İzmir'in Aliağa ilçesinde Namık Kemal İlköğretim Okulu'nda meydana gelen olayda bir öğrenci öğretmeninin verdiği ceza nedeniyle ikinci kez kememelik yaşamaya başladı. Çocukları K.E.Y'ın henüz altı yaşındayken okula başladığı Aliağa Atatürk İlköğretim Okulu'nda görev yapan A.A. isimli öğretmeni tarafından yanlış okuduğu için arkadaşlarına yuhalatıldığını ve o günden sonra travma geçirerek üç gün konuşmadığını söyleyen baba S.Y, "Oğlum o tarihten sonra psikolojik tedavi gördü. 3 gün konuşamadı. Daha sonra kekeme olarak konuşmaya başladı. Biz de uzun uğraşlar ve tedaviler sonunda kekemeliğini de tedavi ettirdik" dedi.
Tedavinin ardından çocuğunu Aliağa Namık Kemal İlköğretim Okulu'na kayıt yaptırdığını belirten baba S.Y şöyle konuştu, "Tam herşey yoluna girmişken, bu defa öğretmeni ceza vererek oğlumu tahtada tek ayak üstünde durma cezasına çarptırmış. Tuvaletinin geldiğini söyleyen oğluma öğretmen tuvalet izin vermeyince o da arkadaşlarının gözü önünde altını ıslatmış" dedi.
Durumu oğlunu okul çıkışında çocuğu almaya gidince fark ettiğini belirten baba S.Y, öğretmenden şikayetçi olduğunu belirtti. Aliağa Kaymakamlığı'na gelen Baba S.Y, öğretmen M.B.'yi Kaymakam Emir Osman Bulgurlu'ya şikayet etti. Çocuğuna verilen cezanın çok ağır oludğunu belirten baba S.Y, "Ben çocuğu okuldan aldıktan sonra eve gitmek üzere birlikmte yürümeye başladık. Oğlumun altının ıslak olduğunu gördüm. Soru sorduğumda cevap veremedi. Kekelemeye başladı. Oğlumun tedavini yaptırmışken, yeniden başlayan bu kekemelik beni çok büyük bir üzüntüye boğdu. Bu nasıl bir eğitim sistemi ki küçücük çocuk arkadaşlarının gözü önünde altına yaptırılıyor ve küçük düşürülüyor. Bu çocuk bu nedenle konuşma zorluğu çekiyor ve psikolojik tedavi görüyor" diye konuştu. Bunun üzerine Aliağa Kaymakamı Emir Osman Bulgurlu yaşanan olayla ilgili soruşturma başlatıldığını ve gerekenin yapılacağını söyledi.
ÖĞRETMEN ALTINI ISLATAN ÖĞRENCİYLE DALGA GEÇTİ
Aliağa Namık Kemal İlköğretim Okulu 4/B sınıfı öğrencileri de olayı doğrulayarak, İngilizce Öğretmeni Mesut Bağönü'nün arkadaşları K.E.Y'a tek ayak üzerinde durma cezası verdiğini söyledi. K.E.Y'ın öğretmenden tuvalete gitmek için izin istediğini belirten sınıf arkadaşları, öğretmenin K.E.Y'a izin vermediğini bunun üzerine altına ıslattığını söylediler. Bir öğrenci, "Arkadaşım K.E, tahtada tek ayak üstünde duruyordu. Öğretmen tuvalete göndermedi, o da altını ıslattı" dedi. Başka bir öğrenci ise arkadaşları K.E.Y'ın 3 ders boyunca altı ıslak şekilde derslere girdiğini ve havanın soğuk olması nedeniyle üşüdüğünü söyledi.
Anne N.Y ise,"Bu bir cinayettir. Bir çocuk arkadaşlarını gözü önünde altına ıslatana kadar tek ayak üstünde bekletiliyor. Bu nasıl bir eğitim anlayışıdır ki bu öğretmen altını ıslatan çocuğa, 'ArtIk tuvalete gidebilirsin' diyerek dalga geçiyor.
Bizim çocuklarımız nasıl bir eğitim sistemine emanet. Bu çocuğun geleceğini kimse düşünmüyor mu? Erken konuşan, bir yaşında cümleler kuran zeki bir çocuğun sistemin eğittiği ve sorumlu olduğu insanlar tarafından kekeleyen, özgüveni olmayan bir insan haline getirilip, geleceğini ve bu ülkenin geleceğini yok sayma cesaretini gösteren bu sözde eğitimcilerden kim hesap soracak. Eğer biz anne-baba olarak her birine teker, teker mahkeme açarak bunu sorgulayacaksak o zaman benim devletim ve kurumları nerede? Şayet onlar varlıklarını göstermiyorsa, orman kanunlarına mı başvurmamız gerekiyor? O zaman hukukun üstünlüğü nerede? Devletin adaleti nerede? Biz eti eksik tartan kasabı, altını pahalıya satan kuyumcuyu, rüşvet alan memuru şikayet etmiyoruz.
Biz ülkesine yararlı olabilecek, sağlam temele sahip bir insanın yaşamı ile oynayan insanları ve onları kollayan çürümüş işleyişi sorguluyoruz. Bizim hassasiyetimizi, ulaştığımız kurumlardaki içinde -insana saygı- olacağına inandığımız bireylerin varlığına inandığımız için yazıyoruz. Lütfen varlığınızı gösterin, ve geleceğe bakarken çocuğumuza inanç ve umut aşılayabilelim. Oğlumuza geri zekalı damgası vurmaya kalkanlara karşı bir çeşit savunmaya geçerek ne yazık ki üzülerek söylüyorum altı yaşında bir çocuğa zeka testi yaptırdık ve 128 IQ çıkan seviyesiyle farklı olduğunu gördük. Bugün yapılan bu davranışla bir cinayet işlenmektedir. Genç bir insanın hayatıyla oynanmaktadır" diyerek tepki gösterdi. Aliağa İlçe Milli Eğitim Müdürü Yakup Tatlıcı gerekli incelemenin yapılacağı talimatı verdiklerini ve konunun hassasiyetle araştırılacağını belirtti.
4/B sınıfı öğretmeni Hülya Hamarat olayı doğrulayarak; "Benim dersim yoktu. Olayı öğrencilerden duydum K.'a sordum ve ailesini çağırmak istedim ancak evde olmadıklarını söylediği için bundan vazgeçtim" dedi. İddiaların hedefi haline gelen İngilizce Öğretmeni Mesut Bağönü, yaptığının yanlış olduğunu belirterek; "On günlük öğretmenim yaptığım yanlış olabilir özür dilerim" diyerek K.E.Y'ın babası S.Y'dan özür diledi. Ücretli öğretmen olarak on gün önce göreve başlayan öğretmen Mesut Bağönü'ün sözleşmesinin feshedildiği öğrenildi.
