaliteyle ve o semti tanıyan, alışveriş yaptığınızda sizin ağzınızın tadını bildiği, kendi yemediğini yedirmeyen esnafla ancak mümkün olur” ifadelerini kullandı. (BC-ŞG-E)