GÜNDEM - 20 Kasım 2017 Pazartesi 21:38

Bu proje hem doyuruyor, hem eğitiyor

A
A
A
Bu proje hem doyuruyor, hem eğitiyor

Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde; Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu öğrencileri teneffüslerde meyve yiyerek, hem vitamin depoluyor, hem de dürüstlüğü öğreniyorlar.

Okul idaresinin başlattığı proje ile öğrencilerin hem sağlıklı beslenmesi, hem de doğruluk ve dürüstlük gibi duygularının geliştirilmesinin hedeflendiği belirtiliyor.

Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı tarafından yurt genelinde 3 yıldan bu yana sürdürülen ‘Beslenme Dostu Okul Projesi ‘ kapsamında öğrencilerin beslenme alışkanlıklarını değiştirmek isteyen ve bu yönde bir ekip oluşturan okul idaresi, oluşturulan meyve dolabı ile ilk adımı attı.

Okul girişine konulan meyve dolabının çeşitli mevsim meyveleri ile doldurulmasıyla başlayan projede, raflardan istediği meyveyi seçen öğrenciler, yedikleri meyvenin ücretini dolabın yanındaki kumbaraya atıyor.
Hiçbir kamera ve öğretmen tarafından takip edilmeyen öğrenciler, böylece hem sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanırken hem de tükettiği ürünün bedelini ödemeyi, doğruluğu ve dürüstlüğü öğreniyor.

İlk teneffüsten itibaren dolap önünde kuyruk olan öğrencilerin bu uygulamadan son derece mutlu oldukları gözleniyor. Günde ortalama 40 kg meyvenin tüketildiği okulda, bazı öğrencilerin birbirlerine meyve ısmarlaması, bazılarının ise paralarını birleştirip meyve alıp paylaşmaları, parası olmayan öğrencilerin de istediği meyveyi alıp ertesi gün kumbaraya ödünç aldığı meyvenin parasını atması ilginç görüntüleri de beraberinde getiriyor.

İlginç bir eğitim projes


Projenin amacının hem öğrencilere sağlıklı beslenme alternatifleri sunarken hem de dürüstlük duygusunu ve kendilerine emanet edilen bir dolabı koruma sorumluluğunu geliştirmek gibi bir kaç amacının olduğunu belirten Okulun Sosyal Bilgiler Öğretmeni Erhan Çiftçi; “Biz öğretmen arkadaşlarla birlikte oluşturduğumuz havuzda biriktirdiğimiz paralarla meyve alıp yiyorduk. Sonrada öğrencilerimizin sağlıksız beslendiğini gördüğümüzde, onlara da böyle bir alternatif sunmak istedik. Bu projeyi her beraber başlattık. Bununla ilgili bir komisyon oluşturduk arkadaşlarımız ve idarecilerimizle. Proje geliştirdik, fikirlerimizi birleştirdik ve ortaya böyle bir sonuç çıktı. Şimdi çocuklar, teneffüs saatlerinde bu dolaptan istedikleri meyveleri seçiyorlar. Dolabın hemen yanındaki kumbaraya parasını atıyorlar. Çocuğun o an için parası yoksa gelip dolaptan istediği meyveyi alıyor. Bir başka gün getirebiliyor parasını. Çocukların birbirlerine meyve alıp ısmarladıklarını yada paralarını birleştirip ortaklaşa meyve aldıklarını gözlemliyoruz. Tabi bu durum ise pek çok güzel duyguyu pekiştirdiği için biz eğitimcileri hoşnut ediyor. Burada bu sayede pek çok olumlu duygu birlikte yaşanıyor. Sadece görünen kısmıyla değil, arkasında çok güzel duygular var bunun” dedi.

Öğrencilere güveniyorlar

Okulun Müdür Yardımcısı Mustafa Tahta ise; “Okul dediğimiz yer sadece dört duvar arasında yapılmaktan çıkmış durumda. Biz de bu kapsamda, ‘Dürüstlük Projesi’ olarak da nitelediğimiz projemizle öğrencilerimize mevsim meyvelerini yıkayıp, hazırladığımız dolaba bu meyveleri koyuyoruz. Bu meyvelerin en tazesini buluyoruz. Buna karşın da öğrencilerimize bu meyveleri çok cüzi bir para karşılığında veriyoruz. Bu uygulamayla velilerimizden çok olumlu tepkiler aldık. Hatta veliler, dolabı doldurup, öğrencilerin her gün bu meyveleri yemelerini sağlamayı teklif ettiler. Öğrencilerimizin bu meyveleri alıp tüketirken hiçbir denetim yada kontrol yapmıyoruz. Biz öğrencilerimize güveniyoruz. Burada biz işin maddi boyutunda değiliz. Bizim için bu işin sürekliliği önemli. Zaten çoğunlukla kumbarada toplanan paralar koyduğumuz meyvelerin parasını karşılamıyor. Gerisini biz öğretmenler karşılıyoruz. Ama bizi asıl mutlu eden öğrencilerimizin dürüst davranmaları. Onlara güvendiğimiz için de onlar bizim güvenimizi boşa çıkarmıyorlar. Sürekli olarak dolaptan aldıkları meyvelerin parasını kumbaraya atıyorlar. Zaten bizde meyve dolabını okulumuzun güvenlik kameralarının hiç görmediği bir noktaya koyduk. Hiçbir zaman da dolabı hiçbir öğretmenimiz kontrol etmiyor. Çünkü öğrencilerimiz şunu çok iyi biliyorlar; eğer kumbaraya para atılmayacak olursa, bunun devamlılığı olmayacak ve uygulama devam etmeyecek. Öğrencilerimiz de bu güzel uygulamanın sürmesi için bu küçük ücreti ödüyorlar” diye konuştu.

Öğrenciler memnun

Öğrencilerden; Deniz Uzun, İlteriş Kağan Perinçekli, Derya Çalık, Alperen Adıgüzel ve Ayşenur Yazıcıoğlu da uygulamadan duydukları memnuniyeti ifade ederek, söz konusu projenin diğer okullara örnek olmasını dilediler. 

Suat Salgın
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa CBÜ’den Filistin için haykıran Amerikalı öğrencilere destek İsrail’in Filistin’e karşı saldırılarına tepki gösteren ABD’li öğrenci ve akademisyenlerin gözaltına alınmasını kınayan Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) yönetimi, öğrenci ve akademisyenlere destek vermek amacıyla basın açıklaması düzenledi. Manisa CBÜ yönetimi, İsrail’in Filistin’e uyguladığı insanlık dışı saldırılara ve ABD’li akademisyen ve öğrencilerin İsrail’in saldırılarına karşı gösteri düzenlerken gözaltına alınmalarına tepki göstererek, basın açıklaması yaptı. Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörlüğünce Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Yerleşkesi alanında saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Kur’an-ı Kerim tilavetinin okunduğu basın açıklamasına ellerinde Türk bayrağı ve Filistin bayrağı taşıyan çok sayıda öğrenci ve akademisyen destek verdi. “Bireysel tepkilerini gösteren kendi vatandaşlarına dahi tahammül edemiyorlar” Basın açıklamasında konuşan Manisa CBÜ Rektörü Prof. Dr. Rana Kibar, “Maalesef ki içinde yaşadığımız 21. yüzyılda inşa edilen ortak insani değerlere, ilkelere ve normlara rağmen tüm dünyanın gözü önünde yine bir insanlık dramının yaşandığına tanıklık ediyoruz. Ekim ayında başlayan ve 7 aydır devam eden İsrail saldırılarında 15 bini çocuk, 10 bini kadın olmak üzere 35 binden fazla sivil vatandaşın katledilmesi karşısında vicdan sahibi her insan gibi kahroluyoruz ve ah ediyoruz. Dünya devletlerinin İsrail’in zulmü karşısında sessiz kalmaları, dahası katliamları destekleyen politikalar benimsemeleri birer akıl tutulmasına dönüşmüştür. Şüphesiz batının bu iki yüzlü tutumu bizler için yeni değildir. Akan kan Müslüman kanı olduğunda Doğu Türkistan’da, Arakan’da, Hocalı’da, Bosna’da, Kıbrıs’ta sözde medeni Batı’nın bu iki yüzlülüğünü biz hep gördük, hep yaşadık. Ancak İsrail’in saldırılarının sergilediği vahşet ve ortaya çıkan soykırım tablosu öyle ağır olmuştur ki; Batı toplumlarında farklı din, dil, ırka sahip olsa da benzer vicdana sahip her kesimden vatandaşın tepkisini çekmiştir. Kendi yönetimlerinden umudunu kesen Batılılar, insan olmanın ve vicdan taşımanın gereğini yaparak hem İsrail’e hem kendi ülkelerine tepkilerini bireysel eylemlerle dile getirmeye başlamıştır. Yıllarca bize medeniyet nutukları atan batı ülkelerinin çıkarları için bir soykırım karşısında sessiz kalmaları yetmezmiş gibi bireysel tepkilerini gösteren kendi vatandaşlarına dahi tahammül edemedikleri de görülmüştür. Siyonizm odaklı vahşet karşısında tepki gösteren Amerikalı öğrencilere yönelik baskı ve şiddet de bu durumun tüm dünya halkları tarafından görülmesini sağlamıştır” dedi. Filistin’e destek gösterileri düzenleyen öğrencilere karşı ABD polisinin üniversiteleri işgal ettiğini dile getiren Rektör Kibar, “ABD’de çok sayıda kampüs polisler tarafından işgal edilmeye başlamıştır. Son 3 haftadır yaşanan süreçte 2 binden fazla akademisyen ve öğrenci orantısız güç kullanılarak şiddete maruz kalmış ve ağır ceza suçluları gibi ters kelepçe ile göz altına alınmıştır. Manisa CBÜ ailesi olarak yaşanan bu süreci kabul edemiyor, tüm inancımızla reddediyor ve ABD ile İsrail yönetimlerine sesleniyoruz; sadece Gazze’deki masum sivilleri değil, aynı zamanda insanlık vicdanını, onurunu, evrensel hukuku, insan haklarını, medeniyet değerlerini ve normlarını da katlettiğinizi görün ve bu zulmü durdurun artık. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır şiarını benimseyerek tüm gücümüz ve kararlılığımızla ABD ve İsrail yönetimleri tarafından sürdürülen bu zulmün karşısında olduğumuzu çok net bir şekilde bir kez daha haykırıyoruz” diye konuştu. Manisa Valisi Enver Ünlü ise yaptığı açıklamada, “Filistin yarım asırdan fazla bir süredir vahşetin en şiddetlisini yaşandığı bir yer haline geldi. Biz bu coğrafyadan çekildikten sonra bu başladı. O tarihten beri de gözyaşı dinmedi. Siyonist İsrail ve gözü dönmüş eli kanlı cani Netanyahu, Refah kentine de saldırıların da çok yakında başlayacağını açıkladı. Dünyanın gözü önünde çok büyük bir katliam, çok büyük bir acı yaşanıyor. Bütün dünya buna sessiz. Ancak başta Amerikalı öğrenciler, Avrupa’da sivil toplum kuruluşları çok büyük bir mücadele veriyorlar. 2 bin 500 Amerikalı öğrencinin gözaltına alındığını, baskıya ve zulme uğratıldığını, çok sayıda akademisyenin görevden el çektirildiğini üzüntüyle öğrendik. İnsanoğlunun hayal gücünü zorlayan, merhamet duvarlarını tarumar eden bu vahşet karşısında maalesef dünya kamuoyu görmez, duymaz, konuşmaz olmuştur. Gazze’de yaşananlar başta olmak üzere, bu insanlık dramına gerek yurtiçinde gerek yurtdışında en şiddetli tepkiyi veren yine aziz milletimiz ve devletimiz olmuştur. Dini farklılıklar sebebiyle zulme maruz kalan ve en çok da savunmasız kadınların ve çocukların hayatını kaybettiği bu vahim hadiseler, insan olma şuuruna erişmiş her vicdanı derinden yaralamıştır” dedi. Basın açıklamasına Manisa Valisi Enver Ünlü ve eşi Sema Ünlü, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rana Kibar, Manisa Vali Yardımcısı Erhan Günay, Manisa İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Uğurelli, protokol üyeleri, akademisyenler, öğrenciler katıldı.